arabic fahişe
-
fade out olan bölümünde ne dediğini yıllardır merak ettiğim kargo şarkısı.
cola, dolar senin olsun
bana rakı, şıra ver
adidas, nike senin olsun
bana kuruş, lira ver!
(bkz: kargoonline) -
ben arabik fahişeyim
iyi öpüşür dans ederim
suda yaprak, içki masasında mezeyim
anam babam bulmasın beni
bilinmesin bedenin dili
ben oryantal fahişeyim
aklın değil etin peşindeyim
yersiz yurtsuz fahişe
dertsiz dilsiz fahişe
suçsuz arabik fahişe için dünden oryantal çal
ben arabik fahişeyim
ıslağım suyum terim
istenince gider, bırakınca gelirim
ruhum tibetli rahip
kentin loş caddelerinde
kalbim kuduz bir köpek pasteurün dizlerinde
yersiz yurtsuz fahişe
dertsiz dilsiz fahişe
suçsuz arabik fahişe için dünden oryantal çal
şeklinde sözleri olan ve şimdiye kadar sözlerinin yazılmamış olmasına çok şaşırdığım kargo parçası. -
(bkz: pasteur) (bkz: kuduz aşısı)
-
kargo ile bu şarkının adı ve sözleri üzerine bir röportaj yapılmıştı. o dönem için şarkının adı, sözleri ve klibi inanılmaz sansasyoneldi.
sanırım mşş, "arabic fahişe türkiye'dir" demişti, "doğu ile batının arasında kalmış bir fahişe gibi bu ülke, batı bizi eliyle çağırıyor, boş bir ahlaki düzlemde sıkıştığımız için gidemiyoruz. aslında gitmek isteyenler kadar kalmak isteyenlerimiz var gerçi bir yandan da içimize de sinmiyor..." babında bir şeyler söylemişti.
2016 türkiye'sine - ama bu defa da tam tersinden - ne güzel uyuyor.. ortadoğu cehennemi el ediyor bize, içimizdeki batı ise bir dur derdinde.. giderek zayıflayan bir şekilde. gidelim yansın yıkılsın her şey diyoruz, bir yandan da içimize sinmiyor. -
yıllar yıllar sonra aklıma düşmesiyle, epey zamandır görmediğim bir dosta sarılır gibi sarıldım. daha bi' dikkatle dinleyince, zamanına göre bu genç müzisyenlerin nasıl olup da en iyiden kötüye doğru inebildiğini anlamak pek mümkün olmuyor. müziğiyle, sözüyle, tonlarıyla şahane bir şarkı, başyapıt. kargo'yu zamanında diğerlerinden ayıran ve asla unutulmayacak birkaç çalışmadan biri, en önde gideni.
-
kargo'nun en dikkat çekici ve dinlenme oranı yüksek şarkılarından biri. gerek düzenlemesi, gerekse de sözleriyle zamanında kargo'dan daha fazlasını beklememe yol açmıştı.
-
1998 çıkışlı yalnızlık mevsimi albümünde yer alan kargo şarkısı. hemen ardından boğaziçi gelir. ikisi üst üste bi yavaş amk dedirtir. orijinal kaseti alıp dinlemiş ben gibi insanlar için harikaydı, zira ileri-geri sarma eziyeti olmadan kasetteki en sevilen iki şarkıyı art arda dinleyebiliyorduk.
-
gece gece aklıma düşen şarkı.
lise yıllarımda keşfettiğimde baya eski bir şarkıydı.
şimdi bile başlığında bu kadar az entry olmasını aklım almıyor mesela. dinlerken hep inanılmaz güzellikteki bir filmin soundtrack şarkısıymış gibi gelirdi. geç keşfettiğim için üzülür, ortalığı yıktığı dönemlerde dinlemediğim için kötü hissederdim. meğerse kimse keşfetmemiş, ortalığı pek yıkmamış. benim takvimim 2001 falan bu arada.
sanki o dönemki kargo, o dönem yaptıkları o müthiş albüm, bu harika şarkı...ne bileyim zamanında efsane olmuş ama genç yaşta ölüp gitmiş birine ait gibi.
grubun en kıymetlisi* olmayınca grup da solmuş gitmişti. ki koray candemir bile o kadar güzel bir solo albüm çıkarmışken tutunamamıştı.
şimdiki müzik piyasasına acıyorum tabi haliyle. ben o yıllar deli gibi türk rock dinlerdim, inanılmaz güzel bir arşiv biriktirip, liseli halimle deli paralar harcamıştım. her gün yeni bir grup çıkardı, ben kendimi odaya kapatıp saatlerce onları dinler ve inanılmaz mutlu olurdum.
eski yeni ortaçgil, mfö, teoman, özlem tekin, yavuz çetin... kim varsa didik didik eder, hepsinde bir şeyler bulurdum. kim kiminle çalışmış, kim kime vokal yapmış, hangi albümde kim çalmış deşer dururdum.
o dönemin en marjinal çıkışını dehşet güzel bir albümle yapan grubu zakkum'un şimdiki halini görünce ağlamak istemem bundan herhalde. piyasanın böyle ucuz işlere kalmasına üzülmem bundan. en son ne zaman türkçe bir şarkı dinlediğimi bile hatırlamıyorum artık. sanki bütün güzel şeyler gibi bunlar da yok olmuş.
kargo'yu özlüyorum ben, mavi sakal'ı, kurban'ı, 6. cadde'yi, vega'yı, çilekeş'i, 110'u...şimdi aklıma gelmeyen grupları. o yılları deli gibi özlüyorum. neyse ki teoman falan hala bizle de bir nebze avunuyorum işte.
gece gece beni hüzünlere boğan çılgın güzellikteki deli şarkı diye tanımlayayım da ayıp olmasın bari, o kadar dedikodu yaptık üzerinden. -
ruhum tibetli rahip
kentin loş caddelerinde
kalbim kuduz bir köpek pasteurün dizlerinde
bütün gün şarkının bu kısmını geveledim durdum . -
güzel şarkıydı. hem müzikal olarak güzeldi, hem göndermeleri güzeldi, hem sözleri. böyle şarkılar artık yapılmıyor.
sanırım "türk pop-rock müziği çok bozdu" geyiği yeterince sık yapılırsa birileri bu talebimizi karşılayacaktır. o yüzden üşenmeden eski güzel şarkıları gündeme getirmek lazım sık sık.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap