hesabın var mı? giriş yap

  • küçük oğlum ilkokul 2. sınıfa gidiyor. cumartesi akşamı arkadaşını evine bırakırken aralarında geçen aşklı meşkli diyaloğa istinaden sordum:
    -kim oğlum aşkın, ekin mi?
    cevap verdi:
    - yok. o benim kankam artık. eskiden aşkımdı da, sonra biz arkadaşız dedi. hem biz onunla çok beraber oluyoruz. ben aşkımı sadece mert'e söyledim kimseye de söylemem.
    adam olayı çözmüş dedim içimden.
    arkadaşının annesi bir ara yalnız kalınca kulağıma eğildi:
    -senin oğlan kendinden 2 yaş büyük 4. sınıfa giden bir kıza aşık olmuş.
    güldüm. üzüldüm sonra, demek ki çekiniyor durumdan ki sadece bir arkadaşı ile paylaşıyor. bir kaç gün geçti:
    -oğlum bana anlatmak istediğin bir şey var mı? aşkını da benden saklıyorsun.
    suratını astı:
    -evet, çünkü güvenmiyorum. hem anlatırsam her şey bozulacak gibi hissediyorum...

    ağlayasım geldi...

  • adamın biri omuzunda maymunla bara girmiş. barda içkisini yudumlarken maymun da ordan oraya zıplayıp bulduğu herşeyi yiyormuş. bir ara bilardo masasına zıplamış ve herkesin şaşkın bakışları arasında bi tane bilardo topunu yutmuş. barmen "hey! maymununun ne yaptığını gördün mü?" diye bağırmış. "yoo, ne yaptı ki?" diye sormuş adam. "bilardo topumu yuttu!" demiş barmen. adam "hiç şaşırmadım. bu pezevenk gördüğü herşeyi yer" demiş ve hesapla, maymunun yediği herşeyin parasını ödeyip çıkmış.

    iki hafta sonra aynı adam maymunuyla yine gelmiş bara. barda içkisini yudumlarken maymun yine ordan oraya zıplamaya başlamış. barda bulduğu bir yeşil eriği önce kıçına sokmuş, sonra çıkarıp yemiş. bunu gören barmen iğrenerek "hey! maymununun ne yaptığını gördün mü?" diye bağırmış. "yoo, ne yaptı ki?" diye sormuş adam. "barda bulduğu eriği önce kışına soktu, sonrada çıkarıp yedi" demiş barmen. adam "hiç şaşırmadım. bu pezevenk hala gördüğü herşeyi yiyor. ancak bilardo topunu yuttuğundan beri herşeyi önce ölçüyor"

  • flört dönemindeki bireylerin karşılıklı olarak ellerini birleştirmesiyle yapılan eylem. bu eşik flört dönemindeki önemli eşiklerden biridir ve sonucu %99.98 erkek tarafının elinin büyük olmasıyla sonuçlansa da hep bir şaşırma durumuyla karşılanır. buradaki asıl amaç pek tabii ellerin birbiriyle buluşması, birbirlerine bağlanmak isteyen ellerin bahane ile tutuşmasıdır. bireyler bir eşiği daha aşmış olurlar ve sevgilik müessesine bir adım daha yaklaşmış olurlar.
    not: 2006 senesindeymişiz gibi entry oldu, evet arkadaşlar siz bilmezsiniz eskiden buraya böyle entryler yazılırdı. hey gidi günler hey...

  • tüm içanadoluda yaygın olan bu çorba bor ilçesinde kış aylarında ziyafet anlamına gelir. büyük aileler için sülalenin bir araya gelmesi anlamını ifade eder. kardeş aileleri, kuzen aileleri belirli bir gece için davet edilir. havanın soğuk ve ayaz olduğu geceler tercih edilir. arabaşı çorbası ile yapılan davete arabaşı çekmek fiili kullanılır. falanca amcalar önümüzdeki cumartesi gecesi arabaşı çekiyorlarmış şeklinde kullanılır. küçük çocuklar için bu bütün sülalenin bir araya geleceği anlamına geldiği için eğlenceli bir haberdir, zira çocuklar çete halinde o gece oynayabilirler.
    böyle büyük bir organizasyon için elbetteki büyük kazan gerekir. arabaşı çorbası sözlükte iddia edildiği gibi bildiğiniz tavuk çorbasi değildir. arabaşıyı diğer benzerlerinden ayıran özelliklerden biri içme ritüeli diğeri de en başta yapılan meyanedir. tereyağında un bakır rengini alıncaya kadar yavaş yavaş kavrulur. bu çorbaya koyuluğunu verir.
    eskiden tavşan etinden ya da av etinden yapılırmış ve daha güzel olurmuş. genellikle farklı kuş etleri ayrı bir yerde önceden kaynatılıp didiklenerek küçük parçalara ayrılır. daha sonra kaynamakta olan çorbanın içine atılır prinçle birlikte.
    kaynamış kazan soğumaması için ev sobalıysa sıcak sobanın üzerine koyulur.
    içme ritüeline gelince, en önemli kural kaynar içilmesidir. yanında önceden sıkılmış limon suyu ve kaynatılmış arabaşı biberi suyu kullanılır. arabaşı biberi (jalapeno) (bkz: http://images.google.ca/…i&ie=utf-8&oe=utf-8&tab=wi) önceden kaynatılır. bu o kadar acıdır ki kaynarken aynı evde bulunmak pek akıl karı değildir. dolayısıyla genellikle balkonda küçük tüpte kaynar. bir çok arabaşı çorbası erbabı bu acı sosun da kaynar olmasını ister ki çorbaya döküldüğünde çorbayı soğutmasın.
    limon acı dan sonraki üçüncü ayak hamurdur. hamur unun suyla karıştırılıp muhallebi kıvamına gelince tabaklara dökülmesinden elde edilir. soğutulup çorbanın yanında ekmek niyetine kullanılır.
    ritüelin son ayağı üzerinde renkli resimler olan tahta kaşıklar ve çukur tabaklar kullanılarak içilmesidir. ben küçükken kaşıklar genellikle konya'dan gelirdi. hakikaten de metal kaşıkla aynı tad alınmaz sanırım ağzı yakmasından dolayı.
    tahta kaşığın ucuna biraz hamur alınır, geri kalanına çorba doldurulup yüksek hüp sesi eşliğinde tüketilir.

  • ''cezaevlerinde size ölümcül dozu vermeden önce kolunuzu alkolle temizlerler. sizin bir hastalık kapmanızı istemezler.'' demiş, ne de güzel demiştir. sen öldükten sonra politik mizah yetim kaldı be george. yukarısı diye bir yer olmadığını söylemiştin ama şimdi yukarıdan ya da başka bir yerden dünyanın bu boktan haline bakıp neler düşünüyorsun yine kim bilir.

  • televizyonda moda giyimle falan ilgili bir yarışmada jüri olan hanım. bir kızcağız katıldı ingilizce öğretmeniyim dedi aralarındaki dialog aşağıda;
    - what is your style?
    - ingilizce mi türkçe mi cevap vereyim?
    - ingilizce tabii. [yanındakilere 'bakalim konuşabiliyormu durun']
    - actually i dont have a style..(vs)
    - evat konuşabiliyormuş tamam

    sen kimsin ingilizce öğretmeniyim diyen kızı konuşma sınavına alıyorsun. meydan kimlere kaldı? bu eğitimli denebilecek insanlar kimlerin ağzına maskara önüne meze oldu allahım. bu televizyondaki insanlar kim, eğitimleri sıfatları ne? çıldıracağım az kaldı