• ateizm yüzünden;

    ne cihat ilan edildi ne haçlı seferi,
    ne de bir yerlerde vaad edilmiş topraklar var diye topraklarda yaşayan masum insalar sistematik bir şekilde öldürülmedi.
    ne yemek yiyor diye kimse saldırya uğradı ne de saçı uzun diye.
    ne okula giden kızların yüzüne kezzap atıldı ne de ateizmden vazgeçip bir dine geçmiş birinin boğazı kesildi veya yakıldı.
    kimse sokak ortasında kıyafeti yüzünden tartaklanıp, polis arabalarına da tıkılmadı.
    kimse beline bomba bağlayıp pazar yerlerinde insanları katletmedi.
    kimsenin parası toplanıp sonra o paralar uçurulmadı.
    kimsenin içkisine, yediği etin hangi hayvandan geldiğine de karışılmadı.
    ineklere, heykellere tapılmadı.
    bilim insanları, filozoflar katledilmedi*, baskıya uğramadı*.
    insanlar dünyanın düz olduğu, tüm canlıların yaratıldığı gibi bilimle uyuşmayan fikirlere yönlendirilmedi.
    kadınlar 2.sınıf insan muamelesi görmedi.
    bira* yerine deve idrarı içilmedi.
    insanlar hayali bir dünya ile korkutulup ne kendisine ne de çevresine faydası olmayan işlere saatlerini, günlerini vermedi.
    kimsenin özgürce düşünmesini engellenmedi, kimseye dogmalar dayatılmadı.

    not : tarih ateist, müslüman, yahudi, hıristiyan pek çok zalim lider görmüştür ne adolf hitler katolik, ne ariel sharon yahudi, ne stalin ateist ne de saddam hüseyin müslüman diye bu insanların düşüncelerini/inanışlarını suçlamak doğru değil. bu insanlar kendileri bizzat piskopattırlar ve bu yüzden piskopatça işler yapmışlardır. din bu insanların hayatlarında sadece bir ayrıntıdır.

    bu entryde bahsetmek istediğim sıradan iyi insanları kötü işlere yönlendirdiğini düşündüğüm dinleri eleştirmekti. zaten içine sinmediği için çoğu insan dinlerinin tüm kurallarını uygulamıyor ancak ne yazık ki tam anlamıyla da dinlerden kurtulamadıklarından yukarda yazdığım işlere karışıyorlar.
  • yahu şu konu hakkında yazmak istemiyorum ama insanı gerçekten zorluyorsunuz arkadaş.

    yıllardır aynı klişe geyiklerden bıkmadınız. "liseli özentisi", "büyüyünce geçer", "kız düşürmek için ateist olmak"... uzar gider böyle. ateist dediğiniz adamların %99'u zaten bunu ulu orta paylaşmıyor, paylaşamıyor. nedenini merak ediyorsanız bir ara "modaya uyup" ateist taklidi yapın, anlarsınız. kız mı düşüyor yoksa kafanıza taş mı düşüyor.
  • "i'm gonna die! jesus, allah, buddha i love you all !"
    - homer simpson-
  • insanın default hali olması gerekirken nasıl mantıksız falan addediliyor şaşırıp duruyorum. esas mantıksız olan dünyanın çoğunun binlerce yıldır bulutların üzerinde sihirli bir adamın var olduğuna inanması. enteresan adamlar vesselam neyse ki sayıları yavaş yavaş da olsa azalıyor.
  • inanç değildir. bir felsefe değildir. tarikatları yoktur. ayinleri yapılmaz. uğruna insan öldürülmez. propagandası yapılmaz. yaygınlaşması için binlerce bedava kitap satılmaz. lideri yoktur. bir topluluk onu yönetmez. kitabı yoktur. doğaüstü bir şeyler olduğunu iddia etmez. insanları buna dahil etmeye çalışmaz. fanatikleri insan öldürmeyen tek büyük çaplı mekanizma olabilitesi vardır. üzerinden para kazanılmaz. savaşlarda meşrulaştırma görevi üstlenmez. organize değildir. belli bir kıyafeti yoktur. yasakladığı kıyafet de yoktur. belli bir düşünce sistematiği yoktur. insan veya hayvan özgürlüğünü herhangi bir şekilde engelleyecek kuralları yoktur. kadın ve erkeğe eşit derecede değer verir. eşcinsel, transeksüel, aseksüel, biseksüel gibi kavramları sadece tercih olarak görür. insanların kendi kararlarını kendilerinin verebileceğini savunur. 18 yaşından küçük bireylerin vücudunda kalıcı değişikliklere sebep olmaz. çocuğu bile olsa herhangi bir insan üzerinde bir zorlamaya sebebiyet verecek öğütler içermez. insanı insan olduğu için sevmeyi gerektirir. tamamiyle karşılıksız iyiliği amaçlar. insanın insan gibi yargılanmasını ister. belli başlı sert cisimlerle darbeler uygulayarak insan infazını gerçekleştirmek yerine hapis cezasını yeğler.
    ateizm, ateist olmayanlarla iletişim kurmayı cezalandırmaz. dine dönen adamı ölüm cezasına çarptırmaz. aşıkların sevişmeleri onun için taşlayarak öldürme sebebi değildir. terörizmi desteklemez. ölümden sonra yaşam vaat etmez. iyi insana cennet, kötü insana da cehennem gibi hediyeleri/cezaları yoktur.
    ateizm özgürlüktür. rahatlıktır. medeniyettir. insanın daha iyi yaşaması için olabilecek en iyi ortamı sağlamaktır. insanın kendine yakışanı giymesidir.
  • ateizmin iki parçası var: 1) ateist olma hali, 2) kendini toplumda ateist olarak konumlandırma hali. işte o sosyal konumlandırma, dinler gibi, mezhepler gibi, futbol takımları gibi ve diğer tüm sosyal konumlar gibi tehlikeli bir etikete dönüşmeye mahaldir.

    o yüzden "seks yapmamak ne kadar bir seks pozisyonuysa, ateizm de o kadar dindir" ve "kellik ne kadar bir saç rengiyse ateizm de o kadar dindir" gibi söylemler ancak ateist olma haliyle ilintilidir. toplumda kendini ateist olarak konumlandırmak ve bunu bir ayrıştırıcı unsur olarak seçip, herhangi bir toplumsal iletişimde bunu bir parametre olarak kullanmak bir anda o konumun etrafına tebeşirle bir çizgi çekip içerdekiler ile dışardakiler arasında aidiyet, dışlanma, seçkinlik ve acziyet üzerinden bir kitlesel güdümleme riski taşır. aslında riskten de öte, bunun bir kısmını "dindarlar aptaldır, ateistler zekidir" formatında günümüzde gözlemek mümkün.

    o yüzden ateizm kendi başına ayrımcılıktan ve denyoluktan azadeliğin bir garantisi değil diyebiliriz (cheja demiş vaktinde (bkz: ateizm dini/@cheja)). olsa olsa "kafirleri öldürürseniz süper olur tşk" gibi ayrımcı ve kışkırtıcı bir ön-metin üzerine dayalı olmamasını bir artı görebiliriz. o kadarı budizm'de de var. pastafaryanizmde de. sufizm'de bile olabilir hatta.

    yani ateist olup da temel insani değerler koleksiyonunu tamamladığını zannetmesin kimse. dindar olduğu için aynı koleksiyonu tamamladığını zannetmemesi gerektiği gibi.

    edit: "o risk her şeyde var" deniyor. evet var. ama bu örnekte tutuyor gibi geliyor, hissettiriyor. bunu da daha her gün biraz daha sık rastladığım "ateist daha medenidir", "ateist daha zekidir" duyumsamalarıyla pekiştiriyorum. açıkçası dawkins'in belki de farkında olmadan öncüsü olduğu bu ateist elitizminin bir "fenomen"e dönüşmesi sadece bir kritik eşiği geçmeye, bir sosyal zincirleme reaksiyona bakıyor. hazır eşiği geçmemişken hatalı rotaları kırmızı kalemle bir kez daha işaretlemekte de fayda görüyorum. (bkz: reality check)

    edit: bir mesaj geldi aynen ekliyorum:

    (#31948656) hoca dedigin (bkz: militant ateizm) ya da (bkz: new atheism) diye geciyor olabilir mi? kendileri dedigin gibi, ateistlerin toplumda konumlandirilmalarini, kabul gormelerini, siradan birer insan olarak gorulmelerini istiyorlar. hatta bu ugurda ateist kilisesi bile aciyorlar: http://www.independent.co.uk/…blessing-8440194.html

    ve evet dedigin gibi, inanclilari da zihinsel kapasiteleri acisindan asagiliyorlar. sirf kendilerine inanmayanlari oldurmeyi emreden dusunce sistemlerini sacma ve ilkel bulduklari icin. tabi bunlar sadece soylem duzeyinde kalip, dindarlarin yaptigi gibi, kimseye beden gucuyle bir sey empoze etmezler - ki endise ettiginiz de bu olsa gerek; sikayetci oldugunuzu sezdigim, butun fanatizmlerde gorulen "elestiriye ve tartismaya kapali olma" durumu ise ateistler icin gecerli degildir, aksine ispatlandigi taktirde her seyi kabul ederler.
  • 50 kişilik bir topluluk hayal edelim. bu topluluktaki insanları -ifade edebilme kolaylığı bakımından- dinlerine göre etiketleyelim. mesela hristiyan olanlar kırmızı bir kolye taksın, müslümanlar yeşil, museviler mavi. diyelim toplulukta da 15 kırmızı kolyeli, 15 yeşilli, 10 mavili var. bu kişiler bir şekilde bu dinlere mensuplar ve sebebini tartışmıyoruz.

    ancak şu aşikar; hepsinin kendi ritüelleri var. kimileri sinangoglarda ayinlerini yaparken, kimileri belli tarihlerde belli kurallara göre kurban kesiyor, diğerleri günah çıkartıyor falan... fark ettiyseniz bu insanlara dışarıdan baktığınızda hepsi kendi içinde bir takım "oluşumlara" ve "ritüellere" sahip. burada ritüelleri birbirinden ayıran çizgiler var. mesela kırmızı kolyeli, asla gidip yeşillilerle birlikte namaz kılmıyor. ya da yeşilli çocuğu olunca vaftiz etmiyor. ama birlikte sessiz sinema oynuyor olabilirler, burda problem yok ve umarım bu konuda hemfikiriz.

    şimdi bir de odadaki "kolye takmayanlara" bakıyoruz. bu kişiler, bu dinlerin (ya da yanına teizm, deizm, agnostisizm, politeizm... ne eklerseniz) hiçbirine mensup olmamışlar. peki herhangi birşeye mensup olmuşlar mı? hayır. tek ortak yanları bir kolye takmamaları. işte bu yüzden, kolye takanlar tarafından "kolyesizler" olarak "adlandırılıyorlar".

    iyi de bu "kolyesizler" ne yapar? ben söyleyeyim, günlük hayatlarını yaşarlar. sessiz sinema oynarlar. ama bir ritüelleri yoktur. altını çizeyim: "kolye takmama" ritüeli yoktur! kolyelilerin ritüellerinden hiçbirine katılmadığı için bu 10 kişi "kolyesiz" olarak adlandırılmıştır. hiçbiri bir araya gelip "kolye takmayalım" dememiştir.

    bu bakımdan kolye takmamak bir disiplin falan değildir. doğası gereği kolye takmayanlar örgütlenmezler.

    işte kolye takanların bu "kolyesizlere" verdiği isimdir ateist. bu isme de kolye takmayanlar eyvallah demiştir. ama kolyeliler, kolye takmamanın altında bir disiplin yattığını sanırlar, bu yüzden bunu "izm"leştirerek "ateizm" diye birşey sıçarlar. zira ateizm'in tanımlanacak bir tarafı kalmaz bu noktada.

    eğer ille de tanrı sorgulamayan bir disiplin arıyorsanız, şöyle buyrun (bkz: budizm/@hooker with a penis)

    ama lütfen ateizm'e "disiplin" demeyin. kolye takmadığım için kafanızdan "görünmez bir kolye" uydurmayın. ne yalan söyleyeyim; ritüellerinizi edebi merakla izliyor, okuyoruz. bu bakımdan ateizm adlandırılmış şeyin olsa olsa sadece şöyle bir mottosu olabilir :

    "bir çağın dini, bir sonrakinin edebi eğlencesidir." (ralph waldo emerson)

    hadi sessiz sinema oynayalım...

    not: bu entry 28 şubat 2016 ekşisözlük direnişi süresince katalanca olarak sunulmuştur. (bkz: bütün entry'lerini katalancaya çevirmek) bundan çok daha kaliteli yüzbinlerce entry bu süreçte yok olmuştur. bir zamanlar devletin milletini ebleh yerine koyması yasaktı, bazı yasaklar özlenebiliyormuş.
  • bu kişisel sallamami turkiye icin yapiyorum, gordugum kadariyla kendini ateist takdim eden turkiye insanin önemli bir kısmı da ateizm hakkında büyük yanılgılara sahip.
    türk ateistlerin önemli bir kısmı, hayatında toplam 10 dakika bile varoluşun sancısını çektiğine dair bir emareye sahip değil. tıpkı, doğuştan müslüman olmuş milyonlar gibi. bu yüzden yine o tür müslümanlar gibi, kimlik zannettikleri şeyi sürekli göstermek isterler. "10 dakka göstermesinler, ölecekler hastalığına" düçarlar. ateist olduklarını bir is basarmis gibi mutlu bir yüz ifadesiyle daha ilerisi gururla söyleyeni vardır. birşeye inanmıyorsun, uzerınde dusunmeye de deger bulmuyorsun ya da, kafan ve kalbin yığınla soru ve şüpheyle doludur, acısını çekersin bunun. ateist bulan degil arayan adamdir. sağlam soruları olan ve bunlara o sağlamlıkta yanıt bulamayan adam ızdırap çeker, sevinç duymaz. çok soylu, çok hayranlık verici bir sancıyla yolu ateizme düşen, boğazından jilet geçer gibi anlatır bunu. ateistsen yaşama ve ölüme bir karşılık bulmak gibi taşaklı bir derdin vardır çünkü. ateizm varılıp ulaşılan bir üst nokta değil, başlangıç çizgisine geri dönmektir.

    gerçek ateist için bulunduğu felsefi konum, çabayla elde ettiği değil bulunmuş olduğu felsefi konumdur. gurur duyulacak, diğer insanların kafasına kakılacak bir hiyerarşik sosyal statü değil. çok saf şekilde tanrıya inanan dindar kişiye iğrenerek değil imrenerek bakar bu sebeple. dindarın varoluş hakkındaki düşünce konforuna, huzuruna özenir.

    hangi ideoloji adına olursa olsun, kendini, ideolojisini ve yaşamını sorgulama derinliğine ulaşmış kimseler, bağnazlık tehlikesine karşı daha korunaklı bir yerde dururlar. kolay kolay o çukura düşmezler. belki de kendi örneklerimi genelleştiriyorumdur onu da bilemiyorum ama genelde saldırganlık ve bağnazlık değerlendirdiğim örnekler, hayatında bir kez bile durup da kendi düşüncelerini sorgulamamış tipler gibi gelmiştir bana. kişisel serüvenimde kendimi de bağnazlık konumunda bulduğum anlarım, genelde içe dönük sorgulayıcı içtenliği bırakıp doğrudan ötekine öfke duyduğum anlarımdır. ateistin soruları gerçekten yanıtlar bulmak içindir. "ateizmci" gibi incitmek, hakaret etmek, taşak geçmek için değil. misyonerler gibi 'cephede sayı artırmak' için hiç değil. "başkalarının inandığına inanmıyorsam onlara her hakareti yapmaya hakkım var" diyen adam ateist değil terbiyesizdir. gercek ateist allah'a inanan insan sayisini azaltmaya calismaz. tek başına bile olsa halkin geri kalanının inanmasını kendine sosyal baskı olarak görmez. insanlarin birbirlerinin yasam, inanc, etnik, irk vb ozelliklerinden dolayi asagilanmadiklari bir sosyal cevrenın olusmasi cabasi icinde olur. hukuksuzluktur sosyal planda onu rahatsız edecek. birilerinin inanması, inandığını yaşaması değil. bu yüzden de eğer felsefi ya da teolojik bir sohbetin içinde değilse, sosyal hayatta kendini bir dinin mensubuymus gibi ateist olarak değil hümanist olarak tanıtır. denebilir ki "din adina insanlar somürülüyor, buna engel olmanın nesi kötü?" e karagozlum sömürgeci tiynette ve koyun karakterinde insanların olduğu her inanç ve ideoloji iklimi sömürüye açıktir. ateizm adina da insanlar sömürülüyor. bu isten karun gibi zengin olanları var. kemalizm adına da insanlar sömürülüyor, apoizm adına da, maoizm adına da, sosyalizm adına da. ateist adam somürmez, agnostik adam zalim olmaz diyeni de bu konudaki en guncel ornekler oldukları için neocon'lara(önde gelenlerinin çoğunun agnostik olduğunu anlatmaya gerek var mi) havale ediyorum... yani sömürmek ve sömürülmek felsefi değil sosyo psikolojik bir konudur. burada kotu olan sey somürünün kendisidir. mücadele edilmesi gerekli olan sömürme ve sömürülme halidir. görünür gerekçeyle mücadele yel değirmeniyle savaştan başka anlama gelmez. kendi adıma, kendini sömürdürtmeyen aklından karakterinden en kucuk şüphe etmediğim yiginla dindar insan da biliyorum.

    "ateist oldum ic huzuruna erdim" diyenin, zaten varolussal bir problemi olmamıştır. o kültürel sorunlari olandir ve kendine uygun kulturel ortami bulmustur. savundugu sey felsefenin degil, sosyolojinin ilgi alanina girer. bunların bir kısmı da ateizmle hedonizmi fena halde karistirır ki bu bambaşka bir mevzudur. sırf bu örneklere bakarak her ateisti hedonist sanan yüzeyselleri de o bambaşka mevzuya yönlendiriyorum.
    türkiye'de pek de az olmadığını düşündüğüm kültürel ateistler, tıpkı dincilerin çoğu gibi, tamamen çevrelerinin çocuklarıdır. o kimliğe doğarlar zaten. bilinçaltının oluştuğu çocuklukları, adı ne kadar müslüman, hristiyan ya da yahudi olursa olsun, islam, hristiyan ya da yahudi ya da başka bir dinin farzlarının adetlerinin yaşanmadığı bir evde geçmiştir. kendi düşüncelerini, hiçbir felsefi düşünsel sorgulamadan geçmeden sadece sosyal yaşam çevrelerinden devşirenler, ateizmi felsefi bir sorun olarak değil, kültürel ya da sınıfsal bir konum olarak yaşıyorlar hissediyorlar. sosyal ortam ateistidir çoğu. bu tür kişilerin ateizmi, yalnız başlarına oldukları anlarının bir parçası değil. birilerine inattir, birilerine karsidir.
    haliyle, felsefi bir sorgulamanin öğrencisi değil, sosyal bir mücadelenin askeridirler. doğrudan düşüncesini, başkalarına da dayatma(anlatma, paylaşma değil) çabası içinde bulunmaları belki de bundan. saldırganlıkları, aşağılama, yok etme arzuları ve bagnazlıkları, tıpkı dinci bağnazlar gibi kendilerinin farkında olmamalarından kaynaklanıyor. bütün varoluşları, 'öteki'lerinin karşısında olmayla sınırlı.

    kültürel ateist de dinci gibi fazlasıyla eksik insandır. imani ya da felsefi bir sorgulamadan değil, sosyo kültürel bir mücadele anlayışından beslendikleri için ikisinin de şeytanına ihtiyacı, hava ve suya duydukları ihtiyaç gibidir. şeytanlaştırdığı ötekisi yoksa o da buhardır gazdır...

    gercek ateist, ateizmi yaymak için gözle görünür bir sebep olduğuna inanmayandır.

    o sebebnen diyorum; bağnaz yoktur, bağnazlık vardır!
  • hakkında sayısal bir örnek vermek gerekirse, abd'deki tüm ateist ve agnostik vatandaşlar ülkeyi terk etse, abd ulusal bilimler akademisinin nüfusu 93%, hapishanelerinin nüfusu 1% azalırdı.
  • hakkında rahatsızlık tanımı yapılan inançsızlık halidir.

    soruyorum size; görmediği şeylere inanıp hayatını buna göre şekillendiren insanlar mı normaldir? yoksa görmediğim şeye inanmam kardeşim, materyalistim ben diyen insanlar mı normaldir?

    başka sorum yok, hadi ötede oynayın.

    edit:gg
hesabın var mı? giriş yap