ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ısrarla yanlış telaffuz edilen kelimeler
-
dukkan - tukkan
test - tes
peeencere, teeencere, anneeem, meydaaaana, kaleeem...
üçgen - üçken
yine - gine, gene
bisiklet - pisiklet
bisküvi - püsküüt, pisküüt, büsküüt, pisküvi, püsküvüt...
ataş - ataç
çiftlik - çiflik
sütyen - südyen
ayakkabı - ayakıbı
pantolon - pantalon, pantılon
herhalde - eralda
film - filim
falan - felan
bebek - böbek
artist - artiz, artis
harf - arf
kelebek - kebelek
paylaço - palyanço
jeton - ceton
jöle - jöle
gazete - gaste, gazte
keşke - keşki
kirpik - kiprik........
ayrıca (bkz: turkce yazildigi gibi okunmaz).
nasa'nın uzaya anahtar ışınlaması
-
uzaya ilk ışınlananlar müslümanlar olduğu için önemsiz bir olay.
türkiye'de vergi veren esnaf var mı sorunsalı
-
gelir uzmanı olarak cevaplıyorum, bir kuyumcu dahi bir memur kadar vergi ödemiyor. esnafla konuştuğumda ödediği bağ-kuru bile vergiden sayıyor. bir sürü vergi ödediğini iddia ediyor. ancak yılda toplam 1500 tl'yi geçmiyor verdiği vergi. benim bir memur olarak yılda yaklaşık 10.000 tl civarı, beyaz yakalı eşimin de yaklaşık 15.000 tl civarı vergi verdiğini duyunca şok geçiriyorlar. siz vergi mi veriyorsunuz? diye soran bile var. adam sıfır matrah gösteriyor, 50 tl'lik damga vergisi veriyor diye vergi verdiğini falan zannediyor. sonra da bize gelip senin maaşını ben veriyorum diyor. ancak görünen o ki benim maaşımı diğer memur arkadaşlar veriyor gibi.
edit: aldığım mesajlar ve yazılanlar sonucu ulaştığım sonuç şu ki esnaf ciddi ciddi vergi verdiğini zannediyor arkadaşlar. olay da şu kaynakta kesilen vergiler. şimdi kaynakta kesilen vergiye yapılacak pek bir şey yok. adam işçi çalıştırıyor. o işçinin devlete ödemesi gereken vergiyi sorumlu olarak kendisi veriyor diye onu vergi verdim zannediyor. ya da adam yüzde 18 kdv kesiyor. aldığı o kdv'yi devlete ödemek üzere alıyor. sonra gidiyor devlete ödüyor diyor ki ben vergi verdim. kardeş sen zaten o parayı tüketiciden aldın. millet araba falan diyor da ya arkadaşlar size yemin ediyorum sturbucks'da 10 liraya kahve içip hiç üşenmeyip onun fişini saklayıp 1 lira dahi etmeyen kdv'yi düşen var.
kendine güvenen varsa sınırdan geçmeyi denesin
-
sanırım batı sınırımızdan bahsediyor
she-hulk attorney at law
-
--- spoiler ---
son zamanlarda marvel cinematic universe'e ait işlerde eskiye kıyasla daha fazla zayıf yapımla karşılaştık. doctor strange in the multiverse of madness benim çok beğendiğim bir film olsa da genel anlamda seyirciyi biraz hayal kırıklığına uğrattı. ardından benim için mcu'nun en kötü filmi olan thor: love and thunder geldi. dizi kanadında ise çok güçlü başlayan ms. marvel ikinci yarısında ivme kaybedip ortalama final yaptı, ı am groot ise pekte kale alınacak bir yapım olmadı. she-hulk ise bambaşka bir konu.
marvel studios disney+'ın denkleme katılması ile kendi kendisini çok zorlamaya başladı. proje sayısındaki inanılmaz artış içerik kalitesini ciddi şekilde etkiliyor artık. blade filminde de duyduğumuz prodüksiyon sorunları artmaya başlarsa genel hikaye anlatısı, birbirine bağlı olduğu için çok zarar görecek. yılda 2-3 film yapan marvel studios şu anda yıl 8-9 proje yapmaya çalışıyor. bu kadar proje geliştirmek kalite anlamında ister istemez gerilemeye sebebiyet veriyor. thor: love and thunder sonrası she-hulk: attorney at law bunun en canlı örneği.
peşinen söyleyeyim ki she-hulk çok kötü yazılmış bir dizi. dizinin en büyük sorunu ne komedi olması ne de cgı'ların kötü olması. net şekilde çok ama çok kötü yazılmış olması. yapım drama olabilir, komedi olabilir, anime olabilir ya da küçük çocuklara çizgi filmde olabilir ama kaliteli bir hikaye anlatmak için önemli olan öyküde bir nedenselliğin olmasıdır. she-hulk dizisinde komple neden-sonuç ilişkisi yok. bunun olduğu bölümler birinci ve sekizinci bölümler. birazda dördüncü bölüm.
örneklerle gidelim. titania sebepsiz yere mahkemeye saldırıyor. sözde tutuklanıyor, sonra televizyon haberi ile serbest kalıyor, she-hulk ismi için dava açıyor, jennifer'a kinleniyor, düğün basıyor, ınstagramda rezil oldum diye ağlayıp gidiyor. son olarak finalde gözüküyor. peki bütün bu 9 bölüme yayılan hikayenin bir sebep-sonuç ilişkisi var mı ? yok. karakterin motivasyonu nedir, güçlerini nasıl kazanmıştır, neden she-hulk isminin peşine düşmüştür. bunların hiçbirinin cevabı yok. bir de titania çizgi romanlarda she-hulk'ın en büyük düşmanı.
wong'un komple hikaye arc'ı da çok garip. shang-chi filminde abomination ile görmüştük. burada hapisten kaçırması pratik yapacağız diye saçma bir sebebe bağlanıyor. yaptığı hareketin suç olduğu net şekilde belirtiliyor. sonraki bölüm mahkeme salonunda görünce bir sebep-sonuç ilişkisi olacak zannediyorsun ama dava bambaşka bir şey için. nedensellik yine yok sayılıyor. bunların örnekleri rahatlıkla çoğaltılabilir.
senaryonun çöktüğü bir başka ve önemli nokta ise jennifer walters'ın kişiliği. dizi diyalog yoluyla jennifer'ın erkek egemen dünyada güçlü bir kadın olduğunu neredeyse her bölüm hatırlatıyor ama uygulama bunu hiç yapmıyor. üstelik hem erkekler, hem de kadınlar rahatlıkla jennifer'ı kullanabiliyor. güçlü kadın profili çizilmesi gereken bir hikayede jennifer'ın dokuz bölüm boyunca dizinin ana hikayesiymiş gibi erkek arkadaş aramasını, düğünde boş bardakları toplayıp, kirli çamaşırlarla ilgilenecek kadar kadınlar tarafından ezilmesini ben anlayamıyorum. bu dizinin vermeye çalıştığı mesaj ne ? ortada büyük bir sorun var.
gelelim meta anlatı olayına. ki bu kısım müthiş bir hayal kırıklığı yarattı. yukarıda nedensellik diye bahsettiğim her şey aslında boşmuş. yazar ekibi zaten bilinçli şekilde sebep-sonuç ilişkisi anlatmadan pata küte diziyi işlemiş. çünkü hikayeyi toparlayacak doğru düzgün bir anlatı yapmayacakları zaten belliymiş. bu şahsen beni izlerken çok rahatız etti. şu ana kadar seyrettiğimiz hiçbir şeyin hikaye anlamında bağlandığı bir yer yok. o yüzden nedensellikte yok. hayatımda gördüğüm en saçma deus ex machina oluyor. bütün anlatı kaldırılıp atılıyor. jennifer'ın istediği şekilde yeniden yazılıyor. şimdi burada mizahi bir taraf yok. komik bir durum yok. ciddiye alınacak bir durumda yok. şu anda yazarlar kendilerini herhalde zeki falanda zannediyordur.
internette bazı kesimler tarafından kadın karakter olduğu için beğenilmedi klasmanına çekilmek isteniyor ama geçen seneden yine benzer şekilde kadın karakterli bir diziye dönelim. wandavision kadın bir başkaraktere sahip, komedi konseptinde ve meta anlatısı var. wanda'yı kadın diye sevmeyen bir kişi bile duymadım. komedi ama üst seviye bir nedensellik var. meta anlatı deus ex machina olarak değil gerçekten zekice kullanılmış. yani sorun ne karakterin kadın olması, ne komedi olması, ne de meta anlatı. sorun she-hulk'ın senaryosunun çok kötü olması.
dizide konuşmaya değer sadece 1-2 olay oldu. bunlardan biri daredevil'ın gelişi diğer ise hulk'ın oğlu skaar. ama üzerinde konuşacak enerjiyi bile aldı dizinin genel kalitesizliği. sonuç olarak bitti. mcu'nun en kötü yapımının she-hulk dizisi olduğunu düşünüyorum. bu karakter çok daha iyisini hakediyordu.
--- spoiler ---
denize atılan şişe içindeki mesajlar
-
"kafamız çok güzel.. hamit-serkan-vedat 21.08.2003 ankara"
breaking good
iphone 6 plus
-
- ama 4" ten buyuk ekranlar tepsiydi :.(
serkan is my girl
-
onaylayan zencilerin bu işe 5 yaşında başladığını gösteren video.
ekşimiş ruhların buluşma yeri
-
fatih altaylı'nın bu yazısı hakkında yayınlanmasını talep ettiğimiz cevap metni yasal prosedür sonucunda bugün itibariyle yayına alınmıştır.
cilt kanserinden yüzünü kaybetmek
-
ic parcalayan bir habere konu olmus kisinin basina gelen elim hadisedir.
ayda 900 tl / 90 euro ile engelli ve kanser hastasi bir bireyin, dukkanda yasamasina mi uzulelim? kizina mi uzulelim? cografyanin kader olduguna mi uzulelim?
yoksa akp cocuklari denen siyasal islam cocuklarinin maserati'li, pudra sekerli hayatlarina mi?
bir kızla yaratıcı tanışma yöntemleri
-
%100 çalışan bir tekniği açıklıyorum.
kız denizde yüzüyor diyelim hemen ağzınıza bir sigara koyup sigarayı ıslatmadan suya girin. çenenize kadar suya batın, kıza usulca yaklaşıp
-pardon ateşiniz var mı diyin
kız o dakka size vermezse gelin beni bulun
(bkz: at fav'a bekle)