hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: entropi)

    fiziğin temel kanunlarından birisi olan entropinin, felsefi olarak hayata uyarlanarak algılanması durumu.

    bana göre son derece depresif bir algı, öyle olsa bile ben aksini iddia edemiyorum.

    şöyle ki insan hayatında, sosyal ilişkilerde ve hatta medeniyet ölçeğinde bir tek yönde durdurulamaz bozulma var.

    devletler yıkılır, sistemler çöker, insanlar ölür, hava kirlenir, hiçbir şey hiçbir zaman eskisi kadar tat vermez. adeta fiziksel bir kanun gibidir ve her daim geçerlidir.

    entropinin varlığının bilincinde olarak mutlu olmak adeta imkansızdır. yani bir fizikçi olarak evrenin entropisinin arttığını, kaosun düzeni yendiğini bilerek mutlu olabilirsiniz ama aynı fizik kanununun felsefi olarak da geçerliliğinin farkında olarak mutlu olmanız imkansızdır.

    hiçbir zaman ilk günkü kadar sevmeyeceksiniz onu, hiçbir zaman çocukluğunuzdaki tadı alamayacaksınız hayattan, hiçbir zaman zihniniz geçmiş yıllardaki kadar kuvvetli olmayacak. hiçbir güzel yer her daim güzel kalmayacak, hiçbir medeniyet düzeni hatta iskandinav sosyalizmi bile olduğu gibi kalmayacak, her şey ama her şey evrende boka sarmak için var adeta ve buna karşı yapabileceğiniz hiçbir şey yok.

  • mutfakta fare görülmesi üzerine, ev arkadaşıyla para toplayıp fare zehiri almaya karar verilmesi; ancak ay sonu olması münasebetiyle de paranın denkleştirilemeyerek eve fare zehiri alınamaması. yaşanan parasızlık sorunu yüzünden gözü dönen ev arkadaşının, aynı günün akşamında, eve sokak kedisi getirmesi ve sokak kedisinin iki gün boyunca evde yaşaması.

  • adana demirspor'un şampiyonluğunu kutlamaya gidiyorum deseydi ceza almayacak bir vatandaşın aldığı cezadır.

  • keşke hiç konuşmasaymış. ne kadar boş beleş bir konuşma bu. böyle durumlarda ağzından çıkana 10 kat daha fazla dikkat edeceksin.

  • msn' i açıp saatlerce hoşlanılan kızın online olmasını beklemişliği de vardır bu neslin.

    msn discovery, msn plus gibi uygulamaları yükleyerek hoşlanılan kızın kendi penceresini açıp açmadığını merak etmiştir.

    güzeldi o günler, güzel. ergenliği tam olması gerektiği gibi yaşattı.

  • dünyanın en buruk hislerini yaşatır. yalan değil, bazı arkadaşlarımın, cebinden tomarla para çıkardığı babalarını garipserdim, özenirdim.
    çocuksundur, düşünmeden istersin bir şeyler, mahçup bir ifadeyle "bakarım ben, hallederiz" deyişlerini unutamam babamın. ikinciye soramazsın zaten, isteyemezsin, çocuk aklınla hevesin kırılmıştır. yatıya misafir gelecek, tuvalet kağıdı alamazdık, misafir yabancı değildi, bize destekte bulunurdu da alırdık, buruldukça burulurdu içimiz. hayatı boyunca borç ödeyen, hala da ödemekte olan, okullarımıza, düğüne derneğe, evine para yetiştirmek için kredi çekmekten başka toplu bir para kaynağı olmayan, derdine dert, borcuna borç katan, yine de buzdolabını boş tutmayan babama daha iyi bir evlat olamadığım içindir asıl pişmanlığım. daha iyi okullarda okuyup, daha iyi bir meslek edinebilirdim diyorum şimdi. o yüzdendir ki onu hayal kırıklığına uğratmamak, başarılı ve mutlu bir hayat kurmak için tırmalıyorum sevgili sözlük.

    fakir edebiyatı yapmak değil de unutamamak bu, hatırladıkça gözlerin dolması durumu bu.

  • başlığı görünce beynimin gündemine bomba gibi düşen olay. şu an canlı yayın araçları dönüyor kafamın içinde, sıcak gelişme şeklinde son dakika altyazısı geçiyor gözümün önünden. sirenler çalıyor ciğerimde. havar komşular havar.