• bir insanı kestirmeden mutlu etmek için yapılan mesleklerden biridir. kimine göre amelelik kimine göre sanattır. insanı yorar. kaliteli bir şekilde icra etmek için bireyin gıda bilgisinden felsefeye kadar bir çok disiplini takip etmesi ve bol bol araştırması gerekmektedir.

    nankördür. belli bir süre icra etmezseniz eliniz soğur..
  • isteyen herkesin amatör olarak uygulayabileceği nadir mesleklerden biri. arkadaşlarınızla, tercihen sevgilinizle yapabileceğiniz bir sosyal hobi. işin sırrı iyi bir bıçakta ve o bıçağı iyi kullanabilmekte. tabi ki ölçü bilmek de gerekiyor. ama iyi bıçak şart. uyduruk meyve bıçağıyla mutfağa hiç girmeyin bile. kaliteli, dengeli ve keskin bir bıçakla en beceriksiz insan bile düzgün bir yemek hazırlayabilir.*
  • dunyadaki en guzel, en seksi, en tehlikeli, en artistik, en yaratici, en sonsuz meslektir efendiler.
  • unlu seflerin tv ekranlarinda "biz yemeklere sevgimizi de katiyoruz eki eki eki" diye kahkelendiklerine bakmayin. dupeduz ameleliktir ve sefler elemanlarina tv'de gordugunuz gibi davranmazlar. televizyonda adam 3 tabak yemek tarifi veriyor sonucta. 2000 kisilik bir resortta personel yemegi de dahil gunde toplam 12-13 bin porsiyon(!) yemek cikar. (cesitlilige gore daha fazla da olabilir) mutfak 24 saat faal bir ortamdir. ascibasi bu buyuk operasyondan sorumludur. eline bicak alip sogan dogramaz, genelde bilgisayar basinda hesap kitap yapar. genelkurmay baskani'nin elinde tufekle savasmamasi gibi dusunun.

    ve nedendir bilinmez, hangi milletten olursa olsun ascilar biraz kabadir ve biraz da kalin kafalidir. servis personeli gibi misafirle yuz yuze bakmadigi icin senin servis saati g.tunden soluman adamin z.kinde degildir. tabi kendi uzerlerinde de baska turlu baskilar vardir ama fircanin cogunu servis elemani yer. ayrica ascilar ile servis elemanlari arasinda sonsuza kadar bitmeyecek olan bir savas vardir. her ne kadar ciddi muesseseler karsilikli saygi,iletisim gibi konularda egitim, toplanti vs. ugrassa da servis saati o yogunlukta sinirler gerilir, zaten mutlaka bazi aksilikler cikar, gunun sonunda ascilarin da garsonlarin da kafa kazan gibi olur. bu durumda en iyisi arkadaslarla is cikisi bir iki duble bir sey atmaktir* bu sebeple de yiyecek icecek sektorunde cok sayida alkolik vardir.* ulan konu nereden nereye geldi.

    tum bu saydigim unsurlarin yaninda eger yetenekli ve yaraticiysaniz, isinizi seviyorsaniz, yeni birseyler uretme ve surekli ogrenme kapasiteniz ve tutkunuz varsa cok zengin ve unlu bir sef olabilirsiniz. kimse de onunuzde duramaz.
  • karnım acıktı.. daha kahvaltı yapmadım.. yatakta bir o tarafa bir bu tarafa dönerken aklıma geldi aşçılık günlerim..

    turizm sektöründe en kolay iş bulmanın yolu dil bilen garson olmak.. özellikle sezonda konaklama, maaş, tip falan derken gayet iyi şartlarda çalışabiliyorsun.. ama itiraf etmeliyim ki o mutfak hep içimde ukteydi.. mutfağa ilgim hep vardı eskiden ama o endüstriyel ekipmanları görünce içim gitmişti.. bir de mutfak ekibi ile servis ekibi arasında hep bir çekişme olur.. yok müşteri beğenmedi, yok bu az pişmiş, hani bunun sosu falan..

    ben garson olarak çalışırken hep aram iyiydi aşçı ve mutfak ekibiyle.. garson servis ettiği tabağı bilecek düsturu ile menüde ne varsa tadım yapardım mutfakta sürekli.. sonra bir mekanda aşçı ile tartıştık.. patron da benim arkamda durdu.. aşçı ve yardımcısı tam bayram önü bırakıp gittiler işi.. muhtemelen daha fazla paraya başka iş bulmuşlardı ve o olay bahane oldu.. neyse biz patronla başbaşa kaldık.. dedim ki ben idare ederim.. sen malzeme stok hazırlık falan halledersin.. yenge salata vs kısmını halleder.. ben gerisini yaparım..

    sonraki 10 gün boyunca neredeyse uykusuz (mutfak kapandıktan sonra ertesi gün hazırlığı, temizlik vs.. sonra sabahın köründe kahvaltı hazırlığı..) bir şekilde idare ettim.. butik bir otelin restoranıydı.. a la carte hizmet veriyorduk.. ama çeşit neredeyse sınırsız.. ahtapot, hamburger, her türlü makarna, ızgara et, tavada kalamar.. ne ararsan var yani.. tatlı menüsü bile vardı.. dışarıdan aldığımız cheesecakelere taze meyveli sos yapıp servis etmeler.. diğer garson çocuk aracılığı ile siparişi manipüle etmeler.. arada bir kaç tava yakma, bolca el kesme, kızgın yağ sıçratma falan derken sağ salim yeni gelen aşçıya teslim ettim mutfağı..

    sonra patron bayaa ciddi bir para verdi.. ayrılırken ben oradan.. ben olsam aşçılık eğitimine harcardım diye ekledi.. ben de öyle yaptım.. 5 aylık bir profesyonel aşçılık eğitimine katıldım.. bu arada başka işlerde çalıştım kasiyer, şoför olarak vs.. eğitim süresince çok sıkıldım ama.. sürekli bir hiyerarşi.. üst perdeden konuşma falan.. son 1 ay kala gitmedim bıraktım.. sonra gaza gelip bir lüks, hatta bayaa lüks bir otelin mutfağında bir arkadaş vasıtasıyla işe başladım.. mutfakta belki 100 kişi çalışıyor ve bunun yarısından fazlası şef anasını satiim.. ex.chef, demi chef, su şefi (bkz: sous chef), bu şefi.. ilk bir kaç gün sebze meyve kasalarını taşıyarak walk-in soğutucu ile mutfak arasında mekik dokuyarak geçirdim.. sonra şeflerden biri çağırdı.. dedi ki aferin, yaşın bizden büyük ama saygıda kusur etmiyorsun.. azimlisin.. aha dedim ocağın başına beni geçirecek.. al ordan bi havlu.. et suyu kazanı sana emanet dedi.. sonraki günler bütün gün kemik ayıklamak, soğan soyup doğramak, tane karabiberle tezgahta çaktırmadan meşe oynamakla falan geçti.. o kazan hep kaynadı.. yeniçeri orta başı gibi hissediyordum.. birileri ara sıra gelip tadına bakıyordu.. bazıları gelip suyun yarısını alıp gidiyordu.. bu arada oradaki çalışmam çok beğenilmiş olacak ki bana bir çift crocs terlik ve bandana hediye ettiler.. bir izin gününde cheflerden bir kız ile sahile gittik.. biraz yakınlaştık gece.. dedim ki ben ne zaman ocağın başına geçicem.. en azından tezgahta doğrama falan yapayım o da olumlu dedim.. şuh bir kahkaha attı içinden masterchef'teki mehmet şef çıkmadan önce.. bana uzuuunca kendi kariyerini, mutfak hiyerarşisini, önce pişmem gerektiğini, sebze doğramanın bir sanat olduğunu falan anlattı.. söz bir şekilde meyvelere gelince ben en sevdiğim meyvenin şeftali olduğunu söyledim.. o da hınzırca güldü.. sabah kaldığımız lojmanda o hızla hazırlanırken beni de zorluyordu.. ben gelmeyeceğim dedim bugün.. aşçılık kariyerimi sonlandırmaya karar verdim o an.. artık ilikli kemik suyu kokmak istemiyordum..
  • pek çok kişinin yaparken zevk aldığı yemek pişirmeyi hobiden ziyade meslek edinmiş kişilerin, besinlere uygun, değişik ve çeşitli yöntemlerle lezzet kazandırarak onları yemek için hazır duruma getirdikleri sanattır.
  • hiçte karizmatik olmayan ,ameleliktir. eğer oteldeysen minimum 14 saat , restorantta isen 16-17 saat çalışırsın.ergenlerin çokça heveslendiği ve yemetkeyiz tarzı programlarda da özendirici olduğunu düşünüyorum. aşçılık meslek değildir şu zamanda. sen bir otelde 15 yıllık aşçısındır. komiden 500 tl fazla alırsın . tükiyede aşçılık bu şekildedir.
    aşçıbaşıların durumu fena değildir ancak bilgi ve tecrübe yetmez torpilsiz olamazsınız.
    ve birçok aşçılık kursları açıldığını duyuyorum. sakın sakın gidipte 10.000 -5.000.gibi paralarınızı buralara kaptırmayın derim. aşçılık öle 3 ay kurs 5 ay çalışmayla olunacak birşey değildir. 6-7 sene komilik yapmadan şef falan olamazsınız . bunu size vaadedenlere kanmayın. 8 ay eğitim verdik . x otelde şef oldu derler. o adamın orda olacağı komidir. mutfağa sıfırdan başlayan adam şef değildir.
    zevk için de yapılabileceğini düşünmüyorum. ağır iştir vesselam..
    meslek olarak yapmak isteyenler için turem aşçılık okulları ücretsiz 2 yıl eğitim vermektedir . yani bir meslekyüksekokulu kazanmanıza gerek yoktur..
    onların verdiği eğitim de aşçılık değil. şov'da yemeklerin görselliğine,'ne katabilirim'adına bişeyler öğrtmektir. yemeklerin görsel kısmını öğrenirsiniz. sunum şekli gibi dersler vardır.ve bir çok öğrencide çizim dersleri alır. görsellik adına yeni yeni tasarımlar yapabilmek için.
  • hacıbeyzâde ahmet muhtar bey’in 1916’da yayınlanan aşevi adlı eserinde aşçılık şu şekilde açıklanmaktadır:

    “tam aşçılık: şiir, resim, temsil ve musikî gibi sanati nefîsenin fevkinde hem zarif hem de tabâbet kadar nâfi bir fenni âliyedir. bu sanata lâzım olan istidât ve arzu ne kadar olursa olsun, yine bir üstâddan tahsîl-i marifet etmeden aşçı olmak kabil değildir.”

    yani aşçılar sadece yemek pişiren kişiler değil, çeşitli sanatlardan beslenen ve bir sanat icra eden kişilerdir. aşçılık mesleğinde eğitimin önemi büyüktür ve alanda uzman ustaların süzgecinden geçmek gerekmektedir.
  • kadınlara en seksi gelen mesleklerden biri.
  • bir ara çok heves ettiğim ancak beceremeyince bıraktığım iş. buraya sadece kabullenmek için yazıyorum. *
hesabın var mı? giriş yap