• yanlış kullanımı beni çıldırtan zarftır. bu aralar sanki moda oldu, bunu yanlış kullanan elit falan sayılıyor.

    "asla sevmiyorum"
    "asla kaliteli değildi"

    ya siz mal mısınız, nesiniz? "asla" beyniniz yok, ondan eminiz de, bir tane kitap da mı okumadınız? "asla" mı okumadınız?*
  • une belle histoire üstüne sinan kaynakçı'nın yazdığı sözlerle oluşmuş, sertab erener'in yepyeni albümü renga renga rengarenk'ten bir parça.

    yağmur olup yağsan sen üzerime
    hiç bir derdin kalmaz geriye
    sen de olmayınca yalnızım bu şehirde
    gidersen yanına al beni de beni de

    sevince kalbim elbet acı duyar
    sen de benim gibi seversen
    hep yanımda olmak istersen

    o zaman biter birden bu acılar
    kendimden emin olmadıkça
    sen benim olamazsın ki
    asla

    yağmur olup yağsan sen üzerime
    hiçbir derdin kalmaz ki geriye
    çünkü ne zaman ağlarsam kaderime
    kaderim beni alır alır içine

    nilüfer'in sesinden kim ayırdı sevenleri bu parçadan çok daha ileri bir seviyede bana göre söz olarak da düzenleme olarak da. daha güçlü sözler yazılabilirdi sanki. olsun yine de güzel, sertab söylüyor ya, o yeter.
  • asla, tüm dünya dillerindeki en iri sözcüktür nazarımda. aynı zamanda insan ömrü boyunca kelimelerin kullanım sıklığının en radikal şekilde nasıl değiştiğinin ve bir ömür törpüsü olduğunun da ispatıdır bir nevi. zira, çocuklar neredeyse hiç kullanmaz bu asla kelamını ya da en fazla ailedeki bir yeni ergenden duymuştur garibim, cümle içinde kullanma hevesiyle terennüm eder.

    sonra aile içindeki o yeni ergen kendisi oluverir çocuğun. işte o zaman bu asla sözcüğü kullandığı dilin kendince oluşturduğu jargonunun bir numaralı kelimesidir. ota boka asla ile başlayan girizgahlar yapar, hormonları damarlarında fütursuz çoşan bünye.

    zaman geçtikçe insan ebesi bellene bellene de olsa öğrenir bu asla kelimesinin laneti nemenem bir haltmış. böylece başlarız işte, daha az konuşup, daha çok susmaya ve ettiğimiz iri kelamların yaralarını okşamaya.

    işte bu asla da o iri kelamların başında gelir, ne kadar okşasak da bazı yaralar asla kabuk tutmaz...
  • bu kelime şöyle de kullanılıyor ya:

    "ben asla öyle bir insan değilim."

    "özel okul ile devlet okulu asla aynı kalitede değil."

    hah işte bunu yapan uzaklaşsın benden. bir daha da gelmesin yanıma.
  • bugün anlatılan bir konuya "asla anlamadım" diyen birisi yüzünden yüzümü ekşittiğim kelime. son zamanlarda yerli yersiz çok fazla kullanılıyor. bu kadar basit bi kelime nasıl böyle yanlış ifade ediliyor anlayamıyorum.
  • kesinlikle yerine kullanılıyor ama bence doğru değil. son zamanlarda türedi veya dikkatimi çekmeye başladı.
  • 2020 senesinde yıldızı parlayan kelimedir. her cümlenin içine sıkıştırılmaya çalışılması sadece bana mı garip geliyor. örnek:
    yediğimiz tatlı çok güzeldi. normalde asla tatlı sevmem.
    matematiğim asla iyi değil. vb. bazen kendimi de yakalıyorum olur olmaz bu kelimeyi kullanırken diyorum ne diyorum ben. yeni aynen olma yolunda ilerliyor kendine dikkat etmeli bence.
  • z kuşağı turnusolu.
  • a0 türkçeye sahip dişilerin kullanmayı bilmediği ama çok sevdiği kelime.
  • burada birkaç yazarın da fark ettiği gibi şu dönemde özelikle kadınlar tarafından yanlış kullanılan kelime. hiçbir zaman anlamına gelen güzelim kelimeyi, ‘hiç’ anlamında kullanıyorlar vurgulu vurgulu; ass-la diyerek.

    youtuber, influencer vs gibileri başlattı bu yanlış kullanımı ve onları sürekli izleyen kadınlar, bu vurgulu asla’yı onlar gibi kullanmaya başladılar.

    kadınların artık her şeyi birbirine benziyor gerçi; yüzleri, kıyafetleri, hareketleri, yemek yeme alışkanlıkları ve en nihayetinde konuşmaları. tek tipleşmenin en büyük dönemi.

    yemek yedin mi diye sorulunca, asla yemedim diye cevap mı olur?

    dilimizde bu tip yozlaşmalara izin vermeyelim, yanlış kullanım yapan tipleri uyaralım.

    edit: imlâ.
hesabın var mı? giriş yap