hesabın var mı? giriş yap

  • çok değil bundan 10-12 sene öncesine gidildiğinde görülecektir ki letonya'ya elendikten sonra ya ben 2002 dünya kupasında 2003 konfederasyon kupasında bu takımı üçüncü yaptım "it is the football, that is the football" diyip aradan sıyrılıp devam etmek varken "şerefiyle" istifa etmiş teknik direktördür. belki vizyonsuzdur ama şerefli bir "adamdır".

  • toplumsal baskıdan payını almış bir arkadaştır.

    bunlar birey olamazlar; çünkü birey olursa kendi kararlarını vermek zorunda kalır ve ne yapacağını şaşırır. ailesinin, karısının, akrabalarının ona söylediği şey "bak artık evlendin, koca adam oldun. biraz ağırbaşlı ol. bekar arkadaşın seni evinden uzaklaştırır. onlarla görüşmesen daha iyi olur." tarzı şeylerdir. o da bunlara kulak verip doğrusunun bu olduğuna kendini iknâ ederek yaşantısına devam eder.

    bir de bunlar çoğalırlar. sosyalleşmeleri de yine kendi aralarındadır. bekar olan genç akrabaya da baskı yaparlar şaka yollu "hadi artık senin de yaşın geliyor, yok mu birileri?" gibi sorularla genci daha da bunaltırlar. yani, mahvolmuş yaşamlarının girdabına başkalarını da çekmek isterler. böyle insanlarla arkadaşlık yapmak ve bir süre sonra o kişinin birey olmadığını görmek her ne kadar üzücü olsa da herkes kendi hayatını nasıl yaşayacağı tercihinde özgürdür.

    bunca zaman yardım istemesine ve yıllarca anlatmanıza rağmen sizi dinlemeyip baskıcı düşünceye teslim olmasıyla daha iyi tanıyabiliyorsunuz insanları. bir şey kaybetmediniz merak etmeyin.

  • hiçbir yer "tam istediğiniz" gibi olmayacak, çünkü sizin "tam istediğiniz şeyin" kendisi zaten "çalışmamak" üzerine kurulu.

  • hoşlandığınız çocuğu okulda görmek. evet bu kadar basit. 26 yıllık ömrümde bu kadar heyecandığım an sayılıdır.

    üniversitedeyim o zamanlar.

    yıllar evvel baya* hoşlandığım çocuğa uzun bir stalking sürecinden sonra bulup facebooktan mesaj atmıştım. o zamanlar facebookta ekli olmadığın kişilerin mesajları diğer kutusuna düşüyordu ve okuyup okumadığını bilemiyordun, tik işareti ya da okundu bilgisi yoktu. neyse. ben buna biraz komik biraz romantik bir şeyler yazmıştım kendimce. üzerinden bir gün geçti tık yok.

    mesajı gönderdiğimin ikinci günü okul çıkışında gördüm ben bunu uzaktan ama mesajını almadan onu görmeye hazır değilim ve hiç olmadığı kadar heyecanlıyım. nabız 120-130 kesin. kalbimin sesinden başka ses duyamıyorum. ondan başka kimseyi de seçemiyorum, önüme koca bir duvar koysalar duvara tek başıma girerim o derece. ayaklarımın bağı çözüldü titriyor resmen, topuklu da giymişim zar zor yürüyorum. bayılıp kalacam ondan korkuyorum, kaldı ki ben soğukkanlı diye geçinirim ama inme geldi o an. neyse ki farketmedi bu beni arkadaşlarıyla geçip gitti yanımdan.

    ama şimdi evliyiz ve çok mutluyuz. iyi ki atmışım o mesajı.. demek isterdim ama diyemiyorum amk. acayip g.t oldum, bir insan ne kadar g.t olabilirse ben daha büyük g.t oldum. yıllar geçti üstünden hala gelen giden mesaj yok. mal. mal diyorum çünkü o mesaja ancak bir mal kayıtsız kalabilirdi.

    debe editi: ay yine bi heyecanlandım. sayesinde ilk debem. bi işe yaradı sonunda :)

  • şimdi işçi sınıfı toplansa ve dese ki, "bize böyle davranan bir firmada çalışmama kararı alıyoruz" ama söz konusu sınıf gücünün farkında değil ki, demez.
    edit:
    dayının torunları, mesaj kutumu yeşilin elli tonuna çevirdi. yok o çıksa başkası yarın işe başlarmış, bilmem ne. yahu biz ne diyoruz acaba. "bir olsalar, ortak karar alsalar" ahh ah...

  • zamanında bir deney yapılmış; kadınlara guzellestirici etkisi %100 olduğu söylenen bir ilacı her gün kullanmaları ve 15 gün sonra guzellesmenin başlayacağı 1.ayin sonunda da bilmemkaç oranında daha güzel olunacaği söylenir. kadınlar tam da bahsedilen günlerden sonra artık daha güzel olduklarından emindirler. bunun adı plasebo etkisidir.
    hayatlarında biri olmayan kadınların kendilerini çirkin bulmlarinin en büyük sebebi onlara "çok güzelsin" diyen birilerinin olmamasıdır.

  • en küçük başarısı paypal'ı kurmak olan adamla ilgili olarak "yeni teknoloji kullanıyor olması kapitalist bir domuz olduğu gerçeğini değiştirmiyor, o kadar zengin olan bir kişi kesin bir bok yiyordur, düzgün bir adam değildir" demek nasıl bir vizyonsuzluktur lan.

    sonra türkiye niye böyle. aha bu vizyonsuzlar yüzünden işte.