hesabın var mı? giriş yap

  • saoirse ronan'ın harika bir oyunculuk sergilediği, 1950lerin amerikasını renkli kıyafetler, dekorlar, beyaz tenli kadınların kırmızı rujlarıyla şahane yansıttığı, içimi ısıtan, ara ara hüzün katan bir film.
    irlandalı din adamlarının son derece yardımsever ve duyarlı olmaları, kendi insanını korumaları, destek olmaları kendilerine saygı duymamı sağlamıştır (spotlight gerçeğine rağmen).
    aşkın kişiyi nasıl güzelleştirdiğini, hüznüne neşe kattığını, umutsuzluğuna umut olduğunu bir kez daha göstermiştir.
    eksik bulduğum tek tarafı 50lerin irlandası hakkında (siyasi-ekonomik-sosyokültürel) özet geçmemiş olması. neden kalifiyeli elemanlar iş bulamıyor, neden toplumun yarısı amerika'ya göç etmek istiyor, mesela amerika'da neden brooklyn? (brooklyn= küçük irlanda).
    toparlarsam eğer, izlemekten son derece keyif aldığım, kırmızı ruj kokan bir film olmuştur.

  • kötürüm anneannesini tekmeleyen, çocuğuna fuhuş yaptırarak kazandığı parayla kumar oynayan, namaz kılanların üzerine napalm bombası atan, oruç tutanların midesine tulumbayla rakı basan, karısını nançaku ile döven bir ergenekoncudur.

  • bizim buradaki bakkal amcanın "eğer biri gelir de daha önce hiç duymadığım bir sigara almak isterse hemen bunu veriyorum. şimdiye kadar %100'le tutturdum." diyerek çözdüğü sorunsal.

  • enseyi alıyorum abi
    hı-hı...al
    yanları bırakayım mı abi?
    hı -hı bırak

    o yüzüme sürttüğü fırça ne? enseme sürdüğü tuhaf kokulu pudra. birilerinin kulağına vurduğu alevli çubuğu kim akıl etti?
    alex göndermeleri iyi oldu abi?
    ya tabii şimdi.
    valla ben bi şey demiyom dış güçler var.
    gibi. yani

    gözlerini kapat abi.
    kapandı.
    abi aç.
    anam içim geçmiş.
    ense nasıl olmuş abi?
    iyi.

    zira o sırada ben hiçbir şey bilmiyorum. cahil, itaatkar, ezik, konformist. "al şu usturayı ananı babanı kes" dese o an "ne oluyor lan?" diyemeyecek insanlar var. ben de onu diyemem belki ama üzülürüm çok.

  • oğlum bu adam ben beyaz kefenimle geldim yüzüğüm dışında bi şeyim yok demedi ki zaten aileden zengin

  • laptop, batarya gibi yoğun bileşenleri nedeniyle, arkasında kalan cisimleri perdeler, ayırt edilmesini ve x-ray'de goruntulenmesini zorlaştırır. ayrıca laptop gibi büyük cihazlar, bomba gibi patlayıcı mekanizmaları gizlemek için iyi bir kabuk olabileceğinden, cihazınızın gerçek bir laptop mu yoksa bomba vb. gibi düzenekleri gizleyici olarak mı kullanıldığını anlamak için, havacılık kuralları geregince havalimanlari kontrol noktalarında çalıştırılması istenir.
    kaynak

    edit: laptoplarin açılmasının istenmesi bazı güvenlik uzmanlarınca, çalışan pc'lerin içine de bomba düzeneği kurulabileceği ihtimaliyle zaman kaybı olarak nitelendirilse de, amerika'daki 11 eylül saldırılarının ardından sıkılaşan güvenlik önlemlerinin bir parçası olarak uygulanmaya başlanmış, zamanla pekçok havalimanında uygulanmasına son verilmiş. şahsi kanaatim ise, en azından laptop içine kuruldugunda çalışmasını engelleyecek kadar büyük olan düzenekleri önlemek için uygulanmalıdır. tamamını olmasa da en azından bazi ihtimalleri ortadan kaldırır. nasıl ki her yolcu terorist olmasa da aramadan geçiriliyorsa, elektronik cihazlarla yapilmasi muhtemel bir saldırı da onlense kardir gözü ile bakılmalı.

    edit2: imla

  • her akşam 123 (a/p) otobüslerinde yaşanan kopru yolcusu binmesin olayı yine yaşanır. yaşlı bi amca köprüde inmek ister şöför durmaz, durağı geçip amcayı indirir. herkes adama kızar adam bağara çağıra iner. indikten sonra otobüsteki biri
    - bunlar yüzünden uzaya gidemiyoruz