başka bir dünya mümkün

• daha sikca ve daha yuksek sesle soylenmesi, inanilinmasi gereken slogan.
  
  bir boslugun icine dogru durmadan du$uyoruz. dunyanin buyusu kactigindan beri, evrenin geometrikle$mesinden, bireyselle$menin yalnizla$maya donu$tugunden, cuzdanimizin kalinligi kadar veya tukettigimiz kadar insan oldugumuzdan beri ve 68'deki genclerin buyuyup "bir cocukluk sanrisiydi her$ey" dediginden beri daha yuksek bir hizla dibe dogru "daha ne kadar du$ebiliriz ki" desek de du$uyoruz..
  
  en son neye inandigimizi hatirlamaya cali$tigimizda cevabi bulmamiz hic de kolay olmuyor. gercek sandiklarimizin aslinda birer imajdan ba$ka bir$ey olmadigini soyleyen filmlerin perde ustundeki imajina bakip, gercegin o olduguna inanmaya ba$ladik.
  
  bir$eylerin ters gittigi oylesine acikken ideolojilerin olum haberi geliyor. duvarlar yikiliyor ve biz "gercek"le yuzyuze kalmi$ bir halde, duvarin yikintilari arasinda kalan inandigimiz, dogal olmayan ama insanca olan du$lerimizin uzerinde gercege donu$umuzu kutluyoruz.
  
  "gercek" her nasil bir$eyse, sanki bizim "gercegimiz" degilmi$ gibi, bizden di$taymi$ gibi bizi dogalligi icinde sarmiyor ve ona uyum saglamaya cali$iyoruz. onun bir parcasi olmaya cali$iyoruz. ama hep iskaliyoruz. firsat e$itligini iskaliyoruz ve kom$unun cocugu oxford'a giderken, yalnizca kendi hatamizdan, tembelligimizden oturu yerel bir universiteye kaydoluyoruz.
  
  gazetelerden ba$ariya ula$mi$ genc giri$imcilerin haberlerini okuyoruz. sifirdan ba$layip $imdi paraya para demeyen bu kahramanlarin yaninda kendimizi daha ezik hissediyoruz. yeteri kadar akilli, kurnaz, i$bitirici olamayi$imizi istemeye istemeye kabul etmeye ba$liyoruz.
  
  mila jovovich'in tanittigi ruju surdugumuzde bir tanricaya degil de bir maymuna benzedigimiz fark ediyoruz ayna kar$isinda; ferrari maranello'nun tum ozelliklerini biliyoruz ve akbilimizle insanca ta$iniyoruz bir semtten digerine.
  
  aptalla$arak, cirkinle$erek, fakirle$erek, iskalayarak du$uyoruz. brezilya'nin bir liman kentinde insanlarin ne dedigini duyamayacak kadar dibe du$mu$uz $imdiden, karanliktan gozlerimiz gormez olmu$.
• (bkz: baska turlu bir sey benim istedigim)
• (bkz: olsa, gezegen senin)
• küreselleşme karşıtı hareketlerin mottosu. 1999da abd'nin seattle kentinde yapılan dünya ticaret örgütü toplantısının protesto edilmesiyle başlayan süreç neoliberl ekonomiye karşılık alternatif çözümler üretme derdindedir. anarşistleri, lgbtleri, anti militaristleri, çevrecileri, sosyalistleri vb. kısacası tayyip reyizin nefret ettiği herkeşleri bünyesinde barındırmaktadır.
• "mutlu" veya "mutsuz" duramıyorsanız artık yerinizde, içiniz içinize sığmıyorsa, tamam buradan da mezun olma vakti geldi diyorsanız; haydi hazırlanın başka bir dünya mümkün. evet, kendinize dar etmeyin yaşamı. yeniliklere açılın hem kendiniz hem sevdikleriniz için iyi çok iyi gelecektir. başlasın yolculuk. (iç sesinizi dinleyip farkında olun da zemini biraz hazırlayın ama önceden, öyle gemileri yakar geçerim lüksünden bahsetmiyoruz, biraz zaman, farkındalık, kendini tanıma, a,b,c planları ve sağlam dost insanınız/çevreniz sizin ayaklarınızın yere basışını güçlendirecektir. dost dedim de aklıma geldi; "hayatta önemi olan sadece yaşamış olmak değildir. başkalarının hayatlarında yarattığımız fark yaşadığımız hayatın kıymetini gösterir.” n.mandela (böyle dostlara hayranım).
• baska bir dunya mumkun , baska bir dusunce mumkun, baska bir demokrasi mumkun...
  
  tum bunlari soyleyebilcegin dusunce ozgurlugunun oldugu bir ulke(m) mumkun degil malesef. belki o da olur kimbilir hakarete ugramadan,ulkesinden kavulmayan, torununu goremeden olmeyen dusunce insanlarinin oldugu bir ulke. dusunen bir ulke...
• (bkz: bir ihtimal daha var)
• beşiktaş kabalcı kitabevinde 1.000.000 liraya alabileceğiniz kitap.
  kaçırmayın hemen alın derim ben.
• sureyyya evren ve rahmi g ogdul un derledigi turkiye ve dunyadaki anarsist ve kuresellesme karsiti olay ve yazilardan derledigi, studyo imgeden cikan, ikincisi uzerinde calisilan kitap
• orhan veli'nin me$hur dizelerini de akla getiren slogan:
  
  ...bir yer var, biliyorum.
  her şeyi söylemek mümkün...
  epeyce yaklaşmışım, duyuyorum...
  anlatamıyorum.