hesabın var mı? giriş yap

  • bazı kelimeler vardır; gelişi güzel kullanamazsın. güven, özveri ve tecrübe ister. boğaza takılmış bir fular ister. misal; kümülatif, konjonktürel, angajman.

    geçen mahmutlarla batak oynuyoruz. "bu liste kümülatif mi artıyor?" dedim, kahvenin bana en uzak olan adamı geldi kafama imame ile vura vura dışarı çıkardı beni. tekrar içeri girdim. "bu davranışınız yüzünden sizi esefle kınıyorum. burada okey oynayacağınıza kitap okusanız, yeni uzmanlık alanlarında yoğunlaşsanız konjonktürel işsizliğe belki de çözüm olacaksınız" dedim. üzerime doğru gelen ıstakaları sayamadım.

    çok içerlemiştim, bir şekilde ağızlarının payını vermem gerekiyordu. gittim hemen bir fular aldım. taktım fuları, girdim içeri. "beni çeşitli angajmanlarla sarmalayıp özgürlüğümü barajlayamazsınız" dedim. bir bana baktılar bir fulara baktılar ve cevab veremediler.

  • belki böyle cins erkekler de vardır ama ben burasını bilemem. ben kendi açımdan incelersem* böyle epey bir kız olduğunu düşünüyorum. yemeğe gidelim mi; olur. sinemaya gidelim mi; olur; denize gidelim mi; neden olmasın, olur. öğle yemeğine nereye gidelim? sen nereye istersen oraya gidelim... hadi birini seç istersen; yok onu da sen seç bla bla bla. hiçbir aktiviteye ön ayak olmayan bir kız modelidir ki bu, sanki sevgilisi değil de nebileyim haftalık tur ve gezi rehberi gibi hissedersin. lan bir şeyin aktivitesini de sen yap vicdansız.

    kol çantası gibi taşırsın valla. sadece belli başlı sevmedikleri şeyler varsa, sadece "o olmasın aşkım" derler; bu kadar yani; tey allaam.

  • hakli isyandır. mezuniyetten sonra benzer aşamalardan geçmiş boğaziçi üniversitesi onur dereceli öğrenci olarak söylüyorum:

    plazalarda yapılan işler için üniversite mezunu olmaya gerek yok (statik hesap, tasarım vb. işleri dışında)

    iyi ingilizce ve ms office bilgisiyle liseden mezunsaniz (marka lise mezunları oluyor genelde) plazada yürüyen işleri kotarırsınız.
    zaten yukarıda şikayet edilen yeni mezunlar mail bile yazamıyor, dilekçe yazamıyor geyiği üniversiteden kaynaklanmıyor. üniversitede mail yazma dersi verilmiyor, bunların üniversiteye gidilmeden önce öğrenilmesi lazım.

    üniversitelerde verilen eğitimin gerçek hayatla uzaktan yakından alakası yok. bence yök ve ticaret odalarının bunun üzerinde görüşmesi lazım. üniversiteler bilim merkezidir, piyasaya istihdam sağlamaya mecbur değil diye zırlamayın. bu ülkede bilim insanı olmak için okuyan insan sayısı çok az. birçoğu kasiyer olmamak için, masabaşı iş için okuyor...

  • - neden bizim şirketimizde çalışmak istiyorsunuz?
    + metrobüsle on dakkada gelirim. kafa rahat.
    -ama biz altunizade'ye taşıncaz
    +oooovvvvv!
    -ne oldu?
    + e daha da güzel ben de oradan geliyorum!
    -çok sevindiniz galiba?
    +çoooooook!
    -sayın üründül?

  • bre zır cahiller, sadece geçen yıl 139.500 kişi türkiye'den yurt dışına gitmiş.

    bir de kalkmış diyor ki aldığım duyumlara göre puhaha nasıl oluyor lan o ? mesela her hafta dünyadaki göçmenlik kurumları alfabetik sırayla arayıp da "abi gözünüz aydın, bugün bizim burdan bir türk daha yola çıktı" mı diyor ya da haftalık excel dökümü mü atıyor ? *

    3 yıl önce yurt dışına taşındım. şayet ailem türkiye'de olmasa sanırım kolay kolay tatile falan da gitmem o derece.

    zorluklar kısmına gelecek olursak da;

    yemek gibi bir dert artık yok, avrupa'nın neredeyse her yerinde türkler ve türk yemekleri var. en fazla 1-2 saat yol gidersin sonunda o lahmacuna, dönere, pideye kafayı gömersin kardeşim.

    ırkçılık falan filan denmiş, elbette ülkesine göre oranı değişir ama türkiye'de sokak köpeği tarafından parçalanmaktan, samuray kılıçlı şizofren tarafından yolda doğranmaktan ya da avm'de kekonun birinden durduk yere suplex yiyip de sakat kalmaktan daha acı bir durum değil bu.

    özetle arkadaşlar; 10 kişilik arkadaş çevrenizin bir tanıdığının arkadaşının başına gelen bir olayı kitleleri etkileyen bir şeymiş gibi büyütmeyin. 10 binde 1'dir o. ha bir de siz her yurt dışı dediğinizde yukarıdaki gibi zırvalayanlar olacaktır direkt muhabbeti kesin ve dil öğrenmeye devam edin. dünya çok büyük ve insanca yaşamak herkesin hakkı.

  • dövüşlere "arkadaşım bir saniye bakar mısın?" diyerek başlamasını bekliyorum.