• (bu entry'i daha önce yazmış olmama rağmen ufak değişikliklerle ve penny'nin bugün nba'de olmadığı bir ortama daha uygun düştüğü düşüncesiyle silip yeniden yazmak istedim)

    nba'in en acikli hikayelerinden biri. benim için ise en acikli hikayesi. mümkün oldugunca objektif sekilde kariyerinin ilk yillarini gözden geçirip, araya notlarimizi ekleyelim.

    tam adi anfernee deon hardaway'dir. "penny" takma adinin parayla yada 1 sayisiyla ilgisi yoktur, büyükannesi louise hardaway'in ona "pretty" deyisinin güney aksaniyla yamulmus halinden kalmadir.1971 dogumludur. daha mezun oldugu memphis üniversitesindeyken bir çok nba scout'u kendisi için jordan'dan beri gelen en iyi sey yorumunu yapmislardir. 1993'de 3.siradan, daha önceden anlasilmis bir sekilde, golden state warriors tarafindan seçilmis, birinci siradan orlando magic tarafindan seçilen chris webber ile takas edilmistir. burda orlando magic'in inanilmaz sansini not etmemiz gerekiyor. o zamanlar playoff'a giremeyen takimlarin adlari yazili birer top kutuya atiliyor ve seçilen birinci siradan seçme hakkini kazaniyordu. bu sistemle 1992'de shaq'i seçen orlando, ertesi sezon playoff'a giremeyen en iyi galibiyet oranina sahip takim olmasina ragmen bir kez daha kurada birinci seçme hakkini kazaninca, bu sistem degisti ve playoff'a giremeyen takimlarin galibiyet oranlarina göre top sayisina sahip olmalari biçimine geçildi. zaten shaq'a sahip olan orlando ise, ikinci bir uzun yerine bir garda ihtiyaç duyuyordu ve bu yüzden penny'i tercih etti.

    penny ilk sezonunda (93-94) kendinden beklentileri bosa çikarmadi (buna ragmen chris webber'in daha sansasyonel bir sezon geçirmesi orlando seyircisinin penny'e daha ilk günden soguk bakmasina yol açti ve bu iliski hiç bir zaman tam düzelmedi). bütün maçlarda ilk 5 oynadi. all star haftasinda ilk defa oynanan çaylaklar maçinin en degerli oyuncusu seçildi ancak yilin çaylagi oylamasinda chris webber'a burun farkiyla geçildi. orlando o sezon ilk defa playoff'a katildi ve ilk turda indiana pacers'a elendi. ancak bu takimin gelecegi shaq, penny, nick anderson ve dennis scott gibi oyuncularla gayet parlakti. o sezon tartisilan önemli bir konu da, penny'nin bir numara mi iki numara mi oynamasi gerektigiydi.

    penny'nin yildizliga adim attigi sezon 1994-1995 sezonu oldu. orlando magic sezon basinda horace grant'i de transfer ederek mükemmel bir ilk 5'e kavustu. anfernee hardaway, yüzde 50 üzerinde sut yüzdesiyle, 20 sayi 7 asist ortalamalarinin üstüne çikti. all star kadrosunda ilk 5'de idi ve yil sonunda all nba first team'de idi (nba'in en iyi ilk 5'i). orlando magic nba finallerine, hem de jordan'in döndügü chicago bulls'u dogu yari finalinde eleyerek çikti. ancak orlando finalde tecrübesizligine ve ilk maçta nick anderson'un mucizevi hatasina yenildi. (bkz: #3599901). penny finallerde 25.5 sayi ortalamasiyla oynadi ama magic houston rockets'a süpürülmekten kurtulamadi.

    ertesi sezon baska bir dev çikti orlando'nun önüne. bir sezon öncesinde magic tarafindan elendikleri maçta yasadigi utancin da etkisiyle (son maçta nick anderson'un jordan'in elinden topu çaldigi ve penny' aktardigi, onun asistini de horace grant'in smaçladigi bir pozisyon ve bir digerinde de jordan'in son saniyelerde pippen'a pas atmaya çalisirken topu direk disari atmasi nba jeneriklerini uzun süre mesgul etmisti) jordan ve bulls efsane bir sezon geçirdiler ve sezonu 72 galibiyetle tamamladilar. bu efsane sezonun gölgesinde de olsa, çok basarili bir sezona sahip bir takim da orlando idi ve herkesin playofflarda bekledigi eslesme bu iki takim arasinda olacakti. ama sezon basinda shaq'in sakatlik geçirmesi önce moralleri bozsa da, bu penny'nin baska bir sansi oldu. 32 maç shaq'siz oynayan orlando, penny sayesinde 23-9 galibiyet oranina sahipti. bu süreçte orlando, jordan'in bulls'unu yenen ender takimlardan da oldu ve penny'nin jordan'i amansizca savundugu ve 17 sayida tuttugu bu maç sonrasi jordan yerine geçecek aday olarak penny'i gördügünü açikladi. shaq döndükten sonra yine arka plana geçen penny, ikinci kez all star maçina ilk 5 çikti ve ikinci kez all nba first team'e seçildi. fakat kader aglarini magic için sezon bitmeden örmeye basladi. özellikle shaq'siz dönemde takimin ve penny'nin basarisi üzerine, orlando sentinel gazetesi bu iki yildizdan hangisinin daha önemli oldugu, ve sezon sonunda kontrati sona erecek shaquille'in gidip kalmasi üzerine anketler düzenledi. köse yazarlari penny'i öven, shaq'i yeren yazilar yazdilar. bütün bunlar kuskusuz shaq'in sezon sonu kararini etkiledi, (ki kendisi de öyle diyor). ama önce playofflara dönelim. orlando ve chicago dogu finallerinde karsilastilar. ilk maçta penny 38 sayi atti ama maç bitiminde bulls ile magic sayilari arasindaki fark da bu kadardi. ayrica horace grant'de sakatlanmisti. dennis rodman ise, zayif fizigine ragmen shaq'i yavaslatmayi basarmisti. ikinci maça bu utanç verici maglubiyetin etkisiyle hirsla baslayan magic, ilk yariyi 18 sayi önde kapadi. ancak bulls, ikinci yarida korkunç bir gayret gösterdi (özellikle jordan ve pippen'in kendilerini yerlere atarak kurtardiklari toplar halen akillardadir) ve maçi kazanarak durumu 2-0 yapti. ip de orada koptu ve daha sonra fazla direnis gösteremeyen orlando, sahasindaki 2 maçi da müstakbel sampiyona kaybetti ve gene süpürüldü. bu da bir rüyanin sonuydu. gazetelerde çikanlarin ve belki daha kimbilir neyin etkisiyle, orlando magic'in sahibi rich devos shaq'a maksimum kontratin altinda bir ücret önerdi. zaten film, söhret, rap hayalleri olan ve kendini "küçük göldeki büyük balik" gören shaq bunu bir hakaret olarak algiladi ve ona herseyi verebilecek los angeles lakers'in, yani hollywood'un yolunu tuttu. bu da orlando magic'in çöküsünün baslangiciydi. bu olaylar olurken atlanta'da olimpiyatlarda altin madalya kazanan ikinci rüya takimda olan penny, shaq'in ona hiç bir sey söylememesine kizdigini ve haberin kendisi için sok oldugunu açikladi.

    shaq gitmisti ama orlando'nun penny'si vardi. phil jackson bile 96-97 sezonunun sayi krali adaylari arasinda artik takiminin tek yildizi ve ilk tercihi olan anfernee hardaway'i gösteriyordu. ama penny'nin jordan degil pippen oldugu, ve birinci yildiz olmaya kafa ve karakter olarak hazir olmadigi malesef o sezon ortaya çikti. zaten çok basarili baslamayan sezonda, penny kariyerini mahvedecek dizindeki sakatlikla da tanisti ve sezonun ilk yarisinda 23 maçta oynayamadi. bu süreçte takimla deplasmanlara gelmemesi ve tedavi için houston'daki doktorlari tercih etmesi de kendisine magic organizasyonunda ve taraftarlar arasinda tepkiler olusmasina yol açti. üstüne üstlük, sezonun ortasinda magic koçu brian hill'i bir soyunma odasi darbesiyle, oyunculari örgütleyerek ve "ya o ya ben" diyerek kovdurmasi kariyeri boyunca üstüne yapisan bir etiket oldu. sakatliklara ragmen nba'in en iyi üçüncü 5'ine seçildi. all star maçinda gene ilk 5'deydi. playofflarda dogu 2.si pat riley'in miami heat'i ile karsilasan orlando magic, ilk iki maçi miami'de silik oyunlarla kaybetti. ancak sonraki orlando'daki iki maçta, penny "ne olabilecegini" gösterdi ve arka arkaya 41 ve 42 sayi atarak takimini galibiyete tasidi. 5. maçi ise orlando kaybetti ve elendi. penny'nin playoff'daki 31 sayi ortalamasi jordan'in arkasindan en iyi ikinci ortalamaydi. bu sezon penny'nin shaq'siz ne olabilecegi hakkindaki hayalleri tam söndürmedi ama oldukça yaraladi. gelecek sezon sonu ise son darbe olacakti.

    chuck daly'nin koçlugundaki orlando magic, 1997-1998 sezonunda playofflara kalamadi . penny ise sakatlik kabusunu en derinden yasadi. sadece 19 maç oynadi ve önemli bir ameliyat geçirdi. gene houston ziyaretleri ve takimin yaninda olmayisi sorun yaratti. penny bunu orlando'daki doktorlara daha önceki sakatligindaki tutumlarindan dolayi güvenmemesiyle açikladi. sakatligina ragmen all star maçinda ilk 5 oynadi ancak sadece 12 dakika sahada kaldi. shaq ile birbirleri hakkinda bir çok olumsuz açiklamalar yaptilar. bunun yaninda kiz arkadasini silahla tehdit ettigi iddialari da basini agritti. nike lil' penny kampanyasini sona erdirdi.

    orlando ile son sezonu olan 1998-1999 sezonu, grevler yüzünden kisa kalan 50 maçlik bir sezondu. orlando normal sezonda doguyu üçüncü bitirdi. penny 50 maçin hepsinde oynadi. orlando, playofflarin ilk turunda ise 6. siradan playoff'a giren allen iverson'un philadelphia'sina 3-1 elenirken, seride varlik gösteremeyen bir penny ve yildiz bir iverson vardi. penny'nin magic formasiyla son maçlari bu serideydi. chuck daly ile de sezon içinde tartismalari oldu. hatta sezon sonunda sözlesmesi devam etmesine ragmen emekli olan daly'nin bu kararinda iddialara göre penny'nin kendisini yipratmasinin rolu büyüktü. jordan bile o zaman "eger daly için oynayamiyorsan, kimse için oynayamazsin" diyerek üstü kapali penny'i elestirdi. orlando koçluga doc rivers'i getirdi ama penny'nin orlando günlerinin bittigi belliydi. bir zamanlar nba'in en iyi oyuncusu denilen penny, danny manning, pat garrity ve oyuncu seçim haklari (yani hiç) karsiliginda phoenix suns'a gönderildi*. phoenix'de jason kidd ile 2000 yilinin backcourt'u olacaklari duyuruluyordu.

    bundan sonraki sezonlari tek tek incelemek pek gerekmiyor aslinda.suns ile ilk sezonunda 60 maç oynadi ama süper star gibi oynadigini söylemek güç. gene de basarili bir sezondu. playofflarin ilk turunda jason kidd'in yoklugunda, duncan'siz spurs'ü eleyen suns'in en iyi oyuncusuydu. hatta bir sonraki turda lakers karsisinda da son maçta tartismali bazi hakem kararlari ile elendiklerinde, penny gene eski günlerini hatirlatan (sadece hatirlatan) bir görüntü çizdi. ancak bu son kez oluyordu. sonraki 2000-2001 sezonunda, dizindeki sakatlik yüzünden sadece 4 maç oynadi.2001-2002'de 55 maç oynadi. ama artik sisik kontratli bir vasat oyuncuydu penny. zaman zaman eski günlerinden klipler sunsa da, bunlar hep geçici oldu. 2002-2003 suns ile geçirdigi son tam sezondu. jason kidd yerine takima gelen stephon marbury ile zaten tatsiz bir geçmisleri vardi ve bu yüzden iyi anlasamadilar. buna ragmen suns'in playoff'a kalmasinda önemli rol oynadi. playoff'da spurs'e elendiler.2003-2004 sezonunda suns'da penny, joe johnson'in yedegiydi ve bu moralini iyice bozdu. sezon ortasinda marbury ile birlikte new york knicks'e takas edildi. penny, orlando magic'deyken oynamayi en sevdigini söyledigi salona, madison square garden'a gidiyordu ama aciydi ki o bu takasin temel parçasi degil, araya atilan bir bonustu. bu sezon (2004-2005) ise su anda sakatlar listesinde ve ortalamasi 22 dakikada 7 küsür sayi. eski halinin bir gölgesi bile degil. allan houston, penny'nin bu durumunda gösterdigi tutuma çok saygi duydugunu, artik eski oldugu oyuncu olmadigini kabullendigini ve bunu olgunlukla karsiladigini söylüyor. buna inanmak, penny'nin çiktigi yere gidip inmenin olgunlukla karsilanmasini beklemek bence çok zor. kendi adima, onu "i was pretty good once" derken izledigimde neredeyse agliyordum diyebilirim.

    anfernee hardaway, yetenegin bir oyuncunun efsane ya da süper yildiz olmasinda (ve öyle kalmasinda) gerekli faktörlerden sadece biri oldugunu gösterdi bana. her seyden önce sans ve dogru yerde dogru zamanda dogru oyuncularla olmak daha önemli. daha sonra karakter ve liderlik yetisi lazim. kazanma ve en iyi olma hirsi lazim. penny bunlarin bir kismina shaq ile sahipti. daha sonra ise hiç birine sahip olamadi. shaq ile iken basarili olmasi bir rüya `gibiydi anlasilan. shaq, jordan gibi oyuncularla oynayanlarin aslinda ne olduklarina karar vermenin mümkün olmadigini önce scottie pippen, daha sonra penny ve en son kobe bryant örneklerinde gördük. sonuncusu için hala son karar verilmis degil ama ilk ikisinin (hele pippen'in nba'in gelmis geçmis en iyi 50 oyuncusundan oldugunu düsününce) takim tasiyan oyuncular olmadigi ve buna asla hazir olmadiklari, hatta istemedikleri anlasildiginda malesef çok geç oldu.

    penny sahada inanilmaz yeteneklere sahipti. 2 metreden uzun bir point guard olarak (daha sonra hep 2 numara oynadi gerçi) yeni magic johnson'di. yapamadigi hiç bir sey yoktu. savunma, sut, top çalma, pas verme, adam geçmek ve spektaküler smaçlar..daha ilerleyen yillarda ise çok basarili bir post up oyununa döndü. top eline yakisirdi bu adamin. keske hersey farkli olsaydi, nick anderson o faulleri 95 finallerinde kaçirmasaydi.. belki bugün tarihe baska bir jabbar & magic daha geçmis olacakti.
  • genc neslin tanimasina onayak olalim:

    - gelecegin jordan'i kavrami ilk olarak penny icin kullanilmi$tir, evet o kadar iyi bir oyuncuydu shaq'le finale ciktiklari yil..

    - tracy mcgrady' nin forma numarasinin 1 olmasinin nedeni, orta okuldan gelen penny hayranligidir..

    - magic'den sonra lige gelen ilk "uzun boylu skorer point guard" penny'dir. hizli ama kisa gard'lari post-up ile, uzun fakat yava$ skorer gard yada swingman'leri de cross-over ile gecerdi..

    talihsizligi, 3-4 yil icinde formsuzluk - sakatlik gibi nedenlerle asla bu potansiyelini ilerki yillara ta$iyamamasi oldu..
  • işte bu abiyi severim... son zamanlarda pek ortada görünmese de orlando magic'teyken tek başına bi takımdı, tabii o zamanlar shaq gibi bi yardımcısı wardı, çubuklu forma çok yakışırdı buna abi, fast break yapıp, smaçla bitirdiği zamanlar bir gözeye kawuşmuş gibi sewinirdim.

    "penny hardaway" diye de bilinir, şimdi phoenix suns da oynuyor gece demeden, gündüz demeden.
  • dream team 3'ün oyun kurucusu olan tüm zamanlar içinde en sevdiğim nba oyuncusu. farklı bir tarzı ve şut stilinin yanında saha görüşü ve bir oyun kurucu için uzun olan boyunu etkin bir şekilde kullanmasıyla basketbolu daha dikkatli takip etmeye başladığım 93-97 dönemine damga vurmuştur. herkesin mj'den başka oyuncu bilmediği ortamda penny gerçekten iyi bir alternatifti... sakatlıklarla boğuşmadan oynadığı o 4 yıllık dönemin bir oyun kurucu olarak yalnızca magic johnson ile karşılaştırılabilir olduğunu düşünüyorum.
  • seneler evvel ismini ilk duymaya basladigim zamanlarda adinin aslinda anthony(entfhıni*) oldugunu, ama murat murathanoglu'nun abartmasi* sonucu "enfırnii" diye anladigimi zannederdim, gercegi ögrendigimde, murat abi'ye karsi kendimi cok mahcup hissetmistim.

    (bkz: bu da böyle bir animdir)

    baska da bu isimde insan duymadim, bilmedim, belki de haksiz degildim.
  • kendisini eski haliyle çok değil 2-3 sezon izleyebilmek için tracy mcgrady'yi, lebron james'i, kobe'yi, öbürünü, berikini; ligde kim varsa bir daha izlememeyi gözümü kırpmadan göze alabileceğim nba'in kayan yıldızı*. vakt-i zamanında, chicago bulls'u tutan bir arkadaşıma bile michael jordan'ı idollükten azlettirmiş, yerine kendi geçmiş totemimiz. finaller dışında hiçbir nba maçının televizyonda* canlı veya bütün olarak yayınlanmadığı yılların zat-ı şahanesi...
  • nba.com, orlando magic kariyerindeki en iyi on hareketinin şunlar olduğunu söylüyor lâkin bence ewing'i posterized ettiği 5 numara benim gönlümün 1 numarasıdır her daim.
  • d12 foundation tarafından organize edilmiş 13 kasım 2011 orlando magic all star maçı ile hayatımıza tek gecelik dönüş yapmış, kendisini canlı izleyemediğimiz için bizi ağlatmıştır.

    maç sonu röportajda dwight howard'ın "orlando magic, penny'nin formasını emekliye ayırmalıdır" cümlesi mühimdir. ilgili video şuradan izlenebilir.
  • (bkz: grant hill) ile birlikte bana nba'i sevdiren adam.

    bi daha onun seviyesinde bir adam gelmedi gelemedi nba'e. tabi o zamanlar üçlüğün çok önemli olmadığı dönemler. nba'in nba olduğu günler yani.

    o muhteşem paslar, spektaküler hareketler, smaçlar...

    iki nba idolümünde kariyerlerinin sakatlıklarla bitmesi çok üzücü. bu arada 3. idolümde kesinlikle nba tarihinin en yetenekli adamı ;

    (bkz: vince carter)

    kendisi jordan'dan bile daha yetenekliydi. ama o da sakatlandı ne yazık ki
  • bir adet dwyane wade bir adet demarcus cousins ve bir adet steve nash i birbirine karıştırırsanız elde edeceğiniz talihsiz nba efsanesi.eğer kariyeri erkenden bitmeseydi sadece jordan ve hardaway kıyaslaması olacaktı

    günümüz basketbolunda bile göremeyeceğiniz türden en iyi 40 hareketi için;

    https://youtu.be/pnuto6ilamm
hesabın var mı? giriş yap