hesabın var mı? giriş yap

  • - orhan abi ikinokta yetmez abi bi de parantez ekleyecen gülmek için, :) yani
    - ben gözlerimle gülüyorum sadece : yeter bana... nası göndercez şimdi bunu
    - send'e bas abi

  • bayraktar ile uzaktan yakından alakasının olmadığını düşündüğüm durum.

    ukrayna para verdi de aldı bayraktar'ı.

    ab ülkeleri ücretsiz javelinler, nlawlar yolluyor. uçaklar veriyor. bu açıklama onlara karşı olmalı.

    d: ukrayna ile savaştan önce bir işbirliği yapıldı. ukrayna motor verecek, kendisi de üretebilecekti. rusya'nın yaptığı açıklama savaş başladıktan sonra onlara temin edilen silahları kapsamakta.

  • söyleyeceği şeyi dolandırmada usta, ima yapmada işinin ehlidir:

    - seni buraya hangi rüzgar attı nina? yoksa "ağır" ve "pirinçten" bir rüzgar mı? ha?
    - nicholas'ı pirinç mumlukla benim mi bayılttığımı ima ediyorsun?
    - bilmiyorum nina, sen ne dersin, ha?

    hep böyle bir alaycı hava, abuk subuk imalar... hep böyle bir küçük dağları ben yarattım, siz de şans eseri oradan geçiyormuşsunculuk... "bilmem, sence de öyle mi?" 'ler, lafı şakacıktan bir tarafından anlıyormuşçuklar... cukcuklar, cikcikler...

    - bir içki hazırlamamı ister miydin richard? hah hah... ister misin?
    - evet, lütfen. sert olsun.
    - sert diyorsun... pirinçten bir mumluk gibi sert...
    - nicholas'ı benim bayılttığımı mı ima ediyorsun?
    - senin bayılttığını ima ettiğimi de nerden çıkarıyorsun?
    - ya kafasına ben vurmuşum gibi sürekli imalar bakışlar filan atıyosun...
    - nicholas'ın sadece bayıldığını biliyorduk richard... kafasına vurulduğunu değil! hah ha! kendin söyledin!

    sanki totoşuna vurulsa bayılacak nicholas, heralde kafasına vuruldu. bunu bilmiyor mu? tabi biliyor. ama tehditkar, alaycı, karşısındakini tiye alan, her an patlamaya hazır bir bomba imajını sarsacak bir hata yapmaması lazım.

    - sana bir şey itiraf edeceğim daniel. nicholas'ı ben bayılttım.
    - ne? sen mi? o zaman kaç bölümdür ne diye ima üstüne ima yapıyorsun? hasta mısın kuzum?
    - kuzun? kuzu mu? hah... pirinçten ve ağır bir kuzu heykeli mi ha? kuzu şeklinde bir mumluk mu?
    - rahatsızsın olm sen.

  • abiden gelen mesajda acık ev adresi yazılmış, kendi evimin adresi. mesaj okunduktan sonra tarafımdan aranır;
    -abi birşey anlamadım? yanlışlıkla gönderdin heralde.
    -yoo doğru, evin yolunu unuttun da onu tarif edeyim dedim.

  • dostoyevski'nin dediği gibi;

    "bu devir, sıradan insanın en parlak zamanı; duygusuzluğun, bilgisizliğin, tembelliğin, yeteneksizliğin, hazıra konmak isteyen bir kuşağın devridir. kimse bir şeyin üzerinde durup düşünmüyor. kendisine bir ülkü edinen çok az. umutlu birisi çıkıp iki ağaç dikse herkes gülüyor: 'yahu bu ağaç büyüyünceye kadar yaşayacak mısın sen?' öte yanda iyilik isteyenler, insanlığın bin yıl sonraki geleceğini kendilerine dert ediniyorlar. insanları birbirine bağlayan ülkü tümden yitti, kayıplara karıştı. herkes, yarın sabah çekip gidecekleri bir handaymış gibi yaşıyor. herkes kendini düşünüyor. kendisi kapabileceği kadar kapsın, geride kalanlar isterse açlıktan, soğuktan ölsün, vız geliyor."

  • rtük'ün yaptığı az sayıdaki doğru işlerden biri.

    şeker fabrikalarının kapatılmasıyla memlekete sokulacak ne idüğü belirsiz şeker türlerini içeren zehirli gıdalara çocukların alışması bir nebze engellenmiş olur böylece.

    cipsin ve kolanın zararları da ortada zaten.

    şurası bir gerçek ki yediğimiz abur cuburlar glikoz-fruktoz şurubundan dolayı aşırı tatlı. erken yaşlarda bu tada alışmak kişiyi şekere bağımlı hale getiriyor.

    toplum sağlığı adına yapabileceğimiz en iyi şeylerden biri çocukları şekerden (özellikle kötü şekerden) uzak tutmak. reklamların yasaklanması bu yolda önemli bir adım.

    edit:

    1. lostunfinalbolumu uyardı, yasak sadece çocuk kanalları ve programları için geçerliymiş. başlangıç için bu da iyi. ileride tüm tv yayınları için geçerli olmasını dilerim.

    http://www.trthaber.com/…i-yasaklaniyor-357650.html

    2. yasakçı zihniyet ve seçim özgürlüğü bağlamında karşı çıkış bildiren arkadaşlar var.

    bebeklerin ve çocukların beslenmesinde seçme özgürlüğüne dayanan "demokratik" tavır doğru mudur? bilinçli hangi anne-baba çocuğunun lezzetli ama çok sağlıksız yiyecekler yemesini ister? şeker fabrikalarının kapatılmasına elbette karşıyız, bize kötü şeker içeren gıdalar yedirmeye çalışıyorlar. ama şekerin her türlüsü zaten sağlıksız değil mi?

    çevremde çayı şekersiz içen çocuklar var, bu çok güzel bir şey. yani bu mesele küçük yaşlarda edinilen beslenme alışkanlığı ile doğrudan ilgili. gıda konusunda toplumsal bilinçlenme için bu karar sağlam bir farkındalık yaratabilir.

  • einstein'ın insanların ancak %2'sinin çözebileceğini(%98'inin çözemeyeceğini!*) iddia ettiğini iddia eden birilerinin naklettiği bulmaca. kaynak gösterilmediği için bu sorunun einstein'a ait olup olmadığı konusunda işkillenme hakkı saklı tutulmaktadır.

    intro.
    1) beş tane ev var hepsi ayrı renk.
    2) her evde oturanın ayrı bir uyruğu var.
    3) hepsi de ayrı bir içecek içiyor, ayrı bir hayvan besliyor ve ayrı bir marka sigara içiyor.
    4) bu beş insanın hiçbir diğerinin yaptığını yapmıyor. yani sigarası ayrı, içeceği ayrı, beslediği hayvan ayrı ve evi ayrı.

    arm.
    1) ingiliz kırmızı evde oturuyor.
    2) isveçlinin köpeği var.
    3) danimarkalı çay içiyor.
    4) yeşil ev tam beyaz evin solunda duruyor.
    5) yeşil evin sahibi kahve içmeyi seviyor.
    6) palmall sigarası içenin bir kuşu var.
    7) ortadaki evde oturan süt içmeyi seviyor.
    8) sarı evde oturan dunhill sigarası içiyor.
    9) norveçli birinci evde oturuyor.
    10) marlboro içen, kedisi olanın yanındaki evde oturuyor.
    11) atı olan insan, dunhill sigarası içenin yanındaki evde oturuyor.
    12) winfield sigarası içen, birayı seviyor.
    13) mavi evin yanında norveçli oturuyor.
    14) alman rothmanns sigarası içiyor.
    15) marlboro içenin komşusu su içiyor.

    solo
    balık kime aittir?

  • yo yo gol atan futbolcu gibi değildir bu adamın hissettikleri, yaşadıkları. 25 metreden sert ve falsolu vurduğu şut direkte patlamış, seyirciyi gaza getirmiş, rakip defansı korkutmuştur artık bu oyuncu. vuruştan sonra şannsızlara, ezilmişlere sıcak bakan bütün insanlar bu topçuyu destekler. izleyen herkes "ah koçum bi dahaki sefere, zaten bu da harikaydı, arkandayız, seninleyiz" mesajını verirken, top direkten döndükten sonra bir saç düzeltme, bir dudak bükme, kafayı hafif yana çevirme, talihe küsme hareketleri görülür ki bu oyuncuyu daha da yüceltir.

    o şuttan sonra kafasını yavaşça öne eğip defansa doğru yavaşça hareketlenirken herkese yeni ümitler doğurur, koşmaya başladıkça siyah beyazlaşan ekranda kalan tek renk o futbolcudur. sımış olduğu yumrukları, geniş omuzları ve kendinden emin koşuşuyla görev yerine dönerken kendisine çarpan omuzları hissetmez.. kader ona vurmuştur ama yıkamamıştır... artık daha kararlı daha isteklidir. parmak uçlarında koşacak bir aslandır adeta.. o emindir herkesin kendisine baktığından ve inandığından... o sırada kendisine seslenen takım arkadaşına kulak verir:

    -pas versene ororspuuuuu çocuğuuuuuuuuuuuu