• oyuncu bir tv programında gülerek anlattı. "fatih terim döneminde sürekli oyundan ilk çıkan futbolcu oluyordum. dakikalar yetmişi gösterirken tabela kalkar ve oyundan çıkardım. bir maça başladık ve ilk yarıda iki gol attım, maç koptu. sahanın içinde okan buruk, suat kaya gibi oyuncularla ilk kim çıkacak muhabbetine başladık ve iddiaya girdik, oyundan ilk çıkan diğerlerine yemek ısmarlayacak yahut bir şeyler alacak... iki gol attığım için bu sefer ilk ben çıkmam diye düşünüyorum derken dakika yetmişe geliyor ve tabela kalkıyor, oyundan çıkıyorum. oyundan çıkarken okan-suat falan gülüyor, benim suratım bir karış. fatih hoca yüzümü görünce; oğlum niye trip yapıyorsun? diye sordu, hocam öbür maçları anladım da bu maçta iki gol attım erkenden çıkarmazsın sanıyordum, diye cevap verdim. fatih hoca; " evladım, suat işaret etti, hocam arif sakatlandı, ağrısı var dedi, ondan değiştirdim..." orada bile yemişler beni..."
  • arif: galatasaray benfica'yı benfica'da yenemez miydi?
    ali ece: yenemezdi !
    arif: nasıl yenemezdi?
    ali ece: maç lizbon daydı !
  • havaların soğuduğunu arif' in maça boğazlı kazakla çıkmaya başlamasından anlayabilirsiniz.
    ayrıca ben hakem olsam maça çıkarken direkt sarı kart gösteririm kartı da cebine koyarım o şekilde oynasın uğraştırmasın beni..
  • polisten kaçarken kendisini yere atacak olan eski futbolcu.
  • futbol sahalarında teknik direktörlerin oyunun son dakikalarında oyun soğusun diye yapılan oyuncu degişiklikleri sırasında oyundan çıkan oyuncunun zamandan çalmak icçn yaptıkları artık klasik olmuş rituelleri bir çırpıda degiştirmiş bir fenomendi.

    genel olarak 90. dakika da süreden çalmak icin yapılan oyuncu değişikliği sırasında çıkan oyuncu, seker ve sakatlık numarası yapar, ekseriyetle de '' hı ben mi? yok ulan ben değilimdir '', '' beni oyundan alanın amına koyarım '' diye olayı anlamamazlığa gelir..

    ancak arif erdem 90. dakika da kalkan 6 numaralı tabelayı her gördüğünde önce burnunu formasına siler, ardından hakan şükür'le tokalaşır, okan buruk'u anlından öper, hakemin elini öper, yerine giren oyuncuya da sübhaneke okurdu.
    dikkat edin hakem arif oyundan çıkarken saatini durdurup başka şeylerle ilgilenirdi. girişi olay, çıkışı olay.
  • televole spikerlerinin '' arif sana bir bilmecem var '' türü cin sorularına karşı her zaman sıcak yaklaşmış fakat her sene yanlış cevaplar vererek kalplerde yıldız gönüllerde ay olmuştur.

    -arif yeni dogmuş zenci bir bebeğin kolları ne renk olur?
    -yeaae siyah
    -peki bacakları?
    -siyah abey
    -peki dişleri?
    -siyah abey
    -arif yeni dogmuş bebeğin dişleri olmaz ki.

    evet bu diyalog arif ispanya'ya gidene kadar üç sezon başı cereyan etti, ve arif her seferinde spikerin '' dişleri olmaz arif '' cevabıyla muhattap oldu.
    [meraklısına dip not; bu tip sorularda en son olarak ekrana çıkıp cevabı bilen isim ergün penbe'dir]
  • kendisi için dönemin hakemlerinden birisi ergün penbe rüzgardan düşse penaltı çalarım ama arif'i dövseler çalmam demişti.
    arif hemen aynı haftalarda trt'de spor studyosuna '' ben futbol hayatımda kendimi hiç yere atmadım '' dedi yılmaz vural falan konuktu güldü, tansu polatkan'da dayanamadı konuyu değiştirdi.
  • son dönem sahaya çıkan futbolcu olmaktan çok yedek futbolcuların devre arasında ısınmak amaçlı oynadığı ortada sıçan oyununda 15 dakikalık süreyi ortada geçiren bir nefer oldu.

    son olarak ali sami yen stadı'nda oynanan sakaryaspor maçının devre arasında 10 dakika kadar top kapmaya çalışmış, muvaffak olamayınca oyunu bırakıp sahanın çimlerini baştan sona kontrol etmiştir.

    tekrar soyunma odasına giderken gördüğü arkadaşı olduğunu sandığım lig tv kameramanın tenasül organına doğru '' mucx '' diyerek el hareketi yapmış ve kameramanın dengesini bozarak yayının gitmesine sebep olmuştur.
  • türkiye'de futbol severlere futbol oynamak için tekniğin ve futbol bilgisinin gerekmediğini gösterdiği için aslında adının başka yerlerde yazılması gereken nadide bi eserdir arif erdem.
    zeytinburnuspor'dan erdal keser'in 2 numara daha kısası saç tıraşı modeliyle florya'dan girdiğinde hiç kimse galatasaray'ın ne denli büyük bir bela aldığını anlayamamıştı.

    kendisinin sahada aslen belirli bir pozisyonu yoktur. ne forvet sınıfına sokabilirsiniz ne orta sahada top dagıtan, ne de kanatlardan bindiren.. nevi şahsına munhasır birisidir arif.
    kendisini yere atma konusunda geliştirmesi kubilay türkyılmaz sayesinde olmuştu, yere düştüğünde tekmeyi yediği sağ ayağı yerine sol ayağına sprey sıktıran kubilay'dan işin inceliklerini kaptı.. sonra da boynuz kulağı geçti.

    kendisinin önemli özelliklerinden birisi de sahada futbolcular kavga ederken ilgisi olsun olmasın gidip rakibinin saçını çekmesiydi, ispanya'ya gittiğinde bir pozisyon sonrası sociedad'lı futbolcular hakeme penaltı için itiraz ederken arif ispanyolca bilmediğinden biraz ezik kalmış ama alttada kalmamak açısından hakeme fort yapmıştı.

    cevat prekazi'nin kırmızı taytından sonra kendisi forma içine giydiği boğazlı kazaklarla ekol olmuştur. bir de bu ve bir iki yusuf azuz muadili futbolcu manken(?) bazı firmaların katalog çekimlerine falan çıkar. ne gerek?
  • galatasaray'ın ayhan akman'la beraber en antipatikli futbolcusu olan, taraftar tarafından belki de en sevilmeyeni.. benim ise en sevdiğim.

    biz onun avrupa'ya transfer olma ihtimalini sevmiştik, biz onun frikik golü atma ihtimalini sevmiştik.. biz onun saç tıraşını degiştirme ihtimalini sevmiştik.. biz onu ölesiye sevmiştik.
    her şey bir yana ne olursa olsun istanbulspor macında [ bir kac kendini bilmez deyip olaydan galatasaray taraftarını kolay kolay kaçırmayacağım netekim önümüzde taze bir de petre olayı var ] yuhalanmayı hiç haketmemiştir.

    ne yapsaydı yani, hagi kendisine oyuna gir dediginde '' yok hacı ( sever böyle kelime oyunlarını ) böyle iyi '' mi deseydi? evet arif ribery'e kötü bir pas attı, evet arif boş olan ribery yerine 15 senedir beraber oynadığı hakan'a pas atmaya calıştı. ne olursa olsun bunlar kimseye galatasaray oyuncusunu yuhalama hakkını vermez. gencecik, maçı 3 golle tamamlayan hasan kabze bir kaç kötü maç oynadıktan sonra yuhalanma ihtimalini göz önüne getirip demoralize olmamış mıdır.?

    ben galatasaray taraftarını 3 - 0 lık nauchatel maçının rövanşından sonra ilk maçta sıçan papaz erhan'ı tribünlere çağırıp en büyük tezahuratı yapan taraftar olarak biliyorum, ben galatasaray taraftarını 1992 de trabzonspor maçında takımı 9 kişi bırakan uğur ve tugay'ı onur mücadelesi yapan dokuz futbolcusundan ayırmayan ve elleri kızarana kadar alkışlayan taraftar olarak biliyorum ya da ben biraz demode kaldım galatasaray taraftarı eski taraftar değil.

    bu sene galatasaray şampiyon olabilir, türkiye kupasını da kazanabilir. ama taraftar maalesef küme düştü. hepimize geçmiş olsun.

    kendi adıma özür dilerim arif erdem.
    [samimi bir ortam oldu araya sıkıştırayım. saç tıraşını değiştir abi]
hesabın var mı? giriş yap