• kaybeden takımın kirayı vermesi kumar değilmiş, gönül rahatlığıyla oynayabilirsiniz. 24 mart 2004 tarihli zaman gazetesinde ahmed şahin şöyle buyurmuştur:

    soru: halı sahada futbol oynuyoruz. kaybeden taraf sahanın kirasını veriyor. bu da kumara girer mi, yoksa bunun farkı var mı?

    cevap: her ne kadar görünüşte kumar gibi olsa da oynanan bir tarafın halı sahanın kirasını vermesi kumara girmez. çünkü kendileri de sahada oynamışlardır. bir yerde oynadıkları oyunun kirasını vermekteler. fazladan öteki tarafın spordaki başarısını takdir için kiranın tümünü kendileri ödemiş sayılabilirler. burada kumar gibi kendilerinin tümüyle ziyan edip öteki tarafın da tümüyle kazanması diye bir alma verme söz konusu değildir.
  • ilk yirmi dakikası az gollü yada golsüz geçer. ardından yorgunluk ve cıvıtma sendromu nedeniyle karşılıklı goller başlar. çoğu zaman maçın sonuna doğru 7-7 9-9 gibi beraberlik sağlanır. ve ilk golü atan kazanır denir. ilk golü atan kazanır anları o kadar eğlencelidir ki, bazen beraberlik olmamasına rağmen, önde olan tarafın kendine de güveniyle birlikte uygulanabilen bir yöntemdir. genelde oyuna kendilerini kaptıranlar dizlerini kollarını vs halıya sürterek bir kaç gün iyileşmeyecek bir hatırayla sahadan ayrılırlar.
  • antonio cassano gibi savrula savrula oynanan yerlerdir.. en ufak dikkatsizlikler kalıcı sakatlıklar doğrulabiliyor.. halı saha seçimi iyi olmalıdır.. kenarları demir ya da tel olan halı sahalardan kesinlikle uzak durulmalıdır.. bir de halı saha macları hakemsiz oynanmalıdır.. kazara hakem falan olayım diyenlere buradan nacizane tavsiyemiz, bu eylemden uzak durmalarıdır.. ben oldum, oradan biliyorum..
  • nedense her maç sonrasında "bu maçları düzenli hale getirip devamlı oynamak lazım, hem spor olur" denir. nedense hiçbir zaman düzenli hale getirilmez, duruma göre bilmemkaç ayda/haftada bir oynanarak hamlıktan dolayı kas ağrıları ile birlikte "bu maçları düzenli hale getirip oynamak lazım" denir.

    hayat da zaten biz planlar yaparken başımızdan geçenler değil midir?
  • daha bir saat önce sol el işaret parmağımın kırıldığı aktivite.
  • deli gibi ozledigim aktivite. ah $u esbpl bir ba$lasa da yapay ye$il sahalara bir aksam doya doya.
  • daha iki(2) gün önce çüküme gelen sert bir mikasa topla yerlerde dakikalarca sürünmemi sağlamış aktivite.o değil, daha sonra topu çüküme temas ettiren arkadaşın "ah, kendimi çok kötü hissediyorum.seni hadım etmek istememiştim.." diyerekten dile getirdiği tertemiz duygularla özür dileyerek olayı telafi etmeye çalışması, daha bir istekle, arzuyla yerde sürünmemi sağlamıştır.

    - kalk zıpla lan!
    - üstüne mi geldi, alta mı?
    - hadi moral beyler moral; i love you kra, i love you kra..!
    - uıhğhh ahğğıh umfh...

    (bkz: sokak maçı vs halı saha maçı)
  • basi ile sonu zerre kadar birbirine benzemeyen aktivitedir. nerede o macin basinda hali sahanin telden kapisina yapisip "hadi abi cal dudugu.bitir artik!" diyerekten hali saha sahibine bagirip bir an once iceri germek isteyen, girince topa ilk dokunacagi ani sabirsizlikla bekleyen genclerle, mac sonunda perperisan soyunma odasinda kendinden gecmis genclerin hali.
  • top oynamaktan hiç anlamadığım halde sırf şu göbeği en azından taşınabilir duruma getirebilmek için katıldığım, aslında, yaşımın avantajlarını kullanarak çok iyi oynayan takım arkadaşlarıma, gerek motive etmek, gerek taktik vermek maksadıyla bağırıp çağırmaktan büyük keyif aldığım sosyal ve de sportif aktivite. arada bir yanlışlıkla güzel bir hareket yapar, hele de bir gol atarsam iş keyfi aşıp direk zevke de girebiliyor tabii.
  • erkek olmaya özenme nedenlerimden biri.
hesabın var mı? giriş yap