hesabın var mı? giriş yap

  • 2 nisan 2019 itibariyle,

    batı konferansı:
    gsw batı 1. liğini şu saatten sonra vermez. batı 2. liği için her ne kadar denver'dan 2 galibiyet geride olsalar da kalan maçlara bakarak houston'ın ikincilik için şansının hala olduğunu düşünüyorum. portland'ın galibiyet sayısı houston ile aynı olsa da kalan maçları daha zor, muhtemelen 4. olacaklar batıda. gerçi çok bir şey farketmeyecek 2. ve 3. için, denver ve houston ilk turu geçerek konferans yarı finalinde birbirleriyle oynarlar. bu iki takımdan biri konferans finalinde gsw ile oynar. benim tahminim bu takım houston olur.

    normal sezonda houston-denver arasında oynanan 4 maçın 3 tanesini houston, 1 tanesini denver kazandı. ilk maçı dış sahada 109-99 houston, ikinci maçı kendi evinde 125-113 houston, üçüncü maçı kendi evinde 136-122 denver, dördüncü maçı kendi evinde 112-85 houston kazandı.

    gsw'nin kiminle yarı final oynayacağının bir önemi yok zaten. yanlız, yine kalan maçlara bakacak olursak, büyük bir ihtimalle batı 7. si spurs ve 8. si okc olacak. ilk turda gsw-okc eşleşmesi gsw'a daha play off'un hemen başında zarar verebilir. bu da tüm hesapları değiştirebilir. yine de geçen senenin tıpatıp tekrarı, 7. maça gidecek bir batı finali bekliyorum.

    doğu konferansı:
    bitime 5,6 maç kala milwaukee 58, raptors 55, 76 ers 49 galibiyette. 4. boston 46 galibiyette ve bir mucize olmazsa bu sıralama değişmeyecek. bu 3 takım ilk turda rakipleri kim olursa olsun en fazla 1 maç kaybederek yarı finale yükselirler. dolayısı ile yarı final eşleşmelerinden ilki toronto-philadelphia olacak. diğeri de büyük ihtimalle milwaukee-boston olacak.

    bu eşleşmelerin sonucunu tahmin etmek batıdaki kadar kolay değil ne yazık ki! ki bu iyi bir şey. bu sene doğu yarı final ve konferans finalinde oynanan hiç bir maçın kaçırılmaması gerekmekte bence. şimdi olası yarı final final eşleşmelerini bir inceleyelim.

    normal sezonda milwaukee-boston arasında 3 maç oynandı. ikisini milwaukee bir tanesini boston kazandı. hatta sezonda karşı karşıya geldikleri ilk maçta milwaukee'ye sezonun ilk yenilgisini boston tattırdı(117-113). boston'daki ikinci maçı (120-107) ve sezonda oynadıkları üçüncü maçı (98-97) milwaukee kazandı.

    normal sezonda toronto-philadelphia arasında 4 maç oynandı. 4 maçın 3 tanesini toronto, 1 tanesini philadelphia kazandı. philadelphia'nın kazandığı tek maçta da, toronto'nun süper starı kawhi leonard'ın oynamadığını hatırlatmam gerekiyor. ilk maçı toronto kendi evinde 129-112 toronto kazanıyor, ikinci maçı toronto yine kendi evinde 113-102 kazanıyor, üçüncü maçı philadelphia kendi evinde 126-101 kazanıyor, dördüncü maçı philadelphia kendi evinde 119-107 kaybediyor.

    saha avantajına sahip olmalarının yanı sıra, hücum verimliliği ve savunma verimliliği istatistiklerinde rakiplerinden önde olan toronto ve milwaukee'nin konferans yarı finallerini geçip konferans finalinde birbirleri ile karşılaşacaklarını düşünüyorum.

  • hürriyet internet sitesi güzel ifade etmiş bu cümleyi.

    "bu sözün ağırlığı türkiye'yi aşar" diyerek yorumlamışlar haberi. hakikaten de öyle.

    bu sözü kaldırmak çok kolay değil. enerji bakanı, çalışma ve sosyal güvenlik bakanı bu cümlenin ağırlığını hissetmeliler her an. ben bu ülkeye gerçekten inanamıyorum. ilahi takdir, iş bilmezliğin kamuflajı olmuş, çatal dillerde pelesenk olmuş. canlar gittikçe garabet diyarı türkiye'de rutin ölümlerin acısını tehlikeli bir biçimde normalleştiriyoruz.

    bir ülke düşünün, madenine dalgıçlar iniyor. başka yapacak yorum var mı ki?

    bir ülke düşünün madenine dalgıçlar iniyor.

    ve ekleme...

    muhafazakâr demokrat taife için rem'den gelsin...

    (bkz: using my religion)

  • kulağından koku aldığı için değildir. acaba kokunun kaynağı olan yerden herhangi bir ses, bir kablo cızırdaması, bir ocak üstü taşması vs söz konusu mu diye yokluyordur. nesini anlamadınız ki amk. beyin kıvrımları biraz gelişmiş olduğu için sen daha kokuyu almadan adam çoktan proaktif davranarak kaynağına inmeye başlamıştır. zeki insan özelliği bunlar. hızlı düşünen insan işi.

  • türkiye'de hala yeterli ilgiyi görmese de eninde sonunda bir patlama beklediğim oyundur. henüz isminin bile belli bir azınlık tarafından bilinip telaffuz edilebildiği, kurallarını bilenlerin ise çok daha az olduğu bir oyun. kuralları için dünya snooker federasyonu internet sitesinden bilgi edinmek mümkün ancak bu oyunu nelerin bu kadar özel kıldığını ancak maç izleyerek anlayabiliriz. işte bu nedenle aşağıya linkleriyle birlikte verdiğim şu seçki merak edenlere snooker izleyicisinin nasıl olup da saatlerce neredeyse sabit kamerayla çekilen, hemen hiç tezahürat, müzik vs. ses olmayan, adeta insanın uykusunu getiren bu maçları seyrettiğini, bundan ne zevk aldığını, snookerın 8 toptan farkının ne olduğu açıklamak için bir adım olabilir. buyrunuz:

    frame skoru 95-1, ronnie 97. sayı için kahverengi arkasından banttan görebildiği sarıya vuruş yapıp kaçırıyor ama zaten oyunu garantilediğinden rahat bir tavırla yapıyor bu vuruşu, yerine dönerken oyunun bittiğinden emin ve bu nedenle masanın yeniden kurulmasını beklemek üzere oturuyor ancak michael holt oyuna devam etmekte ısrarlı! işte 24 snookera ihtiyacı varken masaya dönülür mü üzerine bir ders ve ronnie’nin makarası!

    http://www.youtube.com/…s1lyzl69vlc&feature=related

    benzer bir durum 96 senesinde yine ronnie’nin başına gelmişti. alain robidoux 75-22 gerideyken 14 snooker için masaya döndü. ronnie haklı olarak tepkiliydi:

    http://www.youtube.com/…njveolvse3c&feature=related

    yine rocket ve tam da formunda, bu kez mark allen’a musallat olmuş, son frame ve maç artık bitmiş, ronnie son toplarıyla şovunu sergiliyor, allen kenarda oturmaktan sıkılmış ve turnuvaya veda etmekte sabırsızlanıyor. ronnie ıstakayı bıraksa da tokalaşsak diye beklemenin sonu olmadığını anlayınca beyaz havlusunu ıstakaya asıp sallamaya başlıyor, allen ve teslim bayrağı:

    http://www.youtube.com/…o4nujwcy74o&feature=related

    ronnie liang wenbo karşısında, frame artık onun için garanti, wenbo masaya dönmeyecek, ronnie ise herzamanki gibi belli bir hedefi olmadan oynadığında sıkılmaya başlıyor, cepteki oyunu artık bitirmek istiyor, neredeyse masadan kalkmadan vuruş yaparken işi abartıyor ve hakem daha siyahı yerine yerleştirmeden kırmızıyı yollayıveriyor, faul ama oyun yine de ronnie’nin:

    http://www.youtube.com/…tyognvei2bo&feature=related

    bir top nasıl çektirilir üzerine bir ders ancak izlemekle, denemekle olacak iş değil. hendry’den fena halde güçlü bir çektirme:

    http://www.youtube.com/…vxxlys-gzd8&feature=related

    istaka gücü denilince akla gelen en önemli isimlerden biri (bence ilki) robertson. bu ıstaka gücü ve uzak top isabetiyle bazen göze illizyon gibi gelen vuruşlar yapabiliyor. maguire karşısındaki şu mavi top potundan sonra beyaz topun neye uğradığını şaşırarak tam da olması gereken yere dönüp gelmesi inanılmaz!

    http://www.youtube.com/…dmuwijg_czc&feature=related

    renkli topları sıraya dizmek her snooker oyuncusunun defalarca çalıştığı ve belki yüzlerce kombinasyonunu denediği bir seri. ancak robertson’un şu kahverengiden maviye geliş çözümü pek de öyle bilindik yollardan birisi değil:

    http://www.youtube.com/…xhkgtm07xoc&feature=related

    ıstaka topu kontrolü snookerdaki en önemli şey zira pot bir şekilde yapılsa da (belli koşullar olgunlaştıysa ben de yapıyorum) seri inşası farklı bir iş. hendry’nin pembeden siyaha gelirken orta delik çeperini kullanması bir acemilik değil, denemesi mümkün ancak çok dikkatli olunması ve çok çok ince hesap gerektiren bir vuruş ve işte stephen hendry:

    http://www.youtube.com/…tfomuafx0vq&feature=related

    2008 için steve davis’in seçtiği en iyi 10 potun görüntüleri de şunlar:

    http://www.youtube.com/…-6nb1iy0rs4&feature=related

    bir klasiktir ve snooker izleyicilerinin çoğu tarafından bilinir ancak bu seçkiye bunu koymamak haksızlık olur: işte ronnie ve “rocket” ünvanını hak ettiği serilerden biri: dünyanın en hızlı 147’si!

    http://www.youtube.com/…wttzqanxyxo&feature=related

    oyun gerginliği kim olursa olsun öyle ya da böyle oyuncuyu ele geçirebilir. bu gerginlikten kurtulabilmek için oyuncuların sıkça başvurduğu yollardan biri de gittiği neredeyse aşikar bir oyun için kendini yıpratmaya devam etmeyerek oyundaki mağlubiyetini kabul edip taze ve yeni bir oyuna başlamaktır. selby de bunu yapıyor ve oyunu bırakıyor ancak gerginliğini sonraki oyuna taşımaya kararlı gibi:

    http://www.youtube.com/…r_c0oqvleti&feature=related

    ronnie’den burada da çok fazla bahis geçmesinin nedeni son yılların en spekülatif oyuncusu olması. snookerın sıradışı ismi ronnie hakemlerle girdiği polemikler, oyun için varyeteler, bazen çıkardığı çok güzel seriler ve hızlı oyunu ile seyredilmesi en keyifli oyuncu belki de. ancak sıkılgan ve hatta biraz da ukala bu adamın şu lakayıt vuruşunun bu şekilde ödüllenmesi ronnie severleri bile kızdırabilir:

    http://www.youtube.com/…tcowanah7by&feature=related

    işte bir ronnie densizliği daha, williams gibi efendi bir oyuncuya ayıp etmiş!

    http://www.youtube.com/…y_mtb6smkew&feature=related

    ve bu oyunun centilmenleri de var elbet, doherty iyi bir örnek!

    http://www.youtube.com/…efttyr56h0e&feature=related

    oyuncuların konsantrasyonu çoğu zaman pamuk ipliğine bağlı, salondaki en ufak sesten bile etkilenebiliyorlar. hele ki bu ses güçlü bir hapşırma sesi ise williams’ın yaşadığı gibi oyuncu yerinden bile zıplayabiliyor:

    http://www.youtube.com/…hqj87tnnohe&feature=related

    ah o eski günler, bilardo salonlarının duman altı ortamlarını aratmayan turnuva salonları ve alex higgins ve maçta tüttürdüğü sigarası:

    http://www.youtube.com/…nzkdnjvze04&feature=related

    snookerda hakemin rolü genel olarak pek azdır, dokunan top kararı ya da örneğin oyuncunun yeleğinin topa temasından kaynaklı fauller ve free ball gibi maçı etkileyebilecek kararlar dışında top toplayıcı ve kolaylaştırıcı gibi davranırlar. ancak bir maçta d hattı içerisinde atış kullanmak dışında topa dokunma hakkı olan tek kişi hakemdir. michaela tabb bu hakkını abartıp ve elbette ki dalıp maguire’ın gül gibi topunu masadan avuçlayıveriyor:

    http://www.youtube.com/…ks3eni7wkqe&feature=related

    yukarıda bahsettiğim hakem müdahalelerinden biri de bitişik top (touching ball) kararı yani beyaz topun hedef topa yapışıp kalması. bu durumda rakip oyuncu o topa zaten dokunmuş varsayıldığından boşluğa doğru yani herhangi bir topa değme zorunluluğu olmadan atış yapabiliyor ki bazı durumlarda bu çok iyi bir pozisyon veriyor. işte ronnie’nin hakem leo scullion’un bitişik top kararına itirazı ve ardından giriştiği polemik ve imalar:

    http://www.youtube.com/…h_b-4g3n4os&feature=related

    hakemlerin en sıradan görevi ise renkli topları masada işaretli yerlerine geri koymak. michaela tabb ronnie’nin pembesinden sonra kırmızıların arasında kalan pembe noktasını bulmakta bayağı zorlanıyor:

    http://www.youtube.com/…mjqsnznytow&feature=related

    hakemler oyuna çok fazla müdahil olmasa da bu onların aptal ya da oyunu bilmedikleri anlamına gelmiyor. mark selby, higgins’in bıraktığı zor toptan biraz olsun avantaj elde edebilir miyim diye hakemden kırmızı topun temizlenmesini istiyor, zira hakemin topu yeni yerleştireceği yerin milimetrik de olsa daha iyi bir yer olması muhtemel diye düşünmüş olabilir (hadi bari günahını da almayayım). ancak hakem top üzerindeki lekenin selby’nin topu göreceği tarafta olmamasından dolayı topu temizlemeyi reddediyor:

    http://www.youtube.com/…jbobyos_wby&feature=related

    hakemlerin oyuncunun atış yaparken görüş alanı içeriden olmaması genel olarak artık kabul gören bir gereklilik. alex higgins’in efsane olduğu yıllarda hakemler bu konunun hassasiyetinin henüz farkında değillermiş. higging hakem alan chamberlain’i uyarıyor:

    http://www.youtube.com/…n4vlzrvw2qc&feature=related

    alex higgins’in bu türde problem yaşadığı tek hakem chamberlain değil. john williams’ın yönettiği doherty maçında da yine aynı nedenle hakemle tartışıyor ancak bu kez alttan alan hakem olmuyor:

    http://www.youtube.com/all_comments?v=f07hikji6dy

    hakemlerin işi zor. masadaki toplara ıstaka dışında bir temas snookerda faul kabul ediliyor. ronnie’nin john higgins’le yaptığı maçı yöneten yaşlı kurt jan verhaas kendi kendisine snooker bırakan ronnie’nin “yanlışlıkla” olduğuna hükmettiği siyah topa elle temasını yakalıyor ve ronnie’ye faulu veriyor ancak higgins bu durumda “faul ve ıska” kararı gerektiğine ısrar ediyor. verhaas bu itirazı olumlamıyor ve ronnie’nin o zor durumdan hiç yara almadan çıkmayı başardığı belki de hileli bu durumun oyun kuralları içerisindeki yorumuyla maçı yine harika yönetiyor.

    http://www.youtube.com/…rt6jfut9pwk&feature=related

    işte hakem: alan chamberlain! dott'un içeri girmek üzereyken yumrukladığı top için dott'a faul veriyor ancak beyaz topun içeri girdiğine hükmetmiyor. selby ise bariz şekilde deliğe giden topun dott tarafından engellenmesine aldırmayarak deliğe girmiş gibi topu avuçlayıp d hattına koyuveriyor ve chamberlain bir faul de selby'e veriyor. chamberlain'in belki de kitaplarda olmayan bu durum için hiç düşünmeden verdiği harika karar ve dott'un sportmenlik dışı devamı!

    http://www.youtube.com/watch?v=y1sdilapr0g

  • - 5 kisi kalenin kapisini acabilecek misiniz? yardim ister misiniz?
    - gerek yok, biz kendi yagimizda kavruluruz..
    - yapmayin soyle espriler arkadasim, geriliyorum ya..