ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran diyaloglar
-
tur rehberi bir kiliseyi anlatıyor; kızlardan biri rehbere yanaşıp soru soruyor.
rehberin mikrofon açık ve her şeyi 200 kişi duyuyor.
- peki kilisenin üstündeki saatin 10.20'yi göstermesi neyi ifade ediyor?
+ saat 10.20 şu anda.
kızı turun kalanında görmüyoruz.
özgüveni arttırmak için öneriler
-
gece gece parmak ucunda akıl yürütmeler:
arkadaşınız size verdiği sözleri yerine getirmezse ona olan güveniniz azalır. kendinize verdiğiniz sözleri yerine getirmezseniz kendinize olan güveniniz azalır. o zaman kendinize verdiğiniz sözleri yerine getirirseniz kendinize olan güveniniz artar. ya kendinize verdiğiniz sözleri tutun. ya da kendinize tutabileceğiniz sözler verin. ya da kendinize söz vermeyi bırakın.
kılıçdaroğlu'nun ince ve oğan'a bakanlık vermesi
-
ince'ye değil bakanlık selam verilmez.
oğan için türk dünyası ile ilişkiler bakanlığı bence de şık olacaktır.
500 bin euro primi beğenmeyen a milli futbolcular
-
adamlardır. en has adam onlardır. adamlığın kitabını yazmışlardır. adamlık kanlarında vardır. adam olarak doğmuşlardır. adam olarak öleceklerdir. bu arada çok adamlardır.
koç üniversitesi'ndeki pikachu
-
(bkz: je suis pikachu)
rte'nin 48 araçlık konvoyu
sevgili edinme konusunda hiçbir şey yapmayan insan
-
aslında sevgilisi olmasını istemesine rağmen, hiçbir girişimi olmayan, hoşlandığı karşı cinsler olsa da hep bunu bir şekilde hasır altı eden, elini uzatmayan, konuşmayan, girişimde bulunmayan kişidir.
az kişinin bildiği muhteşem web siteleri
-
http://www.sadecebelgesel.com/
türkçe dublaj, türkçe altyazı ne ararsan var.
cosmos'tan tut, muhteşem bbc belgesellerine ne ararsan var.
doğa, bilim, tarih, yerli-yabancı hangi tür ararsan var.
4 sene sonra gelen ekleme edit;
https://belgesel.site/
türk yıldızlarının kezbana verdiği efsane ayar
-
oğlunun çükünü kestirirken tüm gün davul zurna çaldıran, askere gidecek oğlu için kornayla kafa beyin patlatan, düğününde dakikalarca havai fişek attıran densizlere verilen şahane bir ayar.
jamon gordon'un carlos arroyo'dan yediği fake
-
gereksiz abartılan fake. kenardan koç çağırıyor amk görmüyor musunuz?
dialektik der aufklarung
-
deleuze ve guattari ile birlikte kita felsefesinin en onemli ikililerinden olan theodor adorno ve max horkheimer'in cok muhim bir eseridir aydinlanmanin diyalektigi. akilla*, aklin sinirlariyla, aklin kolaylika akilsizliga donusebilmenin irdelendigi bir eserdir.
esasinda aydinlanmamanin diyalektigi deselermis daha iyi olurmus bu eser icun, zira aydinlanmanin kendini elestirme kapasitesini zaman icerisinde kaybetmesiyle, aydinlanma projesinin barbarliga varan basarisiz bir tecrube oldugunda hemfikirlerdir adorno ve horkheimer. yalniz bu cok sert aydinlanma ve akil elestirilerine karsin, adorno ve horkheimer icin akil ve aydinlanma ayni zamanda insanligin korkularini yenmesi icin tek umududur. cok buyuk bir ironidir, ama bu boyledir kardesim.
onsozde soyle derler: "bu kitabi yazmaktaki tek hedefimiz insanligin, daha insani kosullarda yasamaya baslamak yerine, neden yeni bir tur barbarizme battigini anlamak idi." kuskusuz ki, yazarlarin barbarizmden anladiklari hitler ve fasizm idi. kitap frankfurt okulu'nun urettigi en baba eser olarak bilinir.
eserin ana tezi sudur: aydinlanma kendisini mitlerden ve irrasyonel dusunceden ayirarak tarih sahnesine cikmistir, yani mitleri reddetmistir . ama mitleri reddederken de, mitlerin buyusunden, temel izleklerinden ne yazik ki kurtaramamistir kendisini. yani kisaca, mitik dusunceyi reddeden akil, kendini sonuc olarak mitin kurbani olarak bulmustur.
nasil mi bulmustur?
mitlerde ve mitik dusuncede, gerceklesen her olay kendisiyle uzlasmak zorundadir. buna kant icsellestirme prensibi* demistir. insanlar bilgi uretirken, bilimleri gelistirirken, bilimi insan hayatindan ayri tutarak kendi tahakkumunu olusturmasini saglamislardir. yani akla onem veren insan, aklin yarattigi kurallarin kurbani olmuslardir, ve kant'in "aklin kamu alanindaki kullanimi" denilen seyi uygulamayi birakmislardir. bunun uzerine de akil, ve modern kurumlar zamanla fasizm denilen siyasi hayvani olusturmustur. anti-semitizm ise aydinlanmanin ulasabilecegi sinirlari simgelemektedir adorno ve horkheimer'e gore.
baski ve fasisizm adorno ve horkheimer icin bati toplumunun tarihsel bir yanilsamasi degildir esasinda. aksine, bati dusuncesinin ta koklerinde, tahakkum ve baski vardir.
bu nedenle eserin birinci bolumu, cok zekice yazilmis bir odyssey* elestirisiyle baslar. ulis'in siren'lerin sarkisini duymasiyla kendini direge baglamasini ve kurekcilerin kulaklarini balmumuyla kapatmasini adorno ve horkheimer bati dusuncesinin ozunde yer alan, dogal olani akilla kontrol etme durtusyle aciklar. yani, siren'lerin sarkilariyla simgelenen doganin cezbedici unsurlarini bedeni kontrol etmeye calismistir ulis... bati muziginin temelinde de bu vardir yazarlara gore.
ayni sekilde, hegel'in zihnin kurnazligi* dedigi olgunun en guzel orneklerini ulis gosterir cyclop'larla karsilasmasinda. sikloplar kendisine adinin ne oldugunu sorarlar. o da udeis cevabini verir ki, udeis yunanca hem "kahraman" hem de "hic kimse" demek imis... buna da burjuva subjektivitesi yaftasini yapsitirir adorno ve horkheimer. hayatta kalmak icin dili bile manipule eden, ve dilsel olarak reprezentasyon asamasinda olsa bile, kendi hicligini rasyonallestirebilen burjuva subjektivitesi....
bati bujuva/kapitalist toplumlarinin kokunde iste bu hassas dengeler vardir..
lakin adorno be horkheimer akil dedigimiz seyi yine de tek kurtulusumuz olara sunduklari icin, aydinlanma ve akli tanimi yapmamistir eser boyunca. aksine, bu kavramlari tanimladigimi takdirde, bunlara otonomi vermedigimiz, kurallar ve hesaplar icinde yasadigimiz takdirde, her an baskici bir dunyaya hazir olmamiz gerektigini anlatmislardir. bu yuzden, bu eseri referans gosterip fasizm ve koktenciligin en alasini yapanlara hadlerini bildiriniz... ayrica "aydinlanma ve kitle yanilsamasi" ve kultur endustrisi bu eser icerisinde yer alir...
cittaslow
-
italyanca'da "yavaş şehir" anlamına geliyor. şehir merkezlerinde araba kullanımını yasaklayarak, mcdonald’s şubeleriyle süpermarketleri kapatarak yaşanır şehirler oluşturmaya çalışıyorlar. toskana’nın minik chianti şehri 1999 yılında ilk “citta slow” kenti olmuş, ve gittikçe yayılıyor. belli kontrollerden geçerek "yavaş şehir" olarak adlandırılmaya hak kazanan şehirler şirin mi şirin bir salyangoz logosu kullanıyor.
logo bu: http://www.dalane-golfklubb.no/…ttaslow100x75-1.jpg
şeytan diyor, bırak bu koşuşturmayı, git yerleş bir italyan "cittaslow"a, sakin sakin, şarabını yudumlayarak geçir hayatının geri kalanını...
eski eşin mahrem videolarını grupta paylaşmak
-
nida nur yıldız... severek evlendiği eski eşi ‘sapık’ çıktı. burak etiler, evliyken yıldız’dan habersiz mahrem videolarını çekti, boşanma aşamasında da sosyal medya gruplarında paylaştı. soluğu savcılıkta alan yıldız “ben değil o utansın” dedi.
nida nur yıldız; “en mahrem görüntülerimiz. burak’ın 40-50 erkeğin olduğu ‘goygoycular’ isimli bir whatsapp grubu var. boşanma aşamasında oraya atmış videoları. “
köşe yazısı
yahu değil eski eşin, hiç kimsenin videosunu arkadaşlarınla paylaşamazsın. bırak videoyu paylaşmayı, yaşadığınız mahrem şeyleri dahi anlatamazsın. işte biz namus mefhumu olmayan insanlara ‘namussuz’ diyoruz. sen de bu zümreye mensup bir yaratıksın.
8 mart 2018 çaylak onay rezaleti
-
sözlük yönetiminin yazar alımları hususunda sabırla sırada bekleyen bütün çaylaklardan ivedi bir şekilde özür dilemesi gereken, o da olmadı açıklama yapılması gereken dumur edici bir rezalettir.
lafı fazla uzatmayacağım. daha dün yazarlığı onaylanmış birinin çaylakken girdiği entryleri görünce ne demek istediğim anlaşılacaktır. buyrunuz;
https://i.hizliresim.com/a18onr.jpg
https://i.hizliresim.com/bbzok0.jpg
ve bu arkadaşın yazarlığı onaylanıyor.
https://i.hizliresim.com/p6m70q.jpg
garip ama böyle onlarca haksız bir şekilde yazar alımı olurken tüm kurallara uyup senelerce sıra bekleyenler acaba neden bekliyor anlamış değilim.
ve yukarıdaki linkleri gördüğü halde sessiz kalıp susan, kılını dahi kıpırdatmayan yazar arkadaşlara da sesleniyorum.
unutmayın aga. daha dün burada hepimiz çaylaktık. o yüzden haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır düsturu asla unutulmasın. bu büyük bir rezalettir. koy kendini çaylağın yerine. asgfrssf kıjfırjsh sırfjsghsyr... falan diye entry giren yazar oluyor ama bilgi yüklü destan yazanlar senelerce bekliyor. blah blah...
susmayın!