• çok seviyorum...

    kokusunu, lezzetini, manzarasını, rengini seviyorum... bu parmak ucu kadar deliğin, içinde sakladığı sıcaklığı seviyorum. birbirine yapışık duran iki koca küre arasında en derine gizlenişini, onu oradan yüzeye çıkarıp gözlerimin önüne sermeyi seviyorum. kimi kadınlarda mor menekşe, kimilerinde ise kızıl bir gelincik çiçeği. bazılarında yavruağzı, bazılarında zeytin karası. ziyanı yok, onun güzelliği içerisinde saklı.

    kadını, ahlak timsali tanrıların yasak kıldığı bu birleşme şekline ikna etmeyi, ama'ları, olmaz'ları, saçmalama'ları ve daha bir sürü karşı çıkışları işitmeyi seviyorum. reddedilmek korkusuyle evvela söylemeğe cesaret edemeyişimi, ancak rica ettikçe icrasının büsbütün imkansız hale geleceğini anlayıp oral seks sırasında dilimi kurnazca bu kirli deliğe kaydırmayı seviyorum. bir anlık şehvete kapılmak neticesinde gözünü karartıp beni bu karanlık çukura kendi rızasıyle buyur edecek olması ihtimali, işte bu beni çılgına çeviriyor. asla vadedilmemiş bu hazzın türlü hinlikler ile, sanki tesadüften ibaretmişçesine altın tepside ikram edilmesini sağlamayı seviyorum. biliyorum ki sevişirken ruhu mayıştıracak türde bir hımbıllığı kadın da arzu etmiyor; bilakis kadın korkunun, sancının, tehlikelerin, acı dolu titreyişlerin hayalini kuruyor.

    o şimdi hayvanlar gibi dört ayak duracak, gergin kıçını ürpertiyle en tepeye dikecek, nefes almaktan dahi korkarak o iri, o sıcak penisin yasaklı delikten içeri sızmasını beklemeğe koyulacak. kulakları uğuldayacak, gözlerine karanlıklar çökecek, içinde kabus gibi bir kol tüm organlarını yokluyor zannedecek.

    erkeğe teslim olmak yolunda kadının da gizlice arzuladığı şeyleri fedakarlık süsüyle takdim edişini seviyorum. bu anal seks olur, meni yutmak olur, farketmiyor. kadın burada bu hadiselerden ziyade, bulunduğu özveriden lezzet alıyor. narin bedeni öğürse de, bir tarafları için için sızlasa da ruhu, tabiatı hakiki doyuma ve sevince işte böyle ulaşıyor: tabi olarak.

    neyse, ne söylüyordum... evet, seviyorum seni.
  • şaka maka evrimin sağ koluymuş lan! ağzı gelişen ilk tek hücreliler, yediği besinleri atmak için ardından anüs'ü geliştirmiştir. bu şekilde yeme işlemi sıklaşmış, alınan besin değerleri artmış, ağız'ın kullanımın artmasıyla kafa gelişmiş, kafa gelişince beyin sahneye çıkmıştır. göt deliği filan diyoruz ama beynimizi ona borçluymuşuz!
  • insandaki kanalizasyon sisteminin son halkası. buradan sonra atıklar denize dökülür.
  • haydar dümen'e göre, "yaradanın, olur da penisinizi kaybederseniz yani bir kapı kapanırsa, zevk hayatınız sona ermesin diye öbür kapıyı açık bıraktım" diyerek doğuştan erkek bünyesine gerekli donanımlarla birlikte (sinir ucu filan) nakşettiği alternatif zevk kapısı. ama o kapının kullanımını bireyin kişisel tercihine bırakılmış. herşey ondan...
  • sallama organının çıkış kapısı.
  • fransız mallarına boykot kampanyası çerçevesinde artık kullanmamaya karar verdiğim kelime.
  • (bkz: makat)
  • büyükadada bulunan bir bot'un adı. kocaman "anus" yazar ve göreni kahkahalara boğar.
  • sokak röportajında gezegen ismi olarak kayıtlara geçmiştir.
  • sindirim açıklığı.

    az gelişmiş canlılarda ağız ile anüs aynı görevi yapmaktadır. anüs yapısı filogenetik olarak ilk yassı solucanda görülüyordu galiba(öyle hatırlıyorum yanlış olmasın). insanlarda içte ve dışta olmak üzere iki çeşit sfinkter kas içerir. içteki kas istemsiz olarak çalışır. dıştaki kas ise istemlidir. anal kelimesi de anüs ile ilgili demektir.
hesabın var mı? giriş yap