• banshee bölüm şablonu:

    - açılış
    - ponpa
    - diyalog
    - yumruk yumruğa bire bir kavga
    - ayna karşısında yara temizleme
    - ponpa
    - silahlı çatışma
    - kanamalı yerlere pansuman
    - aletli, bire 5 ya da bire 10 kavga
    - ayna karşısında yara temizleme
    - ponpa
    - kapanış
    - credits arkası küçük sürpriz çekim
    - tam kapanış
  • banshee bir kasaba. ama öyle bildiğiniz bir kasaba değil. burada klasik iyiler ve birkaç da kötü adam yok, kötüler ve daha kötüler var. bu kasabada standart, tek tip bir suçlu da yok, suçun ve suçlunun her türlüsü var;

    kendine yeni bir hayat kurmak isteyen eski profesyonel hırsızlar, uluslararası çapta şöhret sahibi hackerlar, nüfuz mücadelesi veren kızılderililer, kendi ritüellerine ve geleneklerine sıkı sıkıya bağlı, teknolojiden uzak şekilde sade bir çiftlik hayatı yaşayan amişler, amişler tarafından aforoz edilen uyuşturucu ticareti yaparak kasabaya patronluk eden mafyatik liderler, ayinle genç kız kurban eden ruhunu şeytana satmış seri cinayet takılan satanist gruplar, yozlaşmış ordu mensupları, adaleti hukuki zeminde sağlamak gibi bir derdi olmayan kirlisi temiziyle yerel polis departmanı, neonazi çeteler, sosyopatlar, psikopatlar... ve hatta kolombiya uyuşturucu karteli... bütün bunların bir araya geldiği ve güç mücadelesi verdiği bir kasaba düşünün. banshee orası işte.

    banshee'de ne ararsanız, hangi konuya ihtiyaç duyarsanız içerik olarak mevcut; silahlı çatışma, bıçaklı muştalı hard şiddet içerikli kavgalar, ensest-gey ilişkiler, patlamalar, yangınlar, hapishane klişeleri, erotizm, dram, aşk, yakınını kaybetme sonrası ağır travma, değişik işkence yöntemleri ve herkesin peşinde olduğu intikam...

    akla quentin tarantino ve robert rodriguez'i getiren dizinin formatının, bu ikilinin etkilendikleri ve filmlerinde bolca kullandıkları grindhouse geleneğini, 80'li yılların b tipi aksiyon dolu video filmlerini örnek aldığı söylenebilir.

    yazdıklarımdan diziyi küçümsediğim veya aşağıladığım sonucu çıkmasın, aksine büyük bir keyifle kendini izleten, her bölümde farklı ve ilgi çekici müzikleriyle, gayet sanatsal çekim teknikleriyle, sürekli diri tutan aksiyonu, klişelerle yüklü fakat izleyiciyi bıktırmayan dinamik senaryosu ve tabii ki unutulmaz gey hacker job'un temsil ettiği mizahıyla sağlam bir dizi.
  • emekli olduktan sonra yerleşebileceğiniz, huzur ve güvenin hakim olduğu, çocukların top oynarken cam bile kırmadığı doğa ile iç içe bir kasabada geçen sıcak ve naif bir hikaye izleyeceğinizi zannediyorsanız çok yanılıyorsunuz. böyle yerler ancak jet fadıl'ın projelerinde olur beyler!

    başından beri kafa yormadan keyif alınabilen bir dizi banshee. nerede ipini koparan ilginç bir psikopat varsa gelir burada millete musallat olur. en düzgün adamın bile en az iki leşi vardır. bununla birlikte aksiyon, gerilim ve seks hiç bitmez.

    ''yo-van-na-te-na-ho! yo-van-na-tee-na-ho!'' * öncelikle bunu bu sezon çok duyacağız anlaşılan.

    3. sezon bizim için dün başladı ama siz izlemeden önce mutlaka ''banshee origins'' e bir göz atın:

    --- spoiler ---

    proctor'a yapılan reddedilmeyecek teklif ve cevabı: https://www.youtube.com/watch?v=l16p5f601kw
    lucas'ın rabbit'le iş görüşmesine gidip carrie ile tanışması: https://www.youtube.com/watch?v=1ikuvbq00ps
    proctor'ın yancısıyla tanışması: https://www.youtube.com/watch?v=xurb-elazse
    chayton'ın uyanışı: https://www.youtube.com/watch?v=5fgaxix35yu
    lucas'ın cezaevinde aldığı nasihat: https://www.youtube.com/watch?v=liucqjsxwvk
    brock'un şeriflik hevesi: https://www.youtube.com/watch?v=48hmpdiq1ki

    iyileri bunlar. diğerlerini de izleyebilirsiniz hikayenin eksik kısımlarını tamamlamak açısından.

    --- spoiler ---

    bazen kendimi şu eski boksör olan barmen dayı sugar gibi hissediyorum. benden başka kasabadaki herkes sevişiyormuş gibi geliyor. size de öyle gelmiyor mu lan?!

    böyle keyifli devam ederse ikameti bu kasabaya aldıracağım, hayırlısı bakalım!
  • --- spoiler ---

    banshee pennsylvania. suck my tit
    --- spoiler ---
  • devam etmekte olan en "underrated" dizidir bana göre.

    son iki yıldır, yılın on haftasında cumartesi sabahlarına apayrı bir keyif katmaktadır.
  • süper dizi. başyapıt değil, süper. memeleri seven izler. aksiyon seven orgazm olur. meme sevenler de olur gerçi. tam anlamıyla erkek dizisidir bu dizi, ne eksik ne fazla. meme seven izler. demiştim zaten.
    çok meme var.
  • deneysel çalışan bir rejisi var. sinema-tv öğrencisi olsam asla kaçırmazdım bu diziyi. senaryoydu, klişeydi vs. çok takılmamak lazım. bu dizide bütün karakterler tuttuğunu öpüyor, öpemediğini dövüyor; bu kadar basit. zaten bu diziyi izlerken ''acaba şimdi ne olacak?'' diye merak etmiyorum, ''demin ne oldu lan öyle?!'' diye hayret ediyorum. yani esasen bu olayların aktarım tarzına bayılıyorum. mesela:

    --- spoiler ---

    3. sezonda o papyonlu psikopat ile pocahontas'ın kavgasındaki açılar ve kamera takibi olsun, breaking bad misali proctor'ın et kombinesindeki uyuşturucu imalatını gösteren jenerik olsun şahaneydi.

    ama esas savcı gordon'ın silkinip kendine geldiği sahneye bayıldım. şöyle ki;

    gordon berduşa bağlamışken banyo dolabının aynasında yansımasını görünüyor. dolabı açıyor. bu noktada gordon'ın spor yaparak kendini toparladığı bir sekans izliyoruz. dolabı kapatıyor. karşımızda traşını olmuş, saçını düzeltmiş, takımlarını giymiş, savcı gordon'ı görüyoruz.
    --- spoiler ---

    bu zamana kadar lucas hood'un kim olmadığını öğrendik; bu saatten de sonra da aslında kim olduğunu öğreneceğiz sanırım.

    ''ikametimi bu kasabaya aldırabilirim!'' demiştim ya daha önce; vazgeçtim. oradaki manyakları bizim mahalleye getireceğim; buradakiler uğraşsın dursun!
  • başrolunde bal porsuğu gibi büyük küçük demeden önüne gelen herkese kafa göz dalan bir abinin oynadığı dizi.
  • suçlu zevklerim arasında yer alan dizi. 3. sezon nihayet düştü bugün ilk bölümü izlemeden not düşmek istedim bazı şeyleri.

    banshee'nin güçlü bir senaryosu yok. yani güçlü bir entrika, güçlü bir gizem, dramatik ironi, twistler vs. senaryo bağlamında vaadettiği tek bir yeni şey yok.

    gayet klişe bir senaryosu var dizinin. hatta genel yapısı tamamiyle buram buram klişe kokan bir dizi. protagonistten, yan rollere, senaryo şablonundan, yönetmenliğine kadar eski usul aventürlerin izinden gidiyor. vaad ettiği yeni hiçbir şey yok neredeyse.

    ama

    ama seksi ve kışkırtıcı. sinema filmlerinde bile göremeyeceğiniz cürette seks, şiddet ve testosteron yüklü bir pervasızlık örneği. seyircisini avcuna almak için eylemi, eylemin içerdiği şiddeti, tutkuyu, tekdüzeliği normalleştirmekten korkmayan haylaz bir seyirlik.

    dizideki tüm arketipler sinemanın (özellikle hollywood'un) kullandığı şablonlara denk geliyor.
    kasabaya yeni gelen gizemli bir kişi. kanunsuzluğun kol gezdiği bir kasaba. kasabayı farklı şekillerde yöneten birbirine düşman gruplar. bu gruplardan rüşvet alıp, olana biten göz yuman kötü polisler, bu polislerin içinde idealist iyi tipler. sorunlu gençler, yasak aşklar, suç dolu geçmişler vs vs. hatta ve hatta 'çocuk kimin çocuğu' klişesine kadar kullanılabilecek tüm bayat klişeler.

    buna rağmen seyir duygusu oldukça güçlü ve etkileyici. bundan çok daha iyi senaryolara, prodüksiyonlara sahip dizilerden bile bu diziden aldığım keyfi almıyorum. eğer ilk 3 bölümüne falan tahammül ederseniz dizinin sizi nasıl avucuna aldığına şaşıracaksınız. şahsen ilk bölümü izleyip bu diziden bir şey olmaz diyen ben şimdi müptelası olmuş durumdayım.

    belki de dizinin özellikle 40'lar ve 50'ler westernlerine gizliden gizliye öykünmesini seviyorum. o türe ve yıllara saygı duruşunu beğeniyorum. belki de kahramanın katıksız şiddet dolu ergenliğine, suç dolu bir kasabanın içinde barındırdığı korkunç sırların ortaya çıkışını, şiddetin ve kötülüğün ahlaki normlarda standardize edilişini seviyorum.

    kısacası oyalanmak için iyi bir seyirlik. tıpkı dizinin kendisi gibi yaşam da aynı ölçüde klişe ve pervasız zaten. bazen gereken sadece bu.
  • tek kelime ile mükemmel dizidir.

    --- spoiler ---

    kaç bölümdür yazamıyorum.çünkü bir karakterin ölümüne uzun zamandır böyle üzülmemiştim.6.bölümde hood'un kafasından geçenler.''ya hiç girmeseydim bu işlere belki hayatta olurdu.'' düşünceleri.sonra hayal ederken siobhan'la karşılaşması.gözlerim nemlendi o sahnede.

    chayton gibi şerefsiz dünyaya zor gelir.

    --- spoiler ---

    son olarak.

    [http://i.hizliresim.com/j4yoxm.png http://i.hizliresim.com/j4yoxm.png]
hesabın var mı? giriş yap