• kendisini türk kabul etmiyor. olabilir. bu bir sorun değil.

    anlaşıldığı kadarıyla türkiye cumhuriyeti ve kuruluşuyla sorunu var. olabilir. bu da bence bir sorun değil.

    sorun, sevmediği, nefret ettiği ülkede yaşayıp, etrafındaki insanları uydurma soykırımla suçlayanları destekliyor olması.

    bu şerefli bir insana yakışmıyor.

    acaba tersi yunanistan’da olabilir miydi?

    bir türk yunanistan'da şarkılar söyleyip, yunan isyanı ya da balkan savaşlarında öldürülen yüzbinlerce türkü anabilir mi? üstelik bu gerçek bir soykırım.

    yapamaz elbette. ama burada abdurrahman lermi kendini apolas ilan edip, propaganda yapabiliyor.

    aslında ana sorun, ulusal bilincimizin zayıf olması, son 30-40 yıllık, türk düşmanı propaganda bombardımanın toplumun vatansever reflekslerini uyuşturması, felç etmesi.

    2023, bu temel problemin de sonucunu belirleyecek.

    milli bilinç-

    tamam mı, devam mı?

    ____
    ek: altta yazılanları okuyorum. abdurrahman bir melek, türkiye çok kötü, faşistler, vs..

    yahu bu adam, türklerin soykırımcı olduğunu savunanlarla aynı safta mı? evet.

    bu tür söylemlere karşı tepkisi var mı? hayır.

    bunu dile getirince neden kızıyorsunuz?
  • "plan yapmayın plan tutmaz karadenizde, fatihalar yasinler bitmez karadenizde" diye dolaşanlara inat "isyan da bitmez karadenizde" dememi sağlamıştır.

    seçim zamanı

    doğruyu söyleyeni arkadan vuruyorlar, evet.
  • karadenizi de sevmem şivesini de.. bi tek trakyayı severim memleketim diye.. türkiyeden de tiksiniyorum.. o lanet sistemi, adaletsizliği, türlü türlü ibneleri yüzünden ailemi sevdiklerimi bırakıp kendi ülkemi bıraktım.. amına koyayım hepsinin..

    ama işte, bütün bu nefret ve kendini kurtarma telaşında, bişi oluyo bütün nefretine (!), asla geri dönmeme kararına rağmen yakalıyo adamı, insan yine de evde olmak istiyo.. kadıköy'de dolaşmak, karga'da içmek, taksim'de terkos'a gidip ucuz ucuz tshirtler almak, cağaloğlunda lise okuyup yokuştan vapura yetişmek için koşmak..

    özlem bazen ağır basıyo.. bu adamın mektup şarkısı da apansızca yakaladı bugün.. oturdum itiraf ettim kendime türkiyeyi özlediğimi.. aslında ne güzel ülkeyiz lan.. ne değerlerimiz ne şehirlerimiz var.. götü boklu avrupanın her şehri aynı bi katedral bi sikik ana cadde.. bizim ise her mevsimden, her iklimden, her dinden, her dilden insanlarımız..

    ama değerini bilemedik.. benim gibilere gündüz ülkeyi gavurlara kötüleyip, akşam da gizli gizli özlemek kaldı bu şarkılarla..
  • ülkedeki histerik, dinlemeden, anlamadan linç eden yamyamlara karşı açıklama yapmış.

    https://www.youtube.com/watch?v=ttsv2_f7oiy

    ülkede bir delilik hali var ki hayırlısı bakalım..kimse laf anlamıyor. bugün daha hala arkadaşım o yunan niye geldi diyor...kitlesel linç hareketleri acayip seviyelerde.
  • "bu arada;
    çakma demokratlar, ırkçı kürtler,
    çözümsüzlükten beslenen sapkın sosyalistler,
    dini inançlarını piyasaya çevirenler,
    sözde vatansever serseri mafyalar,
    ve müzik yapmaktan öteye gidemeyen özgür çıplaklar;
    bizim duyarlılığımızın bekçisi değilsiniz.

    neyi kınayacağımızı size soracak değiliz..
    bilgisizliğiniz ve yetersizliğiniz yüzünden görmediklerinizi yok sayacak kadar köle ve kuklasınız.
    içine düştüğünüz boşlukta yok olmaya mahkumsunuz."

    facebook adresinde bu yazıyı yazmış ve beni mutlu etmiş müzisyen. seviyorum böyle insanları.
  • ya bazen bu canına yandığımın yutub'unu çok seviyorum, öyle öyle dolanırken videolarda, adeta arif'in golünü aradığım gibi bu sanatçıya denk geldim! hay canına yanayım cidden, iyi ki de gelmişim, ahanda kimselerin bilmediği, kimselerin bilmesini istemediğim biri daha! şimdi yarın öbür gün bi yerlerde patlayınca buralar şen şakrak olacak, o yüzden buraya bırakıyorum iyi ki varmışsın sen be adam! etiketimi.
  • yıllar önce bir mekana gitmiştim taksim’de, bir rebetiko gecesi. mekan sahibiyle tanıştık falan, nerelisin falan dedim, “pontusluyuz abi” demişti. rizeliymiş meğer. ismini sormaya bile gerek duymadım, muhtemelen bu ülkede en çok kullanılan 10 erkek isminden biridir. şimdi bu adam rum dönmesi, mohti laz falan değildi, türk resmi tezine karşıt bir muhalif falan da değildi. bak öyle bi char olsa, en azından anlaşılabilir bu “pontusluyum” muhabbeti. fakat bu bildiğin amcası dayısı dursun53 nicklerini kullanan, milliyetçi muhafazakar ailesi olan biriydi.herif ekmeğindeydi. gelenler “x’de rizeli ama bak nasıl da large biri” falan diyorlardı kendisi hakkında. oraya bir kitle eklemlemiş, onlara pontus satıyordu. kök satıyordu, öz satıyordu.

    abdurrahman’ı, pardon apolas’ı görünce aklıma o herif geldi bak şimdi.

    (bkz: abdurrahman)
  • tek kelimeyle candır apolas. kazım koyuncu karadeniz müziğinde tartışmasız bir standart oldu. hiç hazzetmesem de sürekli yeni müzisyenler birbiriyle kıyaslanıyor. birinin diğerine üstünlüğü olması şart değil ve hepsinin yeri ayrı benim gönlümde. ama arkadaş bu apolas'ın yeri bambaşka. sanki kardeşimmiş gibi. seviyoruz ulan seni, bol bol çal söyle biz de dinleyelim.

    edit: kimdur nedur?

    köylü bir ailenin çocuğu olarak trabzon’da doğdu. gerçek adı abdurrahman lermi‘dir. ilköğretimi trabzon’da, liseyi ise istanbul’da okudu. şu an işletme bölümü son sınıf öğrencisi olarak üniversite eğitimine devam etmektedir.

    müziğe lise yıllarında tanıştığı tuncelili bir arkadaşının da etkisiyle bağlama çalarak başladı. daha sonra klasik gitar, kemençe ve elektro gitar ile ilgilendi. akademik ya da özel olarak müzik eğitimi almadı. lise yıllarında farklı dillerde etnik müzikle ilgilenen birçok amatör müzik grubuyla çalıştı. çeşitli konser sahnelerinde ve barlarda birlikte çaldığı müzisyenlerden öğrendikleriyle kendisini geliştirdi. bu dönemden beri arkadaşlarının taktığı bir lakap olan ‘ apolas ’ adıyla tanınmaktadır. bu isim, herhangi bir dile ait değildir ve özel bir anlam taşımamaktadır. sahne adı olarak kendisiyle özdeşleşmiştir.

    profesyonel olarak ilk ciddi sahne tecrübesini, protest müzik yapan bir grup olan grup munzur ile çalışarak yaşadı. türkiye ve avrupa’da birçok konser organizasyonuna katıldı. bir süre sonra bu gruptan ayrıldı ve ‘fadime kimdir’ adlı kitaba kabul edilen makalesinin de etkisiyle ayşenur kolivar ile tanıştı. karadeniz müziğinde tanınması daha çok bundan sonra gerçekleşti. bu dönemde doğu karadeniz müziği ve kültürü üzerine araştırmalar yapan helesa projesi’nde yer aldı. ayrıca yine çeşitli tarzlarda karadeniz müziğine ve kültürüne emek veren birçok kişiye eşlik etti ve halen de etmektedir.

    siyasi, kültürel ve sosyal olarak birbirine zıt ortamlarda müzik yapmanın zorluğu ve tecrübesiyle kendi tarzını oluşturan apolas lermi, sahne hayatına şu anda da devam etmektedir. ayrıca; gelecek dönemde gerçekleştirmeyi düşündüğü bireysel projeleri için, özellikle trabzon ve çevresinin kültürel yapısıyla ilgili araştırmalar yaparak altyapı çalışmalarını sürdürmektedir..

    kaynak: apolas lermi kimdir? | taka gazete
  • mektup

    mektup yazdum acele da
    oku oku hecele
    mektup bendendur yarum da
    at koynuna gecele

    mektup yazdum sevdama
    okusun heceleri
    geleceğum akluna da
    cumalar geceleri
    getur beni akluna da
    cumalar geceleri

    mektubumun uçlari da
    bağlamadur bağlama
    ben yazarken ağladum da
    sen okurken ağlama

    mektup yazdum sevdama
    okusun heceleri
    geleceğum akluna da
    cumalar geceleri
    getur beni akluna da
    cumalar geceleri

    mektup yazdum kış idi da
    kalemum gümüş idi
    okuyan incinmesun da
    yüreğum yanmiş idi

    mektup yazdum sevdama
    okusun heceleri
    geleceğum akluna da
    cumalar geceleri
    getur beni akluna da
    cumalar geceleri

    karadeniz müziğinde yeni tanıştığım genç, şahane bi soluk.... allah ömrünü de uzun etsin.
  • dinlerken karadenizli doğmusum ya şükürler olsun dedirtir...
hesabın var mı? giriş yap