ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran facebook durum güncellemeleri
-
+adın ne?
-beşiktaş
+ne güzel bi isim,anlamı ne ?
-son dakikada yenen gol tanesi
bir beşiktaş'lı olarak okuduğumda gülmekle ağlamak arasında kaldım.
çükün ucuna yapışan peçete
-
kızılderili ismi gibi. allah belanızı vermesin o ne lan öyle ?
debe editi: ulan o kadar entry dururken kocaman kadını durup durup şu entryle debe' ye sokmaya utanmadınız mı çakallar? madem başa geldi, daha nitelikli entryleri hatırlamaya vesile olmuş olsun:
(bkz: #45839194)
(bkz: #40099150)
(bkz: #47841813)
(bkz: #47407103)
(bkz: #47805164)
(bkz: #17425134)
ve elbette;
28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi
aylar sonra gelen edit: zamanında şu entryle debe' ye girmek yetmezmiş gibi bir de başlığı açan da kaçıp düdük gibi başıma bırakmış iyi mi.
italyan çöpçüyle evlenen türk kızı
-
inanılmaz sempatik, güler yüzlü ve keyifli bir adam. yol arkadaşını çok doğru seçmiş, bizim kızı tebrik edelim. ben bayıldım enişteye.
yalnız bu sivaslılar hakikaten her yerdeler. *
karizmatik cevaplar
-
- orhan abi kafan kanıyo
- elleme kanasın
yoga
-
yatağınızda sırt üstü yatın:
gözlerinizi kapatın
her iki kolunuzu avuçlarınız gökyüzünde yanınıza uzatın
ayaklar kalça genişliğinde açık
tüm ağırlığınızın ıslak bir çarşaf gibi yatağa yayıldığını düşünün
bacaklar rahat
kollar rahat
boyun rahat
kulaklar omuzlardan uzakta
dilinizin damağınızdan uzaklaştırın
alnınızı gevşetin
vucudunuzun arka tarafının da sizin olduğunu hatırlayın
ayak parmaklarınızdan başlayarak sıktığınız her noktada bekleyip oraya bir nefes gönderin.
içinde olduğunuz durumda kalmaya çalışın.
düşüncelerin akmasına izin verin...
bırakın gelip gitsinler
izin verin
o an bir daha geri gelmeyecek...
burnunuzun ucunda bir kalem hayal edin
o kalemle havaya küçük sonsuzluk işaretleri çizin
her yöne.
en sonunda o kalemle istediğiniz şeyi havaya yazın.
gözlerinizi açın.
size, hem iyi, hem kötü bir haber:
herşey geçer.
türkiye 16. gün vs italya 16. gün
-
italya'da yanlış hatırlamıyorsam 6000-7000 civarı insan öldü. bu ülkede üzülerek söylüyorum her şey bittiğinde virüsten 50.000 kişi ölse o kadar normal karşılanır ki halkımız tarafından. şunu kabul etmek gerekir. insan hayatına hakkettiği değeri veren bir toplum değiliz. burada krizin ekonomik boyutu herkes tarafından kaç insanın hayatını kaybettiğinden daha çok önemseniyor. yeter ki ölen bizim yakınımız olmasın.
750 tl kira verip akp'yi savunan asgari ücretli
-
en çok takdir ettiğim akp seçmeni. 4 kişilik ailesiyle, 750tl kira verip babasının oğullarını savunur gibi akp'yi savunan yurdum vatandaşı helal olsun sana. cebinde 24 ay taksitle aldığı iphone 6 da vardır çoğunun. bu da ayrı bir takdir konusudur mesela.
ay ortasında dara düştüğünde chp/mhp/hdp seçmeni iş arkadaşlarından ya da akrabasından borç ister. çünkü kredi kartlarında limit kalmamıştır.
hele, ortamlarda cumhurbaşkanının saraylarda oturup ultra lüks ulaştırma araçları kullanmasını da heyecanlı ve onurlu bir şekilde savunması yok mu, göz yaşartır.
yapılmakta olan istanbul'daki 3. havaalanını ise hiç kullanmayacak olmasına rağmen yüklenici firma sahibi gibi sahiplenmesi yok mu, bıraksan kendisi kanatlanıp uçacak.
helal sana.
edit: takdir yerine taktir yazarak, yazmış olduğum her şeyin geçersiz olmasına sebep olduğum için ben bir malım. evet evet, eğer takdir yerine taktir yazmamış olsaydım bir çok gerizekalı ne demek istediğimi anlayacaktı ama benim yüzümden anlayamadılar. belki bu asgari ücretlinin sorunu da benim takdir yerine taktir yazmamdır. belki dünyadaki açlık ve sefalete de bu sebep olmuş olabilir.
ulan ne mal adamlar var. yazdıklarımın içeriğine zerre takılmayıp, tdk müfettişi kesilmiş ipneler. lakin isimlerinizi tek tek not aldım. en müsait zamanımda her birinizin yazdıklarını tek tek inceleyip yazım ve imla hatalarınızı bulacağım ipneler. sözlük hayatını size zindan edicem.
senden daha güzel'i ingilizce cover'layan çocuklar
-
kendi ergenliğinde sosyal medya denen nane olmadığı için şükretmesi gerekenler hiç laf etmesin bu çocuklara.. burak kut kasedinin üstüne kendi sesini mikrofonla kaydedip radyoculuk oynayanlar kendilerini biliyor.
imamoğlu dönemi korkunç metrobüs kuyruğu görüntüsü
-
iş çıkış saatlerinde yaklaşık 1 saat kadar süren yoğunluğun görüntüsü. 5 sene önce de aşağı yukarı aynıydı.
başka şehirlerde iş ve yaşam alanı açmayı becerememiş ve 16 milyon insanı bi şehre tıkıştırmış 20 yıllık iktidarın vasatlığı da bizim çilemiz.
büdüt: entrylerinin %90'ı siyasi ve iktidar şakşakçılığı olan pırasa sapının, entrylerinin %20'si siyasi olan beni chp'nin paralı trollüğüyle itham etmesi de müthişmiş. * azıcık zeka kırıntısı olan kimin para karşılı iş tuttuğunu anlar diye tahmin ediyorum...
ekonomi kötü diyen kadın bedenini satsın
-
arkadaşa tecrübelerini paylaştığı için teşekkür ederiz.
aile boyu bu işi yapıyorlarsa demek.
2002 dünya kupası'ndan akılda kalanlar
-
gerçek ronaldonun ve ümit davalanın saçı.
topun şekli.
ilhanın roberto carlos'a attığı efsane çalım. o çalım 13 yıldır atanı gördüğümü hiç hatırlamıyorum.
sipik lan kaptan. ayrıca hasan'ın olağanüstü performansı.
bazı istisnalar hariç yıldızlı futbolculardan şut çektiğinde toptan ateş çıkması.(bkz: fifa 2002 world cup).
son olarak o zamanlardaki milli takım havası futbolun havası çok ayrıydı. o güzel şarkılar, maç olduğunda sokakların bomboş olması çok güzel detaylardı.
melih gökçek kültür merkezi
17 ekim 2023 israil'in gazze'de hastane vurması
-
adamlar savaşta asker sivil ayrımını gerçekten iyi yapıyor. hiç asker vurduğunu görmedik.
oruç tutmak
-
nedendir bilinmez inançsız kesimi daha çok ilgilendiren ibadet.
yıllardır orucumu tutarım çok şükür. tutmayan bir kimseye de 'neden tumuyorsun ulan?' diye kızdığımı, ulu orta yiyen adama 'sen nasıl bana saygı göstermezsin?' dediğimi hatırlamıyorum. aksine umrumda bile değil. çünkü birinin yanımda yiyip içmesi beni zerre kadar enteresa etmiyor. canım yeme içme çekmiyor. çekse bile ecrim artmış olur çekmiş olduğum sıkıntıdan mütevellit.
keşke benim orucum da yiyip içenleri rahatsız etmese. ben aç kalıyorum çilesini başka biri çekiyor. hep bir hazımsızlık hep bir hazımsızlık. halbuki biz malız boşu boşuna aç susuz kalıyoruz. bırak da aptal aptal karanlıklar içinde yaşayalım işte. sana oruç tutmamandan ötürü laf dokundurana kızıyorsun da sen niye oruçlu ile uğraşıyorsun ki?
bu tip olaylarda hz. ali'ye (r.a) ibadet ettiği için boş işlerle uğraştığını emeklerinin zayi olduğunu söyleyen bir kafiri hatırlıyorum. kafir diyor ki, öldükten sonra dirilme yoktur. hz. ali de diyor ki, 'eğer sizin dedikleriniz doğru ise benim bir zararım olmaz. (yani en fazla biraz kendimi yormuş olurum. abdestti namazdı oruçtu.) ama ya benim dediğim doğru ise o zaman siz çok zarar edersiniz'
edit: 'ya varsa' kıssasından ötürü 'böyle bir anlayışla ibadet edilir mi?' diye çok tepki gelmiş. değerli yazarlar, allah aşkına 'ya varsa lan?' diye ibadet eden birini gördünüz mü siz? ya da hz. ali'nin ya varsa diye ibadet ettiğini mi sandınız? oradaki cümle, karşısındaki adamın düşünce dünyasında bir sarsıntı yaratıp düşünmesine sebep olmaktır. hepsi bu. yapmayın allah aşkına ya varsa diye ibadet etmek nedir? kimde gördünüz?