ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran diyaloglar
-
15 ve 9 yaşında iki oğlu ve 3 yaşında bir kızı olan babadan geliyor.
-kızım olunca farkettim ki, bildiğin evde hayvan besliyormuşuz.
princess charlotte elizabeth diana
-
futbolcu olsa formasına bobo yazdırır.
bugüne kadar yenilmiş en boşu boşuna trafik cezası
-
bir gün beykoz'da hatalı park yüzünden aracım çekilmişti. çekilen otoparktan aracı teslim aldıktan sonra semte yabancı olmamdan dolayı benim gibi ceza yiyen diğer araçları otopark çıkışında takip etmeye başladım. 3-4 araç artarda 100 metre gittik gitmedik trafik polisi çevirdi konvoyu. meğer o gittiğimiz yol ters yönmüş. tekrar ceza yedik.
surf & turf
-
surf&turf,amerika birleşik devletleri ve avustralya nın başını çektiği yeni bir yemek modasına verilen isim. aslında eski bir moda ama bize yeni geldi işte. deniz mahsulleri ile kırmızı eti aynı menü içerisinde servis ediyorsun buna da surf&turf diyorsun.
kelime öbeğinde yer alan surf ibaresi ıstakoz, karides ve büyük etli balıklar gibi tüm deniz mahsullerini kapsamakta. diğer yandan turf kelimesi ise kırmızı et (özellikle bonfile gibi yumuşak özellikli etler) grubunu karşılamakta. surf&turf yemek anlayışının geçmişine bakıldığında; bu yemek tarzının yaklaşık altmış yıl önce özellikle kuzey amerika’da orta sınıfın karnını doyurmak için tercih ettiği bir yöntem olarak ortaya çıktığı ve asıl özelliğinin ise ekonomik ve doyurucu yemek yaklaşımı olduğunu söylemek mümkün. diğer yandan surf&turf beslenme tarzı günümüzde artık lüks restoranların menülerinde de yer almaya başlayan yeni akım bir yemek alışkanlığı olarak da kabul edilmektedir
sabahın yedisinde ter kokan insan modeli
-
sabahları beş dakikalık duş almayı "jakuzide köpük terapisi yapıp portakal suyu çekmek(!)" zanneden insanların da var olduğunu ortaya çıkartan ciddi problem.
kapitalizmi anlatan en iyi söz
-
''sabahın altı buçuğunda bir çalar saatin sesine uyanıp yataktan fırla, giyin, zorla bir şeyler atıştır, sıç, işe, diş fırçala, saç tara, başka birine büyük paralar kazandırmak ve sana tanınan fırsata müteşşekkir olmak için berbat bir trafiğin içine dal. nasıl razı olunur böyle bir yaşama?''
charles bukowski
''hergün işe gidiyorsun. akşamları erken uyuyorsun ve bunun karşılığında alabildiğin tek şey koltuk takımı.
gerçekten acınası bir durum.''
tyler durden
''nabıcan mecnun ekmek parası.''
ismail abi
bahçeli'nin teklifine çalışmalar başladı
-
2012 de büyükşehir yasası değişti. 100 km ötede koyde yaşayan vatandas buyuksehir belediyesi icin oy veriyor. simdi bu yetmedi, o vatandasin verdigi oyla tum şehir belirlenecek. tire'deki vatandaş, karsiyakayi kimin yonetecegine karar verecek. tam akp usulü bir geri zekalilik.
sözlük yazarlarının ingilizce seviyeleri
-
resmiyette - intermediate
hissedilen - expert
gerçekte olan - beginner.
albert camus ve jean-paul sartre ile eve çıkmak
-
şöyle konuşmalara sebebiyet verebilecek durum;
proleterkral: beyler makarna mı yapalım yoksa dışarıdan mı söyleyelim?
sartre: tüm seçimlerimizden sorumluyuz.
pk: aynen abi de, seçin işte birini.
camus: fark etmez.
pk: dışarıdan makarna söylüyorum lan o zaman. hadi bakalım!
sartre: sentez ha!?
camus: saçmalık!
pk: off... abi biraz evle ilgilenin ya... bulaşıklar da dağ gibi oldu...
camus: yıkasak da hep yeni baştan nasılsa... sisifos gibi.
sartre: bulantı tabakların üzerinde, çatalda, mutfağın duvarlarında, her tarafta...
pk: hay allah belanızı versin be!
gıda fiyatlarının çıldırması
-
bugün bimden aldığım şeyler 99.50 tl tuttu.
neler mi aldım?
- bir adet binvezir kaşar peyniri 500g
- bir adet dost beyaz peynir 1000g
- 16'lı tuvalet kağıdı (blume)
- milka çikolata (büyük)
- 4 ekmek
bim böyleyse gerisini siz düşünün.