hesabın var mı? giriş yap

  • bu nasıl bir umursamazlıktır aklım almıyor artık. seçimden beridir halkta inanılmaz bir durgunluk var. zam üstüne zam yağıyor ve kimsenin sesi çıkmıyor.
    erdoğan istediği gibi at koşturuyor istediği yeri satıyor peşkeş çekiyor. ülkeyi babasının malı gibi kullanıyor ve hiç kimse bir şey yapmıyor.
    güzelim ülkemin bunların elinde çürümesi beni delirtiyor artık.
    muhalefetten bir şey beklemiyorum onlar da aynı bokun laciverti. başka bir kurtuluş yolu olması lazım.

  • son araştırmalar ve gün yüzüne çıkmış olan arkeolojik keşifler sonucu şehrin m.s. 500-600 yılları arasında ani bir şekilde terk edilmesinin altında yatan temel sebep, bugün büyük oranda aydınlatılmıştır.

    birçok arkeoloğun da belirttiği üzere yıllar boyu obsidyen ticaretinin ana merkezi olmuş olan, zengin teotihuacan şehri, zamanla üst sınıf ticaret erbaplarının işçi sınıfı üstünde oluşturduğu dayanılmaz baskıyı daha fazla kaldıramamış ve şehir geneline yayılan büyük sınıf çatışmaları, o zamanlar yaklaşık 100.000 kişilik bir popülasyona sahip olduğu düşünülen şehri hakimiyet altına almıştır. şehrin dış, (bkz: ghetto) olarak adlandırabileceğimiz, işçi sınıfının yoğunlukta bulunduğu kısımlarında bulunan hane kalıntılarında hiçbir yangın ve talan izi gözükmez iken, merkez tapınaklara yakın ruhban ve zengin tüccar konutlarının hemen hemen hepsinde yangının ve talanın getirdiği izlere rastlanması da bu teorinin en büyük destekçisi olmaktadır.
    günümüze kalan bu izlerin ötesinde, bugün teotihuacan yıllar önce maya ve aztek uygarlıklarını etkilediği gibi (ki şehrin bugün ki ismi olan teotihuacan, aztekçe de "tanrıların yarattığı şehir" olarak geçmektedir, aztekler terk edilmiş bu büyük ve zengin şehri gördüklerinde buranın yalnızca tanrılar tarafından kurulabileceğini düşünmüşlerdir) bugün de biz fani insanları geride bıraktığı güneş, ay ve tüylü ejder tapınakları ile etkilemektedir. umarım bir gün hakkında bu kadar araştırma yapmaya değer gördüğüm antik orta amerika uygarlıklarının beşiği olan bu güzel yere gitmek nasip olur.

    kaynakça
    1
    2
    3
    4

  • bu başlığı açan münasebetsiz ve onun kuyruğuna takılan hadsizler, hepinize selam.

    tost yapıp iş yerine getiren kız benim, peki varoş olduğuma nasıl karar verdiniz? ben her sabah evde kahvaltımı hazırlıyorum, tost olur, yumurta olur, sandviç olur, simit peynir olur, her gün bi çeşit. çünkü evde yapmaya vaktim yok ama iş yerimde açıyorum bilgisayarımı, koyuyorum çay ya da kahvemi, büyük bir zevkle yiyorum. çünkü evde yesem aceleye gelir, tadını çıkaramam. öğle yemeğim de yanımda bu arada, güzel kaplarım var, aklınıza gelebilecek her yemeği iş yerine getirmişliğim var*****

    her sabah ve her öğlen dışarda yemek yiyecek param yok dostum anladın mı? belli bir gelirim, ona karşı sorumlu olduğum bir eşim, bu hayat pahalılığında karşılamaya çalıştığım ihtiyaçlarım ve önümüzdeki 8 buçuk yıl boyunca ödeyeceğim bir ev kredim var. siz tutmuş yok varoş, yok kaçın uzaklaşın yok bilmem ne!! bütün bunlar benim normal bir insan olduğumu hatta belki de bazılarına göre şanslı olduğumu gösterir çünkü benim bu yaptıklarımı yapamayıp aç yatan insanlar var, bir tostu bulamayacak kadar darda olan, başını sokacak bir evi olmayan insanlar var.

    insaf be insaf! artık ağzınızdan s.çmayın, g.tünüzle düşünmeyin. yettiniz ha!

  • kredi kartı dolandırıcıları zamanla evrilerek daha yaratıcı (!) yöntemler bulmaya devam ediyor. bunlara karşı koymak için çok etkili önlemler var:

    - kartınızı internet, mail-order ve yurtdışına kapattırın. internet için sanal kart kullanın, limitini alışveriş esnasında ayarlayın ve işiniz bitince sıfırlayın. evet bazı işletmeler ya da kuruluşlar mail-order ile işlem yapmak istiyor. bunu kesin bir dille reddedin. internet ya da pos makinesi dışında işlem yapmayacağınızı söyleyin. mail order'da kartın tüm bilgilerini veriyorsunuz ve o kağıtlar herkesin elinde kucaktan kucağa dolaşıyor. bu riski almayın. yurtdışında illa ki kredi kartı kullanmak istiyorsanız, düşük limitli bir kartınız olsun ve onu kullanın.

    - bazı internet siteleri 3d secure (cep telefonuna gelen sms) kullanmaz iken, bazıları kullanıyor. arayıp türlü bahanelerle bu şifreyi sorabilirler. sakın vermeyin.

    - internet bankacılığına giriş yaparken gelen şifreyi de aynı şekilde kimse ile paylaşmayın.

    - günlük işlem limitleri koyun ve e-mail ile bilgilendirme talep edin. bütün bankalar bunu ücretsiz olarak sağlıyor. "günlük havale/eft limitim 1.000 tl olsun ve herhangi bir para çıkışında e-mail gönderin" gibi.

    - kredi kartınızın arkasındaki üç haneli kodu bir şekilde yok edin. o olmadan mail-order ve internet vasıtasıyla işlem yapılamayacaktır.

    - atm ya da pos makinesinde şifre girerken elinizle kapatın. atm'den belli bir tutarın üzerinde çekim yaparken cep telefonunuza şifre gelmesini talep edin. garanti bankası şu anda bu hizmeti veriyor. diğerlerinde de mutlaka vardır.

    * bütün bu önlemlere rağmen bir anlık dalgınlığınızla kartınızdan/hesabınızdan başkasının işlem yaptığını fark ederseniz, bankayı arayıp kartınızı/internet bankacılığınızı bloke ettirin. harcama itiraz formunu bankaya ivedilikle ulaştırın. geriye dönük 6 aylık harcamalara itiraz yapılabiliyor. bankaların güvenlik birimleri bu tarz konularda çok tecrübeli ve 1-2 ay içinde olumlu-olumsuz dönüş yapıyorlar. özellikle yurt içinden ve dinamik kimlik doğrulama sistemi (3d şifresi ya da imza gibi) kullanılmadan bir işlem yapılmış ise iade alma şansınız çok yüksek. bankadan olumsuz bir dönüş geldiğinde önce tüketici hakem heyeti, daha sonrasında ise tüketici mahkemelerine başvurulabilir.

  • annemdi. babamla olan evliliğinde en iyi şartlarda yaşamış, çok iyi bir geliri olan ama kumar tutkusu nedeniyle eve uğramayan kocası yüzünden bir dönem kuru ekmeği ıslatarak yemiş, kocasının iyi kazancına rağmen borç yüzünden elektrikleri kesik evde oturmuş, sonrasında üzerine yapılan evleri boşanırken geri vermiş, rulet ve poker masalarında bir servet bırakan, iflas eden bir kocadan sonra 3 genç kızla tek odada oturmuş, kilidi bile olmayan kapıyı iple bağlamış, geceleri korkuyla sabahlamış ve yoksulluğun dibine vurmuş bir kadın.

    lüksünü bir tarafa bırak, ihtiyaçlarını bile göz ardı ederek, çocuklarını okutmak için didinmiş, bir an önce kurtulmak için boşanırken nafaka bile istemeyecek kadar canından bezmiş, bir zamanlar yaşadığı ihtişamda gözü kalmamış, arkasına bakmamış, ikinci evliliğinde de gülmemiş, paraya pula, takılara, güzel kıyafetlere önem vermemiş, durumu iyiyken bile azıcık bir bükmeyle eğrilebilen çatallar kullanmış, gösterişi hiç sevmemiş, kitap okuyup bulmaca çözmek en büyük zevki olmuş, dedikodulardan, insanlardan uzak durmuş, evli çocuklarının yüklerini bile üzerinden atmamış, daima bir kale olmuş ve 10 yıl savaştığı kansere rağmen gülebilmiş ve kimseyi üzmeden, kimseye ağlamadan, yüzündeki hiç değişmeyen vakur ifadeyle hayata veda etmiş güzel kadın.

  • 5 yıl önce çok sevdiğim kız arkadaşım beni para yüzünden terk etmişti.
    çok koydu bana. okulu bıraktım. çalıştım çabaladım.
    çok mücadele verdim.
    sonuç değişmedi hala fakirim.
    ileri görüşlü kızmış.
    bana çok şey katabilirdi.

  • burası türkiye cumhuriyeti. ahmet, mehmet, ali, veli, recep gider ama bu ülke ilelebet var olacaktır. bu ülke kimsenin babasının malı değil.

  • "bu millet" sevmemiş olabilir. yüce türk milleti sevdi ve eserine sahip çıkacaktır.