• insana dair başarılı bir filmdir.

    --- spoiler ---

    başında neden herkes aynı seste konuşuyor diye düşünmüştüm, filmin devamında adamın kadının sesini ayırt etmesi fakat hemen sonrasında onun da sesinin aynılaşması detayı çok güzel bir ayrıntı. keza iletişimde hizmet uzmanı bir adamın kendi dünyasındaki iletişimsizliği ve herkes farklıdır tiradının ardından kendi dünyasında herkesin aynılaşması görülür. rüyası da bunun delilidir. özetle film ve karakter çatışmasını tek bir bünyede taşımaktadır. adamın bedeninde...

    lisanın adama yazdığı mektup manidardır, ilk gördüğümüz sahnelerden biri adamın 10 yıl önce terk ettiği kadınla görüşmesiydi ve o görüşmede neden terk ettiğini anlatamamıştı. filmin sonunda yine bir ayrılık var, sorsak karakter yine anlatamaz, ancak bu kez her iki ayrılığı da anlayabilen bir seyirci hafızası oluşmuş durumda.

    dikkat ederseniz adam herkes aynılaştıkça yine risksiz dünyasına, ailesine dönmeyi tercih eder. ağlayamamayı boşalamamaya benzetirken filmin sonundaki isyanıyla eşzamanlı olarak oğluna aldığı erotik oyuncaktan meni geldiği görülür. üstelik şarkı söyleyen oyuncaktan kadın sesi duyulur, yani adam herkesin aynılaştığı dünyasında isyanıyla beraber bir farklılaşma yaratmıştır. zaten anomalisa da japonca bir anlam taşımaktadır, oyuncağa atfedilen kadın dünyası dikkat çeker. karakter nasıl 10 yıl önce terk ettiği kadını aslında hiç unutamadığını filmin başında ilan ediyorsa, sonunda da daha ağır bir yükle eve döndüğünü müjdeler. film attığı her düğümü art arda çözmüştür...

    kadın üzerinden bir okumaya gidersek, 8 yıldır kimseyle seks yapmamış bir kadının kabuğunun nasıl kırıldığını çok gerçekçi anlatmış senaryo. filmin son sahnesinde kadın yarasını kapamaz, saçları rüzgarda savrulur. film iki karakterinin de değişimini somutlaştırarak yansıtmıştır. ilk ayrılık sahnesinde "benden sonra değiştin mi" diye soran ve cevap alamayan adam, anomalisa ile ilişkisinde böylece misyonunu tamamlamıştır. ilk terkedilişinde küfürler varken, kadın 10 yıl sonra da onu küfürlerle uğurlamıştır ama anomalisanın mektubu çok farklıdır. bir erkeğin de 10 yıl içinde seçimlerinin ve sonuçlarının nasıl değiştiğini ilan eder aslında iki sahne.

    ayrıca sahneler arası duygu devamlılığı da ders niteliğindedir. özetle vasat diyenlere inanamayarak belirtmek isterim ki detaylı okumada başarılı bir metindir.

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    aşkın umutsuzlukla mayalanmış platonik bir his olduğu sanrısını çok iyi anlatmış. olgunlaşmayan, sevgiye dönmeyen sözde aşık olma hallerinde görülen durumlar; ideali ararken kurulan hayaller, yakınlaşmayla gelen sıradanlaşmanın o idealin gerçekliğini altüst edişi, aşkı herkesin ve her şeyin aynılığına karşıt bir can simidi olarak görme, aşk fikri sıradan olamayacak kadar idealize edildiği için bunun (gerçek) aşka engel oluşu. ikincisi de karakterlerdeki mekanik yapı ve bunun platonik aşk fikriyle bütünleşmesi. makinanın doğası mükemmeliyettir, biz de hem birey hem toplum olarak git gide makinalaşıyoruz: gördüğümüz, işittiğimiz, inandırıldığımız aşk tanımları hepimizi aynılaştırıyor. herkes toplumsal kodlamalarla aşkı arıyor ve bir nev-i aşkı bulamamaya mahkum ediliyor.

    özet olarak ideali ararken yaratılan tuhaf gerçekliğe hapsolma halini anlatan film

    --- spoiler ---
  • çok basit bir senaryo ile modern insanın yaşamını, karakter aşınmasını enfes güzel anlatan animasyon.
    (bkz: girls just wanna have fun)

    --- spoiler ---
    bir kadının/erkeğin bazen bu filmdeki gibi sesi, bazen zekası, bazen gülüşü, bazen neşesi, bazen de yarası sizi çarpar. işte bu dersiniz.
    sonra bence artık sen de herkes gibisin devrine geçilir hani...
    kimi için 1 gün, kimi için 1 ay, kimi için 1 yıl sürer...
    ses aynılaşır, zeka sıradanlaşır, tam da o aşık olduğunuz gülüşü tiksindirir, yarası kaldıramayacağınız bir yüke dönüşür.
    işte bu film çok kısa bir sürede bunları anlatıyor.
    --- spoiler ---
  • ''onlara yardım etmenize nasıl yardım edebilirim?'' in tabiri caizse kitabını yazmış bir adam .ve bu adamın tüm iletişim kanallarını kullanım amacı ise kendi varoluş acısını dindirmek için. peki dinebiliyor mu acısı ? ..camus 'un yabancısı, sartre'nin bulantısı ve birazda mad men aklıma geldi film boyunca. eşi ve oğlu dahil karşılaştığı herkes ile iletişim kurarken frontal lobuna ağrılar giren, yardım istediği kadınların (!) yanında yüzünde gülümseme oluşan ve sabaha gülümseyişten eser kalmayan, ''hepimiz seni seviyoruz,hepimiz senin içiniz'' gibi büyüklenmeci sözleri bilinç dışında taşıyan ve her kadına '' you are extra ordinary '' diyen kendine yabancılaşmış günümüz insanı. postmodern dönemde insanın varoluşunu sorgulayamadan ve kendini bilemeden kayboluşunun ve kaybolan her parçasını dev aynasında gördükten sonra gerçeği kabullenemeyişinin hikayesi.
  • afişine göre yarın seçilmiş sinema salonlarında, ocak ayında ise tüm dünyada vizyona girecek olan film. türkiye hariç. (bkz: anan hariç de)
  • her yalnız kalbin izlemesi gereken bir film.

    anomalisa'nın ağzını şapırdattığı sahne o kadar tanıdık geldi ki. ana karakterle bütünleşmek fazla zaman almıyor. hiç bir insan o hayalini kurduğumuz kişi olamıyor. olamayacak da. hayat kocaman bir idare ediverişten ibaret. izleyin moraliniz bozulsun.
  • her karakter gözlük takıyor hissi veren stop motion.
  • charlie kaufman'ın ilk stop-motion animasyon filmi. yönetmenliğini yaptığı 2014 tarihli tv filmini saymazsak synecdoche, new york'un ardından ikinci sinema filmi yönetmenliğine imza atıyor olacak bu filmle.

    hikayenin sıradan yaşamının monotonluğu altında boğulan bir karakterle ilgili olduğu göz önünde bulundurulduğunda yine kaufman'dan bulantı dolu bir eser beklemekte sakınca görmüyorum.
  • 90 dakikalık, 2015 yapımı film.

    7 / 10.

    8.000.000 dolares bütçeli anomalisa, amerika'da gişede pek başarılı görünmese de geçen senenin en çok konuşulan, komedi olmayan animasyonlarından biriydi.

    gösterdiğinden fazlasını hissettirmek ve düşündürmek isteyen yapım; bunu yaparken diyaloglar ve senaryoda gereken özeni göstermeyince birçok izleyiciye tam olarak ulaşamamış görünüyor. bu noktadan hareketle; şunu belirtmek gerekir ki yapımın zihninizde bıraktıkları, filmdeki ufak detaylara, ayrıntılara hangi derinlikte baktığınıza, kendi deneyimlerinizle karşılaştırdıklarınızla ya da irdelediğinize bağlı.

    sonuç olarak, "modern insan" hakkında söylemek istediklerini zaman zaman oldukça sağlam şekilde sezdiren; fakat kendini arayarak ulaşan "müşteriyle" 90 dakika boyunca telefonda görüşmesine rağmen tam anlamı ile "tatmin edici" ve "kurumsal" * cevaplar veremeyen bir çağrı merkezine benziyor anomalisa...

    her eve imdb
  • ingilterede bir festivalde izleme fırsatı bulduğum ve belkide son 10 yıla izlediğim açık ara en iyi film olma potansiyaline sahip kaufman filmi. biri bana çıkıp dese adamlar kuklalara film yapmış ama köküne kadar insanı anlatan bir film, dalga geçer gülerdim. ama filmde özellikle michael stone karakterinde resmen kendimi buldum. sanki oturmuşum aynanın karşısında kendimi izliyorum. herkes sevebilirmi bilmiyorum orası ayrı, çünkü filmin başlarında neler döndüğünün açıkça belirtilmemesinden dolayı ve kukla adamları izlediğimizden kaynaklanan bir garipseme olmuştu, ama michael stone karakteriyle başbaşa kaldığımız ilk sahnede bir şekilde beni inanılmaz içine çekti film. ayrıca o sevişme sahnesi için iki kelam etmek istiyorum; ulan allahsızlar o nasıl bir sahedir, hayatımda bu kadar gerçekçi bir sevişme sahnesi ne live action bir film izlerken nede bir pornoda gördüm. zaten çekimi 6 ay sürmüş belli yani. kısaca herkesin izlemeyi denemesi gereken bir yapım, sizi yakalamasa bile asla izlediğinize pişman olmayacağınız sıradanlıktan sonuna kadar uzak farkı bir deneyim olacaktır. tüm dünyada vizyona girip türkiyede vizyona girmemesiyse ayrı bir entry konusu olur uzatmayım.
hesabın var mı? giriş yap