• baştan aşağı klişelerle dolu, alt metninde biz amerikayız canımızın istediğini yaparız dünya bizim diyen bir lethal weapon parodisi. yine biri kural tanımaz diğeri cici aile babası iki ortak, yine ota boka bağıran yüzbaşı, yine milyonlarca mermi harcayıp hedefi bir türlü tutturamayan kötü adamlar, yine yabancı düşmanlığı, yine akla hayale gelmeyecek devamlılık hataları, yine yakınları rehin alınan kahramanlar, yine son anda öldürmek yerine "at silahını" diyen villainlar ...

    eğlenceli olmasına eğlenceli. tek gözünüzü kapayıp klişeleri görmezden gelerek, martin lawrence'a gülüp will shith'in pezevenk elbiseleri ile dalga geçerek iki küsür saati geçirebiliyorsunuz ama film bittiğinde michael bay'den the rock ayarında bir film daha beklemenin ufak ufak hayal olduğunu yakalıyorsunuz. bunun dışında abartılı şiddet ve bir macera filminden beklenmeyecek ölçüde gore olduğunu belirtmeden geçmemeli.

    meraklısına notlar:
    * filmde kullanılan iki ferrari'den biri michael bay'e aitmiş. arabasını will'e ödünç verdiği için kendisini filmin ikinci araba kovalama sahnesinin başında will'in beğenmediği arabanın şoförü olarak görmek görmek mümkün.
    * araba takip sahnelerinde continuity hatasına eyvallah ama bay bu gaflete ceket giyme sahnesinde dahi düşebiliyormuş, tebrikler.
    * polislere duyduğu nefret cümle alemce bilinen bir adam olan henry rollins'i yine bir polis rolünde görmek harika
    * bir awacs'ın bir tekneyi görmesi için en iyi ihtimalle uçağın ters uçması gerekir. jstars sistemli uçak görüntüsü kalmamış sanırım elde.
  • süpper aksiyon sahneleri & eğlence yüklü, "adamlar hiç bi masraftan kaçınmamı$" dedirten(!) film.
    "dün ben piyanisti izledim trt'de, çok sığı bu, bilemiyorum" diyen zihniyet gitmemeli elbette.
    onun dışında filmde bir hummer ile neler yapılacileceği iyice gösterilmi$tir, 150.000$lık jeep, suv türevi araçlarla kuaföre giden zihniyetin iyi izlemesi gerekir.
  • çok başarılı bir action filmi ... zira ben bu tür izlediğim action filmlerinde kenara part etmiş arabalara çarpıp da havaya uçup 8 takla atmayan araba görmedim ya da şöyle diyeyim kenara parketmiş arabaların kenarına koyulan rampadan uçmayan araba görmedim ... ama bu filmde arabalara direk göbekten girip orda kalıyor görünce tebessüm ettim tabi ...

    filme gelince zaten martin lawrence hastası bir insanım ... bunun yanına şu aralar sıçtığı şeyi paraya çevirebilecek olan will smith ve cradle 2 the gravede tanımış olduğumuz afet gabrielle union eklenince tadından yenmez olmuş ...

    ha abartılmış mı evet abartılmış ama güzel yanı da burda eğleniceksen bu filmi izleyeceksin arkadaşım ...
  • takip sahnelerinden hazzetmeyen insanlarin siddetli acilar icersinde kivranmasina sebep olacak bir filmdir.
    joe pantoliano'yu (bkz: #2743951), sevisen fareleri, elektronik esya dukkanindaki dokunakli sahneyi gormek bile bu aci icersindeki kisiyi avutamayacaktir. peki bu insanoglu neden hazzetmedigi bir filmi seyretmeye devam eder? arkadasinin hayvanlar gibi ekranli widescreen high definition ortami midir onun gozunu boyayan, will smith'in hitch'deki karizmasinin onda birini mi arar umitli gozleri... (velhasil filmle ilgili en sasirtici bilgilerden biri jordi molla'nin aslinda o muthis aksaninin buyuk olasilikla gercek yani kendisinin ispanya'da dogmus olmasi.)
  • şu anda dandik bir uydu kanalında oynuyor ve ben de izliyorum. 5 - 6 kere izlemişimdir ve hala sıkılmadan izliyorum. film her yönüyle tatmin edici. ıkinci bölümü ( kızı kurtarmak için yapılan operasyon) daha efsane. eski filmlerin canını seveyim.
  • bad boys : miami takedown adlı bir oyunu da çıkmıştı 2004 te, efsane bir oyundu hâlâ canım sıkıldıkça oynarım
  • (bkz: bad boy siki)
  • 10 milyona 3 saat boyunca deli gibi eğlenmeyi sağlayan yegane film.. gidin, eğlenin...
hesabın var mı? giriş yap