hesabın var mı? giriş yap

  • yaratıcı değiller. sürekli aynı kalıpları kullanarak birbirlerini gazlıyorlar.

    - çok mu güzeliz ne..
    - o senin güzelliğin canım..
    - ee çekene de bakmak lazım..
    - çok ösledim canım ya, bi ara buluşalım..
    .
    .
    .
    böyle gider bu..

  • -ahmet amca 54 yaşında, 2 evi ve 1 dükk...

    öhöm pardon;

    -kuzey ışıkları; bu soğuk ve karanlık geceyi, etrafa saçtığı renk cümbüşüyle adeta ısıtıyor ve aydınlatıyordu...

    izliyoz olum ne var.

  • daha dün gece washington dc'deki bir bilardo salonunda müzik kutusuna coin atıp milleti tarkan'la coşturdum desem.

    ilk bir dakikada yanıma gelen genç, orta yaş ve ileri yaş grubundan 3 kişinin “is that tarkan” sorusunu saymıyorum bile.

    had bilmek önemli. tarkan iyidir kötüdür ama türkiye'nin en bilinen tanınan insanlarından biridir. keşke sporda sanatta edebiyatta daha da iyileri çıksa dersin o başka ama tarkan için tanınmıyor demek hadsizliktir.

  • futbol anılarını dinlemek inanılmaz keyifli . sohbeti, anlatma tarzı falan muhteşem zamanın nasıl geçtiğini anlamıyor insan. futbol kariyerinde yaşadıklarını anlatmasıyla merak edilenler öğrenilebilir. mesela ortega'nın neden fenerbahçe'de tutunamadığını öğrenebilirsiniz. yaptığı yayınla farkında olmadan harika bir işe imza attı bence. futbolcular bu tür yayınlara rağbet gösterebilir serhat akın'ın açtığı yoldan ilerleyerek.

    not: serhat akın'ın ali koç'u desteklediğini de öğrendik.

  • hakkında söylenmiş bazı güzel ifadelere metis ajanda 2024'te rastladığımız kavram.

    olduğunuz kişi, olmayı umduğunuz en iyi oyuncudan bin kat daha ilginçtir. k. stanislavski

    oyunun zıddı ciddi olan değil gerçek olandır. sigmund freud

    oyunun zıddı iş değil depresyondur. brian sutton-smith

    insan sadece oyun oynadığı sırada tümüyle insandır. f. schiller

    sonsuz oyun kazanıldı ve yitirildi. ayırdına varılmadı. samuel beckett

    anlamak oyunu bozmaktır. vladimir jankelevitch

    şayet a hayatta başarıysa, o zaman: a eşittir x artı y artı z. x iş; y oyun; z de çeneni kapalı tutmak. albert einstein

    oyunun sonunda oyundan başka hiçbir şey sona ermez. adam philips

    şiddet kılıktan kıla giren bir oyuncudur. byung-chul han

    yaşlandığımız için oynamayı bırakmayız, oyun oynamayı bıraktığınız için yaşlanıprız. george bernard shaw

    insanların tamamen yararsız görünen faaliyetlere harcadığı çaba öngörülemeyecek bir şekilde son derece önemli hâle gelir çoğu zaman. oyun her zaman kültürün ana kaynağı olmuştur. italo calvino

    böylece korunur düzen: bazıları başka türlü yaşayamayacakları için oyuna katılmak zorunda kalır, başka türlü yaşayabilecek olanlar da oyuna katılmak istemedikleri için dışarda bırakılır. theodor w. adorno

    şiir topluca oynanan bir dil oyunudur. byung-chul han

    susanlar şimdilik / oyunun dışına düşenler / yalnız onlar doğrulup kalkacaklar / gün kıyamete erdiğinde gülten akın

    oyun insan özgürlüğünün en saf biçimidir: kendinden başka hiçbir şeyi hedeflemeyen bir özgürlüktür. david graeber

    hiçbir şeye hazırlıklı değildik / oyunlar oynandı, gökler kapandı yenildik. turgut uyar

    oyun ustalığa giden yoldur. sara genn

    gerçek olan sadece şimdide mevcuttur, geri kalan her şey düşünce oyunundan ibarettir. arthur schopenhauer

    oyunu anlamak için ona katılmak gerekir, çünkü anlamak “deneyimde” yatar. herbert marcuse

  • salonda ağırlık çalışan herkesin yapmakta olduğu zannedilen spor dalı. ağırlık çalışması her türlü spor dalının tamamlayıcısıdır. bununla birlikte başka spor yapılmasa da ağırlık çalışarak vücudun egzersiz ihtiyacı karşılanabilir. sadece egzersiz ve güçlenme amaçlı ağırlık çalışanları yarışmalara hazırlanan, steroid alan, sürekli şişmeye hayatını adayan insanlarla aynı kefeye koyup dalga geçmek mallıktır. bunun yarışma seviyesinde yapılmasını ben de mantıklı bulmuyorum ama insanların twitter fenomeni, reality show starı vs. olmaktan medet umduğu bu devirde vücut geliştirmecilere laf etmem.

    vücut geliştirmeden kasıt düzenli olarak spor salonuna gidip kasları çalıştırmaksa bu bence her insanın yapmaya çalışması gereken bir şeydir. üniversitedeyken birkaç ay düzenli yaptıktan sonra tembellikten çok seyrekleştirdim sonra tamamen bıraktım. seneler sonra tekrar başladım ve bıraktığım için kendime çok kızıyorum. merak etmeyin "bir yerden sonra çok kötü görünüyor" cümlesindeki o bir yere ulaşmanız için senelerce aksatmadan çalışmanız lazım. zaten başladıktan ancak altı ay sonra falan düzgün bir insana benzemeye başlarsınız, belki bir sene sonunda "fena olmuyor ha" falan dersiniz.

    yetişkin nüfusun yüzde doksanının onuncu şınava gelmeden göbeğinin üstüne yattığı bir memlekette vücut geliştirmeye laf eden maldır. hele alternatif olarak sahilde yürümekten falan bahsetmek bambaşka bir kafa gerektirir.