• 20. yüzyılda iran’da “vahit fars ulusu yaratma projesi” kapsamında uydurulmuş bir kelimedir.
    işin ilginç yani uygulamaya en fazla katkı yapanlar da güney azerbaycanlıların kendileri olmuştur. bir örnek için: (bkz: ahmet kesrevi). gerçi o donem bu tür projelerde etnik köken pek önem arz etmemekteydi. aynı dönemde aras nehrinin beri tarafında da gürcü olan stalin rus şovenizmine altın cağını yaşatmaktaydı. sanılanın aksine kuzey azerbaycan’da sscb döneminde hiç kullanılmamıştır bu kelime. onun yerine azerbaycanlı kullanılmıştır. azerbaycan’da kullanılmaya başlaması türk televizyonlarının izlenmeye başladığı tarihlere tekabül etmektedir. sanırım dünyada en fazla türkiye’de kullanılmaktadır bu kelime. anadolu’da yaşayanlara için anadi tabirinin kullanılması, kanada yaşayanlar için kanadi kelimesinin kullanılması ne kadar eğreti duruyorsa, bu kelime de o kadar eğreti duruyor bence. çünkü azerbaycan bir bölge ismidir. bölgede türklerin yanı sıra az sayıda da olsa tatlar, talışlar, gürcüler, lezgiler, farslar, kürtler (eskiden ermeniler) de yaşamaktadır.
    bir de islamcı yobazlar çok fazla kullanırlar, ama onların motivasyonu başka.
  • acayip seviyorum ben bu milleti.

    azerilerle dolu bir gemiye nakil oldum. gelirken de az biraz cekiniyordum, dillerini anlayamiyorum, kulturler de ne kadar yakin olursa olsun bir o kadar ayriymis gibiydi.

    gemiye gelisle fikirlerimin degismesi arasindaki sure o kadar kisa ki... son derece iyi insanlar bir kere. sirf siz anlayabilesiniz diye azeri kelimeleri yerine turkcelerini arastirip bulacak ve yavas konusacak kadar hosgorululer. misal bunu bir avustralyaliya soyleseniz sizi salak yerine koyar ustune de hizini ikiye cikarir pislik olsun diye.

    turklere inanilmaz bir sempati var sonra. kral/kralice gibi hissettiriyorlar kendinizi. kulturler hem cok ayni hem cok ayri. ama ayniligi da ayriligi da guzel anlamda. herkes turkiye'ye gitmek istiyor burada, keske orada okusa cocugum diyorlar hep.

    ofiste bir azeri var mesela. her gittigimde evlerine davet ediyorlar, inanilmaz guzel bir aile, evimden cok uzak olan ofiste resmen ev sicakligi sunuyorlar. turk yemeklerinden tutun da cem yilmaz'a kadar son derece bizden bir aksam gecirmemi sagliyorlar. hep birlikte guluyoruz, hep birlikte soyleniyoruz. turkce ve azeri dilleri arasindaki kelime farklarini konusuyoruz mesela, her gittigimde yeni bir sey ogreniyorum.

    bu ucuncu seferim azeri gemisinde. bir gemide olmayacak ne varsa sizin icin yaratiyorlar. misal lahana dolmasi vardi gecen gun, ben evde yapmaya useniyorum yahu lahana dolmasini.

    bu sefer cok fena grip oldum, atesim cikiyor, iki buklum oksuruyorum, bogazimda kedi besliyormusum da hayvancagiz tirmalamaktan yorulmuyormus gibi, sesim resmen yankilanarak cikiyor... tabii gemi hayatinda ben cok hastayim, uc gun izin alayim denmiyor. pasa pasa calisiyoruz. hak yemeyeyim kac kere git dinlen dendi de sizin yerinize biri kalmak zorunda, insanin ici elvermiyor. benim hastaligimin bedelini baskasi neden odesin, her neyse...

    bu durumu goren azeri aşçı kendi evinden ozel olarak getirdigi bir ev yapimi recel kavanozu verdi elime, "al can, bunu hasta olursam diye evden getirmistim, cayina kat ic, iki gunde toparlar seni" dedi... zaten azicik getirmis adam, olur mu oyle demeler ise yaramadi ben pasa pasa aldim kavanozu. gecesine diger aşçı al bak sana balkabagi pisirdim, sen ye bundan bak nasil yumusayacak oksuruk dedi. pesinden kopru gorevlisi calistigimiz odaya geldi, elinde bir bardak:"al ic bak bunu gunde 3 kere, balli limon, hemen yumusatir oksurugunu"... baskasi gelip limon ye diyor, geminin stogundan portakal getiriyor. simdi gel de sevme bu milleti.

    saka yapmiyorum, annemden gordugum ilgiyi goruyorum. hem de bunu sirf insan olduklari icin yapiyorlar. cok milletle calistim ama bu kadar yardimsever ya da insancili yoktu simdiye dek, ki bu milletlerin bazilarindan harika arkadaslarim da var. ama gercekten azerilerin gonlumdeki yeri her zaman ayri olacak. bu gemiye gelirken mutlu oluyorum yav.
  • hazar denizi kıyısında yaşadıkları için kendilerine konan "hazerî" isminin evrilmiş halidir. (bkz: kelimelerin başına gelmeyen harfler)
    bu değerli bilginin kaynağı için (bkz: kıçım)
  • uzun süre 'boyunduruğu' altında kaldığı ruslar sayesinde sscb'nin çöktüğü sıralarda eğitim oranında dünyada 12. sırada olan, okuma-yazma oranının genelde %99larda, yüksek eğitimli insan oranının %70lerde olduğu, rüşvet ve hırsızlığın tüm geçiş dönemindeki halklarınki kadar olduğu (zaten her şey değişirken yokluğu da imkan dışı), bir şey bilmediği halde yorum yapmakta ısrar eden insanlarca 'azeriler aslında özünde iyi bir insan olmak' şeklinde tanımlandığında elimde olmadan sinirlendiğim senin benim gibi bir millet.
  • irk itibari ile turkiyede yasayan turklerden en ufak bir farki olmamasi itibari ile yanlis bir kullanimdir. azerbeycan turkleri daha uygun bir kullanimdir.
  • esasen var olmayan etnik kimliktir. "azeri" olarak tanımlanan etnik kimlikteki insanlar ondokuzuncu yüzyılın sonlarına kadar kendilerini müslüman olarak adlandırıyordu. milliyetçilik akımının bölgeye sirayetiyle ise kimlik olarak "türk"lük ön plana çıkmıştır. azerbaycan ise o döneme kadar sadece bölgeyi tanımlayan bir isim olarak kullanılagelmişti. ancak, rusya'nın milliyetler politikası gereği, burada yaşayan insanlar için "azeri"lik bir kimlik olarak belirlenmiştir ve uzun sayılmayacak bir süreden sonra da, toplumun genlerine kodlanmıştır. durum kısaca bundan ibarettir.
    bugün azeri olarak adlandırılan insanların türkmen olduğunu belirtmeye gerek yoktur. türkiye türkleri, azeriler ve türkmenler* soy olarak birbirlerine çok yakındır.
  • azeri bir tanidigin agzindan su sekilde ifade edilmektedir:
    "azeri asıl olarak azer kelimesinden türer, sovyetlerin türk ırkını asimile etmek amaciyla kullandıgı bir terimdir. azer ya da azeri azerbaycan bir coğrafya ismi olup bir ırk, bir millet ismi değildir. azerbaycan devletinde yaşayan millet azeri felan değil kafkas türkleridir. esas olarak azeri denmesi bize biraz itici geliyor. azerbaycan türkleri demek daha iyi. kullandığımız öz türkçedir. bugün iran içinde hala işgal altındaki güney azerbaycan türkleri genelde daha devrik konuşur dogru, ama biz kuzey azerbaycan türkleri sovyetler dagılamda tekrar dil inkilabını yaptık ve öz türkçe konuşuruz."
  • ateş anlamına gelen azer sözcüğüne eklenen
    i yapım eki ile
    ateşe tapan anlamı yüklenen
    azeri sözcüğünün,
    özellikle sovyetler birliği'nin stalin döneminde
    ve azerbaycanlılardan pek hoşlanılmayan
    iranda
    azerbaycan türklerini aşağılamak ve
    türk olmadıklarını vurgulamak için kullanıldığını bildikleri için
    azerbaycan türkleri tarafından kabul edilmeyen
    hatta zaman zaman hakaret olarak algılanan niteleme, ad.
    bu nedenle,
    ne azerbaycanlı devlet adamları ne de azerbaycan halkı kendilerini
    asla azeri diye nitelemezler,
    kendilerine,
    ya azerbaycan türkü
    ya da
    azerbaycanlı derler.
    kimliklerinde de azerbaycanlı diye yazar.
    ama
    bizim sivri zekalı ağzı açık basınımız
    spor spikerlerimiz
    ve aklı havada yöneticilerimiz
    azerbaycanlılarla görüşürken bile gözlerinin içine baka baka
    yüz kere bin kere azeri azeri derler,
    azerbaycanlılar da, bir kere bile seslerini yükseltip de bizimkilerin cahilliğini yüzlerine vurmazlar.
  • bir sürü matematik profesörü yetiştirip türkiyeye göndermiş halk.
  • azeri diyince akla ilk azerbaycan'li azeriler gelir(rusca'yı cok iyi bilirler). fakat gecmiste kafkasyadan goc edip gelen cok sayida t.c. vatandasi azeri de vardir(özellikle dogu anadolu'da)..
hesabın var mı? giriş yap