ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
beylik ve klişeleşmiş lafların ingilizceleri
-
look sir!
i have couple of words to tell you. you are a big man, with money and everything. thousands work for you. would it make you look cool to play with their future, leaving all those innocent kids without shelter and food? but why wouldn't it? wasn't that you who never pitied his own daughter, avoiding a handful of happiness?
can't you see sir? these kids love each other. but i'm talking in vain, trying to teach how to love to someone who doesn't know what it is. huh!, you, the big boss, billionaire, factory owner mr saim !
do you think you are great? no you aren't, but i am. i! master yaşar!
you're nothing compared to me, get it? nothing! you have no value to me. yet, for sure you won't be able to do any harm, neither to my daughter in law, nor my son!. nor you can destroy, scatter and defeat us. because we're not bound to one other with money but with love. we love one another. we are a family, a beautiful family. do you think you are strong enough to knock this down?
don't touch my family anymore! don't touch my children, my son and my daughter in law. if you are to harm them; i, the man who hasn't even hurt an ant in his entire life , master yaşar, would pull the trigger and shoot you down, without thinking a second.
got it? i'd shoot you down and never look back at you!
the settlers of catan
-
bir çok açıdan yeni moda oyun akımı yaratma gücüne sahip, zekice düşünülüp basit kurgulanmış bir board game. catan, 1995'te almanya'da yılın oyunu, 1996'da abd'de yılın oyunu seçilmiştir. 10 seneyi aşkın yolculuğunda türlü dillere çevrilmiş, bir sürü expansion pack'leri, add-on'ları çıkmıştır. nedendir inceleyelim:
1) oyunun ana kurgusu:
oyunda önemli olan, yerleşim merkezleri kurmak, bu yerleşim merkezlerine yollar ile bağlantılar yapmak ve haritanın olabilecek en uzak yerlerine ulaşmaktır. her yerleşim merkezi ayrı bi puan ve her turn ayrı bir kart hakkı tanır diyebiliriz kabaca. oyunda şans faktörü zarlarla sağlansa da, bu bir baharat olarak konmuştur. kazananı belirleyen, daha ziyade yerleşim yerlerinin stratejik konumudur.
2) oyunun zayıf yönleri:
ilk oynadığımda haritanın küçüklüğü, kartların çeşitli olmayışı gibi detayların oyunu bir süre sonra sıkıcılaştıracağını farkettiysem de, ne mutlu benden önce farkedenler olmuş, hem deniz hem de kara temelli türlü türlü haritalar ve grafikleri birbirinden güzel kartlar piyasaya sürülmüştür. telafi edilmiştir yani.
3) oyunun güçlü yönleri:
hızlı öğrenebilmek, kolay oynayabilmek, kurallarının karmaşık olmaması, grafiklerinin ortalamanın çok üzerinde oluşu ve değişik oyun seçenekleri olarak sayabilirim. risk'teki bir süre sonra rutine binen saldırma meselesi ve monopoly'deki aldım verdim ben seni yendim yaklaşımı burada daha farklı işlenmiş, hoş da olmuş. bu oyuna dinamizm katmış.
kısaca böyle.
(bkz: ben kısa konuşmayı seve)
cenk & erdem
-
beni bu adamların esprilerinden daha çok güldürebilecek tek şey mehmet ali erbil ile kıyaslanmalarıdır.
james webb uzay teleskobu
-
bildiğimiz anlamda optik bir teleskop değildir. yani olağanüstü nebula fotoğrafları falan beklemeyin. o işi zaten emektar hubbleımız çok güzel yaptı, yapıyor. jwst kızılötesi gözleme yönelik bir teleskoptur ve atmosfer içinde birkaç yüz km yukarıda dönen hubble'dan farklı olarak 1.5 milyon km gibi atmosferin her türlü olumsuz etkisinden uzak bir noktaya yerleşecektir.
jwst bize evrenin erken dönemleriyle ilgili hiç bilmediğimiz şeyleri öğrenme fırsatı verebilir ve bu evrene bakış açımızı tamamen değiştirebilir. ama bence daha önemlisi öte gezegenlerin yaşam içerip içermediğiyle ilgili tartışmasız kanıtları sunabilir. yani birkaç sene sonra sadece 15 ışık yılı ötede varlığı kanıtlanan orta seviyede gelişmiş bir sanayi medeniyetiyle nasıl iletişime geçeceğimizi konuşuyor olabiliriz. bu insanlık tarihini baştan aşağı değiştirecektir. ya da tüm gözlemlere rağmen uzay yine korkunç sessizliğine devam eder. bu da insanlığın ve hayatın varoluşuyla alakalı tartışmaları farklı bir boyuta taşıyacaktır. beni hayatım boyunca en heyecanlandıran bilimsel gelişmedir jwst, umarım her şey yolunda gider.
imamoğlu nerede
-
ahaberde değil. o yüzden göremiyorsunuz.
norveç'te karda montsuz kalan çocuk
-
"bize geldiğinde zaten montsuzdu..."
(aile ve sosyal politikalar bakanlığı)
kaçak elektrik kullanamıyorsak elektriğimizi kesin
-
kes gitsin amk. biz ödemesek haciz yollarsınız peşimizden kimseye saldırmıyoruz diye.
sözlük'ün 40 milyona demirören'e satıldığı iddiası
-
40 ise biraz mantık çerçevesinde ben cevap vereyim. siksen satmazlar. 40 nedir arkadaş. eksisozluk yarattığı yan platformlarla bile daha fazla para kazanır. marka değeri öyle basit bir şey değil.
(bkz: pena)
(bkz: ekşi şeyler)
ulan en önemlisini söylemeyi unutmuşum.
(bkz: medyahaber kim aq)
sana enerji yükleyeceğim birinci olacaksın
-
sabah sabah bir insan nasıl bu kadar gerizekalı olabilir diye sorduran olay. gerçekten nasıl?
edit: (bkz: ekşi sözlük enerji yükleme veri tabanı) abazalar hemen değerlendirir bunu bence.
kitsch
-
antisanat.
bir arada olmayan değerlerin bir araya getirilmesinden doğan ucubeler bütünü.
kötü veya zevksizlik olarak değerlendirmemek gerekir. kitsch'in değeri kendi içindedir.
örnek 1: arabesk bir kitsch'dir. arap müziğinden alınan öğelerle türk müziğinin öğeleri biraraya getirilmiş böylece ortaya bir hibrid çıkmıştır.
örnek 2: elvis resimli duvar halıları. elvis batı pop kültürünün bir ikonudur. köyden kente gelmiş bir topluluk da yine batı kültüründe görülen duvara resim asma geleneğine bakıp bunu kendine uygular ama resim olarak değil, halı olarak. vs vs.
(bkz: daha gider bu)
kitsch konusunda uğur tanyeli'nin makaleleri incelenebilir.
annenin kanser olduğunu öğrenmek
-
kabullenmesi kolay olmasa da, bugun annemi kaybettim. annenizin degerini bilin.
ssg'nin mültecileri uyumlu hale getirelim demesi
-
türkiyedeki suriyelileri göçmen kabul edip bir de almanya'ya giden türklerle kıyaslama yapması gerçekten akıllara ziyan. türkiyedeki suriyelilerin hepsi (bkz: sığınmacı) statüsündedir ve türkiye bu suriyelileri göçmen statüsüne alıp ülkeye adapte etmek zorunda değildir. bunu akplilerin de bu tuzu kuru liboşların da iyi anlaması gerekiyor.
(bkz: ülkemde suriyeli istemiyorum)