• çok beğendim.

    yan yana dizilmiş, kalabalık ortamlardan oldum olası nefret ettim. taksim, beşiktaş, kadıköy dahil..

    bu mekan ve çevresi tam anlamıyla avrupa kulupleri gibi olmuş. şehrin göbeğinde ama kaostan uzak. bahçesinde sigara içip alkolünü alırken sanki berlin, münihte bir mekandaymışın hissini veriyor.

    kapasite de eski babylon a göre min. %50 artmış. eski mekan düdük gibiydi nerede duracağını şaşırıyordun. bomonti nin hem kapasitesi iyi, hem mekanın genişliği ve ferahlığı çok güzel olmuş. ölü, kör nokta yok mekanda. sahne de tam avrupa standartlarında. neredeyse seyirci alanının 5/2 si kadar sahne yapmış adamlar.
  • suyu dört liraya satan mekan. üstelik alışıldık 0.50 ml'lik değil bir yudumda rahatça bitebilecek 0.33lük. aynı miktardaki bomonti birayı da 18 liraya satmakta.

    birayı kendi ismindeki fabrikada 18 liraya içme ayrıcalığını yaşatıyor epey ironik bir şekilde ama mevzu bu değil. neticede "bira bu" diyebiliriz su ile kıyaslandığında.

    fakat su mevzusu bambaşka. suyun organik bir ihtiyaç olduğunun farkındayız, çok temel bir şey. sokakta 25,50, 100 kuruş civarında satılan suyun yarısını 4 liraya satmak, bu kararın ortaya atılmış, tartışılmış ve kabul edilmiş olması inanılır gibi değil.

    bu bana çok dayanılmaz bir şey gibi geliyor. buna karar verip uygulayabilecek insanların varlığı beni çok rahatsız ediyor. mekanı yenilersin, şık restoranlar/barlar açarsın, güzel konserlere mekan olursun gücü olan gelir takılır olmayan takılmaz ya da güce göre bunun zaman aralıkları değişir. ne yazık ki kabul ettiğimiz sistem bu ve karşısında durmak da direkt bütün ekonomik sistemin karşısında durmak demek olabilir. bunlara eyvallah.

    fakat gidip sokaktaki simitçide de bakkalda da satılan standart 0.50'lik suyun neredeyse yarısını 0.33 ml olarak 4 liraya satmayı planladığında ve sonrasında uyguladığında, en azından benim gözümde ve bence mantıksal olarak da, insanların temel ihtiyaçlarından bile büyük kâr elde etmeye çalışan, medeni görüntünün altındaki vahşi, doymak bilmez aç gözlülüğünü göstermekten başka bir şey yapmıyorsun. ve bu öyle alçakça bir şey ki, bir defa yapıldıktan sonra geri dönüşü de yok. ister bedavaya ver ister su alana 4 lirayı sen ver bu değişmeyecek. böylesine kârdan gözü dönmüş bir eylemle nasıl bir kurum olduğunu büyük paralarla yapılacak reklam/pr'lardan çok daha ucuza, sadece 4 liraya göstermiş oluyorsun.

    akbank caz festivalinde müthiş müzisyenler var bu sene. ne yazık ki konserlerin bir kısmı da yine bu mekanda gerçekleşecek. ben de konseri izlemek için tekrar gitmek zorunda kalacağım. ülkenin durumu ortada. kültür ve sanat konusundaki son mevzulardan da zaman makinesine binilmişçesine geriye gittiğimizi görmek zor değil. hükümet sayesinde devletten beklenti sıfıra inmiş. yine de tüm bunların yanında eric truffaz geliyor ülkene seviniyorsun en azından güzel bir şeyler olabiliyor diye. ama olmuyor işte.

    en azından görüntüde bu mekanın ve bu mekan civarında bulunan insanların ülke yönetiminin ve destekçilerinin karşıtı olduğu çok açık. siyasal, ekonomik, kültürel artık ne dersen her yönden zıttı. ne yazık ki görüntüde işte. adam nükleeri dikecek ya oraya buraya ya da para için olmayacak haksızlıklar yapıyor ve yapacak ya insanlara, motivasyonu ne bunun? tabii ki para.

    e sen kim bilir olsa olsa 25 kuruş olabilecek bir suyu 4 liraya satıyorsun. su senin de benim de en temel ihtiyaçlarımızdan. yüzde bilmem kaç kat kâr ediyorsun. az önce bahsedilen tiplere karşıt görünüyordun ve karşıt görünenlerin takıldığı bir yer olmuştun ya hani. kültürdü, sanattı, sepetti...

    emin misin gerçekten?
    yoksa elinde olsa açar mıydın bir babylon akkuyu filan?
  • 9 aralık 2017 gusgus konseri için olması gerekenden fazla bilet satmış açgözlü işletme.

    kalabalık tam olarak yoğun saatteki metrobüs gibiydi. insanlar bırakın dans etmeyi hareket dahi edemedi. çok sevdiğimiz bir grup olmasına rağmen kalabalığa dayanamayıp yarım saat sonra mekanı terkettik. haplanıp eline koluna hakim olamayan bir kişiye az kalsın tekme tokat girişecektim.

    cumartesi günümü ve biletleri piç ettiği için benden sıfır puan alan işletme.
  • tarihi bomonti bira fabrikası binası içinde açılacak yeni mekandır.

    heyecanla bekliyoruz desek de her akşam gidecek halimiz yok tabii ki.

    p.s.: sayın pozitifçiler açılışa davet edilmezsem küserim bilesiniz;-))
  • dün akşam şişli belediyesi'nin gelip canını sıktığı mekan. güzelim göksel konserinden önce gelip sebebini belirtmeden konseri iptal ettirdiler.

    hayır zaten memleketin hali belli. kalan azıcık iyi mekandan daha ne isterler anlamıyorum.
  • 2 ocak'ta gerçekleşen kabus kerim - barış manço hayatımı değiştirdi etkinliği ile ilk kez gittiğim mekan. bilet almadan gelip, kapıda sıra bekleyenleri almamaları ve vestiyer hizmetini ücretsiz vermeleriyle beğenimi kazandı. içerisi biraz ufak ama tarihi dokusuyla keyifli bir yer olmuş. sigara içmem sebebiyle, kışın sigara içenlere bir kaç ısıtıcı sağlamaları güzel jest olur ama çok da kritik değil.
  • tarihi bir binanın harika atmosferinde konserler yapan mekandır. ancak dün tatsız olaylar yaşanmış. şişli belediyesi'nin izin kontrolü yapacağı yerler önceliğini şaşırmış olduğunu düşünüyorum. bize konser yapanlardan önce dolandırıcıların peşine düşsünler bence.
  • hayatımda daha önce "en kötüsü buydu" diye nitelediğim tüm mohitolardan özür dilerim. burada içtiğim kadar kötüsüne hiç denk gelmedim.

    belki menülerindeki kokteyllerde uzmanlardır deyip oradan sipariş verdim, yani nasıl anlatabilirim ki? kaynatılmış ve bir hafta demlikte kalmış musluk suyu gibi bi tattı. belki biraz da ütü suyu tadında..

    bir de metrekareye 8 (yazıyla sekiz) beyaz yakalı düşüyor, iyi tarafı ter kokusuna çarpmamak sadece.

    ütü suyuna 45 lira alıyorlar, teşekkürler.
  • enfes olmuş.

    şahenk'i sevmeyen bir insan olarak mekanı sevmemezlik edemedim. o kadar güzel...
  • korhan futacı konserinde, en öndeki beyazlı kadını (muhtemelen haplanmıştı) dışarı atmayan güvenliklere sahip mekan. kadın cinsiyet fark etmeksizin herkesi taciz ederek dans etti, şikayet edildi, güvenlik en son şöyle bir kenara çekti. ama 10 dk geçmeden kadın yine en önde milleti ellemeye devam etti.

    bunu yapan bir erkek olsa da aynı tavır mı olacaktı bilemiyoruz.
hesabın var mı? giriş yap