arild stavrum

• beşiktaş'taki ilk zamanlarında tam anlamıyla bir kültür şoku yaşamıştır.
  
  stavrum bir antrenman sonrası duş alır. duşu bitirip gözlerini açtığında etrafındaki 10 türk futbolcunun arasında bir tek kendisinin çırılçıplak olduğunu farkeder. daha sonra duşa giren sixten veit'i görünce sevinir. daha sonraki açıklamalarında, o anda elton john'un bile çıplak bir erkek görmeyi kendisinden daha fazla istemeyeceğini söylemiştir.
• özlemle andığım bir sezonun hayal kırıklığı yaratan forveti. ama benim gözümde değil. bir insan gecenin dördünde stavrum'u düşünüp gözleri dolar mı? borderline sendromuna yakalanmadıysa hayır.
  
  ben bu gece stavrum'u özlüyorum. çünkü 13 yaşındaydım ve kaçırdığı gollerde ona asla kızmadım. futbolculara kızmayı bilmiyordum, ilhan ve tümer sayesinde önümüzdeki beş sene boyunca şampiyon olacağımızı, baya'nın takıma alışınca revivo'dan bir eksiği olmadığını göstereceğini, beşiktaş taraftarı olmanın bana değer kattığını düşünüyordum.
  
  çünkü 13 yaşındaydım ve stavrum belli ki çok iyi bir insandı. aberdeen'de 17 gol atmıştı, norveç milli takımında oynuyordu. beşiktaş formasını tutarken aynı benim gibi gülüyordu. ben beşiktaşlıydım ve biz farklıydık.
  
  stavrum gerçekten de çok iyi bir insandı. ama beşiktaşlılık insanı bok çukurundan çıkarmıyormuş.
• yahu pazar sabahi dusunecek baska bise yokmus gibi beynimin kivrimlarindan fiskirip beni dusuncelere sevk eden adam. dusunmek ve stavrum kelimeleri futbol ve stavrum'a nazaran daha bi inandirici zaten. ama bu futbolunun kotulugunden degil jakobo. ben boyle adamlara sahada islik calarak eli sortunun icinde dolassa kizmam arkadas. sen bu adami iskocya'dan kaldirip getiriyosun kultur sokuyla harmanliyosun. neden ?
  
  daum demisti ki 'ben izlemedim. arkadaslar onerdi, iskoc ligi gol krali genelde celtic ya da rangers'dan cikar. aberdeen'de bu basariya ulastigi icin tereddut etmedim.' iskoc ligi gol krali dedigin nasil bise biliyo musun ? kenny miller yarim sezon oynayip ara transferde bursa'ya geldi. o yarim sezonda attigi gollerle bursa'da oynarken iskoc liginde kral oldu. aha oyle bise. ve bu adami efsane nouma'nin yerine aldilar. ilhan mansiz o sezon yedek olarak dusunulmustu.
  
  ben haksizliktan korkarim. nasil bugun edu'yu elestiremiyorsam stavrum'u da elestiremem. cikti takir takir gollerde atti, puanlarda aldirdi. ama adam futbolcu degildi. zeki ama calismiyorun futbolcu versiyonu. zeki ama futbolu bilmiyordu. attigi gollere bakin tamamen yetenegi elverdigince fizik kurallarini kullanarak atmistir. bazi adamlarin ayakkabi numarasindan baska numarasi yoktur. stavrum'da tersiydi olay.
  
  seni sevdim stavrum kalbimde yerin var.
• futbolculuğunun yanında; öğretmen, akademisyen, yazar ve siyaset bilimci kimliğiyle yolu türkiye'den geçen az sayıdaki entelektüel futbolcudan biriydi. hatta belki de en öndekiydi.
  
  futbolcular genelde hanzo olur ama bu abimiz gerçekten çok farklı bir karaktere sahip bir insandı. türkiye'ye gelirken 1 bavul dolusu kitapla geldiği söylenmişti. yaşadığı sakatlıklardan ötürü beşiktaş'a sportif anlamda faydalı olamadı fakat kesinlikle kötü bir futbolcu değildi. zaten yaşadığı sakatlıklardan ötürü 30 yaşında futbolu bırakmak zorunda kaldı.
  
  beşiktaş dergisi'ne şöyle ilginç bir roportaj vermiş.
  
  ---
  arild stravrum: ‘siz beşiktaş’tan ayrılsanız bile, beşiktaş sizden ayrılmaz’
  
  beşiktaş’ta oynadığı 2001-02 sezonunda özellikle farklı ve entelektüel kişiliğiyle dikkat çeken arild stravrum, futbolu bıraktıktan sonra bir süre antrenörlüğü denese de lise öğretmeni olmayı tercih etti. ayrıca futbol-polisiye romanları yazan stavrum’un kitaptaki karakterlerinden birinin beşiktaş’taki eski futbol arkadaşı shorunmo olduğunu biliyor muydunuz? hem de katil olarak... bu hikayeyi ve daha fazlasını beşiktaş dergisi’nin norveç oslo’da gerçekleştirdiği röportajdan öğrenebilirsiniz...
  
  işte arild stavrum röportajının bazı bölümleri:
  
  “siyasal bilimler üzerine lisans yaptıktan sonra, molde takımına geçtim ve burada age hareide yönetimindeydik. müthiş bir antrenördü, nitekim şimdilerde danimarka milli takımı’nı çalıştırıyor. kulüp efsanesi haline gelen 3 s’ler adında bir forvet hattı oluşturduk. ben, sundgot ve solskjaer ile birlikte bir nevi beşiktaş’tayken ismini duyduğum metin, ali ve feyyaz gibi bir hattımız vardı.”
  
  “bir iskoç gazeteci saçlarım uzun diye futbolumu eleştirmişti. ben de ilk hattrick yaptığım maçtan sonra saçlarımı kestim ve o gazetecinin posta kutusuna koydum. biraz ürkmüştü!”
  
  “havalimanında uçak kapısı açılmadan bile beşiktaş’ı yaşamaya başladım. uçak koridorundan geçerken insanların sırtımı sıvazlamasından tutun, uçak kapısını açan görevlinin beni gördüğünde “en büyük beşiktaş” diye haykırmasına kadar her şey müthişti. sonra terminalde omuzlara alındığımda çok büyük bir işe karıştığımı anlamıştım. daha tuvaletteydim ilk ropörtajım için mikrofon uzattıklarında.”
  
  “daha önce elli bin kişinin önünde oynamıştım ama inönü’de kırk bin beşiktaşlı’nın çıkardığı ses seksen bin kişiye tekabül eder. böyle bir şey ile daha önce karşılaşmamıştım. bazı türk oyuncuların bile bu baskıyı kaldıramayıp beşiktaş’tan ayrıldığını gördüm.”
  “evimizde çaykur rize maçında skor 1-1 iken, penaltı kazandık ve golü atmama rağmen hakem penaltıyı tekrarlattı. bu sırada tribünden büyük tepki geldi ve daum ikinci atışı başka birisine kullandırmak istedi. o sırada kalenin arkasında oturan bir kadın gördüm, kucağında oğlu ile dua ediyorlardı. onlar için ne kadar önemli olduğunu görünce, daum’u duymaz oldu kulaklarım. ikinci penaltıyı da gole çevirdim ve o kadın ile çocuğa koştum.”
  
  “farklı bir ortam olduğundan kötü başladığımı itiraf ediyorum ama yavaş yavaş forma girdim. hatılarsınız dört maçta beş gol atmayı başarmıştım. tam form tutmuşken sakatlandım ve asla tam anlamıyla iyileşmeyecektim. bir daha düzgün oynayamadım. beşiktaş’tan ayrılmak zorunda kaldım ve futbolu otuz yaşımda bıraktım. futbola bir ara ilk takımım molde’de geri dönmeye çalıştım ama olmadı. halen bugüne kadar beşiktaş taraftarına gerçek stavrum’u gösteremediğim için üzülürüm.”
  
  “oslo’da yaşıyorum -ki tüm beşiktaşlılar’ı beklerim- ve evime en yakın manava ilk girdiğimde, birisi rize maçı sonrası gazete manşetinde yazan “yavrum stavrum!” diye bağırdı bana. beşiktaş’tan ayrılsanız bile, beşiktaş sizden ayrılmaz. manav amca ile her hafta maçlardan sonra zirve yapıyor ve ligi değerlendiriyoruz.”
  
  “futbol-polisiye romanları yazıyorum. hatta ingilizce’ye tercüme olan tek kitabım “exposed at the back” romanımda tanıdık isimler bulabilirsiniz. mesela bir romanımda shorunmo adında bir karaktere yer verdim. kalecimiz shorunmu gol yediğimizde gülerdi ve bu beni öldürüyordu, o yüzden romanda da onu katil yaptım!”
  ---
  
  arild stavrum abimizin yüreğine sağlık. gerçekten zeki adammış. konuyu çok iyi yerden yakalamış. ike shorunmu gülüşü gerçekten biz beşiktaşlıları öldürüyordu.
  
  edit: imla.
• hakkinda daumun "biz de batistuta veya elberi isterdik ama paramiz buna yetti hala ne konu$uyonuz ulan" dedigi futbolcu.
• kalenin bir metre onunde vurdugu kafa kale cizgisine paralel gidince spikerin "stavrum bu topu kaleye vurmu$ olamaz" yorumunu yaptigi futbolcu.tek problem o topu kaleye vurmu$ olmasidir.
• $imdiye kadar gayet ba$arılı olmu$,fakat be$ikta$ta bunu yapabileceginden $uphe duydugum forvet.aberdeende 17 gol atıp iskocyada en cok gol atan ikinci futbolcu olmu$tur.ondan once oynadigi helsingborgda ise isvec gol kralı olmu$tur.tam adi arild stavrumdur.
  
  norvec milli takım kadrosunda bulunur,fakat orada bir i$ yapmi$ midir bilmiyorum.
• iletişim yayınlarından çıkan dünya kupası isimli derleme kitapta norveç futbolu hakkında "uzun topun kerameti" isimli güzel bir yazısı çıkan futbolcu.
• beşiktaşlı eski forvet.
  
  beşiktaş'a yeni transfer olduğu dönemlerde bir gazetede röportajı çıkmıştı. o röportajdan aklımda kalan hızlı çıkan çabur iner cümlesiydi. güvendik sana, hep bekledik stavrum. hızlı çıkmadın, yavaş da çıkmadın, sen hiç çıkamadın stavrum. ergendik inandık sana stavrum. 10 yıldan fazla oldu stavrum.
• norvecten gelmesi sebebiyle havalar sicakken oynayamadigini,ki$ geldikten sonra formunu yakalayip 2 macta 3 gol attigini soyleyen futbolcu.