hesabın var mı? giriş yap

  • akp'nin değiştirdiği sistem. akp'den önce ölünün arkasından konuşulmazdı, akp iktidarından sonra yaşayanın arkasından konuşulmaz, ölünün arkasından konuşulur oldu.

    çünkü yaşarken herhangi biri hakkında konuşunca hapse giriyoruz. öldükten sonra söveceğiz mecbur.

  • turkiye'de kendilerinden ne once ne de sonra denenmemi$ bir $ov anlayi$i, bir taktik kurguyla program yapan ikili.. aslen cenk durmazel ve erdem uygan'dan murekkeptir.

    programlarinin ilerleyi$ plani plansizliktir ve pek hazirlik yapmadan geldikleri bellidir.. serbest du$u$, dogaclama, absurdizm konularinda ustad seviyesinde i$ yaparlar ve saglam bicimde soguk kanli adamlardir.

    ilk kez televizyon ekranlarina ciki$lari zannederim (hatta eminim) satel'de olmu$tur.. sali, per$embe ve cuma gunde iki$er saatten absurd mizansenler falan yaptilar ettiler. o siralar kent fm'de her gun 3 saat program yaptiklarini duydugumda deh$ete du$mu$tum..

    kaliteli bir hayal gucu, hizli bir hazircevaplilik formulleri olsa gerektir. bir keresinde canli yayina katilan sinirli bir izleyiciyle gecen;

    - bir saattir izliyorum sinirlerime hakim olamadim. bence programiniz cok bayagi, cok ucuz!
    - efendim biz programimizi herkes alabilsin diye ucuz yapiyoruz

    diyalogu olayi ortaya koymaktadir.

  • benzeri tarihte sıklıkla görülen zihniyettir. selçuklular, timur devleti gibi örnekleri vardır. allahtan o dönemde berkut, emrecan, pelinsu gibi isimler moda değilmiş. berkutlu imparatoru 2. tuğberk kulağa çok tuhaf geliyor.

  • harun banko arkadaşımın az önce beni ettiği tehdit.
    "saat farkı da var, sana yarım saat süre." diye de ekledi ayrıca.

    kanko çok da şey yapmamak lazım.

  • ''dolar artıyor ya ne oluyor?'' ''10 tl olsun oyum reise'' ''eee biz mayışımızı tl ile alıyoruz, dolardan bizene ameriga düşünsün.'' ''eee yol yaptılar, bina yaptılar.'' ''dolardaki artışı kabul etmiyorum.''

    türkiye'nin ithalat ve ihracat verileri 2018 dolar bazında;

    etler ve yenilen sakatat aldığımız: 64.243.180 sattığımız: 121.179.953
    canlı hayvanlar aldığımız: 415.666.652 sattığımız: 12.624.322
    balıklar, kabuklu hayvanlar vs aldığımız: 53.093.542 sattığımız: 219.253.952
    yenilen sebzeler ve bazı kök ve yumrular aldığımız: 138.278.438 sattığımız: 331.496.464
    yenilen meyveler ve sert kabuklu meyveler aldığımız: 191.396.780 sattığımız: 990.728.130
    hububat(tahıl) aldığımız: 767.265.566 sattığımız: 29.459.963
    hayvansal ve bitkisel katı ve sıvı yağlar, yemeklik katı yağlar aldığımız: 335.315.520 sattığımız: 304.258.675
    kakao ve kakao müstahzarları aldığımız: 136.417.944 sattığımız: 143.773.861
    meşrubat, alkollü içkiler ve sirke aldığımız: 40.626.519 sattığımız: 80.856.477
    gıda sanayiinin kalıntı ve döküntüleri aldığımız: 362.369.073 sattığımız: 67.955.327
    tütün ve tütün yerine geçen işlenmiş maddeler aldığımız: 149.523.083 sattığımız: 226.103.393
    metal cevherleri, cüruf ve kül aldığımız: 316.296.155 sattığımız: 386.981.777
    mineral yakıtlar vs aldığımız : 10.333.801.609 sattığımız : 968.558.218
    inorganik kimyasallar aldığımız : 394.963.774 sattığımız : 400.145.826
    organik kimyasal ürünler aldığımız : 1.645.266.811 sattığımız : 157.059.462
    eczacılık ürünleri aldığımız : 1.645.266.811 sattığımız : 286.853.798
    gübreler aldığımız : 422.061.872 sattığımız : 43.940.148
    debagatte ve boyacılıkta kullanılan hülasalar aldığımız : 573.993.541 sattığımız : 187.037.773
    plastikler ve mamulleri aldığımız : 3.674.399.296 sattığımız : 1.474.194.655
    kauçuk ve kauçuktan eşya aldığımız : 768.622.411 sattığımız : 739.277.730
    ağaç ve ahşap eşya, odun kömürü aldığımız : 258.924.607 sattığımız : 202.731.106
    kağıt ve karton vs aldığımız : 698.409.112 sattığımız : 439.383.917
    pamuk, pamuk ipliği ve pamuklu mensucat aldığımız : 722.589.199 sattığımız : 478.100.360
    kıymetli veya yarı kıymetli taşlar aldığımız : 5.113.577.898 sattığımız : 1.427.198.869
    demir ve çelik aldığımız : 4.898.046.000 sattığımız : 2.684.126.162
    alüminyum ve alüminyumdan eşya aldığımız : 1.029.274.955 sattığımız : 733.044.078
    kazanlar, makinalar, mekanik cihazlar ve aletler aldığımız : 6.975.975.226 sattığımız : 3.826.615.173
    elektrikli makina ve cihazlar aldığımız : 4.801.891.897 sattığımız : 2.116.495.679
    .
    .
    .

    toplam aldığımız : 61.901.619.342 dolar
    toplam sattığımız : 41.184.990.859 dolar
    fark : 20.716.628.483 dolar yani 94.801.230.393 tl

    hemen hemen tüm ürünlerde 1 satıp, 2-3 alıyoruz. yani bizim dışa bağımlılığımızın kısa sürede sona ermesi, dolardaki artışın bizi etkilememesi tarzı şeyler hayal hayal. 2018 ithalat ve ihracat verilerine bakıldığında, dolardaki kuruşluk artışların aslında halkın sırtına vurulan bir yumruk olduğunu, ekonominin anasını ağlattığını bilmeyenler vermeye devam etsinler, oylarını elbette.

    dolardaki 10 kuruşluk artış sonucunda fark 96.872.893.241 tl. yani 10 kuruşluk artışın bize zararı 2.071.662.848 tl. yani türkiye'nin 10 kuruşluk artıştaki ödemesi gereken fazla para bu. bilal'e anlatır gibi, türkiye'nin her 10 kuruşluk artışta cebinden eksilen parası bu, anlat artık anla. okuması zor değil mi siz bi de yazmasını düşünün.

  • neden bu kadar eleştiriliyor anlamadım.
    babam 18, annem 17 yaşında imiş evlendiklerinde.
    erken evlenmenin en güzel kısmının çocuk sahibi olmak olduğunu düşünüyorum erkenden. evet geri kafalı deyin ne derseniz deyin ama düşünüyorum şimdi.

    bizi tanımayanlar hiçbir zaman inanmıyorlar baba oğul olduğumuza. bir de ben sakal bırakıyorum, iyice yaşıt gibi duruyoruz.
    mahallede halı saha maçı yaptığımızda defansa da dikiyoruz babamı. yani ben oğlumla halı saha maçı yapmayı çok çok isterim. hangimiz istemeyiz?

    evet çok sıkıntılı günler de yaşadık ben çocukken. yani düşünün ben ilkokula başladığımda babam 25 yaşında falandı!
    lâkin bunların yaş ile ilgili olduğunu sanmıyorum!

    sevgi ve saygı!

    babam, annemin başında yıllarca ağladı hastalık yılları geçene dek. görüyordum.
    şimdi de arada bir tartışıyorlar tabii. ama ne bileyim çocuk kavgası gibi geliyor lan bana*

    " valla çekeceğim kulaklarınızı! " diyorum hatta.

    yani hayata bu kadar negatif bakmayın arkadaşlar. bu hayatta iyi örnekler de var.

    bir evde olması gereken ilk şey huzurdur. gerisi hikâye.

    dipçe: kırıcı bir mesaj aldım! yumuşatarak söylemem gerekirse " evlenmişler de ne olmuş? neden okumamışlar! "

    arkadaşlar, buradan nasıl görülüyor bilmiyorum ama herkesin şartları aynı değil. önceden de değildi. babam, babasının yani dedemin cenazesine gidememiş bir insan askerde iken. bu yüzden içinde iki acı vardır:

    baba hasreti ve okuyamamak!

    yoksulluktan okuyamamış köy yerinde ne annem ne babam. fakat bu adam sırf bana yeni önlük alabilmek için hamallık yapmış bir adam. o yüzden laf ettirmem.
    okuyamadılar belki fakat beni öğretmen yapan ikisidir. siz dilediğiniz kadar bu hayattan nefret edin ve etrafınıza da bu nefreti kusun. bu hayatta iyi şeyler her daim olacaktır.
    ikisine de minnettarım.

  • bizim ülkeye ve insanına fazla yükleniyorlar. yok işte bilim adamı çıkmıyormuş, seçim sonuçlarıymış, teknoloji yokmuş, gücü ele geçiren baskıyı kuruyormuş vs. çok büyük haksızlık. kapasite bu kadar kardeşim. sen bu ülke insanına dayayacaksın galatasaray'ı fenerbahçe'yi, başı açık mı kapalı mıyı, bizim köy mü karşı köy müyü, türk mü kürt mü, alevi mi sünni mi.

    bak adam üşenmemiş başlık açmış, daha da üşenmemiş fotoğraf çekip internete yüklemiş. şimdi tartışalım bu konuyu hep birlikte. on yıl daha, yüz yıl daha bin yıl daha, on bin yıl daha tartışalım. ha bu arada benzine zammış, niteliksiz eğitimmiş, demokrasiymiş. salla gitsin. sen köfteciye odaklan köfteciye.

    (bkz: türkiye'deki hiçbir kesimin kaliteli olmaması)

  • profesörünün her an trafikte kavga edip, koltuğun altından haydarı gösterecekmiş gibi baktığı kafedir. tokio da bir dönemin vazgeçilmezi ayça_22'ye benziyor. sanırım kafedeki en çok benzeyen detay kırmızı tulumlar ve dali maskesi.

    ama ben yine de bu fikri beğendim. yaratıcı gözüküyor.