bach sonatı
-
ne ben sorayim seni
ne sen beni sor
soyunmus seslerimiz tenden
boslukta bir ask oruyor
ses olmus duygular
yaklasir dalga dalga zamansiz
kavussa da seslerimiz birbirine
biz kavusamayiz
ne kollarimiz var saracak
ne opecek dudaklar
ne gorulecek yuzumuz var
ne gorecek goz
bir ask oruyoruz boslukta
cizgiden soyut
zerreden oz
bulent ecevit (1953) -
degerli kardeşimiz bach ın müzkal mevzusu şudur ki;piano da iki el de aynı şeyi,farklı zamanlarda çaldığı içindir ki melodi üst üste gelmemekte..ses olmuş duygular,yaklaşır zamansız,kavuşsada seslerimiz birbirine,biz kavuşamayız derken merhum ecevit,bu temadan soyutlamıştır.aynıyız ama kavusamıyoruz...şarkının kulağına okunan ezanda geçen bach sonatı buradan gelir..
-
bugünlerde gündemde olan bülent ecevit denince akla gelenler başlığını gördükçe, aklıma hep şair yanı ve aşkının geldiğini farkettim. ecevitçi bir ailem olması, hayatta en sevdiğim akrabalarımın, büyüklerimin ecevitçi olması dışında beni en çok etkileyen şey; bu kadar kirli ve siyasetin yalansız olmayacağı bir dünyada, üstelik de şair olarak, nasıl bu kadar temiz kalabilmiş olması.
bülent ecevit ve ak güvercin sevgisiyle büyümüşüm. farkında olmadan belki, yolu kuşlardan geçen her şiire sempati duymuşum. "kuş uçmuyor içimizdeki ormandan"**, "kuş ölür sen uçuşu hatırla"*, "tamamda da noksanda da, papatya gibi yalnızdı, kuş yemi gibi yalnızdı"**. bazen de çok sevmiyordum belki kuşları, çok canım sıkılıyordu ve kuş vuralım diyordum**. vuruyorduk belki de yağmur altında bang bang.
fikret kızılok dinleyerek büyümüşüm, "varamaz, dokunamazdı elim, umutsuz yarasına"* diye diye tek başınalığı tatmışım, "güzel gözlerinin meyhanesinde"* tasviriyle koca koca duyguları bir cümleye sığdırma meziyetini görmüşüm, yalnızlığımın çok derinden bana baktığına* kim bilir kaç defa şahit olmuşum.
sözlükte, birkaç başlıkta anlattığım eniştemin (bkz: çok kitap okuyan erkek) yıllarca duvarında asılı olan fotoğrafı görerek büyümüşüm. hatta unuttuğum bir zamanda, daha o hayattayken fotoğrafını çekmişim. doğum günümün denk geldiği tarihte uğur mumcu doğmuş, ümit yaşar oğuzcan doğmuş, turgut uyar vefat etmiş; aynı tarihte doğan ya da ölen pek çok ismin arasından eli kalem tutanları kendi şansıma yormuşum. yıllardır, her doğum günümde ferhan şensoy sesinden, "çok gülünçsün azrail turgut uyar ölür mü" demişim. ferhan şensoy'la büyümüşüm bir de. bunca yıl sonra rahşan ve bülent ecevit'in de aynı tarihte evlendiğini daha yeni farketmişim.
beni ben yapan şeyleri düşününce; neler dinleyerek, okuyarak, severek, nefret ederek büyüdüğümü farkedince daha iyi anlıyorum neden bir yanımın arsızca umut dolu ama hemen yanındaki bir başka yanımın umutsuzluktan mütemadiyen boğulduğunu. böyle büyümenin sancısı bu çıldırtan denge. "yaprak döker bir yanımız, bir yanımız bahar bahçe"*
bir başlık tamlamasından milyonlarca anıya, maziye, hayallerime ve içime ulaştığım bir zamanda, bu şarkı geldi benim de aklıma. ecevit sözleriyle, kızılok bestesi ve sesiyle.
şiir yazmış bir siyasetçi, sonsuz aşkı da orada ve ikisi beraber şarkı halini dinleyebiliyorlar. nasıl muhteşem bir an diye düşünmeden edemiyorum ilk gördüğüm günden beri.
şu videoyu izlemenin bile ayrıcalıklı hissettirdiği bir romantiklikle, 2021 yılında yaşayan, normal bir insan olabilme uğraşı.
olamıyorum.
olamamak da benim beceriksizliğim olsun.
"çizgiden soyut
zerreden öz" -
nur içinde yatsın bülent ecevit.bir zamanlar şiir yazan bir başbakanımız varmış dedirten bir şiir. fikret kızılok'un besteciliği ve naif sesiyle birleşince mükemmel bir şarkı halini almıştır.yanlız hissettiğimde açıp tekrar tekrar dinlerim.şiddetle tavsiye edilir.
-
(bkz: biz kavuşamayız)
-
kim beş yüz milyar ister'de sorulmuş geçen gün. yarışmacı kızımız joker yardımıyla bilmiş, olsun. selçuk yöntem, akm'de düzenlenen 22 nisan 2002 fikret kızılok saygı gecesi'nin sunucusuydu. bu şarkı orada da çalınmıştı. güzel bir tesadüf olmuş.
https://www.youtube.com/watch?v=kk2ys5kq70q -
trt arşiv anlatılamaz büyüklükte bir güzellik yapmış ve 1975'te yayınlanan söz meclisten dışarı programın tamamını siteye yüklemiş. ben de bestenin tamamını ilk kez duyuyorum. fikret kızılok, ilk başta bu besteyle 1975 eurovision elemelerine katılmak istemiş ama izin alabilmek için ecevit'e ulaşamamış. programda da bir sene sonraki yarışmada kullanmak için izni kapıyor. bildiğimiz gibi, böyle bir adaylık söz konusu olmuyor .
programın tamamı: http://www.trtarsiv.com/…z-meclisten-disari-1-bolum (ilgili bölüm 53:51'den itibaren başlıyor)
şarkıya direkt link ise: http://www.trtarsiv.com/…fikret-kizilok-bach-sonati
(bkz: söz meclisten dışarı) -
çok anlamlı bir şiirle böyle müzikal bir yetenek bir araya gelirse ne olurun cevabıdır adeta bu şarkı. zaman zaman trt arşive gider izlerdim, fakat geçen baktığımda kaldırıldığını fark etmek çok üzdü. şu kareleri izlemek yaşar kemal'in o mesşhur sözünü haklı çıkarır adeta...
-
"kavuşsa da seslerimiz birbirine/ biz kavuşamayız" gün boyu zihnimde dönen dizeler.
siyasi kimliklerini bir yana atacak olursak ecevit çifti şahane bir çiftti. insan gıpta etmeden geçemiyor.
bu şiir bir ayrılığı temsil etse de artık dünden itibaren sonsuza kadar mühürlendi birliktelikleri... -
ecevit'in çok çok güzel bir şiiri. bu şiirden ötürü, ecevit'e sempati duymaya başladım. şair ruhlu insanları severiz hacı. ayrıca fikret kızılok'cuğum da bestelemiştir. ortaya efsane bir şey çıkmıştır. keşke biraz daha uzun olsaydı..
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap