aquaman

• bazı sahneleri aşırı iyi, bazı sahneleri ise meh bir film olmuş. evet, ömrünü çizgi roman okuyup inceleme yazarak geçirmiş biri olarak profesyonel yorumum bu kadar.
  
  filmdeki her karakterin dedesini bile bildiğim için filmdeki boşlukları göremedim. benim hanım söyledikçe ''hmmm evet doğru söylüyorsun'' dedim. zaten dc filmlerinin en büyük sıkıntısı bu, izleyicinin bazı şeyleri bilmesini bekliyorlar. senaryo yazarken ''siktir et okusunlar abi çizgi romanı'' falan mı diyorlar anlamıyorum. filmler hep kopuk, karakter gelişimleri hep eksik. yüzelsel background ve gelişim veriyorlar hep. karakterlerin motivasyonlarını tam anlamıyla yansıtamıyorlar. çizgi roman bilgisi olmayan tabii ki beğenmiyor. sinema izleyicisi bilse de beğenmiyor çünkü film olarak eksik oluyor. benim gibi geekler de ''ehehehe bak ne dedi'' diye sırıtıyor. mallık bizde tabii ki.
  
  yalnız james wan bir sahnede öyle bir döktürmüş ki resmen cv'sinin hakkını vermiş. keşke tüm film o tonda olsaydı. marvel komik diye dc neden komik olmaya çalışıyor anlamıyorum. dc karanlıktır, dc ürkünçtür.
• başıma bir iş gelmeyecekse beğendiğim film.
  
  --- spoiler ---
  
  hikaye: 5/10
  
  klasik süper kahraman hikayesi. çok orijinal bir tarafı yok, büyük bir beklentim de yoktu zaten. "ilk film"ler böyle olur zaten
  
  diyaloglar: 7/10
  öyle ahım şahım bir şey yok. fakat filmdeki 4-5 diyalog patlama ile kesilince olay komik ve eğlenceli bir hal alıyor. karakterler konuşurken kendi kendinize "lan şurası patlar mı şimdi" diye düşünmeden edemiyorsunuz. keyifliydi bana kalırsa.
  
  sicilya'daki plan sekans: 10/10
  filmin en güçlü özelliği zaten sinematografisi., yani görüntü yönetmenliği. filmi benim nezdimde en çok güçlendiren sahne ise kuşkusuz sicilya'daki black manta ve adamları ile olan kovalamaca sahnesi. uzun bir süre plan sekans giden bu sahnede hem aquaman, hem mera kovalanıyor; fakat kamera öyle güzel bir iş çıkarıyor ki bu iki kovalamacayı sanki tek bir kovalamacaymış gibi izliyorsunuz.
  
  çevre tasarımı, atlantis, sualtındaki detaylar: 9/10
  atlantis, özellikle şu aquaman'in king ohm ile dövüşünden sonraki kaçış sahnesindeki "şehir" çok hoştu. renk seçimleri inanılmaz güzeldi. avatar izliyor hissiyatı verdi yer yer. fakat kişneyen deniz atları gibi garip detaylar yok değildi.
  
  --- spoiler ---
• film iyiydi kötüydü, hiç o toplara girmeyeceğim ama bir şey dikkatimi çekti ki bahsetmeden geçmek olmayacaktı.
  
  bu filmde birkaç defa kendini tekrar eden bir olay var; o da tam karakterler konuşurken enselerinde bir bomba patlaması ve diyaloğun yarım kalması. arkadaş filmin başında yaptın, eyvallah dedim. ortalarında yine yaptın, ulan bu nasıl tesadüf dedim ama bire bir aynı sahneden üst üste üç dört kere izleyince yönetmenin bu olguya karşı ayrı bir ilgisi olduğunu düşünmeye başladım.
  
  --- spoiler ---
  
  senarist: aquaman mentor'u ve mera ile buluşup bir plan yapmaya başlar. aquaman şöyle der, mera ise böyle bir cevap verir. mentor araya girerek durumu izah eder. sonra mera şey der... ne desin lan mera?
  
  yardımcı senarist: bilemedim ki abi, ne desin?
  
  senarist: şey desin... "sen aquaman'sin, büyük düşün." desin. ya da olmadı gibi lan dur silelim bunu... şey de diyebilir... ne desin oğlum bir şeyler söylesene?
  
  yardımcı senarist: ne bileyim abi, ben de tıkandım?
  
  senarist: o zaman dur, şöyle olsun: buuuuuum!! diye arkada bi bomba patlar ve diyalog yarıda kalır. tamamdır, sonraki sahneye geçelim.
  
  (yarım saat sonra)
  
  senarist: iki kral cephede karşılaşır ve miladi bir iş birliği için temelleri atmaya başlarlar. krallardan biri inatçıdır. sarı kral şöyle der, sonra da yaşlı kral böyle bir cevap vererek ciddi bir ifadeyle gözlerini ona diker. sarı kral ise şey der... şey desin...
  
  yardımcı senarist: ney desin abi?
  
  senarist: şey desin... ulan dur bilemedim, bir denizaltı gelir ve buuummm!!! diye enselerinde bombayı patlatır, diyalog yarım kalır diyelim biz burada da.
  
  yardımcı senarist: allah allaaah... peki abi.
  
  (45 dk. sonra)
  
  senarist: mera ile aquaman büyük sırrı çözmüş, çatalın nerede olduğunu keşfetmiştir. sicilya'da, heykellerin altında samimi bir yakınlaşma yaşarlar. aquaman şöyle der, mera da böyle cevap verir. sonra aquaman.... şey der aquaman... şey... ne der?
  
  yardımcı senarist: abi bomba?
  
  senarist: hah aynen; black manta enselerinde buuuuuuum!!! diye bombayı patlatır ve diyalog yarım kalır. yaz, aynen böyle yaz sen onu.
  
  --- spoiler ---
• filmde aquaman’in çocukluğu kaan güldür isimli bir kardeşimiz tarafından canlandırılmaktadır.
  
  https://www.imdb.com/name/nm8698456/
• hiçbir zaman hak ettiği değeri bulamamış karakter. aquaman en birincidir. adam suyun efendisi ya daha ne istiyorsunuz superman yapabilir mi bunu? hayır.
• atlantis kraliçesi atlanna ile güçlü bir büyücü olan atlan'ın oğlu. bir anlamda namor'un dc comics versiyonudur, fakat namor kadar güçlü değildir. aquaman atlantis halkı tarafından terkedilip bir deniz feneri bekçisi olan arthur curry tarafından büyütülür. terkedilme sebebi de sarışın olması ve deniz canlılarına hükmedebilmesi sebebiyle the mark of kordax denilen laneti taşıdığına inanılmasıdır, daha sonra kordax'la orin'in gerçekten baba tarafından akrabalığı olduğu ortaya çıkar. aquaman'in türk çizgi roman kahramanı janissary'e yardım için justice league ile türkiye'ye gelmişliği ve janissary'e hafiften asılmışlığı da vardır.
  
  ayrıca kendisi charybdis yüzünden sol elini kaybeder. başlarda elinin yerine bir zıpkın takar fakat daha sonra king arthur efsanelerinden de hatırlayacağınız the lady of the lake ona su temelli mistik bir el verir. orin halkını kurtarmak için tanrılarla yaptığı bir anlaşma sonrası dweller of the depths'e dönüşür ve daha sonra ölür. aquaman unvanı orin'in mistik eli sayesinde ölümden dönen ve mutasyona uğrayan arthur joseph curry tarafından taşınmaya devam eder.
• uncharted tadındaki sahneler keşke daha da uzun olsaydı. senaryo ve diyalogların zayıflığını görsellik o kadar güzel kapatmış ki bir süre sonra her şeyi oluruna bırakıp eğlenmeye başlıyorsunuz.
  
  sürprizbozansız incelemesi için: https://youtu.be/7lrclkgdnie
• film daha başında the dunwich horror ile dam galbimden furdu. ^{* *}
  
  dedim bu sarar...sarıyo...sardı.
  
  ——— bruce willis ölüymüş ———
  
  görselliğe laf yok, daha iyi olamazdı. uzunluk gayet doyurucu. hikaye akıcı. espriler aşırı iyi değil, aşırı yavan da değil. tam olması gereken bir mizah. film boyunca şımarıklık yapmış da saklıyormuş gibi sırıtan momoa dayının tipi, olaylara tepkisi ve mimikleri gayet matrak.
  
  oyunculuklar güzel. herkes üstüne düşeni sırıtmadan yapmış.
  
  yönetmen james wan denen deli olduğu içün, eski filmlerinden, dayının kendi doğası gereği bir-iki atak bekliyordum ve bu atak filmin ikinci yarısında trench diyarı sahnelerinde geldi. insidious tarzı yaylı gergin müzik, h.p. lovecraft evreninden fırlama yaratıklar, aniden böö falan iyi idi, hoş idi. ama önümde iki denyo vardı, uyuz oldum. şu black manta olaya girince, ben black manta’yım dedi ya, bu dalaksızlar;
  
  + black panter dedi ! ne alaka ? ay ay aaayy !
  
  - he la ! bileh banter didi amuğa goyum ehi ehi :p
  
  diye konuşunca arkadan kellelerine iki tane patlatasım geldi. duymuyon mu gulağını siktimini, black manta dedi. o ses sistemi 7+1 kere poponuza girsin.
  
  dark knight filmlerini ayrı tutarak söyleyebilirim ki, izlediğim en iyi dc filmi ve en iyi süper kahraman filmlerinden birisi. bu film ile kendini toparlaması lazım artık dc sinema evreninin. nicole kidman seksi, amber heard çok şeker, momoa amcam cool, yaratığından hayvanına, inciğinden cinciğine dört dörtlük.
  
  ——— bruce willis ölüymüş ———
  
  sıfır beklenti, rahat bir eşofman takımı, geniş bir salon, güzel dublaj ^{* *} , büyük mısır ve sprite...işte sinema dediğin budur.
  
  gönül rahatlığı ile gidin ve izleyin.
• son zamanlarda izlediğim efekt olarak en iyi filmlerden biriydi. sıkılmadan izledim. bazı sahneler sanat eseri gibiydi. beklentimi karşıladı.
• an itibarıyla 5 dakika 17 saniyelik uzun fragmanı düşen film.
  
  https://www.youtube.com/watch?v=wawnliffxj4
  https://www.youtube.com/watch?v=lxiritui_ii türkçe altyazılı
  
  edit: poster