ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
john coffey
-
kendisini canlandıran michael clarke duncan'ın aramızdan ayrılmasıyla öksüz kalmış karakter. iri cüssesi, doğaüstü güçlerine rağmen karanlıktan korkmasıyla aklımıza kazınmıştır. haksız bir şekilde elektrikli sandalyeye gidişine bile itiraz etmemiş yoruldum patron diyerek kabullenmiştir.
o saatte bara gidip içenin başına her şey gelir
-
tam bu coğrafyanın yorumu. bu kafada adamları bir şekilde tepeden indirmedikçe, ne toplumsal ne de bireysel boyutta burnumuz boktan kurtulur.
önyargıyla yaklaşılan yiyecekler
-
ahtapot. ön yargı değilde deniz ürünlerinden bir tek balığa alışabilmişken o da ton balığı kutuya konduğu için :d meze şeklinde yediğim sonra muhteşem gelen şey.
almanya'da ford fiesta'nın 1500 euro olması
-
yav he he avrupada tamirci yok. adamlar üretiyor ama tamircisini yetiştiremiyor. allahın malları nası gerizekalı ya bu avrupalılar. senin ülken seni "vergi" adı altında sikmiyor ya da izlediği iğrenç ekonomik politikalar yüzünden paranın değeri çöp değil de "ıvrıpıdı timirci yık kıç kiri ıçıklıcız"
taharet musluğunun orayı ıskalayıp pipiye gelmesi
-
(bkz: ulan hepiniz oradaydınız be)
16 nisan 2021 kripto para ile ödeme yasağı
-
burası
paypal’ın yasaklandığı,
insanların ucuza çinden (aliexpress) ürün getiriyor diye gümrük vergilerinin yükseltildiği,
uber’in dövüldüğü,
booking’in engellendiği
topraklar...
ne sandınız öyle kafanıza göre dijital menkul değer oluşturabileceğinizi mi...
türkiye mühendis kaybetti amerika bakıcı kazandı
-
alttaki yorum twitten daha bomba.
“türk qardaşlarımdan aff diliyorum ama sizin içinde olduqunuz veziyyete soxum. her saat kötü habermi olur?.”
yol ayrımına 10m kala 30km'lik muhabbet açan tip
-
ölçüsüz ve izansız. sıkıcı. bıyıklıysa çok daha sıkıcı. aynı konuyu bir bıyıklıyla tartış bir de bıyıksızla, bıyıklı olan daha çok sıkıyor.
yürüye yürüye geldiğimiz ve ayrı yollara gideceğimiz belliyken, o yol ayrımına on metre kalmışken "türkiye'nin üzerinde büyük oyunlar dönüyor" diyemezsin densiz gibi.
nereden baksan 3 km.si var bu iddianın. ben karşı iddialarımı sunacağım, sen o zavallı beyninle karşı itirazlar getireceksin böyle böyle... nereden baksan aynı hatta ait dokuz ila on dolmuş yanımızdan geçmiş gitmiş olacak.
"evet abi ya. dönüyor bazı oyunlar" diyerek bitirebilir miyim bu mevzuyu? ya da "yok ya dönmüyordur oyun moyun. hadi görüşürüz hocam" diyerek ben orada ayrılabilir miyim? ağır siyasî geyik yapacağız ve on metre sonra herkes kendi yoluna gidecek. gidemez. ben geriye kalan yolumu tartışa tartışa giderim akli melekeler açısından problemli bir insan profili çizerek.
daha da beter olan o ayrımda ayakta dikilip lafın sözün bitmesi için bekletiyorsun insanı. yapmayın bunu. gerekirse yolu uzat ama 10m için 8m'lik konu aç, kalan 2m'de de vedalaşma ritüeline vakit kalsın.
edit: umut sarıkaya'nın karikatürü var imiş bu konuda (ki olmasa şaşardım zaten) peki umut sarıkaya benden önce bunu nasıl akıl etti !!!?!!? biz bunları tartıştık zamanında buralarda #35011952
ali ismail korkmaz
-
bazen yoruluyorum laf anlatmaktan, o zaman ali aklıma geliyor kendimden utanıyorum.
benim sözüm var sana delikanlı kardeşim.
bu memlekette yaşanan pislik ortadan kalkmadan yahut ben son nefesimi vermeden susmayacağım.
bir şey yapabiliyorum da diyemem bu organize şerefsizlik çetesinin patlayan foseptiği karşısında ama susmaya gönlüm razı değil.
bir bardak suyum var onu döke döke temizleyeceğim, mis gibi yapacağım bu memleketi.
huzurlu ol, buralar bizde.
yeşil pasaport ayrımcılıktır
-
daha iyi şartları aramak yerine, iyi durumdakini aşağı çekmeyi hedef edinmiş isek bir diğer derdimiz. "başkasında var bende niye yok, onda da olmasın" diyeceğine, "bizde de olsun, ne yapılabilir" diye proje üretmeyi ne zaman öğreneceğiz bilmiyorum ya.
adres tarif edene anlamış taklidi yapmak
-
mahalle baskısı gibi bir şey. zaten mahcupsun, utana sıkıla gözüne kestirdiğin kişiye adres soruyorsun, zamanını alıyorsun vs, o sana 'anladınız mı' der gibi bakarken kesinlikle hiçbir şey anlamadığın halde 'evet, evet, teşekkürler' deyip kibar bir şekilde hiçbir şey anlamadan yoluna devam ediyorsun. nah anladın çok afedersin.
şanslıysan, bir sonraki soracağın kişi aynı kişi değildir. ama doğuştan talihsiz isen, beterin beteri oluyor ve az önceki tarif edene tekrar rastlıyorsun.
(bkz: adres sorarken bir önceki tarif edene yakalanmak)
bir kadını çıldırtmanın yolları
-
rejim yaptığını biliyorsanız, "sen kilo mu aldın ya" deyin. denedim, friendzone'dan yazıyorum.
yerli otomobil üç lirayla 100 km gidecek
-
yerli otomobil 500t'ye binecek heralde.