hesabın var mı? giriş yap

  • kadın: k
    erkek: e

    k: çok yorgunum saatlerdir çalışıyorum ya
    e: bakimm ;)))))

    k: yemek yapıyorum, sonra konuşalım.
    e: at bakim ne yapıyosun ;))))

    k: hastanedeyim ya serum taktılar
    e: bakimm, boydan olsun ama serum da gözüksün*

    şeklindeki diyaloglara ev sahipliği eden başlık.

  • insana "keşke küme düşseydik, keşke 5 sene durumu toparlayamasaydık da şunları duymasaydık" dedirten açıklama. 3 temmuzdan sonra senin gibi bir yalakanın arkasında durduğum için bana da yazıklar olsun.

  • irak'ta 1,5 milyon insan ölür, bu katliamın en büyük ortaklarından biri de katillere üs sağlayan türkiye'dir, bu dinci sadece dergilerinde "dualarımız seninle ırak" demekle yetinir. şefi ise "abd askerlerinin sağ salim ülkelerine dönmesi için dua eder. (bkz: abd askerleri için dua ediyorum)

    lübnan israil tarafından yerle bir edilir, yüzlerce sivil insan katledilir, bu dinci "israil siyonizminin müslüman düşmanlığından" bahseder maklubesini yerken geğirikler eşliğinde. şefi ise katliamın sorumlularından olan ehud olmert tarafından "ortadoğu'da örnek lider" ilan edilir.

    filistin halkı katledilir, topraklarından sürülür, "ah mescid-i aksa gölgende bir namaz kılabilsem" temalı şiirler paylaşır facebook'tan bu yobaz; şefi ise israil pilotlarının konya'da eğitilmesine daha düne kadar olur vermiş, eli kanlı katilleri meclislerinde konuşturmuştur. (bkz: şimon peres)(bkz: ariel şaron) http://dunyadanceviri.files.wordpress.com/…aron.jpg

    işte bu güzide dincimiz beni hiç şaşırtmayan riyakarlığıyla irak'ta, lübnan'da, filistin'de arap halkını satan bir lidere taparken bir yandan hesaplaşmayı ahirete saklamayı salık verir tabanına ama nedense konu suriye olunca birden oldukça dünyevi talepler dile getirmeye başlar. türk ordusu suriye'ye girsin diye kampanyalar düzenler. gerekirse sınıra dayanır. (bkz: türkiye ordusu suriye'ye girsin)(bkz: suriye için sınırlara dayanıyoruz)

    dikkat edilirse ilk işgallerde duadan, namazdan başka zıkkım bilmeyen bu yobaza göre orada ölenler de insan oldukları için değil müslüman oldukları için değerlidir.

    sevdiği mücahitçikleri "suriye'yi alevi mezarlığı haline getireceğiz" derse "anladığınız dilden açıklama" der.
    canı mücahitçiklerinin türkiye ve katar tarafından fişteklendiği ortaya çıkarsa "esad'a karşı ne yapsalardı, oturup bekleseler miydi?" der.
    abd müdahalesini evla görür, nato'nun gözünün içine bakar.

    sonra açıp facebook'unu "tabii suriye'de petrol yok ya onun için müdahale etmiyorlar" diye döşenir.

  • güzelliğin göreceli, etik yaklaşımın mutlak olduğu dünyamızda eğer bir mimarsanız ve maddi kaygılar sebebiyle etik bulmadığınız bir senaryonun içerisine dahil olduysanız, kuram ve pratiğinde mimarlık, adeta tüm yaşam enerjinizi emen bir karadeliğe evrilir. bu durumun zıttında verdiği manevi tatmin duygusu ise gerçekten paha biçilmezdir.

    konu genel olarak türkiye de mimarlığa gelirse: türkiye de iyi mimar yoktur demek cahilce bir yaklaşımdır; tıpkı her nitelikli meslek grubunda olduğu gibi, türkiye de de çok iyi mimarlar vardır ve fakat sınırlı sayıdadır. nitelikli mimarların da para ve zevk kombinasyonuna sahip yine sınırlı sayıdaki işverenle tanışıp çalışma olasılığı, bireysel bazda düşünüldüğnde, şayet profesyonel bir marketing hizmeti alınmıyorsa ya da ciddi bir şans durumu ortada yoksa, bir hayli güçtür. keza türkiye de parası olan işverenler büyük oranda şark kültüründen gelmedir; zevkten, estetikten yoksundurlar, herşeyin en iyisini kendilerinin bildiğini idda ederler, kendi deyimleriyle tüccardirlar ve yukarıda bahsettiğim karadeliğe ve türkiye de iyi mimar yoka sebep olurlar.

    mimarlık bir sanat dalıdır ve bu sanatı türkiye de icra etmeye çalışmak, türkiye de rock müzik ya da klasik müzik icra etmeye benzer. siz kabiliyetinizle ne kadar başarılı eserler üretebilir olursanız olun, onları alacak kitle sınırlıdır.

    türkiye de genel olarak geçim sıkıntısı olduğundan, insanlar için, hayatlarını insan gibi yaşayacakları geliri kazanacakları ortam kurgulanamadığından, onlara mimariden, estetikten, kaliteli çevrenin nasıl olması gerektiğinden bahsetmeye bir türlü sıra gelememektedir.

    özellikle anneniz ya da babanız tasarım altyapısı olan, yetenekli, başarılı ve finansal problemleri olmayan birer mimar ise, bu maddi ve manevi bolluk ile, onlardan aldığınız genlerinizle, aile öğreniminizle, yetişeceğiniz kaliteli çevre ve size verilecek vizyonu iyi bir üniversite eğitimi ile birleştirdiğinizde çok başarılı bir mimar olabilirsiniz. demeye çalıştığım şu ki, mimarlık dalını üniversite sınavı sorularıyla kazanıp sadece okul ve profesyonel yaşamdan öğrenen ve genelde de çok da yetenekli olmayan kişilerin başarısı, üniversite sınavını yüksek dereceyle kazansalar bile sınırlı olacaktır. özellikle de tasarım mimarlığı, az önce de vurguladığım gibi, yetenek gerektiren, hayat ölçeğinde deneyimlenmesi gereken bir sanat dalı, daha da ötesinde bir yaşam biçimidir.

    tüm bunlara ek olarak, bir mimari ürünün başarısının ekibin kalitesi ile doğru orantılı olduğunu belirtmek isterim. yukarıda kendimce tanımlamaya çalıştığım mesleki yeterlilik kriterleri, ekibin içerisinde yer alan her meslek erbabı için, kendi meslek ihtiyaç ve perspektifleri kapsamında geçerlidir. projeci mimarlar, mühendisler, işveren, işi kontrol eden saha mimar ve mühendisleri, uygulamayı yapan kabasından incesine tüm ekip ortaya çıkan ürünün bir değer olmasında birlikte rol oynarlar.

    özetle mimarlık, insanların yaşam kalitelerini şekillendiren, onların hislerine ve psikolojilerine derinden etki eden bir sanat dalıdır. tasarim mimarligi ancak yetenek, vizyon ve iyi bir egitimin mesleki deneyim ile birlesmesinden ortaya cikabilir. turkiye yi ileriye tasiyacak olan konulardan birisi de mimarlik ve kapsamdaki diger mesleklerdir. ulkemizde daha kaliteli yasamlari sekillendirecek gunleri gormek dilegiyle…

    halis saygı

  • - ilkokulda iken ben; hani hep hayaller kurardin ya.. oglum yakisikli olsun.. kara kasli, karagozlu.. hafif bir sakal biraksin.. ben onu yolcu edeyim uzaklara diye.. kiyamadigin icin, beni paylasamadigin icin hic kiz arkadasim olsun istemezdin ya.. ama capkin olacagim ihtimali icinde hep bir tebessum dururdu dudaklarinin kenarinda.. o canlar yakacak kara oglani sen dogurdugun, senin bir parcan oldugu icin.. hatirliyorsun degil mi?

    hatta babam yatili okula gondermek istediginde beni "- ben oglumu gondermem o kadar uzaklara, ayrilamam ben ondan" demistin de gitmemistim bende.. hatta ben universiteye askere gittigimde sende ben nereye gidersem orada gelip ev tutacaktik.. hatta ben askere gittigimde de ayni seyi yapacaktin.. yine nereye gidersem ev tutup haftasonlari benim gelmemi bekleyecektin.. ya da aksamlari.. her yemegini sevdigim icin ozel bir sey bile yapmayacaktin.. ispanakli borek ve ayran haric tabi.. hatirlarsin..

    saclarimi uzattim.. taa belime kadar hemde.. 5 yil hic kestirmedim.. sakalda biraktim hafifinden..belki bir iki can yakmisimdir senin tebessumumun hatirina.. belki benimde canim yanmistir bilmiyorum ama olsun.. onemli degil hayatin yaninda..

    gecen gun yine fotograflarina baktik.. babamla cekildiginiz var sahil kenarinda.. bas basa vermissiniz.. bir digerinde babam omuzlarini sikarken cikmis :) ..

    aradan gecen 13 yil sonra ne mi hissediyorum... bunlari yazarken ellerim titriyor.. bogazimdaki dugumu anlatabilmem beni cok zorluyor.. babam... hepimiz ....
    gozlerim yaniyor simdi.. kapatmaliyim.. parmaklarim biraz daha fazla titremeye basladi..

    kalbimde huzur icinde uyu.. bende seninle uyurum.. seni cok seviyorum..
    kara oglun..

  • bir arkadaşıma gitmekteyim. evine daha önce gitmediğim için incirliyi geçince mesaj atıcam o da beni duraktan alacak sözde. incirliyi geçiyorum ama mesajı yanlışlıkla tatildeki babama atıyorum:

    ben: incirliyi geçtim.
    baba: yolun açık olsun kızım.

  • adamlar sonunda evdeki saatleri bile ayrıştırdı amk.

    ak party nin son icraatıdır.