hesabın var mı? giriş yap

  • ali uçar kardeşimizi kendi zavallı kekoluğuna kurban eden kızın isminin ve fotoğraflarının ifşa olması yüreğimizi soğutacaktır. bu tarz kız müsveddeleri rezil edilmedikçe halkımızın güzel insanları aşağılanmaya devam edecektir. bu konuda benim gibi düşünen çok arkadaşım olduğundan da eminim.

    terliklerimizi giyip izbanda kitap okuyoruz editi : #50566071

  • öküz senin babandır it oğlu it. sen öküz oğlu öküz oğlu eşşek oğlusun. oraya gelirsem ağzının orta yerine sıçarım. ibne. pezevenk...

    (bkz: pardon)*

  • işte internet bu yüzden tehlikeli bişey. çocuk o videoyu çekmiyor olsa şu an insan içine çıkamıyor durumdaydı. ortamlarda kadın hakları dersin kim bilecek.

  • epr paradoksu, 1935 senesinde einstein, podolsky ve rosen tarafindan yazilmis "fiziksel gercekligin kuantum mekaniksel aciklamasi tam olarak yapilmis sayilir mi?" makalesiyle gündeme gelmis ve kuantum bilimciler arasinda fikir ayriliklarina neden olmustur. günümüzde bilim dünyasi artik paradoksun kendisiyle degil ama paradoksun varsaydigi birbirleriyle derin baglar icindeki iki "ilintili" parcacigin birbirlerinden ayrildiktan sonraki davranislari üzerine kafa yormaktadir. oyle ki uzay yolu dizisiyle tanistigimiz isinlama kavrami yalniz ve yalniz epr'nin bahsettigi bu birbirileriyle ilintili parcaciklar yardimiyla mümkündür. teorik olarak isbatlanmis bu gercegin pesinden gelen deneyler bu ilintili parcacik ciftinin nasil olusturulmasi gerektigini arastirir (basarilan kismiyla foton - yani isigin kuantum parcacigi- isinlanmasi yapilmis simdi sira elektrona gelmistir!).
    konuya tekrar dönecek olursak, epr paradoksu birbirleriyle derin baglar icinde olan iki parcacigin birbirinden ayrilip, sözgelimi birincinin saga ve digerinin sola gitmesi durumunda bu parcaciklar arasindaki korelasyona bakarak heisenberg belirsizlik ilkesini cürütür. einstein ve arkadaslarina göre ilk parcacigin konumunu ögrenmek icin yapilmasi gereken ikinci parcacigin konumunu ölcmektir, cünkü bu iki parcacik arasindaki ilinti birincinin konumunu ve kesin ve net bir sekilde bize verecektir. ayni sekilde ilk parcacigin momentumu icin ikincinin momentumunun ölcülmesi gerek ve yeter kosuldur. neticede ilk (yani sag tarafa giden) parcacigin hem konumu hem de momentumunu o parcacik uzerinde hicbir gözlem yapmadan (sadece ikinci parcacik uzerinde gözlemler yapilarak) kesin bir sekilde ögrenebiliriz!!
    bu, bir parcacigin konum ve momentumunun ayni anda kesin olarak bilinemeyecegini söyleyen heisenberg belirsizlik ilkesi ile celiskili bir durum yaratir. einstein ve arkadaslari bu celiskinin kuantum mekaniginin hala eksik bir teori oldugunu gösterdigini söyleyerek bitirirler makalelerini.

  • cevabı "uzun vadede yok" olan soru.
    kısa vadede yüzleri güldüren bir çok başarısı vardır, fakat uzun vadede bu başarıların hepsi birer zarar olarak akpnin hanesine yazılmakta ve yazılacaktır.

    -inşaat sektöründe yeni konut üretimini sağladılar, insanlar ev sahibi oldu, fakat bu binalar o kadar sosyal donatıdan yoksunlar ki, büyük ihtimalle 30 sene sonra büyük yıkım projeleri ile yıkılacaklar.
    - din alanında getirilen türban özgürlüğü ve ibadet uygulamalarının rahatlatılması konusunda insanları mutlu ettiler, ama uzun vadede devlet kurumlarında dini cemaatlerin kadrolaşmasının önünü açtıkları için de başları "parelel yapı" ile beladen ayrı kalmayacak.
    - duble yollar ile ulaşımı rahatlattılar, fakat bakım maliyetleri yüksek olan bu yollar uzun vadede bütçe için çok zararlı olacak. ki karayolları artık duble yol yapmama kararı aldı.
    - 3 cocugu teşvik ederek nufus artışını desteklediler, ama bu politikayı kadınların çalışma hayatında pozitif ayrımcılık veya cocuklar için eğitim ve sosyal hizmetlerin arttırılması ile desteklemedikleri için evin içine tıkılmış, fakirlik dar bogazında mutsuz anneler tarafından yetiştirilen bir nesil ortaya çıkacak.
    - dış politika zaten orta vadede hemen kendini gösterdi. herkesin birbirine kazık attığı ortadoğuya hakim olmak güzel bir rüyaydı. şimdi 2 milyon suriyeli göçmenimizi nereye sokacağımızı bilemiyoruz.
    - enerji konusunda yerel katkıyı arttırmak , dışa bağımlılığı azaltmak için çok önemliydi. bunu sağlamak için her önüne gelene maden ve hes ruhsatı verdiler. şu anda toplu ölümler oluyor.
    - metrobüs gibi ulaşımı çok hızlandıran bir yatırım yapmıştır akpli istanbul belediyesi. 2007 den itibaren araçlar haric sadece yol için 500 milyon tl harcanmış, araçlar için ise hollanda'dan 150 milyon tl , almanya'dan ise 220 milyontl toplan değerinde otübüs alındı. toplamda 900 milyon tl maliyeti olan alt yapı yatırımını 8 sene sonra çöpe atıp metro yapmaya çalışmak zorunda kalmışlardır.

    ve en kötüsü:
    - dindarlığı kuvvetlendirmek adına, dindar insanları yüksek mevkilere getirdiler. kısa vadede bu olumlu etki etse de şimdi görülüyor ki bu insanlar müslüman ahlakına aykırı haram yeme, hırsızlık gibi işlere bulaşmışlar. uzun vadede müslüman görünüp aslında bakara makara diyenlerde, yani münafıklıkta patlama yaşanacaktır.

    daha gider bu etkiler. özetle düzgün hesap kitap yapılmadan yapılan işler hiç bir zaman müsbet sonuca varmaz.

  • yardım kampanyasını ciddiye alacak saflıkta birinin insanların beyniyle ilgili endişelendiğini de öğrendiğimiz beyan. vergi kaçakçılığının da es geçilmesi için laf salatası yapılmış. arsızlık ve aptallık örneği bir açıklama.

  • bu ülkeye demokrasiden ufak kırıntıların düştüğü bir gün, insanların diktatörlüğü devirdiği gün, yalakalığın berbat ve yüz kızartıcı bir şey olduğunu anladığı gün bir çok insanın önemsemeyeceği, yüzünü döneceği bir insan olması kaçınılmazdır. neyse ki o da biliyor bu ülkenin o ölene kadar değişmeyeceğini. akıllı adam.

    yazık etti yılmaz erdoğan kendisine, çok yazık. özellikle hem türk halkı için, hem kürt halkı için bambaşka anlamlar ifade edebilecek, kucaklaşmya katkı sağlayabilecek birisi olabilirdi mesela. örneğin sinema filmlerine kemal sunal'a bu ülkenin her kesiminin gösterdiği sevgiyi gösterebilecek bir kitle her zaman gidebilirdi. seçmedi bunu, kendi bilir, kimse bir şey diyemez tabii.

    yalakalığı, hırsızın yanında olmayı, akil insanlar denilen bi garip heyetin içerisinde bulunmayı, başbakan iftarlarında yer almayı, hırsızlarla top oynamayı, roboski olduktan sonra evinde yılbaşı partisi vermeyi, banka reklamında oynayıp sermaye karşıtı şiirler yazmayı seçti.
    ben hakkariliyim diyerek sümen altı edilmiş olarak kendisini gösterip, eli para görünce hakkari için hiçbir şey yapmadı.
    bkm'nin tiyatro emekçilerini gecenin bi yarısı kapı önüne koydu.
    "güle güle berkinim" deyip, katilleriyle, canım berkin'in anasını yuhalatanlarla maç yaptı.

    kendi bilir.
    helal olsun deyip sırtını okşayan memlekette çok oldukça, bu adam çok ekmek yer.