ares

• zamanında, evde kotasız internet bağlantısına sahip olana kadar yıllarca film-mp3 arşivimin kaynağı olmuş olan kutsal program. gerekenler:
  
  -evde bir adet kotalı internet bağlantısı
  -kota aşımında bir elinde faturayı diğer elinde terliği sallayarak size yaklaşan bir adet anne
  -evdeki laptop'u işyerinde de kullanan bir adet baba
  -babanın işyerinde bir adet kotasız internet bağlantısı
  -babadan habersiz ayarların load ares when windows start şeklide değiştirilmesi ve akabinde alabildiğine dosyanın yükleme için sıralanması
  
  bu aşamalarla hayat bulan bu güzide aktivite günde en az 4-5 film ve onlarca mp3'ün inmesiyle sonuçlanır, düzenli aralıklarla bunları external hard diske aktaran ben ares'in her sabah bilgisayarı açmasıyla otomatik olarak başladığını fark etmeyen babama da duacı olarak günlerimi geçirirdim.
• anadolu mitolojisi'nde gülben- mustafa erdoğan'ın ikinci oğludur. ömrü bol olsun
• yasak aşk yaşadığı afrodit'le geceleri gizlice sevişirken kapıya alektrion'u dikermiş, erkete olarak, ki onlar gecenin yeknesaklığında zamanı unutmuşken sabah olup da afrodit'in geceleri çalışan kocası hephaistos işten eve dönüp de onları yakalamasın diye. ama gün olmuş, alektrion uyuyakalıp da aşıklar yakalanınca ares bu sorumsuzu horoza dönüştürmüş, her sabah güneşi haber versin diye. ares müslüman olsaydı adamcağızı sabah ezanı yapardı belki de.
• savaş savaş diye diye götünü yırtan ve nerde bir mevzu olsa balıklama dalarak kendi karizmasını bitiren vasat yunan tanrısı. sanılanın aksine kratos tarafından değil afrodit-hephastios düğününde zeus tarafından havaya sıkılan maganda bir yıldırım tarafından harcanmıştır.
• yunan mitolojisine göre horozların güneşin doğuşuyla ötmesinin sebebidir. herkesin bildiği gibi yakışıklı ve vahşi savaş tanrısı ares, afrodit'in çirkin ve topal hephaistos ile evli olmasını umursamaz ve onu baştan çıkarır. zaten afrodit de hephaistos ile isteyerek evlenmemişti ama o ayrı bir mitin konusu. neyse, neticede hephaistos zekice bir düzenekle bu ikisini kıskıvrak yakalar ve tüm olympos alemine rezil olurlar. bu esnada tanrıçalar durumu "ptuh reziller" diye karışlarken, tanrıların bazılarının "rezil olmak afrodit ile yatakta basılmaksa ben de rezil olayım, lütfen beni de rezil edin" demişlerdir. rivayete göre olympos'un en büyük godoşu olan zeus bu esnada sadece ares ve afrodit'in hallerine gülmekle yetinmiştir.
  
  horozlar diyorduk, ona dönelim. afrodit ve ares, zavallı hephaistos atölyesinde demir döverken gizlice sevişiyorlardı. ama ares güneş'ten korkuyordu, çünkü onları yakalarsa anında hephaistos'a ispiyonlardı. bu yüzden afrodit'in odasına girdiğinde kapıda gözcülük yapması için alektryon bekliyordu. ama işte bir gün o da uyuyakalınca güneş ikisini yakalayıp hemen ispiyonladı ve olympos magazin servisi çalışmaya başladı. ares daha sonra alektryon'u cezalandırdı ve "bundan sonra güneşin doğuşunu kaçır da görelim" diyerek horoza dönüştürdü. alektryon zaten yunanca horoz demektir. şu durumda horoz hayvanına bu olaydan önce ne deniyordu bilemiyoruz. bu konu mitten mite değişiyor.
• evimizde köpek kılığında gezen senden benden insan bir yaratık. arkadaşlarımın,''kpss'ye girse bizden çok alır şerefsizim'' yorumlarına sebep it sıpası.
  arabanın sadece ön koltuğuna oturur. kafayı dışarı çıkarıp efil efil eve gitmek, en büyük keyfidir.
  annesi ve babası^* bir kaç günlüğüne şehir dışına gittiğinde hastanelik olur, depresyon teşhisi konur.
  akşamüstleri halasına^* kurabiye yemeye gider. rutindir.
  çapkındır. ovadaki kuyruksuz köpek nüfusunda gözle görülür artışa neden olmuştur.
  behlüldür, akraba tanımaz.
  havlamaz, bir şey istiyorsa adam gibi söyler. iiiyk iiiyyyk şeklinde.
  evde babamın koltuğu yoktur, onun vardır, kumandayı kaptırmaz.
  bir gün hormonlarının peşine kaybolur, evde tat bırakmaz.
  candır, ciğerdir.
  
  http://img201.imageshack.us/…1/638/nkoltukbenim.jpg
  http://img340.imageshack.us/img340/4382/huzurw.jpg
• yunan mitolojisinde en az adı geçen tanrılardan biridir sadece savaş olduğunda adı geçer. mantıksız savaş tanrısını romalılar sahiplenmiştir. tiyatroda bile ölüm sahnelerini göstermeyen yunanlar yanında arenalarda insanların parçalanışını seyreden romalıların aresi sahiplenmesi doaldır.
• tekirdağlıdır.
  
  kaynak: homeros
• --- spoiler ---
  --- spoiler ---
  1 ya da 2. bölümde, birisi "küçücük hollanda'nın nasıl bu kadar güçlü ve zengin olduğunu hiç düşündün mü?" gibi bir laf ediyor. başroldeki surinam asıllı (çünkü tüm beyaz olmayan hollandalılar surinamlıdır) ablanın rüyasında gördüğü, ilk bakışta sadece zincirli olduğu anlaşılan parlak cismin uzaylı değil madonnanın yağlı zencisi gibi bişey olduğu, bu cümleden anlaşılıyor. çünkü neden, çünkü eskişehirle denizlinin toplamı kadar alana oturan bir ülke, alçakça düzenlenmiş emperyalik hedeflerine üst geçitte cd standı açarak değil ancak köle satarak, karı satarak, nebliym rock yıldızlarına haroin içirerek filan ulaşabilir.
  siyah kusma, ağızdan yumurtlama filan gibi ekrana bakamadığımız durumlar da vicdan hesaplaşması, efendim işte kara vicdanını rahatlatma gibi bir durumun metaforu olsun. bütün bu siyah sıvının da binanın altında göllenmiş olması, tüm o yapının temellerine kadar bu pisliğin üzerinde yükselmiş olması gerçeğini temsil ediyor diyelim. yakup reisin kara barnağıyla dokunduğu şahıslar ise ham petrol kusarak güya temizledikleri vicdanlarıyla yüzleşip yedikleri haltın ağırlığı altında ezildi ve kendini yok etme düğmesine bastı.
  sarışın şekil abla carmen'in pederi maurits'in çocukluğunda ne halt işlediğini göremedik, ama yüzündeki kandan ve rosa'nın sonradan kafayı kıracak annesinin küçüklüğünü oynayan aktrisin tepkisinden orada da bir gırtlak kesme, tırnak sökme gibi zengin beyaz hollandalıya yakışmayan hareketler olduğunu tahmin edebiliriz. kendisi bunun üzerine "derneğinizin de amk" diyerek pencereden kaçmış ve karşısına ilk çıkan zenci hastabakıcı ile evlenmiş.
  kafamın basmadığı nokta, yukarıdaki bahsettiğim küçük maurits'in sahnesinde karşıda oturan zincirlenmiş ak saçlı teyzenin olayı. bu teyze nasıl olup da maurits 70 yaşına geldiğinde hala aynı saç modeline sahip, neden camın arkasında besliyorlar onu, çiçekler niye hemen soldu? maurits dayı buna "nasılsınız anneciğim, ellerinizden öperim" filan dedi de ben dolaptan bira alırken görmedim mi bilemiyorum. ha bak o teyze de bütün bu olayları bilip seyirci kalan masum hollanda emekçisi olsun o konuyu da çözelim, o da olumlu.
  --- spoiler ---
  --- spoiler ---
• troya savaşı'nda hektor'un yanında troyalılara yardım ettiği görülse de, saf değiştirip yunanlılara da yardım etmesi mümkündür. bu nedenle homeros tarafından sıklıkla dönek sıfatıyla anılır. bu dönekliğin bir başka nedeni de desteklediği davanın doğruluğunun onu pek ilgilendirmemesidir. diğer tanrıların taraf tutmasında bir sebep olmasına karşın, ares için önemli olan sadece savaşmaktır. bu kan dökücü mizacından dolayı kendi annesi ve babası tarafından da sevilmez ve çoğunlukla yarı yolda bırakılır.
  
  ares, mitoloji de athena ve herakles tarafından sürekli yenilir. troya savaşında çıkan tanrılar arası bir kavgada athena tarafından bir taş vuruşuyla yere serilmiştir. ayrıca athena'nın teşviki ve yardımıyla diomedes tarafından karnından yaralanmış ve bütün ordunun duyduğu korkunç bir çığlık atarak olympos'a kaçmıştır. herakles tarafından da 2 kez yaralanmıştır. aloadlar denilen iki dev tarafından 13 ay süreyle bir küpe hapsedilmiş daha sonra onu hermes kurtarmıştır. ilyada'da homeros tarafından "elleri kanlı", "surları yıkan", insanların baş belası" gibi kötü ve aşalayıcı sıfatlarla anılır. ayrıca ilyada'da simgesel olarak, savaşın ta kendisi olarak da canlandırılır. örneğin "ares kavgasına karışmış yiğitler" cümlesinde bir tanrı olarak ares değil, savaşın ta kendisi kastedilir. çocukları da kendisi gibi kan dökücü, şiddet yanlısı haydutlardır. atlarini öldürdüğü insanlarin etleriyle besleyen diomedes, haydut kyknos, herakles tarafından öldürülen lykaon bu çocuklara örnek olarak gösterilebilir. amazonlar'da onun soyundan gelirler. insanlar ve tanrılar tarafından sevilmez ama savaşçı bir millet olan trakyalılardan büyük saygı görür. yine de 12 büyük tanrı arasında sayılır.