hesabın var mı? giriş yap

  • yok abi valla sizden bi numara olmaz.

    paran yoksa yeme diyeni mi ararsın, yok evde yap madem diyeni mi, iskendere o kadar para verilir mi diyeni...

    bakın gençler biz lise zamanında cebimizdeki harçlıkla haftasonu önce izmir hilton otelindeki emperland eğlence merkezine gider ister bowling ister atari oynardık. ardından sinemaya gidip çıkışta da kemeraltında iskender yerdik. hiçbirimiz de zengin değil orta direk memur işçi çocuklarıydık.

    sizi ne hale getirmişler böyle hepiniz alık olmuşsunuz.

  • · sevgiliyi operken ustune kusmak
    · eti cicibebe'de resmi olan dallama
    · ayni beze iki kere cis yapmak
    . ota boka agu gugu diyen zihniyet

  • az önce programda "reza benim çocuğumun babası ve benim de kocam. biliyorum ki bunun da bir sabahı var. inşallah bu kara günler çok çabuk geçer çünkü çocuğumun incinmesini istemiyorum" dedi.

    kendisine buradan sormak istiyorum:

    ergenekon'dan, balyoz davası'ndan bu ülkenin aydınları, profesöreri, gazetecileri, onurlu subayları, sahte belgelerle suçsuz yere tutuklanırken neredeydin?

    ben balyoz davasından tutuklu bir subayın kızıyım. adım gibi de iyi biliyorum davanın kimler tarafından, ne şekilde oluşturulup, bu suçların üzerimize nasıl atıldığını. sorarım sana ebru gündeş; hiç mi empati kurmadın o zaman bizimle? bir insanın kocası/babası/oğlu tutuklandığında nasıl hisseder acaba diye düşünmedin mi?

    ben senden daha iyi biliyorum durumun zorluğunu. çünkü benim babam gideli 11 şubat'ta 3 sene olacak. belgelerin sahteliğini defalarca kanıtlamamıza rağmen, adalet bu ülkeden gideli çok olduğu için benim babam hüküm giydi.

    siz de -eğer masumsanız- kanıtlarsınız belgelerinizin sahteliğini, siz de kamuoyu vicdanında aklarsınız kendinizi, hukuk önünde aklayamasanız bile. aynı bizim gibi.

    son bir şey daha, sizin davanızla bizim davamızın başlangıçlarına bir bakın. ne kadar benzediğini görünce çok şaşıracaksınız.

    masumsanız dediğiniz gibi, allah kurtarsın. kurtarsın ki, bizim 3 senedir çektiğimiz acıları siz de çekmeyin.

  • erkek çocuk ile aralarındaki farkı bir kız babası olunca anladım. tabii sağdan soldan duyuyorduk ama farkın bu derece ciddi olacağını hiç tahmin etmezdim. ikisini de tabii ki çok seviyorum o ayrı bir konu fakat kız çocuk gerçekten çok farklı. eve geldiğimde direkt boynuma atlaması, o işveler o cilveler tam bir küçük şeytan.

    geçenlerde fena hasta oldum. influenza, covid movid ne varsa toplanmış. yataktan kalkamıyorum o derece. fena da susadım ki erkek olana(9 yaş) seslendim, bir bardak su getirsin diye ama oyun oynuyorum bilgisayarda baba dedi bitsin getireceğim. hay senin oyununa diye iç geçirirken, bizim küçük şeytan(3 yaş) elinde bir bardak su yanıma geldi. diğer elinde de ıslak bir bez alnıma koymaya çalışıyor. geldi sarıldı, öptü falan. ulan bir iyi hissettim kendimi sormayın.

    annesine de bağırıyor oradan, babama ıhlamo(ıhlamur) yap diye:)) neyse ki bir kız çocuğumuz var da şu hastalığı bir şekilde atlattık. velhasıl kelam, kız babası olmak insana kendini gerçekten değerli hissettiriyor.

  • yıl olmuş 2021 hâlâ yok mehdi yok seçilmiş kişiyim, pokemon musun lan kim seçiyor seni?

    dizide racon kesip posta koyan adam kafasına takke takıp beyblade gibi dönüyor, vay abw çok değişik kafalar.

  • hak yemek istiyorsan sende kalsın. ancak doğrusu ilgili firmaya ulaşıp ürünü iade etmektir. bir pazaryeri sitesinden fazla ürün gelmişti. ilgili telefon numarasından firmaya ulaşıp gerekli ödemeyi kendisine yapmıştım. hakkımızı da yedirmeyelim, başkasının da hakkını yemeyelim lütfen.

  • benim çok sevdiğim arkadaşımdır.

    turgut özal zamanında bulgaristan'dan ailesiyle birlikte göçüp gelmiştir buralara.

    maddi imkansızlıklardan dolayı liseye başlayamaz ve kaynakçı çırağı olarak bmc'ye girer. bir kaç sene sonra sonra bmc'de kaynakçı olarak çalışırken liseyi açıktan okumaya başlar. liseyi bitirdikten sonra üniversite sınavına girer ve 2 yıllık makine bölümünü kazanır. ailesi "sen artık çalışma, okuluna odaklan. biz seni okuturuz" diyerek ellerinden gelebilecek en büyük desteği verirler.

    2 yıllık makine bölümünü başarıyla bitirdikten sonra, dikey geçiş sınavına girer ve dokuz eylül üniversitesi makine mühendisliği bölümünü kazanır. işte üniversiteye girdiği sene 25 yaşındadır bu ellerinden öpülesi arkadaş.

    peki sonra ne mi oldu? mezun olduktan sonra askere gidip geldi ve kaynakçı olarak girdiği bmc'ye mühendis olarak geri döndü. daha sonra isveç'te yaşayan başka bir bulgaristan göçmeni kız bulup evlendi. şimdi isveç'te ikamet etmekte olup volvo'da çalışmaktadır.

    aklıma suriye göçmenleriyle bulgaristan göçmenlerini kıyaslamaya çalışan şorololar geldi de... neyse lan gülüp geçiyorum.

    edit:başlıktaki yeniden yazısını anca farkettim. neyse dursun şu ibretlik hayat hikayesi.

  • içinde kendisini ısıran 5 tane ite ve videoya çeken it oğlu ite nasıl son nefesine kadar savaşılacağını gösteren gerçek bir bozkurt vardır. özgür yaşadı özgür öldü.

  • ilk üreticisi avedis isimli türk-ermeni istanbullu bir insandır.zil yapımını farklı boyutlara getirmiştir.zira bir efsaneye göre zillerin malzemesi hazırlanırken, avedis atölye deki herkesi dışarı çıkarır malzemeyi kendi başına yapar ondan sonra üretimi yaparmış.avedis mehter takımı için ilk zilleri yaptığında (1618) sultan ii.osman 80 altın ve zildjian soyadını bu aileye vermiştir.1623'te samatya'da ilk atölyeleri sultan iv.murat tarafından kendilerine verilmiştir.1700 yılıyla birlikte bu ziller avrupa daki bandolara satılmaya başlanmış.bu sayede zildjian avrupayla ilk bağlantılarını kurmuştur.daha sonraları bu konuda sultan abdülaziz'in kendilerine çok fazla yardımı olmuş ve 1909 yılında ikinci fabrikaları bucharest'te kurulmuştur(aram zildjian).savaş nedeniyle amerika'ya göçen iii.avedis zildjian,aram zildjian'a istanbul'da bu aile işini (ki bu arada şirket 300 yıllık bir aile şirketi olmuştur) sürdüremeyeceğini bu nedenle bir daha istanbul'a dönmeyeceğini, zil yapımına devam etmek için amerika'da bir fabrika kurmak istediğini söylemiş ve aram zildjian'ın isteğe olumlu yanıt vermesiyle 1927'de amerika'da ki ilk fabrikayı kurulmuştur.bundan sonra zildjian'ın yükselişi başlar.1950'lerde jazz davulcuları için ilk kapı olmuşlar ve 15 çalışanla yıllık 70.000'er parça zil üretimi yapmışlardır.1964 yılında beatles grubunun ed sullivan şov'a çıkması ünlerine ün katmış ve 1964 yılını 90.000 parça zil üretimiyle kapatmışlardır.1981 yılında k serisi (kerope zildjian)zilleri üretmeye başlamışlardır.1986 yılında k/z serilerinin karışımından yeni hi-hat'leri üretmeye başlamışlardır.yine 1986 yılında ilk zildjian günü (zildjian day) (tüm endorserlar müzik camiasının toplandığı gün) yapılmıştır.1988 yılında hickory'nin (hickory-kuzey amerika'da yetişen,baget yapımında kullanılan sert yapılı bir tür ceviz ağacı) kalbinde,alabama'da açıktıkları atölye'de zildjian bagetlerinin üretimine başlamışlardır.1995 yılında ise müzisyenlerin zillerini seçebilmeleri için özel odalar açmışlar ve iso 9001 belgesini almışlardır.şu an şirket 384 yaşında ve 15.nesil tarafından yönetilmektedir.zillerin ve katologların üstüne hala daha turkish cymbals yazmakta ve arapça ne olduğunu anlayamadığım bir yazı bulunmaktadır.zildjian'ın açılımına gelince türkçe zilyapanoğlu manasına gelmektedir(zil-türkçe dj-ermenice/yapan ian-ermenice/oğlu).
    orjinal ingilizce versiyonu için; www.zildjian.com/en-us/about/timeline.ad2
    (bkz: copy-paste değil alınteri) *

  • cesitli kaynaklarda 100 milyon dolara mal oldugu paylasilmisti. bunun yerine fabrika yapilsaydi yazmissiniz. fabrika yapilmaz cunkum.

    eger fabrika yapilirsa, emeginle calisip kazanmaya baslarsan. haftasonu hanimi ve cocuklari alip piknik yapmak istersin bakarsin piknik yapabilecegin bir yer kalmamis, belki kendin isci olarak calisirsin fakat cocugum iyi egitim alsin benim calistigim firmada muhendis, yonetici olsun istersin bakarsin her yer imam hatip, cocugunun dogru duzgun egitim alabilecegi bir okul kalmamis, belki bir araba almak istersin haftasonlari bir yerlere gitmek icin ne benzin, ne araba alamayacagini fark edersin.

    siyasal islamcilarin istedikleri, seni sadakayla yasayan bir parazit yapmak ve sana para verdikce sukur etmeni saglamaktir. fabrika yapilirsa, et yersen beynin calismaya baslarsa isyan edersin belki devrim yaparsin ne gerek var.