ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
13 haziran 2015 domino's pizza rezaleti
-
valla ben beğendim bu rezaleti. adam çok güzel bir şekilde rezalet olduğunu kanıtlamış tartışmaya gerek kalmayacak şekilde. on numara beş yıldız bir rezalet. epeydir böyle bir rezalete hasret kalmıştım doğrusu. şimdi dominos pizza düşünsün. tüm sözlükçülere beleş pizza yollamadan bu iş çözülmez.
rezalettir.
anıtkabir'in sırları
-
"tapınağından" sonrasını ciddiye dahi almadığım sırlardır. bir lider düşünün ki kabri bile birilerini kudurtuyor.öyle işte.
yeni başlayanlar için yemek yapmak
-
eğer sütlü tatlı yapacaksanız,
9 ölçü süt,
1 ölçü şeker,
1 ölçü nişasta.. * * bu malzemeleri bir araya getirip kaynattığınızda muhallebi yapmış olursunuz.
eğer bu karışımın içine;
damla sakızı katarsanız damla --------------------------------------->sakızlı muhallebi,
pirinç atarsanız---------------------------------------------------------->sütlaç,
file badem katarsanız ------------------------------------------------->keşkül,
elinizle lifleyip sütle ezdiginiz tavuk gögsünü katarsanız------> tavuk gögsü,
tavuk gögsü tatlısını da tepsiye yayıp altını yakarsanız---------->kazandibi olur.
gramaj olayına gleince.. eğer bir yemekte ölçü ibaresi kullanılıyorsa o şu demektir:
örneğin 9 kamyon süt, 1 kamyon şeker, 1 kamyon nişasta gibi.. ya da 9 teneke süt, 1 teneke şeker, 1 teneke nişasta vs vs..
artık bütün sütlü tatlıları yapıyorsunuz..
250 bin liraya alınabilecek en iyi araba
anneler günü
-
tuhaf günlerden biri. dünyanın bir kısmını neşelendirirken bir kısmına travma yaşatan türden.
dayımın eşi öldüğünde 35 yaşındaydı, ben de şu an 35 yaşındayım. agresif bir beyin tümörü yüzünden üçüncü ameliyata girmesi gerekiyordu, bir gece öncesinde bana "korkuyorum, ölürsem çocuklarıma ne olacak" demişti. "anneler günü, bayram, hep buruk olacaklar" demişti. ameliyatının işe yaramayacağını herkes biliyordu zaten de, bir umut diye çırpınış... ne cevap verdim hatırlamıyorum, kesin saçmalamışımdır. ölmek üzere olan birini avutabilecek kadar soğukkanlı değilim.
bu konuşmadan birkaç ay sonra öldü. çocukları büyüyor, zaman akıyor. büyük çocuğu (kız) ortaokulda, ufak olan (erkek) ilkokul. kız çocuklarıyla erkek çocukları farklı yapıdadır derler, ondan mı bilmem ama erkek olan hayatına normal şekilde devam ediyor gibi görünürken kız olan annesini bir kez bile anmadı. hiç. ne fotoğrafına baktı, ne ismini andı. biz de bu yüzden hep o yanında yokken aradık anneannemi, anneler günü'nü kutlarken duymasın istedik. sosyal medyada paylaşmadık. kendi çapımızda önlem aldık işte, ne faydası olacaksa...
yaşadıkları şehir tutucu. sanırım ramazan yüzünden arkadaşlarından ve çevreden gördüğü oruç tutma baskısına isyan etmiş. ilk defa dün gece annemle kardeşimi arayıp ağlamış. "allah'a inanmıyorum ben, olsaydı annemi bir kerecik rüyamda görürdüm. zaten bizi ufacıkken bıraktı, allah'tan nefret ediyorum" diye bağırmış. birkaç gün önce de ilk defa kendisini büyüten anneannemin anneler günü'nü erkenden kutlayıp hediye vermiş. yıllarca tek bir kez anneler günün kutlu olsun demedi, bu yıl içinde ne biriktirdiyse hepsini kusuyor. o kadar öfkeli ki, çocuk değil marvel filmlerinden çıkmış kötü karakterler gibi konuşuyor. allah'tan nefret ediyorum diyor sürekli. sanırım inanıp inanmadığını da sorguluyor kendince. annesinin ölümüne açıklama bulmaya çalışıyor. allah öldürdüyse neden öldürdü, neden annesini öldüren allah için oruç tutması gerekiyor türü sorular... aslında cevap da istemiyor, sadece öfkesini her konuştuğu insana söylemeye çalışıyor. anneler günü olmasa başka bir meseleyle bu kadar tetiklenir miydi kafasındakiler bilmiyorum.
demem o ki, bir yetişkin olmama rağmen 5 yıldır babalar günü benim için bile kabus. sabah mide krampıyla uyanıp gün boyunca her reklamda ağlamaklı oluyorum. bir de bu reklamların haftalar önceden başladığını varsayarsak... bazı çocuklar için anneler günü, babalar günü kavramları travma.
bazen dünyadaki bütün özel günlerin kaldırılmasının daha iyi olacağını düşünüyorum. haftalar öncesinden bannerlarla, videolarla babam yaşasaydı alabileceğim hediyeleri görmektense ölüm yıl dönümünde anmayı tercih ederdim. bugün annesini kaybedenler de böyle hissediyor. işçi bayramı veya öğretmenler günü gibi mesleki türde olanlar neyse de; bence anneler günü, babalar günü gibi kişisel bağları zorlayan günler olmasaydı eksikliğini çekmezdik.
tokyo'da 2 bisikletçimizin de pes etmesi
-
başlangıçta ınstagram’a story atıldıysa gerisine gerek kalmamıştır.
daft punk kasksız
-
(bkz: songül karlı sütyensiz)
arabası olmayan erkekle çıkmam diyen hatun
-
diyenini duymadım! kadınlar asla böyle şeyler söylemezler.
hatta yakın kız arkadaşlarıma "araba, para önemli mi?" dediğimde sürekli "hayır, ne alakası var" cevabını aldım.
ama ilginçtir hiçbir kız arkadaşımın eski sevgilisi arabasız olmadı... hep öyle denk gelmişse demek ki...
pasaport polisleri ile girilen diyaloglar
-
atina havaalanından çıkış:
polis: nereye gidiyorsun?
ben: istanbul
polis: hayır, bizans
ben: hayır, istanbul
polis: bizans
ben: istanbul
polis: bizans demezsen gidemezsin
ben: istanbul.. baksana, sen istanbul demezsen buradan bir adım bile atmıyorum
polis: hadi git
ben: istanbul demezsen gitmiyorum
polis:...
ben:..
polis: tamam tamam istanbul hadi git
ben: özür dileyeceksin
polis: tamam özür dilerim
30 mayıs 2018 habertürk muharrem ince canlı yayını
24 ocak 2020 corona virüsünün türkiye'ye gelmesi
-
bize gelmeyecek olmasının imkanı yok zaten kötü bir şey olacak ve biz yaşamayacağız öyle mi?