hesabın var mı? giriş yap

  • bu işler ekseriyetle şöyle oluyor: sen o "gizli hesapları gösteriyor" dediğin uygulamaya instagram kullanıcı adını ve şifreni giriyorsun, iki aşamalı giriş yapıyorsan zaten senden onu da kapatmanı istiyordur kesin, senin stalking aşkıyla yanıp tutuştuğun eski sevgilin veyahut senin ex'in gizli hesabını görebilen başka bir kimse de senin gibi o uygulamayı yüklemişse, uygulama sana senin ex'in fotoğraflarını gösteriyor, sen de zannediyorsun ki instagram mal da instagram'ın güvenlik açığı var. ola ki senin ex veyahut senin ex'in fotoğraflarını görebilen herhangi bir ortak arkadaşınız da bu uygulamayı yüklememişse bu sefer de uygulama kesin senin eski sevgilinin gipgizli instagram hesabının fotoğraflarının kendisinde olduğunu ama bu fotoğrafları görebilmek için senin bu uygulamayı arkadaşlarına önermen gerektiğini söylüyordur. önerdin hala göremedin: o zaman daha çok arkadaşına önermeni istiyordur.

    bunu bilgisayar mühendisleri, yazılımcılar filan daha janjanlı ifadelerle anlatıyorlar ama halk dilinde izahı bu...

    tabii yine kendilerine ait başka bir uygulamayı kullanarak da senin eski sevgilinin instagram hesabına erişebiliyorlardır ama o uygulamanın da bir şekilde senin eski sevgilinin telefonuna erişmiş olması lazım. neden olmasın?

    veyahut kendilerine ait başka bir uygulamanın senin eski sevgilinin instagram'daki takipçilerinden birinin telefonuna erişmiş olması lazım. o da mümkün!

    daha bin tane "veyahut" vardır herhal... kanmayın! çok görmek istiyorsanız bir ortak arkadaşınızdan rica edin, eşşek değilse gösterir. o uygulamaların yaptığı zaten bu ama sizin rızanız olmadan sizin en mahrem sırlarınızı bilen arkadaşınız olmuş oluyorlar, bu hoş değil!

  • bildiğiniz üzere honda, türkiye'deki fabrikasını kapattı. habere göre çıkışlarını verdiği personellerine kıdem ve ihbar tazminatlarını en üstten ödedi. ayrıca 40-48 ay arasında peşin maaş ödemesi yaptı. üstüne bir aylık prim verildi ve hatıra olarak da bir cumhuriyet altını hediye edildi.

    bizim yerli ve milli patronlarımız ise işçinin yediği yemekten bile kısmanın derdinde.

    link

  • üniversite son sınıftayım, mezuniyete 5 ay kalmış. ameliyat gününü stajlara denk gelmesin diye dönem arasına aldım, hem dedim arkadaşlarım gelir refakatçi olur, hem de ikinci dönem daha sağlıklı olurum.

    neyse geldi ameliyat günü, gittim hastaneye, yatış yapılacak, yaptırdım neyse, refakatçi olmasını söylediğim arkadaşa mesaj attım nerdesin ben yatış yaptırdım diye, ya kusura bakma kanka ben onu unutmuşum dedi. bi' şey diyemedim tabi zaten az sonra da hasta bakıcı ameliyata gidiyoruz dedi, kimse yok mu yanınızda dedi, dedim gelmediler.

    anesteziye girdik, doktor sohbet ediyor hangi fakültedensin falan, dedim dişteyim, oo bizden o zaman sana başka bi şey yapalım uçuralım seni dedi, 3 saat sonunda odada uyandım, hemşire geldi, kimse yok mu dedi, yine aklıma geldi, yok dedim, doktor geldi, kimse yok mu dedi, yok dedim.

    sonra beni vip odaya aldılar, bölüm başkanı yanındaki vizit heyetiyle geldi, sohbet ettiler, 30 dk boyunca benimle ilgilendiler, herhalde diğer doktor hocalarına söylemiş.

    ondan sonra zaten kendi kendime yetmeyi öğrendim. kimseye minnet eylemeden yaşadım.

  • iki yaşındayken annemle beraber yaşadığımız olaydır.
    gerçekten doğaüstüdür.
    o zamanlar babamın mesleği nedeniyle aydın'daymışız. bayram yaklaşıyormuş ama babam izin alamamış. mecburen annemle beni önceden memlekete yollayıp bayramın ikinci günü arkamızdan gelmek durumunda kalmış. hikaye tam da burada başlıyor. annemle otobüste gece yolculuğu yaparken iki yaşında bir bebek olan ben "anne çiş" demişim. dağların arasındayız. dinlenme tesisine daha çok varmış. muavin de anneme "indir şu kenara yaptırıver abla" demiş.
    annem beni indirmiş, işlem tamamlanmış.
    tam o sırada.....

    şoför otobüsü çalıştırmış. bizi almadan yanımızdan basmış gitmiş. annem arkalarından koşturmuş ama nafile...

    bavullar arabada. çanta yok. cüzdan yok. ve o zamanlar cep telefonu da yok....

    kuş uçmaz kervan geçmez bir yolda gecenin kör karalığında 27 yaşında bir kadın ve elinde bir bebek.annem ağlamaya başlamış. burada çocuğumla ölücem demiş.

    tam o sırada....

    yoldan aniden bir araba çıkagelmiş. zınk diye annemin önünde durmuş. içinde upuzun sakallı iki tane adam. annem korkudan bayılmak üzere artık kaçıcakmış. adamlar "bacım biz polisiz gel" demiş. annem telsizleri falan da görünce arabaya binmiş. saate bakmış saat tam "ikiyi dört geçiyor".

    neyse polis otobüsü çevirmiş yolda annemi geri bindirmiş. şoföre ceza kesmiş. annem sabah memlekete ulaşmış. bu olayı üzülmesinler diye kimseye anlatmamış...

    taa ki babannem "kızım gece içime bi korku girdi saat ikiyi dört geçe kalktım sana dua ettim" diyene kadar.