• listeye olması gerektiği gibi birinci sıradan girerek her şeyi alt üst edendir . . . kafa içinde birkaç zamandır bozuk plak gibi çalanları bir kenara itme kuvveti veren ve arşivin az tozlu köşelerinden eels - guest list'i aramaya sevk edendir . . . tüm dış gözlemcilere "galiba başka biri var" dedirtendir . . . başkası böyle bir kimsedir . . . "is my name on your list?" . .
  • başkası için her ne istersen, o önce sana verilir sonra da onu yansıtma kabiliyetine göre senin üzerinden başkasına da yansıtılır. evrensel düzenin işleyişi bu şekildedir. bu kuralın herhangi bir şekilde değiştirilmesi veya esnetilmesi asla mümkün değildir.

    dikkat etmezsen bu kural çift taraflı kesen kılıç hükmüne girer ve bu kılıçla hem kendini hem de başkasını kesersin.

    mesela birine çok kızdın onun hakkında kötü dileklerde bulunuyorsun...bu dileğin sürdüğü müddetçe, enerjetik boyut itibariyle kendini bir tür yıkıcı enerji ile şarj etmeye başlarsın. şarjın gücü, sendeki isteğin şiddeti miktarıncadır. kapasiteni belirleyen ise spiritüel gelişmişliğindir. ondan sonra sendeki bu enerjiyi hedef aldığın kişiye de yansıtır ve bir kopyasını onun enerjetik boyutuna yüklersin. o kimse aldığı yıkıcı enerjinin tesiri ile zarar görmeye başlar; ama dikkat et! sen de aynı enerjiden yüklenmiş durumdasın ve aynı anda sen de belanı bulmaktasın. diğer yandan, spiritüel gelişmişliğe bağlı olarak, kişinin ihya etme gücü veya yıkma gücü logaritmik olarak artmaktadır.

    birine güzel dileklerde bulunursak, onun hakkında hep pozitif duygular içinde olursak, bu da söz konusu mekanizmanın olumlu yönde kullanımına örnektir. bu olumlu yöneliş, önce bizi sonra da hedef kişiyi ihya edecektir(bu noktada hz. musa'nın kavminden, allah'tan bir eşek isteyen yaşlı adamın kıssasını hatırlayalım. allah ona ne cevap vermişti? "eğer komşusu için iki tane eşek dileğinde bulunursa, ona bir eşek vereceğim"...niye komşusu için bir değil de iki eşek dilemesi isteniyor?... ondaki haset hastalığının tedavisi için elbette...)

    biz her ne kadar kimseye karşı negatif duygular içinde olmayalım, kimseye sövüp saymayalım, lanet okumayalım diye sürekli ikazlarda bulunsak da, hayatın doğal akışında bunlar kendiliğinden vaki olmaktadır.

    niçin?

    çünkü kötü ahlak, kötü niyet, kötü fiil, çarpık ve bozuk zihniyet ister istemez bunlara muhatap olanlarda tepki uyandırmaktadır. olumsuz davranışlara maruz kalanların kötü duygularla dolmaması, olgun kişiler haricinde, pek mümkün olmaz. böylece cehennem kısır döngüsü başlamış olur.

    bu kısır döngüden paçasını kurtarabilenler ancak tevhid ehlidir. zira onlar kendi kendine bağımsız karar alan ve uygulayan birimler görmezler. her birimin hayat denilen bu ilahi oyunda bir oyuncu olduğunu ve o oyuncuların kendilerine ancak kendi bilinç düzeyine ve içeriğine göre muamele ettiğini bilirler. "hırsız geldi benim malımı çaldı"... böyle bir şey mümkün değildir. hırsız kendi kendine gelip senin malını çalamaz. ancak sen mal kaybı yaşamayı hak edersen, hırsız bir ilahi mekanizma gereği senin üzerine sevk edilir. başa gelen tüm olayları bu misale kıyas ediniz...

    işte bu nedenle tevhid ehli kimseye kin gütmez ve düşmanlık yapmaz. yaşadıkları olumsuzluklar için ancak kendilerini kınarlar(levvame yani özeleştiri yapan bilinç). bununla beraber, zahir boyutunun hakkını vermek için gerekli olan işleri de yapmaktan kaçınmazlar. mesela malı çalınan tevhid ehli, içten içe bunun sebebinin kendisi olduğunu bilir, hırsıza da kin gütmesi söz konusu olamaz. bir ilahi görevliye niçin kin gütsün ki! ancak bu onu polise gidip şikayet etmekten alıkoymayacaktır. zira dış dünyanın kendine özgü bir işleyişi vardır ve buna uygun davranmak esastır. başka türlü hareket etmek, aklı tahrip eder ve meczupluğa yol açar.

    görüldüğü üzere hangi konuya el atarsak atalım, iş sonunda gelip güzel ahlaka dayanmaktadır. güzel ahlak ise lisan-ı hâl bile bizlere, "ben ancak tevhid ağacının meyvesiyim" demektedir.
  • öteki ve diğer olma durumlarını kapsayan kavram.

    sağduyuya aykırı gelse de, öteki ile diğer, başkasının dışında değil içindedir. hatta giderek daha içindedir.

    politika. herkesi birbiri için başkası hâline getiren faşizm, bu sayede giderek bir yüce benlik inşasıdır. bireyler, birbirlerine yakınlaştıkça yine birbirlerinden uzaklaşacakları yeni gerilimlerin, kırılmaların, uçurumların arifesinde yaşarlar. farklı yönlere bakmalarına rağmen her yerde bir tek benlik görürler. faşizm, başkası kavramının ben haricindeki bütün bu türden kavramları kapsamasının politik izdüşümüdür.
  • telefondur.
  • kaktüs çiçeği albümünden bir gökçe şarkısı. sözleri şu şekilde:

    sana başkası dokunuyor başkası canım diyor yanımda
    başkası gülüyor başkası ağlıyor omzunda
    seni başkası kokluyor başkası uyanıyor yatağında
    başkası sarıyor başkası öpüyor dudağından

    dayanamıyorum inan katlanamıyorum inan
    dayanamıyorum inan
    dayanamıyorum inan katlanamıyorum inan
    hiçbir şey eskisi gibi olmaz
    buna kalbim daha fazla dayanmaz

    bana başkası dokunuyor başkası canım diyor yanımda
    başkası gülüyor başkası ağlıyor omzumda
    beni başkası kokluyor başkası uyanıyor yatağımda
    başkası sarıyor başkası öpüyor dudağımdan
    dayanamıyorum inan katlanamıyorum inan
    dayanamıyorum inan
    dayanamıyorum inan katlanamıyorum inan
    hiçbir şey eskisi gibi olmaz
    buna kalbim daha fazla dayanmaz

    söz: gökçe dinçer
    müzik: gökçe dinçer
  • görecelidir. şöyle ki; bugün başkasıdır lakin yarın bakarsın, senden çok sen, candan öte can olmuş.
    içinden çık çıkabilirsen.
  • oldukça masum bir isteği dile getiren mira şarkısı. mırıldanması da çok zevkli:

    "mi re mi
    sol fa re"
  • beni ben yapan veyahut da bizi biz yapandır.
  • göksel’in bu perşembe günü müzik piyasamıza süreceği bir yeni yapıtı.

    p.s: göksel’in son şarkılarında bir tür heyecansızlık görüyorum. bende bi aşk var albümünden sonra prodüktör mü değişti, ne oldu anlayamadım. duygu yoğunluğu eksik, ne yapsa sığ kalıyor. bana geçmiyor diyeyim. olmamış, kusuruma bakmasın. 90’lardaki ve 2012’deki o efsane şarkılarından sonra hiçbir etkisi kalmadı.

    başkası yüzüyor benim nehrimde
    başkası yatıyor sevdiğimin göğsünde
    özlediğim sözler onun, beklediğim şefkati onun
    ince ince işlediğim rüyalarım artık onun

    bu ben değilim bi başkası
    durmuyor kalbimin kanı
    kopmuş yarısı
    bi başka ben var benden içeri
    bilirim bitmeyecek benle kavgası

    kıskanırsam haksız mıyım
    ya çocuktan farksız mıyım
    ağlıyorsam haksız mıyım
    ya dönerse geri inanır mıyım

    kıskanırsam haksız mıyım
    ya çocuktan farksız mıyım
    ağlıyorsam haksız mıyım
    ya dönerse yine sarar mıyım

    başkası geziyor düşlerimin bahçesinde
    başkası uzanıyor sevdiğimin gölgesinde
    soyunduğum teninde onun
    iyileştiğim kokular onun
    ince ince işlediğim rüyalarım artık onun

    kıskanırsam haksız mıyım
    ya çocuktan farksız mıyım
    ağlıyorsam haksız mıyım
    ya dönerse geri inanır mıyım

    kıskanırsam haksız mıyım
    ya çocuktan farksız mıyım
    ağlıyorsam haksız mıyım
    ya dönerse yine sarar mıyım
hesabın var mı? giriş yap