• filmdeki sarkilari nesrin sipahi soyler. orijinal versiyonu olan filmde de* gary cooper da aynen cuneyt arkin gibi pesinde orkestrasiyla dolasir, hatta turk hamamina bile orkestrayla beraber gider, adamlar takim elbiseyle tabii. bu kadari ancak turk filminde olur diye hep guldugumuz sacma sahneler aslinda bie hollywood filminden aynen alintidir.
  • ali tandoğan'dan bir çocugu oldugunu iddia eden bir bayan ile petek hanımın şöyle bir diyaloğa girdiği program.

    +petek hanım çocuğun bir taç atışı var aynı babası.
    -babasının kopyası mı?
    +aynen babasının kopyası ya.ühüh.

    edit:bazen okul,tez,staj,sınavlar,kitaplar,hikayeler içinde bir karakter seçerken insan bir anda böyle bir programı izlerken bulabiliyor kendini.yoksa tanımam etmem.
  • film love in the afternoon uyarlamasıdır. audrey hepburn'un zarifligi yerine turkan soray'in kütük şeklindeki el kol hareketlerine katlanırız bol bol.
    bir de filim turk uyarlamasında -bir yönetmen kazası olarak- cocuga rastlarız. yönetmenimiz filmin orta yerinde cocugu dogurtmus ama yedigi halti anlayinca filmin son karesine kadar bir daha ortaya cıkarmamıstır.
  • "bir zamanlar yesilcam filmleri" denen kaliba uyan. bol sogan sogan soymali, duygusal gazli, sarkili absurd film; diyecegim ama zamane insaninin duygu titresimlerine gore degerlendirilmesinde fayda olan yapim.
    filmde klasik bir turk ask filminde olmasi gereken ne varsa var. bak simdi esas oglan soyle yapacak, esas kiz boyle davranacak denilen anlarda senaryo sizi sasirtmiyor. ayrica, mizah yuklu bir bakis anlayisi ile de seyrine doyum olmuyor. eldiven takili oldugu cuneyt abimizin sevisme sahnelerindeki performansi, sevisme esnasinda aniden kalkip, kan vermeye gitmesi; filmin her karesinde varolan ve sevisirken bile arka planda calan dort kisilik orkestra, aman aman.
    (bkz: portatif orkestra)
  • cüneyt arkın'ın melodram filmlerindendir. kendisi iflah olmaz bir çapkını oynar. birsürü sevgilisi vardır, kadınları baştan çıkarmak için canlı müzikten, pahalı yemeklerden faydalanır. hatun kişinin tava gelmesi için sami hazinses, ergun köknar, semih sezerlive kayhan yıldızoğlu'ndan oluşan klasik müzik grubu (!) anında hazır. kadın ambiyansa uyum sağlayıp mayıştığı anda, grup ufaktan ufaktan toz olur.
  • en beğendiğim türk filmi. cüneyt arkın ve türkan şoray ikilisinin böylesine mükemmel göründükleri film. ağlama ihtiyacı duyan kimsenin izlemesi gereken filmdir ayrıca.
    (bkz: türk filmi seyrederken ağlamak)
  • türkan şoray cüney arkınla oturuken şimdiye kadar 30* sevgilisi olduğunu söyleyip, doktor, mühendis, yarışcı, petrol tüccarı... diye sayıyordu. sonra cüneyt arkın da bunu kaydedip teypten tekrar tekrar dinliyordu falan. böyle de komik sahneleri olan şeker film.
  • "mucevher sevmem, kadini adilestirir" repligi ile akillarda kalan film
  • love in the afternoon filminin bir uyarlamasidir.

    --- spoiler ---

    tabii filmin orjinaliyle kultur farklari mevcut:

    orjinalde dedektif baba adamin kaldigi yere gidip kizin dosyasini verdiginde dosya bir sayfa ve kizin adi, evi gibi bilgiler mevcut. "dosyasi sadece bir sayfa, sizinki gibi kabarik degil" muhabbeti oluyor.

    turk versiyonu cevrilirken bu yeterince dramatik bulunmami$ olacak; munir ozkul, cuneyt arkin'a elinde bo$ bir sayfayla gider. "bu kizin kendisi de bu sayfa kadar temiz ve beyaz" gibi bi$iler diyerek.

    filmlerin sonlari da en bariz farklardan. arim balim petegim'de cuneyt trene biner, tren gider, uzakla$ir, sonra bir de bakariz ki aa cuneyt herhalde arka kapidan filan inmi$, elinde valiziyle raylarda durmaktadir. fizik kurallarina aykiri tabii bu.

    halbuse orjinalde adam son anda audrey'i kapar, vagona atar, ikisi beraber uzakla$irlar. turk kulturu acisindan kizi vagona atmak, kizin babasindan ayrilmaya gonullu olmasi, gidip tee bilmemnerelerde evlenmesi uygun bulunmami$ demek ki. oysaki love in the afternoon'da kiz trene binip uzakla$irken babasi da onu izliyordur, kizi gidince pek sevinir, 32 di$ guler boyle "oh kizi da everdik aman" gibisinden.
    --- spoiler ---
  • zeki muren'in en guzel soyledigi harika $arki. sozler tabii ki ismet nedim saatci'nin ekurisi mehmet erbulan'indir. bu $arkiya anlamsiz diyen adam hayatinda a$kin alaturkasini izleyememi$, i$te oooyle bakmi$tir.(bkz: ye$ilcam)
hesabın var mı? giriş yap