hesabın var mı? giriş yap

  • 11.000 tl maaş alan biri nasıl kadıköy veya çevresinde oturabilsin? galiba patron olunca böyle oluyor, çalışan kesimin maddi sıkıntılarını göremiyor, anlayamıyor, fark edemiyor oluyorsunuz. ayrıca neden kadıköy? günümüzde artık ulaşım kolay, avrupa kıtasından bile gelmek max 1.5-2 saat.
    neyse daha da yazardım da başlık bariz bir şekilde troll başlık olduğunu belli ediyor :)

  • kemal kılıçdaroğlu cümlesi. keşke diyoruz tabii de öyle olmuyor işte.

    "o yoksul insanların vergileri ile kendine 1000 odalı saray yapıyorsun. o sarayı chp iktidarında odtü’ye tahsis edeceğiz. bu iktidar bitmiştir. lüks içinde yaşıyorlar. gırtlaklarına kadar dolara boğulmuş durumdalar. benim derdim onlar değil. bu ülkedeki işsiz insan. her evde tencere kaynayacak. "

    link

  • yılmaz hocam selamlar. özür dileyerek söylemem gereken bir şey var.
    sizden nefret ediyorum..

    yanlış hatırlıyor olabilirim ama 1998 ya da 1999 yıllarıydı. 10 yaşlarında falanım. o zamanki ismini hatırlamıyorum ama şimdiki adıyla çanakkale dardanelspor'u çalıştırdığınız dönem.

    8-12 yaş altyapı futbolcu seçmeleri yapılacak. babamları güç bela ikna edip; çanakkale'ye geldim. yol bilmem, iz bilmem. nasıl heyecanlıyım bir görseniz. laf aramızda kendime de çok güveniyorum.
    o zamanlar; şimdiki gibi saat başı otobüs yok tekirdağ'dan çanakkale'ye. sabahın köründe çanakkale'de olmuştum çok iyi hatırlıyorum. tam 6 saat tek başıma bekledim.

    ismini hatırlamıyorum ama sarı uzun saçları olan bir altyapı hocası vardı. siz sanırım o dönem a takımı çalıştırdığınız için; futbolcu seçmelerinde o görevliydi. belki de futbolcuydu, emin değilim. nejat mı, necdet mi öyle tuhaf bir ismi vardı. (necdet diyelim.)

    önce 12 yaş grubunun maçı oynandı. hocam görseniz; nasıl da yeteneksiz çocuklar. bir çoğu top sürmekten aciz. taş çatlasın 1 ya da 2 çocuk vardı dikkat çeken. onlar da zaten hemen kenara çağrılıyor ve iletişim bilgileri isteniyordu.

    sonra 11 yaş grubunun seçmeleri yapıldı. ülke futbolunun şu anki halinin tek sorumlusu bu yaş grubu olabilir hocam. ben bu kadar yeteneksiz bir topluluğu bir arada hiç görmedim. izledikçe heyecanım artıyor, izledikçe kendime daha çok güveniyordum. hepsi rezalet. o sarı saçlı altyapı hocası bile sıkıldı izlerken, o derece kötüler.

    ve nihayet sıra bize geldi. 1988 doğumlular. siz bilmezsiniz; bu nesil insanlık tarihinin en şanssız neslidir hocam.
    dünya kupası oynanır mesela. 7'den 70'e herkes ekran başındadır, sadece bizim nesil izleyemez. biz o saatlerde liselere giriş sınavı için ter döküyor oluruz. kosta rika maçının ikinci yarısına yetişmek için; geleceğini feda eden şanssız bir nesiliz biz.
    sınav sistemi değişir örneğin, yine bizi vurur. bedelli çıkar, sadece bizi kapsamaz. işte öyle tuhaf bir nesiliz.

    neyse hocam.
    turuncu formalı takımın orta sahasındaydım. maça başlayalı daha 1 dakika olmamıştı ki; tesislerin kapısından içeri girdiniz ve necdet hocayı yanınıza çağırdınız. necdet hoca da maçı bırakıp; hemen yanınıza koştu. tam bir yalakaydı.

    ''boyron hocom.''

    ve ben o gün hayatımın topunu oynadım yılmaz hocam. 4 tane gol attım, çalımlamadığımın da hatrı kaldı. ama izleyen yoktu be hocam. sahaya dönüp bir kere olsun bakmadınız. bakmadığınız gibi; bakanı da engellediniz. hayatımı mahvettiniz hocam, futboldan soğuttunuz. eğer o gün yarım saat daha sabretseydiniz; belki de bugün milan'da oynuyordum hocam. ama şimdi? milan maçında 2.5 gol üstü olsun diye bekliyorum.

    sahi hocam!! neydi o kadar önemli olan?

  • dün akşam saatlerinde mardinli askerlik arkadaşımın teyit ettiği bilgi.

    çorum osmancık'ta bulunan 13 milyar dolarlık osmancık pirinci haberi ile beraber okumlandığında, midye dolma piyasasını tamamen disrupt edecek bir gelişme.

    exciting bir haber. umarım yakın zamanda anamur'da bulunan 16 milyar dolarlık limon rezervinden gerekli pay bu taraf için kullanılır.

  • normal bir durum.
    dünyada 200'ün üzerinde zehirli yılan türü var. türkiye'de ise 15 civarı.
    bunların ikisi zaten az zehirli, insanı öldürmez. diğerleri de aşırı zehirli değiller. sokulma durumuna karşı her yılan türü için ayrı antivenom* tutmak gerekiyor. bunları uygun koşullarda saklamak büyük dert.
    bu nedenle sağlık kuruluşları sadece kendi bölgelerindeki yılanların antivenomlarını bulundurur.
    türkiye'deki zehirli yılanların %90'ı engerek türüdür. dolayısı ile ülkemizde bu türün antivenomu vardır.
    yılanlar soğuk hayvanlar, görünce insanın tüyleri diken diken oluyor ama bilinenin aksine yılan saldırgan bir hayvan değildir. yuvasının yanında değilseniz, üzerine basmazsanız, öldürmeye, yakalamaya çalışmazsanız durduk yere insana saldırmazlar.
    son olarak zehirli bir yılanla gösteri yapıyorsan antivenomunu kendin yanında taşıyacaksın. her şeyi devletten beklemeyeceksin.

  • hayatı kontrol etmeye çalışan, belirsizliğe tahammül edemeyen ve geleceğe hapsolmuş insanların hastaligi.

    anksiyete bozukluğu tanısı almış kişilerin ebeveynlerinden biri sıklıkla kaygılıdır ve ruhsal öyküde tamamlanmamış yas, zorunlu göç gibi hikayelere sık rastlanır.

    psikoterapiden çok fayda görürler. ilaç tedavisi gerekli olduğunda bile, farmakoterapi muhakkak psikoterapiyle eşzamanlı yürütülmelidir.

  • ingiliz yargıç gece yarısı parktan geçen kızı korkutan adama 7 yıl 7 gün hapis verince şaşıran gazeteciler sormuşlar:

    - adam kıza elini bile sürmedi, kaçan kızın çığlıklarına yetişenler de adamı yakaladılar. bu 7 yıl 7 gün çok değil mi?

    yargıcın cevabı hukuk tarihine geçecek düzeydedir:

    - kızı korkutmanın karşılığı 7 gündür. 7 yıl, ingiliz kızlarının gece yarısı parkta dolaşma özgürlüklerine saldırmanın cezasıdır.

    (bkz: geç gelen adalet, adaletsizliktir)