ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
annenin 7 kürtaj yaptırdığını öğrenmek
-
ben kürtajdan dönen bir çocuğum örneğin. son anda vazgeçmiş 38 yaşında dünyaya getirmiş beni. yakın arkadaşı, yaşlılığında sana arkadaş olur(!) diyerek ikna etmiş. peh ne başarılı tespit, annem hiç yaşlanmadı 50sinde kaybettik.
türkçede 3/4'ü karşılayan sözcük olmaması
-
(bkz: üç çeyrek)
beyler şimdi format konusunda son durum nedir
-
"sözlükte format var mı yok mu lan" şeklinde histeri krizine girmiş yazar sorusu. garip garip başlıklar, eskiden olsa direk uçurulmaya sebep olacak entryler falan. anlamıyorum ben. hayır ben mağaradayken bir şey oldu da ben mi kaçırdım. neyse.
yaran sevgili diyalogları
-
iki sevgili sarmaş dolaş ankara güvenpark'taki çiçekçilerin önünden geçmektedir:
erkek: ne güzel koktu di mi?
kız: evet.
erkek: alayım mı sana?
kız: hı hı...
adam kızın şaşkın bakışları arasında çiçekçilerin az ilerisindeki kokoreççiye doğru yürür
- usta yapsana bize iki çeyrek.
arda kural
-
sanırım herkes biraz da kendisi iyileşiyor onunla. herkes bir şekilde kendine yeniden şans veriyor. kendini kurtarıyor yeniden yeniden. izlediğimiz filmler de öyle değil midir ya da diziler. hep baştan sona karakterle beraber biz de başlamaz mıyız mücadeleye. bütün filmler bizi anlatmaz mı, bütün şiirler yeri gelir bizim için yazılır, bizim içimizdeki gizleri dökmez mi ortaya. insan her bir ferdinde yeniden döndürmez mi dünyayı. kendimize kadar, kendimizden başlayan, kendimizi kapsayan, kendimize benzeyen.
bu adam da öyle. herkes için kendinden bir şeyler bulma öznesi. vesilesi. hikayeler farklı, herkesin onarmaya çalıştığı, bulmaya çalıştığı şey apayrı. ama amaç aynı. yeniden yeniden iyileşmek istiyoruz. onu kötü görünce biz de yeniliyoruz o ne ise başarmak istediğimiz şey konusunda. ne olacaktı ki zaten diye kendimize acıyoruz. omuzlar yer çekimine uğruyor. ya da onu ilk kötü gördüğümüzdeki şok gibi hayatın hiç de beklediğimiz gibi bir yer olmadığı şokunu yaşıyoruz bir kez daha.
iyi olunca bizim de bir şansımız oluyor. kazanmasak bile, başarmasak bile bir umut doğuyor. bu biraz da nesille alakalı bir şey tabi. şu an tam da hayallerinin kıyısında bir sürü pişmanlıkla oturan y kuşağı için önemli bir figür. o yüzden de biraz etkili. ha bir de tabi çok yakışıklı olması ona bu kadar yakınlık duyulmasına sebep oluyor. böylesi güzel bir şeyi yine güzel görmek istiyor ilkel beyin. istemsiz bir kayırma var tabi güzel olanı. bilinç düzeyinde bilerek yapılmasa da çok derinlerin bildiği bir şey biraz da o yüzden. dorian gray 'e yapılan misali.
ama en çok işte gördüğüne kendini ilikleme dürtüsünden. niye kendimizi, e neyimiz var kendimizden başka. konuşurken, seçerken, yaparken ederken kendimiz kadarız. ne kadarsak o. bu adama da hemen yükleyiveriyoruz dertlerimizi. onun dertli hali, hasta hali, iyi hali vesaire hep bir versiyonumuz işte. yeniden deniyoruz biz de onunla birlikte. bazen ortadan kayboluyoruz, bazen baya iyi de gidiyoruz. insan ne tuhaf ki kendinden öteye gidemiyor. bir şarkıda bile kendini kurtarmaya çalışıyor.
ruhsal sıkıntılar, bu hayatın en zorlu yanlarıdır. insanın kendi içinde kaybolmasından daha kötü bir şey yoktur. o yüzden çok saygı duyuyorum düşmesine de kalkmasına da. yani mücadelesine. işte biz gibilerin bunun üstüne yaptığı yorumlar da aslında hep bizle ilgili, onunla çok değil. bir başka insan hikayesinde de yine el verdiği, üzüldüğü, umutlandığı kendisi. o yüzden ben direkt şahsı için güzel yarınlar dilerim. umarım mücadelesi kolaylaşır. umarım daha güzel günleri henüz yaşamadıklarıdır.
facebook'taki en elit tartışma
dayak yiyen zabıtanın facebook paylaşımı
-
işte o heykeli yapılan adamın savunduğu değerler
sayesinde seni rencide eden adam yalandan da olsa yaptırımlara maruz kaldı. umarım anlamışsındır kenan kardeş.
survivor all-star
-
espirilere bak " kaburga ye kaburgan iyileşsin " sen de beyin ye begüm biraz kaliteli espiriler yaparsın.
halkı terörist ilan etme cüreti
-
nereden geldiğini anlayamadığım cüret!
birader sen kimsin ki beni terörist ilan ediyorsun?
hayatımın hiçbir döneminde ne fetö ile ne fetöcü ile tek bir temasım oldu.
hayatımın hiçbir döneminde ne pkk'lıyla, ne sevicisiyle tek bir temasım oldu.
hayatımın hiçbir döneminde ne işid ile, ne işidçiyle tek bir temasım oldu.
hayatımın hiçbir döneminde ne devlete, ne bayrağa, ne cumhuriyete, ne laikliğe tek bir hakaretim oldu.
hayatımın hiçbir döneminde ne darbeyle, ne darbeciyle tek bir temasım oldu.
peki bunları söyleyemeyen insanlar, özellikle de "birisi" hangi hakla halkı terörist ilan ediyor?
geçmişlerimizi karşılaştıralım mı?
kişinin yaşlandığını anladığı an
-
hayallerin, yerini anılara bıraktığı andır.
şahan gökbakar'ın 1 mayıs yorumu
-
“sanki dün ss'in varsova gettosundan çıkışa izin vermeyeceği ve oraya gidip buna direnilirse olayların çıkacağı belli değildi. bile bile lades!!! amaç?”
-polizeiführer jurgen sahan, mayis 1943, ezelden beri ezenin yaninda
breaking bad
-
öğretmen olan babama dizinin konusunu anlattım. oldukça ilgisini çekti. derin derin düşünmeler başladı bir süre sonra, sıkça bir yerlere daldığını fark ettim. anladım ki bizim kurtun planları var. hayatın zorluğundan bahsetmeler, parasal sıkıntılardan yakınmalar...
3 gün sonra müthiş bir fikirle geldi. kavanozlar, kazanlar alacağız derken yoğv biğç bile demiş olabilirim. ama işin özü salça yapacakmışız. %98 saflıkta yap bir de çanakkale domatesi kullan bari amk.
hayatıma indirgediğim dizi.