hesabın var mı? giriş yap

  • gerçekten çok zalim olabilir.

    bir arkadaşın annesi, komşusunun gelini kanser olunca şöyle bir şey söylemişti:

    "yazık kadına, oğlunun evliliği bitti. o hasta kız artık ne eve ne çocuklara bakabilir, adama da yazık"

    böyle bir gaddarlık ve kadın düşmanlığı zor bulunur.

  • ev sahibine ders vermek isteyen kiracidir. evet, ampülü söküp goturmek biraz ucuz kaliyor ama evde oturdugu surec icerisinde ev sahibi tam bir hiyar ise cok iyi yapmistir. eger eve girildiginde ev bir virane iken ev sahibi yapmasi gereken hicbir seyi yapmamissa, tuttugu evi cok sevdigi icin onu evi yasanabilir ve hatta muthis hale getiren kiraci ise, ev sahibi denilen hiyar hicbir seye elini uzatmadigi gibi her ay aksatilmadan aldigi kiranin artisini beklemis ise, buna karsilik her yil kanunun ongordugu sekilde bekledigi artisi almis olmasina ragmen daha fazlasini talep etmek icin kiracisini avukat araciligi ile taciz ettiyse, kiraci cikip giderken degil ampülü, yaptirdigi her seyi mentesesine, vidasina kadar söker goturur. kullanip kullanamamasinin hicbir onemi yok, kapinin onundeki cope atar, eskiciye verir ama ev sahibine yar etmez. hayat dersi: herkese hak ettigi sekilde davranilir.

  • daha önce yazılmış ama ben de şunu şuraya koymak istiyorum: https://www.youtube.com/watch?v=up0tis6jvse

    "aganigi naganigi" ikilemesini dilimize (dilimize derken günlük konuşma dilimize arkadaşlar, güzel türkçemize değil) sokmuştu bu reklam ilk çıktığında. ilginç şekilde; etrafımda kimsenin duymadığı, kullanmadığı, sözlükte de yazmayan ama kimsenin de ne anlama geldiğini anlamakta da hiçbir zorluk çekmediği bir ikilemeydi. o zamana kadar duyan bilen yoktu ama bu reklamda duyduktan sonra herkes neyi ifade ettiğini bir çırpıda anlamıştı. ve reklamdan sonra da bir süre de ağzımıza takılmıştı. muhtemelen kuru yemişin direkt mala gittiği(bkz: direk mala gider) bilgisini halk arasında yaygınlaştıran reklam budur. hatta daha da abartıyorum, bu reklamdan sonra artık bir daha fındığın reklamının yapılmasına ihtiyaç kalmamıştır çünkü fındık kolektif hafızanın derinliklerine direkt mala giden gıda olarak kazınmıştır. reklam sektörünün kendi çapında en büyük başarılarındandır.

  • "açık sözlü olmak iyidir. en kötü ihtimalle sonradan kaybedeceklerini en başta kaybedersin."

    hayat felsefesi yapılası bir söz. kaybetmek degil, fazlalıklardan kurtulmaktır belki de...

  • "beşinci günün şafağında beni bekleyin. şafakta doğuya bakın." diyerek gandalf'ın unutulmaz bir katkıda bulunduğu repliklerdir.

  • based on a true story..
    kahramanımız otoyolda makas atarken* bariyerlere çarpar. olay mahallinden geçmekte olan ekip otosundan bir polis iner, yaklaşır:
    - sen mi yaptın bu kazayı?
    - evet abi.
    - ulan bu nasıl kaza? böyle kaza mı yapılır? sana ceza kesmek yetmez, kursa da gönderecem seni.
    - abi yapma etme babam sıçar ağzıma, zaten öğrenciyim vaktim yok...
    - kes lan!
    - abi hiç olmazsa biri olsun, hem kurs, hem ceza.. insaf ama..
    - seç birini o zaman..
    - seçemem ben abi, sen seç.
    - peki, kura çekelim o zaman..
    polis iki parça kağıt koparır, birine "kurs", diğerine "ceza" yazar.
    - çek şunlardan birini..
    kahramanımız olayın yavşamakta olduğunu farkeder..
    - abi, bir tane de benim hakkım olsun, bir kağıda da "af" yazıp koysan..
    - hadi lan!
    - abi yapma etme..
    - peki lan
    polis bir kağıda da "af" yazar.
    - çek bakalım.
    şanslı kahramanımız "af" yazılı kağıdı çeker..
    - bak abi allah da istemiyormuş.
    - allahın adını karıştırma, sittir ol git şimdi..