• antonius
    caesar'ın gücü değil antonius'u yere seren,
    antonius kendisine boyun eğdi.

    kleopatra
    öyle olacaktı tabi, antonius'tan başka
    kim yenebilirdi antonius'u, yenmez olaydı!
    (ıv.xv)
  • shakespare'in dört büyük tragedyasının****yanısıra birçok ünlü eleştirmene göre antony and cleopatra shakespare in en yüce başarısı, en muhteşem eseri, en mükemmel oyunu, en heyecanlı ve en çok şiir yüklü oyunu ve hatta kimlerine göre shakespare in everestidir. anthony and cleopatra ile ilgili olumsuz eleştiriler 5 perdelik bu oyunun 42 sahneye bölünmüş olmasından kaynaklanır. çünkü sahnede sergilenmesi çok zor bir oyundur.

    romeo ve juliet ile karşılaştırdığımız zaman anthony ve cleopatradaki aşkın masumane bir aşk öyküsü değil, hırs ve ihtirasın bulunduğu fırtınalı aşk olduğu gözlenmektedir.

    --- spoiler ---
    (cleopatra 12 yaşındayken bir kere görmüş olduğu anthony* i unutamamıştır, yılar sonra anthony ile cleopatra tekrar karşılaşırlar ve aralarında büyük bir aşk vardır)
    roma devi antonius mısırda kleopatra ile birlikte yaşamaktadır; gücün ve erkekliğin ülkesi olan romayı neredeyse unutmuştur. pompeius, antonius ve caesar a savaş ilan etmiştir. antonius da kleopatradan ayrılmak zorunda kalır ve caesar ile barışmak için kızkardeşi octavia caesar ile evlenir. fakat bir süre sonra unutamadığı asıl sevdiği kadın olan kleopatraya geri döner. antonius un kleopatra ya dönmesiyle caesar ile antonius arasında savaş başlar. savaşa klopatranın da katılması ve antonius un kleopatranın peşinden gitmesi ile antonius büyük bir yenilgi alır..

    çok sıradan bir konusu olmasına rağmen kitabın sonlarına doğru bu ilişkinin karmaşıklığı, kleopatran' nın gerçekten antony i sevip sevmediğini sorgulamaya başlıyor insan ister istemez. seven bir kadın nasıl böyle davranabiliyor anlaşılması güç derken; aşk ülkesi olan mısır* meğer gücün ülkesi olan roma*dan hep daha fazlasını istiyormuş bunu anlıyoruz. sonunda ise iki aşık da birbirleri için ölüyorlar.
    gözyaşı ve gurulu iki ölüm.
    --- spoiler ---

    artistik bir şekli olmayan bu entryi bari sonunda biraz atraksiyon olsun diye "as anthony said to cleopatra
    as he opened a crate of ale
    oh i say!
    some girls are bigger than others, some girls are bigger than others,
    some girls' mothers are bigger than other girls' mothers!" diyerek ve sanal alemin moz'u talkingheads e selam yollayarak bitiriyorum..

    * * *
  • o ne kleopatraydı öyle !

    diye başlayabiliriz bu oyun hakkında konuşmak istersek. oyunun daha yeni sahneye konmasını göz ününde bulundurursak ileride daha bir çok mizansenin yerli yerine oturacağı düşünürsek çok başarılıydı oyun.

    --- spoiler ---

    kleopatra, o şehvetli - ihtiraslı kadın. antonius'unun gidişinden sonra seyirci tarafından '' antonius'ta gitti kızlar, şimdi ben mısıra geçip, ya da cukkaladığım ziynetlerimle dilediğim gibi yaşarım'' diye göbek atacağını sanarken, zehirli yılanla intiharı ve son sözleri çok farklı dokundu. shakespeare yine tutkulu aşkın nasıl olabileceğini hissettirmiş - zerrin tekindor ise her bir kirpik harekeyle kleopatrayı harkulade sahnelemişti.
    haluk bilginer ''su alabilir miyim?'' dese bile etkilenecek olan ben oyunu seyrederken 01.04.2012 tarihli oyunda onur unsalın eros'u canlandırdığı sahnede ağzından şıp dedi düşen salyası gibiydim. o sırada öyle ciddi bir sahneydi ki - durup dururken düşen salyaya gülemedik.
    ve sezar! mert fırat'ta mavi kan olduğu şüphesindeyim ben. asil bir monaco prensiydi bence bir önceki hayatında...

    özetle: oyun samimiydi. özellikle fazlaca sahne değişimi yaşandığı senaryoda, sahnesi olmayan oyuncuların sahnede karanlıkta kalması - ama orda olması - hatta oyuna tepki vermeleri , gülümsemeleri-şaşırmaları güzel bir tat bıraktı bende.
    --- spoiler ---

    edit: bu arada onur ünsal- eros'um - habercim benim. seviyorum. ailecek. *
  • 'her şeyde bir hayır vardır''ın güzel bir shakespeare yorumu;

    ikinci perde- birinci sahne:

    pompeius: eğer ulu tanrılar adilse, en haklı insanlara işlerinde yardım ederler.

    menecrates: biliniz ki değerli pompeius, tanrılar yardımı geciktiriyorsa, yardım etmeyecekler demek değil.

    pompeius: ama biz tanrılara yakarırken, istediğimiz şey değerini yitiriyor.

    menecrates: kendimizi tanımayan bizler, kendi kötülüğümüzü isteriz bazen. her şeyi bilen tanrılar da, bizim iyiliğimiz için, isteğimizi yerine getirmeyiverir. böylece, dualarımızın yerine gelmeyişi bizim hayrımıza olur.
  • (bkz: kemal aydoğan) in yönettiği (kendisiyle tanismayi cok isterdim).
    zerrin tekindor, haluk bilginer, kevork malikyan, emre karayel, mert fırat, onur ünsal, evrim alasya, muharrem özcan, gözde kırgız, zeynep alkaya, tuğçe karaoğlan, mehmet özbek

    in oyuncusu oldugu w. shakespeare in yazdigi ve su anda oyun atolyesinde sergilenen tiyatro.

    cok zaman once okudugum ve siyasi yasam mi yoksa ask mi diye tam olarak bir sonuca varamadigim bu eserin tiyatrosunu izlemek oncelikle cok keyifli ve bu belirsizligin bitmesi icin bir umut tasimasi guzeldi. gel gor ki oyunun sonunda da bilinmezlik hakimiyetini surdurdu. aslinda cok da onemli degil bu konu. sorumlulugu fazla olan kisiler icin gayet olasi bir yasamdi okunan ve izlenen. onur unsal en cok begendigim ikinci oyuncu olmustur bu tiyatroda. gercekten cok sempatik ve dogaldi. mert firat oldukca agresif bir karakterle karsimizdaydi. bu sinirliligi her daim sergilemesi nin biraz rahatsizlik duyurucu olmasinin yani sira inandiriciligi da bi o kadar fazlaydi. kisacasi fazla mi yoksa gerekli mi diye tam olarak karar verebilmis degilim.
    haluk bilginer in cepten yedigi oyun(ki bunu asla kucumsemek amacli soylemiyorum) bir parantez daha(ressam pablo picasso nun hikayesini tam da burda hatirlatarak duydugum saygiyi sanirim dile getirmeliyim: picasso nun iki dakika da cizdigi harika ve cok degerli oldugunu soyledigi resim karsisinda saskinligini gizlemeyen garson, sanatcidan su yaniti alir: 60 yil+ 2 dakika). demem o ki haluk bilginer simdiye kadar besledigi agacinin meyvelerinden faydalanmakta. ki daha farkli bir antony gormek isterdik demeden de gecemeyecegim tipki zerrin tekindor un harikalar yarattigi ve hic ummadigimiz bir klopatra yla bizi karsilastirmasi gibi, kendisi cok ama cok keyifliydi. seyircili genel prova da izledigim bu oyunun bir iki ay sonra gercegini de izlemek isterim dogrusu.
    aksani olan oyuncu nun kevork malikyan oldugunu tahmin ederek olmamis diyorum. sanirim aksanindan ve teyatral oyunculugunun abartilmasindan oturu bu oyuna gitmemis bence.
    ha bu arada oyun yanlis bilmiyorsam ingiltere de w. shakespeare adina duzenlenen festivalde sergilenmek uzere cikarilmis.
  • 26-27 mayıs 2012 tarihlerinde world shakespeare festival kapsamında haluk bilginer'in oyun atölyesi tarafından londra shakespeare's globe theatre'da sergilenen oyun.

    http://i48.tinypic.com/25z4kkh.jpg
  • ilk sahnede cleopatra antonius'a kendisini ne kadar sevdiğini sorar ve o can alıcı cümle gelir;

    "there's beggary in the love that can be reckon'd.."

    türkçe'deki meşhur karşılığı da "ölçülebilen sevgi, zavallı bir sevgidir."

    bir adam, bir zaman "sevgim yetmez o kadarına" demişti. shakespeare alıntısı yapmaya uygun bir zaman olmadığı için susmuştum. ama "yeterlilikten bahsedebildiğin bir sevgi zaten yoktur koçum." demek isterdim fırsatım olsa.

    kitaba geri döndüğümüzde;

    “i am dying, egypt, dying. only
    i here importune death awhile until
    of many thousand kisses the poor last
    i lay upon thy lips”*

    ve caesar'ın sözleriyle bitiriyorum;

    "she shall be buried by her antony.
    no grave upon the earth shall clip in it
    a pair so famous.."
  • londrada shakespeare globe tiyatrosunda sanirsam ayni kardoyla sergilenmis ve buyuk bir izleyici kitlesiyle kavusmustur. oyun iyidir kotudur vs karismiyorum ama ambiyansi bile yetmistir...
  • o kadar başarılı bir deniz savaşı sergilendi ki oyun hakkında söyleyecek söz bırakmıyor.

    --- spoiler ---

    madem gerçekten seviyorsun, ne kadar sevdiğini söyle.

    --- spoiler ---
  • aslında tüm oyuncuların harika bir iş çıkardığı bir oyun olmuş ama ben özellikle zerrin teknindor'un performansından çok etkilendim. tebrikler oyun atölyesi.
hesabın var mı? giriş yap