hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi

  • kimin ateşinin bol kimin rahmetinin bol olacağını yalnızca yüce allah bilir;

    ölümünün üzerinden uzunca bir süre geçmesine rağmen ölmüş gitmiş adamın arkasından yavşak yavşak konuşan bazı daltarrakların dötünde hala ağrı bırakan rahmetli ilahiyat profesörüdür.

  • *bazen her şey yoluna girecekmiş gibi oluyor. sonra bi' bakıyorum meğerse yol bana girmiş.

    *anneannem hacca gittiğinde free shop'tan absinthe istemiştim, aramış ama bulamamış canım benim.

    *bekârlık sultanlıksa benimki imparatorluk oldu. artık fetret devri yaşamak istiyorum.

    *dün gece hiç tanımadığım bir kertenkeleye sırf ejderhaya benziyor diye usulca sokulup merhaba dedim.

    *ilkokulda seçimle sınıf başkanlığına geldikten sonra tüm sınıfı ayaklandırdığım için başkanlık elimden alınmıştı. 10 yaşımda darbe gördüm. sonrasında sınıfın güneydoğusuna sürülmüştüm.

    *saçımı vikingler gibi örgülü, rastalı, kazıtmalı yapayım ama apaçi muamelesi görmeyeyim istiyorum. saygı istiyorum. toplum buna hazır olsun istiyorum.

    *o kadar çok hastalığım var ki hâlâ yaşıyor olmam da ne bileyim biraz şov bence.

    *en yakışıklı harf e, en güzel harf g, 8'ler siyah, cumalar yeşil ve do notası portakal çiçeği gibi kokuyor.

    *evden çıkmaya alerjim var. güneş ışığı tenime değince kaşınıyorum, insan görünce böcek görmüş gibi huylanıyorum, sokakta bütün bir çin nüfusu üstüme yürüyormuş gibi geliyor.

    *bana bebekken ninni yerine megadeth, slayer falan dinletmişler bu asiliğin başka bi' açıklaması olamaz.

    *sanki kader ağlarını örerken sıra bana gelince ip bitmiş de düğüm yapıp bırakmış gibi bi' hayatım var.

    *bundan sonra bana sayın fazlaejderhasiolanvarmi diyeceksiniz. çünkü ssg entry'mi favorilemiş.*

  • öncelikle (bkz: chuck norris facts).
    gavurun olur da bizim olmaz mı? gençler üşenmemiş en bir güzel chuck norris fact'lerini adapte etmişler.

    ibrahim üzülmez iki kaleye bir gol atabilir.

    ibrahim üzülmez sonsuza kadar koşabilir. hem de iki defa.

    ibrahim üzülmez'in çalım yediği sağ açık yoktur, geçmesine izin verdiği sağ açık vardır.

    top ibrahim üzülmez ile rakip oyuncu arasındaysa, top ibrahim üzülmez'dedir.

    messi'nin dünyanın en iyi futbolcusu olmasının sebebi, ibrahim üzülmez'in bu dünyanın dışından olmasıdır.

    einstein'ın görelilik teorisine göre, ibrahim üzülmez bir sonraki pozisyonda gireceği kademeye, dün girmiştir.

    adil bir oyun olması için ibrahim üzülmez gözleri kapalı oynar.

    ibrahim üzülmez, "ronaldo mu? messi mi?" sorusunun cevabıdır.

    "tsubasa mı? benjamin mi?" sorusunun cevabı da ibrahim üzülmez'dir.

    ibrahim üzülmez'in teri kanseri iyileştirebilir, keşke terleseydi.

    duran ibrahim üzülmez yorgun değildir, sadece bekliyordur.

    dünya'da iki tip insan vardır: ibrahim üzülmez'den çalım yemeyenler ve profesyonel futbolcular.

    ibrahim üzülmez hayatında bir defa ofsayta düşmüştür, o da kendi attığı pasa koşarken.

    ibrahim üzülmez dirseğini yalayabilir.

    (bkz: daha gider bu)

  • kimine göre kapitalizmin bug'ı olarak adlandırılan bir oran. bir ekonomide çalışanlar, yarattığı katma değer nispetinde bir maaş alarak toplumunun ekonomik gelişiminin ilerlemesini sağlarlar.

    meritokrasi öyle buyurur ki, bir ekonominin en hızlı gelişimi her spesifik iş kolunda gereken en kalifiye çalışanın işe alınması durumunda gerçekleşecektir. bu durumda bile, piketty iddia eder ki eğer bir yatırımın kendini amorti etme süresi ekonomik gelişim oranından düşükse er ya da geç miras kalmış olan refah ekonomiyi domine edecektir.

    aslında bu durum, kriz dönemlerinde fakirin daha fakir, zenginin daha zengin olmasını da açıklıyor. benim açıklamak istediğim şeyse biraz daha farklı. sonuçta ister gelişmiş, ister gelişmekte olan olsun her ekonomide belli bir potansiyel büyüme oranı mevcut. türkiye gibi bir ülke için bu oran %5 olarak kabul edilebilir. yani kısaca %5'lik bir gdp artışı türkiye'nin temel makroekonomik göstergelerini sabit tutacak, bunun altındaki kötüleştirecek, üzerindeki ise iyileştirecektir.

    fakat bu kabul edilen oran bile, zaman içinde artmak zorunda kalacaktır. mesela hayali bir ekonomi düşünelim potansiyel büyüme oranı %5 olsun ve her sene %6 büyüsün. bu durumda gini katsayısı her sene düzenli olarak düşecektir. bunun temel nedeni de insanların yeterli iş bulma ve kendini geliştirme şanslarının daimi olmasıdır. lakin, çok değil bir nesil sonra, ki yaklaşık 35 sene eder, o çalışan nesilin bütün birikimleri de sonraki nesile aktarılacak ve sistemin sürdürülebilmesi için gereken potansiyel büyüme oranını yukarı çekecektir.

    iyi de ekonomik büyüme oranı sürekli yukarı çekilemeyecektir. bunun temel nedeni gelir arttıkça geliri daha çok artırmak için daha çok katma değer yaratmak zorunluluğudur. başka bir deyişle, çin için senede %7-8 büyüme çok matah bir şey değilken almanya için imkansızdır. optimizasyonla bir aracın verimini yükseltmeye çalışıtığınızı düşünün bir noktadan sonra verimi %1 artırmak için bile milyonlarca dolarlık arge yatırımı yapmanız gerekecektir.

    bu noktada da, aslında devreye miras maaş oranı dediğim oran giriyor. anne babanız, 30-40 sene boyunca yaptıkları tasarrufları size miras olarak bıraktığında sizin bu mirasın karşılığı olan parayı çalışarak ne kadar sürede elde edebileceğinizi belirten bir oran aslında bu ve kardeş sayısına da bağlı olmakla beraber bence bir çarpan da gerektiriyor. bu çarpan ise, eğer maaşlı çalışan olarak devam edecekseniz yapacağınız birikimlerin senelik ortalama faiz getirisini de içerdiği için ekleniyor.

    mirasın birikim süreci ekonomi geçmişte hızlıyken geliştiği için, ekonomi yavaşladığında geçmişten gelen birikim toplam refah içindeki payını artırmış oluyor. kısacası bunun önüne geçebilecek olan tek durum, ekonominin büyüme oranından çok büyüme oranının ivmesinin pozitif kalmasıyla mümkün olabilir. yani sürekli artan ivmeyle büyüyen bir ekonomi. ama bunun mümkün olmayacağını da optimizasyon örneğiyle ispatlamıştık. bir ekonomi büyüdükçe tam tersine büyüme hızı azalır almanya-çin örneğinde olduğu gibi.

    bu durum bende de, farklı düşünceler yaratıyor. ailemden bana kalacak olan mirası şu anki maaşıma böldüğümde yaklaşık 620 çıkıyor. yani yemeden içmeden 52 yıllık maaşımı biriktirsem o miras kadar para biriktirebiliyorum. bir yatırıma girişsem bile return of investment değeri, ev alsam ortalama 30 yıl, riskli bir yatırıma girersem belki daha kısa ama o da risk almayı gerektirdiğinden dolayı kolay değil. gelecekteki kariyer hedefime ulaşsam bile bu 52 yılın 26 yıl olması için enflasyondan arındırılmış maaşımı ikiye katlamam gerekiyor ki bunu da yapmak hiç kolay değil.

    bu durumda benim iddiam şu, eğer miras maaş oranınız 30 yıldan yüksekse çalışmanızın ekonomik açıdan bir anlamı yok. bu noktada devreye giren de insanın sosyal bir canlı olması ve çalıştıkça kendini değerli hissetmesi, yani çalışan olmanın getirdiği psikolojik faktörler.

    her ekonomi bir gün bu oran yüzünden batmaya mahkumdur. bunu engellemenin tek yolu ancak miras ve gelir sistemine okkalı vergiler getirilmesiyle mümkün olabilir ki sosyal refah yönüyle tanınan avrupa ülkelerinde olan da bundan çok farklı değil.