• artık bu filmlerin plot kısmı standart oldu, filmin hangi dakikasında hangi tür olay olacak herkes ezberledi. ama bu filmin eğlenceli olmasını hiç engellemiyor. araya serpiştirilen, filmin konusundan bir anlığına uzaklaştıran küçük espriler tam kıvamında, hem fazla uzatılmamış hem de çok yapmacık durmamış. bu açıdan ilk filmden daha zengindi.

    --- spoiler ---

    süper kahraman olayının olmazsa olmazı güç yarıştırma olayına gelirsek, buradaki quicksilver karakteri x-men'in son filmindeki quicksilver'a göre çok zayıf ve önemsiz kalmış. ya adamı nerflemişler ya da adamın gücünü gösterecek güzel bir sahne hazırlamayı becerememişler. şuna bakar mısınız? müzik ve sahnenin uyumunu geçtim, sadece bu bile karakterin hızını seyirciye çok net hissetiriyor. onun yerine avengers ne yapmış, sokakta vıjjj diye koşarak arkasında mavimsi bir iz bırakan, sonra da duvara arkasını yaslayıp dalağını tutarak nefes nefese kalan, kurşunlardan adam kurtarcam diye kurşunların yarısını vücuduna yiyen biri. şimdi bundan sonra yukardaki videoyu tekrar izleyin.

    ayrıca gücü süperhız olan birinin algılama/düşünme hızının da aynı derecede hızlı olması gerekir ki önüne çıkan bir duvara toslayıp püreye dönüşmesin. örnek olarak x-men evrenindeki adamımız, normal insanlarla konuşurken ne kadar sıkıldığını, onların cümlelerini bitirene kadar ne kadar beklemek zorunda kaldığını, normal hızda yaşamanın nasıl bir cehennem olduğunu anlatırken arada gidip arcade makinasında 30 tane pong oyunu bitiriyordu. o filmde bir yan karakter olan quicksilver, bu avengers'taki dallamaya göre çok daha akılda kalıcıydı.

    --- spoiler ---
  • yılan hikayesindeki kürşattan sonra gelen en karizmatik kötü karakterle tanışacağımız film.
  • scarlett taytla ordan oraya atladığı müddetçe adı avengers evim sensin olsa da farketmez izlerim.
  • eğlenceli filmdir.

    --- spoiler ---

    kaptan amerika'nın thor'un çekicini az da olsa kıpırdatabilmesi thor'un gözlerini faltaşı gibi açmıştır.

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    daha önce yazılmış mı bilmiyorum ama thor'un tarkan'ın iyileştiği kaynayan gölü bulduğu film.
    (bkz: dünyanın bütün madenlerinin eridiği havuz)

    --- spoiler ---
  • ya şu kaptana da bi uçma aparatı ayarlayın. yazık lan, thor uçuyor, hulk zaten hayvan uçmasa bile zıplıyor goril gibi, iron man uçuyor bir bu adam kalıyor karada mal gibi. hayır lazım oluyor yani. shield buradan sana sesleniyorum, yapın bir güzellik bu arkadaşa.
  • aksiyon sahneleri ile efsane, imax deneyimi ile muhteşem film.

    --- spoiler ---

    her şey iyi güzel de 5500 metre irtifada yaylaya çıkmış gibi nefes almak nedir ?

    --- spoiler ---
  • avengers üyelerinin birlikte çıktıkları evde tüm uyarılara rağmen ısrarla tuvalete gittikten sonra sifonu çekmeyen ve bulaşık sırasına riayet etmeyen tony stark sebebiyle canlarından bezip galeyana gelmesini konu alan yapım. ev sahibi ultron'un da birikmiş kira borcunu hatırlatmak için kapıya dayanmasıyla olaylar gelişir.
  • --- spoiler ---

    marvel studios'un/marvel sinema evreni'nin bugüne kadarki 11 filmine baktığımızda yapımcıların her şeyi tek, çok büyük bir senaryo olarak kurguladığını görüyoruz, veya bana öyle geliyor. senaryoda perde* tabir ettiğimiz bölümler bu evrene "phase" olarak yansıyor mesela, bazı filmler olayların seyrini değiştirecek öneme sahip olaylar içerdiği için "dönüm noktası"* işlevi görüyor. ilk iron man filmi her şeyin fitilini ateşledi, ardından gelen the incredible hulk, thor, iron man 2 ve captain america the first avenger örgüyü bir sonraki dönüm noktasına taşıdı, the avengers da ikinci dönüm noktasıydı. captain america the winter soldier'a kadar yine mevzuyu ilerletmeye uğraşan filmler izledik, bu filmde s.h.i.e.l.d ortadan kalkınca olayların da seyri bir kez daha değişmiş oldu, gibi. tabii ki bir filmin "sinematik evrenin" geri kalanı için çok önem arz etmemesi onu kötü yapmıyor, fakat insan the avengers'ın yine joss whedon tarafından yazılıp yönetilmiş devam filminden daha "evreni temelden sarsacak" numaralar bekliyor, itiraf etmek gerek.
    bu örgü kurma çabasının en büyük handikaplarından biri de, filmlerin neredeyse tümünün aynı senaryo matematiğinden hareket etmesi. bu dahil şimdiye kadarki 11 filmin beşinde "gökten düşmekte olan cisimden dünyayı/şehri/bölgeyi kurtaran kahramanlar" teması vardı örneğin. the avengers'ın ardından gelen phase 2 filmlerinden guardians of the galaxy dışındakiler de hep aynı izleği takip etti. age of ultron ise, ilk filmin ortalığı yerinden oynatan büyük çaplı havasına nazaran çok küçük oynayan bir film. whedon'ın bunu "ilk filmde olayı kurmuştuk, şimdi onları kavgada izliyoruz" düşüncesiyle kurduğu belli, ama avengers'ı takım halinde, (veya öyle olmaya çalışırken) aksiyonun içinde izlediğimiz filmin büyük resme bu kadar küçük katkıda bulunması bana tatmin edici gelmedi.

    bence marvel phase 2'yi sürekli bir şeyleri merak ettirerek geçirdi. civil war'u ve infinity war'u merak ederek koca filmler geçti, merak ettirip "sunmaktan kaçmayan" winter soldier dışındakiler ise, tümü gayet iyi filmler olsa da, olayı bir sonraki adıma götürmek için çekilmiş gibiydiler. komplosu, örgüsü ve tehditi ilk filmin yarısından bile küçük olan bu filmin, civil war öncesi gereken "mass destruction" ortamını ve gerginliği kendiliğinden yansıtması gerekiyordu normalde; fakat büyük çaplı bir yıkımdan ve başta bahsedildiği gibi dünya çapında bir tehditten bahsetmek mümkün değil. filmin ikinci yarısı, tek bir aksiyon sahnesi olarak "yükselen bir doğu avrupa kentinde" geçiyor, tek bir kent. mevzuyu kişiselleştirme çabalarını anlıyor ve takdir ediyoruz, avengers'ı takım olarak daha iyi tanımayı biz de istiyoruz, ama bizi civil war'a bu ortamla mı ikna edeceksiniz kuzum? koskoca ultron'un ne denli büyük bir tehdit olduğunu, james spader'ın muhteşem mo-cap oyunculuğuna rağmen yansıtamayıp onu thor the dark world'deki malekith gibi işlevsiz bir villain'a dönüştürürseniz, kaotik bir ortamda olduğumuza ortalama bir seyirci bile inanmaz ki. "hadi black panther'ı tease edelim", "hadi infinity war'dan sonraki takımı gösterelim", "hadi artık vision çıksın (şahane yazılmış ve oynanmış olduğuna katılıyorum)" diye metnin önemli parçalarının çoğu ihmal edilmiş, dünyayı uzaylılarla savaşıp kurtarmış bir takımın burada gördüğümüz çapta bir tehditle parçalandığını görmek ise hiç ikna edici gelmedi bana (tehditin esas boyutunu ben de biliyorum, filmin bunu yansıtmadaki başarısından söz ediyorum). ilk filmi, mcu'yu ve çizgi romanları coşkuyla seven bir insan olarak bunu "o kadar da sevememek" çok büyük bir hayal kırıklığı benim için, ama yapacak bir şey yok. büyük ihtimalle burada ıskalanan "dönüm noktası" görevini üstlenecek captain america civil war'u beklemeye devam edelim.

    --- spoiler ---
  • mcu diye tabir ettiğimiz marvel'in sinema macerası tüm hızıyla devam ediyor. hatta öyle ki phase 1 adı altında çıkan orijin filmlerden sonra ant-man ile noktalanacak olan phase 2 kısmına da ikinci the avengers macerasıyla devam ediyoruz. öncelikle marvel comics'in başındaki isim olan brian michael bendis'in eserini bir çıkış noktası alarak yola koyulmuş film. zaten filmi, bilindiği gibi sınırlı süper kahramanlar ve olay akışı ile bağlı kitaba.

    --- spoiler ---

    bu noktada kitapta ant-man; hank pym tarafından yaratılan ultron, filmde ekibin biri teknoloji dahisi biri bilim adamı olan iki kahramanımıza monte edilmiş. ant-man'in orijin hikayesi daha yeni çıkacağından sinema evrenine ani bir giriş yapmak istememişler demek ki. öncelikle film için diyebileceğim ilk şey; bir aksiyon filmi olarak nitelendirirsek, sinemada imax perdenin büyüklüğünün hakkını sonuna kadar veren, bütçesinin ve sektörün en iyi görsel efekt firmalarının adeta şov yaptığı bir blockbuster cümbüşü olduğu. hakkını teslim edelim. fakat marvel'in tipik sorunu olan kötü adamın tehditkarlığı dezavantajı burada da mevcut. kitapta dünyanın içinde bulunduğu post apokaliptik atmosferi ve harika bir yenilmişlik hissi ile yansıtan hikaye yapısı filmde ultron'u loki ve onun emrindeki chuatari ordusundan farksız bir yere konumlandıramıyor. öyle ki uyarlandığı eserde başı ve sonu hariç hiç görünmeyip tüm olayları gelecekten yöneten ultron bütün film boyunca oldukça aktif bir rolü olduğu halde yeteri kadar başarılı yansıtılamamış. hatta daha da ileri gidiyim. tarafını seçmeden önce scarlet witch'in düşmanlarında bıraktığı etki ve içinde barındırdığı intikam ve öfkenin verdiği sınırsız güç, ultron'un misyon'undan çok daha etkileyici ve dramatik.

    bu noktada sanıyorum x-men film hakları 20th century fox filminde olduğu için kardeş mutantlara yazılan orijin hikaye avengers üylerinin orijinlerinin yanında eğreti duruyor . evet quicksilver'a veda ederken benimde gözlerim yaşardı fakat bahsini ettiğim şey çizgi roman dünyasının kendi içinde inanılmaz noktalara varan sınırsız hayal gücünün filmde biraz amerikan bir anlatıya dönüştürülmesi.

    filmdeki bir başka etkileyici nokta da karakterlerin geçmişleri ile yaptıkları zorunlu yüzleşmenin kendi ruh hallerindeki etkisi. bu hulk üzerinden sadece daha fazla yıkıma meyilli olma gibi basite ve aksiyona yüklenmenin bir yolu gibi görünsede captain america, thor ve özellikle black widow üzerinden sağlam sinemasal anlar barındırıyordu. bahsini etmediğim hawkeye bu filmde bayağı ağırlık verilmiş bir karakter. özellikle yeni çizgi roman serisi oldukça kaliteli bulunan clint barton, ekibin last man standing konumundaki üyesi olup motive edici bir konuma getiriliyor.

    vurgulanması gereken diğer bir nokta da; ultron'un dünya ve insanlık üzerine planlarının kitaptakinin aksine daha bir yüzeysel işlenmesi. çizgi romanda; bütün süper kahramanların yer altına çekilip farklı şehirlerdeki maceralarına geçiş yaptığımız dinamik hikaye yapısının ötesinde gelecekte ultron'un new york üzerinden harika bir mimari ile göz alıcı bir dünya yarattığını görüyorduk. burada ise büyük patlamaya referans verecek şekilde dünyanın bir parçasını gene dünyaya karşı koz olarak kullanışını görüyoruz fakat amacındaki yıkım ve insanlığa karşı kininin hikaye anlamında çokda derinlikli işlenmediğini görüp tipik bir stereotip karakter olarak kalışını seyrediyoruz. yani aslında azına mecbur kalıyoruz.

    ama ne söylersem söyliyim bütün karakterlerin 360 derece çember oluşturup ultron ordusuna karşı savaştıkları destansı sekans, ultron tarafından yaratılan vision'un hayranlık uyandırıcı bir şekilde yansıtılışı, scarlet wich'in vision'a hayranlıkla bakması (evlilik durumunun zeminini şimdiden hazırlamak için) gibi başarılı anlarıyla age of ultron, son derece başarılı giden marvel sinema evreninin iyi bir eseri olarak hafızamıza yerleşti. fakat ilk captain america deneyimi sonrası winter soldier ile birlkte hepimizi ziyaret eden bambaşka bir deneyim yaşadık mı hayır. o bakımdan joss whedon'un bir sonraki avengers hikayesinde olmaması aslında bir bakıma iyi birşey.

    son olarak elizabeth olsen'in harika bir scarlet witch olduğu, aksiyonun bir an olsun durmadığı hatta belki de bunun için gelişme bölümünün sıradanlaştığı, kitaptaki wolverine ve susan storm'un yaptıkları harika yolculuğu gözlerim arasa da buna da eyvallah diyebileceğim kadar bol süper kahramanı bir arada gördüğümüz ve final jeneriğindeki etrafında hareket ederek tüm detaylarını gördüğümüz koleksiyona katılası harika figürün harika bir final duygusu yarattığı age of ultron, yoluna sağlam devam marvel sinema dünyasının iyi örneklerinden biri. sırada dc comics var bakalım dawn of justice şu anki lider marvel'e bir nebze olsun yetişebilecek mi?

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap