• arap sosyalist yeniden doğuş partisi. tek bir sosyalist arap toplumu oluşturmayı hedefleyen radikal siyasi bir harekettir. pekçok arap ülkesinde kolları vardır ancak arap milletinin uyuşukluğundan önemli bir icraatleri görülmemiş duyulmamıştır.
  • esad'a nasıl bok atarımcıların ışid üzerinden yorumlamaya başladığı doktrin.

    olum baas nere, ışid nere, sen neresin.

    ek olarak türkler türk birlikteliği üzerine, kürtler kürt birlikteliği üzerine çalışmalar yapınca sorun yok da araplar mandater sisteme karşı gelip birleşmek isteyince tü kaka öyle mi zihniyetine sıçtığım !
  • "sosyalizm" rejimi ile "orta doğu" coğrafyasının bir arada anılmasını sağlayan kavramdır...

    ırak' taki baas rejimi, 2003 senesinde saddam' ın amerikan eli ile devrilmesinin ardından, son bulmuştur.
    evet, sosyalizm kavramını maalesef yanlış anlamıştır baascılar. çünkü siyasi çizgiyi, "tek particilik" ile "diktatörlük" arasında takılı bırakmıştır. kısır döngü buradan patlak vermiştir. küresel emperyalizmin ekmeğine yağ sürülmesi hadisesi de aynı şekilde vuku bulmuştur.

    ancak özünde şu vardır baas ' ın;

    "...baas akımı, islami referansları dışlayarak veya ikinci plana iterek milli birlikle sosyalizmi kaynaştırma idealini izler...."
  • "türkiye cumhuriyeti’nin mustafa kemal atatürk önderliğinde kuruluşunun 90. yıldönümünü kutlayan dost türk halkını selamlıyoruz. türk halkına esenlik ve barış diliyoruz. erdoğan’ın suriye‘ye yönelik nefret dolu politikasına, müdahalelerine ve ülkemizdeki teröristlerle bağlantılarına karşı suriye halkı ile ayağa kalkan türk halkına teşekkür ediyoruz.

    yaşasın suriye halkının gerçek dostu türk halkı!

    şehnaz subhi fakuş

    baas arap sosyalist partisi

    merkez komite üyesi"
  • kurucusu, suriyeli hristiyan, tarih profesoru misel eflak.. ilk suriye'de kurulmus, sonra diger bazi arap ulkelerine de yayilmistir.
  • suriye örneğinde; tayyip'e güvenmenin ne kadar büyük bir hata olduğunu bugünlerde anladıklarını umduğum parti.

    uygulamaları kötüdür, vahşidir ancak mevcut coğrafyada radikal islama karşı tek cephedir ne yazık ki.
  • batı emperyalizmine karşı kurulup, onun piyonluğunu yapmaya başladığı* iran-ırak savaşına kadar ırak'ta önemli modernleşme ve kalkınma hamleleri yürütmüş siyasi hareket. bugün ortadoğu ülkelerinde yaygın radikal islamcılık bu idelojiye ve onun sovyetler ile olan ittifakının abd ve israil'de yarattığı rahatsızlığa derman olarak yeşermiş, yeşertilmiştir.
  • "hizb el ba's el-arabi el-iştiraki"

    tam adı "arap sosyalist baas partisi" ve "arap sosyalist yeniden doğuş partisi"dir. tek bir sosyalist arap toplumu oluşturmayı hedefleyen radikal siyasi hareket. pekçok arap ülkesinde kolları vardı.

    1943 yılında mişel eflak ve salah el-bitar tarafından şam'da kuruldu. 1953'de suriye sosyalist partisi ile birleşen parti arap sosyalist baas partisi adını aldı. bağlantısızlık politikasını, emperyalizm ve sömürgeciliğe karşı çıkmayı benimseyen baas partisi, islam'ın bazı unsurlarından faydalanarak sınıfsal farklılıkları ortadan kaldırmayı amaçlayan bir hareket gerçekleştirmeye çalışmıştı. katı disipline dayalı aşırı merkeziyetçi bir yapıya sahipti.

    1963'te suriye'de iktidarı ele geçiren baas, "milliyetçi" ve "ilerici" diye anılan iki gruba bölündü ve 1970'te hafız esad'ın başa geçmesiyle iki grup arasındaki çekişmeyi milliyetçiler kazanmış oldu. irak'ta 1963 yılında kısa bir süre baasçılar iktidara geldiyse de 1968'de yeniden iktidarı ele geçirdiler. irak ve suriye'deki baas partileri arasındaki anlaşmazlık iki ülkenin siyasi birliğine engel oldu ve daha sonra iki ülke birbirine karşı pek dostça olmayan siyaset yürütmeye başladı. suriye'de baas hükümetine en önemli tehdit müslüman kardeşler örgütü olmuştu. ama hafız esat 1982 yılında hama'da kanlı bir müdahale ile örgüte ağır bir darbe indirdi. irak'ta ise kuzeydeki kürt ve güneydeki şii gruplar baas için en önemli tehlikelerdi.

    suriye baas partisi yıllardır batı'ya karşı sert olan tutumunu orta doğu barış süreci doğrultusunda yumuşatırken irak'ta baas, körfez savaşı ve sonrası batı ve özellikle amerika karşıtı bir siyaset izlemekteydi.*
  • emperyalizmin taşeronu ülkelerin başbakanları tarafından hala nefret kusulan, şartlar oluştuğunda ileride mutlaka tekrar eski gücünde ortaya çıkacak olan hem müslüman hem de hristiyan arap toplumunun anti-emperyalist, bağımsızlıkçı kesiminin desteklediği akım.
  • baas kelime anlamı olarak yeniden doğuş yani rönesans demektir. arap toplumunun emperyal güçlerin egemenliğinden kurtulmasını, batılılar tarafından çizilen sınırların kaldırılıp kavmin birleşmesini ve arapların 6-7. yüzyılda olduğu gibi güçlü bir devlet kurmasını amaçlar. baas ideolojisi zeki el-ersuzi, selahattin el-bitar ve mişel eflak’ın düşüncelerinin birleşimi olarak kabul edilebilir. ersuzi, eflak ve bitar’dan yaşlıdır ve diğer ikisini etkilemiş bir nevi bu ikilinin öncüsü olmuştur. fakat 1941 yılındaki ingiliz-ırak savaşında ırak’ın bağımsızlık mücadelesini desteklemeyince halkın sevgisini kaybetmiş, eflak ve bitar’ın epik söylemi halkı daha fazla cezbetmiştir. baas partisi’nin yönetim-örgütlenme gibi işleriyle uğraşan selahattin el-bitar’dır. hareketin felsefesini yapma işi ise mişel eflak’a kalmıştır.

    baasçıların temel sloganı vahda-hurriya-iştirakiya yani birlik-özgürlük-sosyalizm’dir. soy birliğine dayanan kavmiyetçiliği yani pan-arabizm’i benimser. bu görüş özellikle altı gün savaşı öncesinde araplar tarafından ateşli şekilde savunulmuş, kavmiyetçi olmayan milliyetçi düşünceler ise “bölgecilik” denilerek aşağılanmıştır. fakat özellikle bu fikrin en büyük savunucusu nasır’ın ölmesi ve 1973 yom kippur savaşı’nda mısır’ın savaş alanında kaybettiği sina’yı, israil’le masa başında anlaşarak geri alması, her ülkenin kendi başının çaresine bakmasına yani vatancılık anlayışının yükselmesine sebep olmuştur.

    baasçılıkta ayrıca anti-emperyalizm, anti-kolonizm ve üçüncü dünyacılık güçlüdür. iştirakçiliği yani sosyalizmi ise yerel bir karakter gösterir. özel mülke el koyma yoktur. devlet ağırlığı değişmekle birlikte ekonomide oluşturduğu girişimlerle güçlü durumdadır. materyalist felsefe temelde benimsenmesine rağmen kuramsal marksizm insan ruhuna gereken önemi vermediği için eleştirilir. insan ihtiyaçlarının tatmini ilk sıradadır. ayrıca eflak’ın düşünceleri arasında bağımsız, toplumsallaşmamış, bireysel fikre sahip insanlar yaratma gibi ilerici yönler mevcuttur.

    arap sosyalizmi, milliyetçiliğin tamamlayıcısı olarak düşünülmüştür. bu yerel sosyalizm örneği açıklanırken hz. muhammed’in dönemindeki refah uygulamaları örnek olarak seçilmiştir. faşizm’e benzer şekilde sınıf çatışması yoktur ve onun yerini burjuva devletler ile proleter devletler arasındaki mücadele almıştır. bu durum sınıf temelli halkçılık anlayışına zarar verdiği için elitizm ve tepeden dayatmacılık yaratmıştır.

    baasçılığın öne çıkan bir başka özelliği de devrimcilik ve ilericilik düşünceleridir. feodalizm, dincilik, mezhepçilik gibi yerleşmiş kuramlara karşı laik, sosyalist yöntemlerin arap birliğini gerçekleştireceğini kabul edilir. eflak’a göre osmanlı’ya karşı başlatılan arap isyanının liderliğini, gerici aristokratlar yaptığı için birleşme gerçekleşmemiştir. ayrıca muhafazakârların birleştireceği millet olgusu, almanya örneğinde olduğu gibi baskı getirecek, halkın köleleştirilmesiyle sonuçlanacaktır. bu sebeple arapların birliği ancak sosyalizmle (devrimcilikle) gerçekleşebilecektir. gerici kesimlerle mücadele adına aydınlanma söylemi tercih edilmiştir. özgürlük ve emperyalizm karşıtlığı ise bireyde ilerici fikirlerin ortaya çıkabilmesi açısından gerekli görülmüştür.

    baasçılık laik bir ideoloji olup ateizmi savunmaz. dini özgürlüklere saygı göstermiştir. mişel eflak, hıristiyan olmasına rağmen müslümanlığı arap zekâsının, kültürünün bütünü olarak görmüş, islam’ın arap karakteri olduğunu vurgulamış, bu dine bütün arapları saygı duymaya çağırmıştır. ancak laik anlayış gereği dinin, topluma-devlete dayatılmasına ve köktenciliğe karşıdır.

    baasizm’in 60’lı yıllardaki uygulamasına bakıldığında, sivil yöneticilerin tasfiye edildiği darbeci anlayışın kurumsallaştığı görülür. hali hazırdaki tek parti zihniyetinde var olan demokrasi eksikliğine, askerci kafa yapısı da eklenince, ideoloji başladığı iyi niyetli noktadan savrulur ve italyan faşizmine benzer bir hal almıştır. işte bugün beğenmediğimiz baas budur.

    ne olursa olsun eflak’ın kuramsal baasçılığı, bugünün düşünceleriyle yargılanabilecek bir ideoloji değildir. bir dünya, üç arap - israil savaşı bir de dekolonizasyon sürecine tanıklık etmiştir. ortaya koyduğu bazı fikirler, örneğin muhafazakâr üst sınıflar veya mezhepçiliğe, feodalizme yani gericiliğe karşı mücadele edilmesi gerekliliği bugün bile ortadoğu için geçerlidir. fakat gericilik-ilericilik kavramı sadece marksist kapsamda kullanılmamalıdır. her düşüncenin gericisini-ilericisini bulmak mümkündür. baas için gerici olanlar ise ülkelerine demokrasi getirmeyi başaramamış uygulayıcılarıdır ve günümüzde ırak’ın, suriye’nin içine düştüğü kötü durum sebebiyle, islamist teröristlerden sonra ilk suçlanması gereken insanlar da bunlardır.
hesabın var mı? giriş yap