• yeterince yuksek bir teknoloji, bilmeyen acisindan sihirden farksizdir diye bir laf vardir ahali, bildin mi?

    hah, iste ask da boyle. birseyin ne oldugunu su anda mantikla anlamiyorsun diye bunu anlasilamaz kilmak ne kadar kendini begenmis bir davranis. yani insan bilincinin ve bilgisinin ulasabilecegi tum sinirlari tahayyul ettin, analizini yaptin, sonra dedin ki yok kardesim su su su kavramlarda mantik yoktur.

    ha simdi ben kalkip, efenim ask dedigimiz duygu evrimsel surecte, bireyin, yavrusunun genotip cesitliligini maksimize edecek bir es secmesine yarayan, hafizanin gelisiminden sonra ortaya cikmis bir dizi elektrokimyasal tepkimedir dedigimde ne diyeceksin? kendinde olmayan bazi ozellikleri esinde arayarak cocugunun mumkun oldugunca genetik esnekligi gosterebilmesi, bu sayede cevresel sartlar degistiginde turun devaminin saglanmasi esas alinirken, ve bu basit mekanizma gelisen bilincimize dogru oranla dallanip budaklanmisken (sosyal faktorlerin, sartlandirmanin etkileri gibi) ne bicim bir istektir bunu anlasilmaz kilmak?

    edebiyat yuzunden ve en bazal degerlere hitap ederek dikkat ceken medya yuzunden ask oyle bir yukseklige cikmis ki, sorsan, bunu nefret gibi duygularin muadili olarak gormez kimse. halbuki aynilar. nefret gibi temel duygulari mantikla anlayabiliyorsan (ki onun da evrimsel psikolojik aciklamalari var) aski niye anlayamayasin? ancak iki araba edebiyat parcalayip, bir iki klise alegori yapilir, soru yine cevapsiz kalir.

    sokaktan cevrilen bir insani tip sinavina sokuyorsun, sorulara bakip diyorlar ki "bu cozulemez, imkansiz". fazla umursamiyorsun cunku sen doktorsun, bu islerle ugrasiyorsun, yalayip yutmussun ve biliyorsun ki o sorular bal gibi cozulur. fakat bu ask durumunda sokaktaki vatandasin tepkisi, doktorun tepkisini bogmus, bir norm haline gelmis, artik aksini iddia eder etmez 1-0 yenik basliyorsun.

    fantastik bir dunya hakkaten. var mi benim su anda duydugum gicikligi hesap makinesiyle aciklayabilecek. yaa yaa, nasi kodum kendime
  • gözyaşlarının anlamını kimyayla açıklamak; sevişmeleri matematiksel bir bağıntıya oturtmak; özlemeyi bir fare, bir peynir, bir de labirent ile test etmek; ayrılığı bir hız ve uzaklık problemi olarak görmektir askta mantık aramak.
  • kör bir adamın karanlık bir odada, orada bulunmayan siyah bir kediyi aramasından farksızdır..
  • kalbin bazı nedenleri vardır, mantığın hakkında hiçbirşey bilmediği...(bkz: pascal)
  • tavlada mantık, satrançta şans aramaya benzer.
  • 20'li yaşlarda yapılmayan harekettir. ne olur? aşık olursun akışına bırakırsın, terk edilirsin gelişine vurursun, anı geçirirsin mutlu olursun,ayakların yerden kesilir, uçarsın, düşersin, yeri gelince de çabalarsın böyle geçer...
    ama 30'dan sonra aşık olduğunda durum değişir. beyninin bir yerinde hep mantık feneri yanıp söner, geçmiş tecrübelerinden arda kalan sorularına yanıt ararsın. daha ince eler, daha az insanı hayatına sokmaya çalışırsın, sağlamcı olmaya başlarsın, aşk ne kadar hiç birini tanımaz desen de, önce uçsan da kelebeklerle dans etsen de, o mantık er ya da geç saklandığı yerden çıkıp devreye girecektir.
    inan bana.
  • kimi zaman zaferle sonuçlanabilecek eylemdir. insan farketmeden kendi mantığına uygun kişiye aşık olur. bu mantık günümüz koşullarının mantık anlayışından farklıdır. çok zengin bir kızın fakir bir erkeğe aşık olması günümüz koşullarında pek mantıklı görünmese de bundan binlerce sene öncesine göre mantıklıdır. çünkü o zamanlar zengin-fakir diye bir ayırım yoktu, çünkü insan evladının hisleri, duyguları, istekleri, mantığı teknolojiyle birlikte gelişmiyor. öyle olsaydı günümüz itibarı ile herkes robot gibi olurdu.
  • bunun saçma olduğunu düşünen insanlar genellikle kadınlar. çünkü bazıları onlara sevgi adına yapılan şeylere o kadar muhtaç ve azıcık mantığı olan adamın onları sevmeyeceğinin o kadar farkında ki, böyle bir yalanın arkasına sığınıyorlar.
  • (bkz: bulamamak)

    ne mantığı yahu, bilinçaltı karşıdaki insanın genetik yapısını algılıyor ve karar veriyor.
hesabın var mı? giriş yap